Bitcoin Forum

Son zamanlarda en çok konuşulan konulardan birisine değinmek aklıma geldi.
Son yıllarda Fatih Terim, Şenol Güneş, Mustafa Denizli gibi eski, kurt hocaların yanında yardımcılıklarını yapan hangi antrenör büyük hoca oldu?
Bu kişiler ileride benim yerimi alsın diye yetiştirdiği bir hoca oldu mu?
 Bu sadece futbol ile alakalı değil. Ne yazık ki çoğu konuda  kimse yerine birisini yetiştirmiyor. Futbol daha çok dikkatimi çekti. Herkes istiyor ki yanında duran işime karışmasın beni onaylasın yeter mantığı var. Gidişat iyi değil ne yazık ki!!!

Bizim ülkede bu sistem hiç yaygın değil, çıkmışsa iki elin parmağını geçmez, hiçbiri yetiştirmeye bakmıyor diye gözlemliyorum, Terim yanına direk Galatasaraydan emekli olan bütün futbolcuları topluyor.
Ülkecek futbolu çok seviyoruz ama altyapı yatırımları yapmıyoruz hiç bir şey yetiştirmiyoruz yeterince.

Aslında hocaları biz büyütüyoruz desek yeridir hocam :) Futbolun seyri sürekli değiştikçe değişti ofansif, defansif, takım oyunu, tiki taka, bireysel yetenekler bla bla bla. Ve hangi tarz oyun moda haline geldiyse büyük hocalar diğer oyuncuları da bu düzene göre yönlendirdi ya da altyapı takımlarında ona göre bir gelişime tabi tuttukları oyuncuları A takıma çektiler ya da PSG gibi milyonları milyarlar bayınıldı. Bizim ülkede ise altyapı tamamen ölü, A takım mentali ise tamamen transferlere yönelik. Bir oyuncuyu 3-5 milyona alıp 10-15-20 milyona sattık mı bu direk teknik direktöre nasılda parlattı oyuncuyu diye yazılıyor.  Ayrıca tam bir takım sistemi kurulmuyor. Yabancı kuralı konuluyor adam şu oyuncuyu şuraya mı çeksem bunu mu alsam diye düşünüyor. Ya da bakıyorsun adam parlıyor tamam diyorsun bu adam artık kilit oyuncumuz olacak diyorsun ya reddedilemeyecek bir transfer teklifi geliyor ya da sözleşmenin içinde yatan bir maddeyi kullanarak kaçıp gidiyor.  Hal böyle olunca bizim teknik direktörler bir süre sonra sıçıp batırıyor bazende gereken süre tanınmıyor. Ülkemizde futbol başta olmak üzere birçok spor dalında bu tarz kısır döngülerin içindeyiz ne yazık ki.

Slaven Biliç'in de dediği gibi: "Türkiye'de bilgisi olanın yetkisi, yetkisi olanın bilgisi yok!"

Futboldan pek anlamadigim icin futbol acisindan yorum yapamiyorum ancak yakindan işleyisini bildigim bir isyerinde bircok kisi calisti bir kisim calisanlar ustanin bildigi her bilgiye erişti isi ogrenen vatandaslar bir sure sonra ben biliyorum moduna girip farkli davranislara girmeye basladilar bir kisim calisanlar ise hic merak edip isi ogrenme zahmetine girmedi  belkide bu tarz nedenlerden ötürü kimse bildigi seyleri tam olarak ögretmiyordur. Bilgiyi verecegin kişinin o bilgiye erişmeyi istemesi ve haketmesi de önemli gibi.

Futbol icinde de belkide boyle seyer oluyordur .

Türk futbolu yeni hoca yetiştiriyordu, Ertuğrul Sağlam gibi ancak basın denen illet çok kolay bir şekilde bu hocaları harcayabiliyor. Buna bir önlem de alamıyorsunuz.

Şu an Bülent Korkmaz, Okan Buruk gibi yeni hocalar yetişiyor ancak bu hocaların bir isim yapması için öncelikle büyük takım çalıştırması gerekiyor. Mesela Okan Buruk, hiç şampiyonluk yapmamış bir takımı şampiyon yapmasına rağmen ismi milli takımda anılınca yönetim tarafından istenmedi. Onun yerine başka bir ülkenin U takımını çalıştırmış bir hoca getirildi. Bence Fatih Terim gibi hocaların çıkmamasının en büyük nedeni büyük takım çalıştırması. Tabiiki bu da yetmiyor. Büyük takım çalıştırdıktan sonra şampiyonluklar yaşayıp takımı avrupada belirli noktaya taşıması gerekiyor. Ancak dediğğm gibi basın çok çabuk harcıyor. Bunun yanında birde sosyal medya linçlemesi çıktı. Mesela Emre Belözoğlu bu yüzden takımdan aforoz edildi. Bence 1 yıl daha şans tanınması lazımdı. Bakalım bu saydığım isimler gelecekte yine takım çalıştıracak mı.

Yalnız şunu unutmamalı Sergen Yalçın bu yolda şimdilik iyi gidiyor.

Ülkemizde hemen hemen her alanda görülen bir durum bu aslında. Mesela bir meslekte bir patron yanına inatla stajyer almak istemez ya da meslekte yeni birisi ile uğraşma ve onu yetiştirme konusunda çok mırın kırın eder. Halbuki bu zihniyet ile bir yere varılamaz. Sonuçta afedersiniz de böyle insanlar bu dünyaya kazık çakmıyorlar. Bir gün hepsi ölüp gidecek sonuçta. Yerine yeni birisinin yetişmesine yardımı dokunmayacaksa işler nasıl yürüyecek? Çok garip bir bakış açısı var o yüzden bazı insanlarımızın.

Hocam başlıkta kastettiğim olay yeni genç hocanın yetişmesi değil. Bu adını saydığım hocaların yetiştirmesi.
Okan ile Bülent yardımcılık yapmadı diye biliyorum.. kendileri birşeyler oldu. Dikkat ederseniz Sergen demedim çünkü çağdaş onun yanından çıktı ve fena da bir hoca olmayacak gibi. Çünkü Alanya da başarılı idi ve Alanyaspor takımı komple değiştirdi ilk başlarda gelen başarısızlıklar ile hemen faturayı Çağdaş Hoca'ya kesti.
 Fatih Terim'in yanından yetişmiş bir hoca ben hatırlamıyorum mesela. Hap yanına aldıkları onu onaylayan kişiler ona bu böyle olmaz diyecek kişi yok..zaten Necati Selçuk etliye sütlüye dokunan tipler değil. ( Bu ikisini sadece örnek olarak verdim)

Türkiye’de futbol torpil sisteminde döndüğü için hoca olmak için de fazlasıyla torpil gerekiyor veya eski bir futbolcu olun gerisi kolay bir mourinho gibi futbolcu olmayan ama teknik bir deha çıkarabilecek toplumda futbol bilgisi olan insanların var olduğuna inanıyorum ama dediğim gibi yetenek isteyen futbolcu olma işinde bile torpil dönen bir sistemde ultra başarılı bir teknik direktör olunmasını beceremeyiz sistemin en başından değişmesi gerekiyor

Yurtdışında bunun güzel örneklerine şahit olmuştum. Fakat ne yazık ki ülkemizde teknik direktörlerimiz yeni bir meslektaşını yetiştirme konusunda yetersiz ya da isteksiz kalıyor. Kendi işimi yapayım başka da bir şey ile uğraşmayayım mantığı yerine yeni yetenekli teknik direktörlerin yetiştirilmesinde katkı sağlamaları gerekir. Bu sayede hem kariyerlerini daha da saygın bir noktaya taşıyabilirler hem de futbolumuzun gelişmesine yardımcı olurlar.

Türkiye'de teknik direktörlere sabır yok. Maalesef ki Avrupa'da uygulanan sistem burada uygulanamıyor. Borussia Dortmund yıllarca Jurgen Klopp'u bünyesinde barındırdı. Neredeyse küme düşeceklerdi ama kovmadılar. Ancak ülkemizde durum böyle olmayınca uzun vadede başarılı hoca yetişmesini çok zor ihtimal olarak görüyorum. Aykut hoca Şenol hoca Ersun hoca Abdullah hoca bir ara iyi gidiyordu ancak şimdi o kadar da etkili olduklarını düşünmüyorum. Okan Buruk, Emre Belözoğlu gibi isimler büyük potansiyel taşıyor ancak ülkemizdeki sistemde ezilirler gibi geliyor bana.

Hiçbir teknik direktörümüzde böyle bir şey ile uğraşacak kararlılığı göremiyorum. Her biri bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığıyla hareket ediyor. Halbuki Türk futbol tarihinde önemli bir yer edinmiş teknik direktörlerimiz kendilerinin yerini alabilecek yeni adaylar yetiştirseler, çok daha iyi bir seviyeye doğru yol alınabilir. Teknik direktör kalitemiz bir noktadan sonra belki de oldukça vasatlaşabilecekken bu durumun değişmesinde kritik bir rol oynayabilirler.

Eski kurt hocalar genç hoca yetiştirmezler. Çünkü bilirler ki bu hocalar onların rakibidir. Okan Buruk gibi gelecek vaat eden insanlar Fatih Terim, Şenol Güneşin zamani geldiğinde yerini alacak. Inanıyorum ki yakın zamanda Okan Buruk Galatasarayın başına teknik adam olarak gelecektir. Çünkü bu hocalar artık vizyonunu doldurdu.

Aslında bu bir el verme meselesi. fatih terim el verirse arda turana el verir diğer oyunculardan kimseye el vereceğini ve tecrübelerinden faydalandıracağını zannetmiyorum. aralarında bir baba oğul ilişkisi var onların. tabi arda teknik adam olmak ister mi.

Bu durum aslında Türk futbolu açısından da büyük sıkıntılar taşıyor. Çünkü aslında iyi bir potansiyel barındıran teknik direktör adaylarının biraz da önü kesilmiş gibi oluyor. Bence ustalaşmış ve belli bir saygınlığa ulaşmış teknik direktörlerin böyle veliahtların yetişmesine katkıda bulunması gerekir. Kendilerine belki rakip yetiştirmiş olacaklar ama bu kafayla düşünerek yetiştirmeyecekler sonuçta bu insanları. Amaç kendileri emekli olduktan sonra yerlerini en az onlar kadar doldurabilecek birileri olsun. Böylece kaliteli teknik direktörler ve oyun stratejileri izleyebiliriz. Süper Lig kalitesi son yıllarda çok düştü ve yeniden eski zamanlarına kavuşturmak lazım.

Boynuzun kulagı gecmesı turkıyede ıstenmeyen bı durum oluyo hocam kalfa yenı dukkan acarken ustası cogu malzemesını alırmıs eskıden sımdı kalfa dukkan acsın ılk ustası bak serefsıze dıyo ;D teknık dırektorde de durum bu kendı ekmegıne tas koyuyor gıbı goruyolar

saydığınız isimlere saygı duyuyorum, her birinin türk futboluna büyük katkılar verdiğini de kabul ediyorum ama bu isimlerin günümüz futbolunda kendilerini yenileyemediklerini de düşünüyorum. yani, kelin ilacı olsa önce kendi başına sürermiş hocam. yine de türkiye'de teknik direktörlerin çok çabuk harcandığını ve kocaman, avcı ya da erol bulut gibi isimlerin kötü teknik direktörler olmadıklarını da düşünüyorum.

Türkiye özellikle teknik direktör konusunda epey zayıf kalan bir ülke konumunda. Şu an Ümitli olduğum sadece Beşiktaş hocası Sergen Yalçın var. Ondan başka umutlu olduğum iyi bir teknik direktör adayım yok. Alex de souza Türkiye’ye  gelirse onu Türk saydığım için bir de o olurdu.  ;D

Türkiye’mizin teknik direktör cenneti olmasını çok isterdim, malum herkes futbol profesörü ülkemizde, böyle olup doğru düzgün futbol adamı çıkmayınca akla abes kalıyor, futbolcularımızın ne kadar başarılı olduklarını görüyoruz, iyi isimler çıkıyor, iyi teknik direktörler neden çıkmasın,

Şöyle bir baktığımız zaman Türk futbolunda büyük bir emeği olan birçok teknik direktöre sahip olduğumuzu görüyoruz. Fakat bu teknik direktörlerden hiçbiri yerine yeni birisini yetiştirme çabası içerisine girmiyor. Sadece kendi kariyerlerini sürdürmeye devam edip iyi bir şekilde noktalamak istiyorlar. Tabi belki emekli olduktan sonra böyle bir işe zaman ayırmayı düşünenler de vardır aralarında. Ancak şimdiden bu düşünce içerisinde girişimlerin olduğunu görsek ne mutlu edici olurdu. Türk futbolu gittikçe daha da güç kaybediyor. Eskiden Süper Lig en iyi 10 lig arasındaydı ancak şu an alakasız bir yerde.

bu konuda aydın örs'e bakabilirsiniz. türkiye'de şu an aktif olarak görev yapan ya da bırakan iyi isimlerin hepsi aydın örs'ün tornasından geçmiştir. en basitinden ergin ataman'ı örnek olarak gösterebiliriz. allah için futbolda örnek olarak verdiğiniz isimler futbolcularına ne öğretiyor ki gelecek için teknik direktör yetiştirsin? bir de hepimizin güncel hayatından vereceği örnek var: kimse kendisine rakip olarak birisini istemez. rezil bir anlayış ama insanoğlu böyle bir varlık işte.

https://ibfk.com.tr/haberler/kamuoyuna-duyuru-2021-10-02

türk teknik direktörleri, ve hatta türk ya da yabancı fark etmeksizin teknik direktörlerimizi çok çabuk harcıyoruz. tamam, işleri rayına sokmayı denemek için daha kolay başka bir yol yok ama bu kadar değerli isimlerden bu kadar kolay bir şekilde vazgeçilmemeli diye düşünüyorum.

Başakşehir için bakarsak, Aykut hocamın kendi verdiği bir kararı kabul veya red etmek onların insiyatifinde, başarısız olduğunu düşündüğü için istifa eden Aykut hocanın istifasını kabul ederek hem kulübün, hem de Aykut hocanın önünü açtılar bence, bu sezon da gerçekten beklenilenin gerisinde Başakşehir,

İstifa sunmayı yenilgiyi kabullenmek olarak görüyorum. Her hocanın kendi aklında kurmak istediği bir sistem belirli oyunculardan almak istediği verim vardır. Ancak şu da bir gerçek ki bu hocaların elleri kolları bağlanıyor ülkemizde istediği disiplini yansıtamayabiliyor. Örneğin bir oyuncu takım içindeki ilişkileri zedelediğinde gönderemiyor bi bakıyor ki milyonlar vermiş yönetim ya hocam idare et bedavaya göndermeyelim vs vs söylemleri oluyor. Ha ülkemizde de hocalar melek değil yani misal Aykut Kocaman'ın defans anlayışına ne muhabbetler dönmüştü bir noktadan sonra yeniliği kabullenmeleri lazım bu hocaların. Değilse yenilgiyi bu şekilde kabullenirler.

hocam hiç kimse başarısız olduğunu düşünmez, en azından nihai sona ermedikçe ya da anlaşması sonlanmadıkça başarısızlığını kabul etmez. söz konusu olan kişi, "yedi ön liberolar aykut hoca" olsa bile; sezon sonuna kadar kalıp, takımı yukarı taşımak için çabalamaya ve savaşmaya devam eder. kendi istifasını veren teknik direktörlerin %90'nından fazlası yönetimden ya da taraftarlardan gelen eleştiriler ve homurtulardan sonra gerçekleşiyordur; bir nevi istifaya zorlanıyorlardır.

arsenal'de 22 yıl görev almış olan arsen wenger'in hepi topu 3 premier lig şampiyonluğu var. :) oyun kurgularını takıma aşılamalarını beklemeden, günü kurtarmak adına teknik direktör kıyımları yapmaya devam edersek (yerli ya da yabancı hiç fark etmez), yol geçen hanı inşa etmekten başka bir şey yapmış olmayız. :)

Emre Belözoğlu , Başakşehir'in başına geçti deniliyor ama hiçbir spor kanalında daha duymadım. Geçmiş ise de başarılı olur inşallah.
Antalyaspor da Ersun Yanal'ın bıraktığı söyleniyor. ( Ben kendisini severim ama artık Ersun eski Ersun değil)
Genç ve dikkatimi  çeken hocalar Ömer Erdoğan öne çıkıyor geçen yıl ve bu yıl yaptıkları ortada.

https://twitter.com/Antalyaspor/status/1445432819359043586

nuri kesinlikle çok iyi bir tercih, harika bir tercih olmuş; ama sen elindeki ersun'a sahip çıkamamışsın, nuri'ye acaba ne kadar dayanabileceksin?

türk teknik direktörleri eski usul bilgi aktarımına dayalı yetiştirme yöntemleriyle ya da eğitimle değil, birinin gidip bir başkasının gelmesiyle, sirkülasyonla şekilleniyor. :)

Türk teknik direktörlerin içinde en sevdiğim hoca tartışmasız ersun yanaldır. Fakat fenerbahçede iken ona yeterince imkan sağlanamaadığını düşünüyorum. Erol bulutun yerinde olsaydı böyle mi olurdu adamın elinde her seçenek her alternatif vardı da başarı getiremedi ersun yanalın elinde bek yoktu öyle maçlar çıkartıyordu ki yazık oldu ondan sonra.