Bitcoin Forum

Milli Eğitim Bakanlığının gündeminde şu anda tüm sıcaklığı ile yer alan konu, Uzman Öğretmen Baş Öğretmen sınavları. Öğretmen sendikaların olaya bakış açısı tamamen sınavın gereksizligi ekseninden yola çıkarak 10 yılı dolduran tüm öğretmenlerin uzman õğretmen, 20 yılı dolduranların ise baş öğretmen olmasi yönünde.

Kişisel olarak öğretmenlerin kazançlarının kesinlikle arttırılması taraftarıyım. Psikolojik ve sosyolojik olarak belirli bir refaha erişmenin günümüzde ilk kriteri ekonomik ferahlık düzeyi bence, bu yüzden öğretmenlerin ekonomik koşulları iyileştirilmeli, ancak;

Ülkemizin eğitim ile ilgili global kriterlere göre nerelerde olduğu hepimizin malumuyken, örneğin matematik veya fen bilimleri alanında dünyadaki sıralamamiz ilk 30 a bile yaklasamamamisken, burada iyiler ile daha az iyileri ayıracak bir mekanizmaya ihtiyaç yok mu acaba?

Örneğin, bir okulda 3 matematik öğretmeni var, periyodik olarak değerlendirildiğinde birinin diğer iki öğretmenden başarısı yüksek ve devamlılık arz eder durumda ise, bu üç öğretmen de 10 yıldan fazla süredir görevde olduğunu kabul edersek üçünün de uzman olması adil mıdır? Dönem dönem öğrenci kabiliyetleri dolayısıyla çok iyi öğretmenlerin de kısır dönemler yaşayabilmesi muhtemel, bu durumdayken de ekstradan öğrencilerini olayın içine çekebilmek için çaba sarf eden ile diğer öğretmenlerin aynı kefeye konulması mümkün müdür?

Baş öğretmen olayına gelince, bu biraz da siyasi bir manevra. Bu ülkenin zaten tek ve ilelebet bir baş öğretmeni var,  o da Mustafa Kemal Atatürk. İllaki öğretmenlerimize ekstra ücret vermek için bir unvan icat edilecekse bu baş öğretmen olmamalı.

Hocaların hepsini uzman ya da baş öğretmen yapsınlar ne olacak? Bir gecede ülkenin eğitim seviyesi göklere mi çıkacak :D Onun yerine bu seneleri dolduran kişilere özel yeterlilik sınavı yapsınlar ve hala öğretmenlik vazifesini yerine getirebilirler mi onu ölçsünler. İki koyunu güdemeyecek hale gelen adamlar boşuna genç nesillerin kontenjanını kapatmasınlar.

Algıyı zaten biraz da o yöne çekmeye çalışıyorlar. O mantığa göre müdür yardımcısı müdür veya şube müdürü olmak için de sınav olmasın.

Müdür yardımcısı, müdür veya şube müdürü olayı bambaşka bir mevzu. Bu noktadaki seçimler ve sınavlardan önce öğretmenlik vasfını kaybetmiş olanları ayıklamak gerekiyor. Üniversiteye geçene kadar hiç yoktan bi 100 farklı öğretmen dersime girmiştir. Bu 100 hocadan taş çatlasa 5 bilemedin 10 tanesine hala vefa borcum vardır bana kattıkları için onun dışındakileri hatırlamıyorum bile yani çünkü bana öğretmen dışındaki tüm vasıfları kullanabileceğin kişiler olmuştur. Keza bu süreçte okuduğum okuldaki müdürler veya ona eş değer rütbedeki kişiler ise meslekte 15-20 senesini doldurmuş ancak öğrencinin dilinden anlamayan dediğim dedik kişilerdi. Tabi benim yorumum birşey değiştirir mi tabiki de hayır ama bu eğitim sisteminde güzel bir ayıklama gerekiyor.

Öğretmenleri birbirne nasıl düşman ederiz, eğitim kalitesini nasıl düşürürüz diye yapılmış bir proje. Daha doğrusu torpille nasıl birilerine daha fazla maaş veririz diye de düşünülmüş bir uygulama. Madem öğretmenleri sınıflandıracaksınız o zamn öğrencilerin, velilerin görüşünü alın, yaptığı projelere bakın, ouanlama sistemi getirin ve aldığı puana göre sınıflandırın. Yoksa tek sınavla öğretmenleri sınıflandırmak onların yıllarca aldığı eğitime ve tecribelerine hakarettir. Ben bu sınava karşıyım. Böyle bir proje de ancak sadece düşüncesizliğin eseridir.

Arkadaşlar yapmayın yahu her öğretmen sırf senesi doldu diye uzmanlık mı alır? Hiç okulda eski hocanız olup lan bu adam da bir şey bilmiyor dediğiniz olmadı mı bu uzmanlık baş öğretmenlik bir nevi mesleki yeterlilik sınavından geçilip edinilmesi gereken bir ünvan öyle basit olmamalı o zaman başka kurumlar da dikine yükselmeyi sene kıdem mevzusuna göre yapsın zaten sizin dediğiniz derece kademe sisteminde oluyor derecesi ve kademesi yükselenle yeni mezun bir öğretmen aynı maaşı almıyor uzman ve baş öğretmende de bir seçici sınav olsun bence mantıklı ben sadece kamuda torpil yüzünden mülakat sistemine karşıyım bu yükselme sınavlarında mesleki bilgi şart nasıl ki bir polis komiser olmak için hukuka hakim olmak zorunda öğretmenler de bir şekilde bilgilere hakim olmak zorunda ha maaşları yeter mi yetmez bu ünvanlar ile maaş artışı saçma onun için ayrı bir düzenleme getirmeleri lazım isteyen yine bu sınavlara girsin

Bozuk sistemden kaliteli ürün elde edemezsiniz. Tamamen uygulama üzerine icra edilen bir meslekte yazılı sınav ile derecelendirme yapmayı denemek çok akıllıca değil. İnsanların neredeyse tamamı kırmızı ışıkta geçmenin yanlış bir davranış olduğunu bilir. Bir sınavda sorarsanız bunun yanlış olduğunu işaretlerler ancak yanlış olduğunu söylemeleri hepsinin o kurallara uyduğu anlamına gelmez.

Öğretmenleri çeşitli unvanlar ile kademelendirmek yanlıştır, bunu yazılı sınavla gerçekleştirmek çok daha büyük bir yanlıştır. Öğretmenlere uzman, baş öğretmen gibi sıfatlar verdiğinizde öğrenciler için eşitliği sağlayamazsınız. Gelişmemiş ülkelerde unvanlar olduğundan çok daha önemlidir. Öğrenci velilerinin büyük bölümü unvana sahip öğretmen tercihinde bulunacak, senesi dolmadığı için unvan alamamış öğretmenler ise tabiri caizse dışlanacaktır.

Öğretmenler seçilirken lisans eğitimini tamamladıktan sonra KPSS adı verilen sınava girerek o alandaki teorik bilgi sıralamasına göre atanırlar. Bir kaç yıl önce çıkarılan ve aslında adaletsiz olan mülakat uygulaması her ne kadar uygulama esaslı çalışılacak bir alan için gerekli olsa da taraflı ve yanlış uygulandığı için görmezden geliyorum.

Baş öğretmen unvanı kazanmak için bir öğretmenin 20 sene çalışmış olması gerekiyor. Burada bir detay var 10 yıl altı çalışmış bir çok öğretmen yeterliliğini ispatlamak için sınava girmişken eskiden bu sınav olmadığı için şu an baş öğretmen adayı olan çoğu kişi bu sınavlara girmedi. Türk milli eğitim sistemi içerisinde zorunlu emeklilik yaşları gelmediyse halen sadece bir kaç aylık eğitimle öğretmenlik hakkı kazanmış ve gerçekte öğretmenlikle ilgili bir lisans eğitimi almamış insanlar var. Ve bunlar 20 yıl şartını karşılıyor.

Öğretmenlikle ilgili en büyük problemlerden birisi artık denetim mekanizmasının olmamasıdır. Müfettiş yoluyla yapılan denetleme çalışmalarının kağıt israfı olmaktan öteye gidememesiyle birlikte uzun süredir öğretmenler hiç bir şekilde denetlenmiyor. Sil baştan öğretmenleri gerçekten denetleyecek bir mekanizmanın oluşturulması şart.

Milli eğitim eğer öğretmenlerini teorik açıdan güncel tutmak istiyorsa belirli periyotlarla öğretmenleri sınava tutarak geçer not alamayan öğretmenlerin eksiklerini tamamlaması için önlemler alabilir, almalıdır. Ancak sadece maaşa verilecek ekstra zammı herkese vermemek için işin içerisine unvan kavramını sokmak, öğretmenleri kademelendirmek bu ülkenin geleceği için kötü bir tercih.

İki yıllık eğitim enstitülerinden mezun olup öğretmenlik yapan insanların artık en sonunculari emekli olmak üzere ama emin olun onların birçoğu 4 yıllık mezunlardan daha kalifiye.
Ben de devlet memuruyum, kabul ediyorum ki öğretmenin işi ile benim ki mukayese bile edilemez. Fakat ben şef olurken hem hizmet süresi şartım vardı hem de sınav. Veya kamunun diğer tüm alanlarında görevde yükselme olayında sınav mutlaka var.
Bir kurumda personelin yeterliliğini diğer yüzlerce kriteri bir kenara bırakıp sadece görev süresine göre değerlendirmenin herhangi bir mantığı olmadığı da apaçık ortada.

Eğitimde çözülmesi gereken o kadar sorun var ki sistemin baştan aşağı yenilenmesi gerekiyor. Başöğretmen unvanının verilmesine ben de karşıyım. Uzman öğretmen olabilir ama bunun veriliş şekli doğru ayarlanmalı. Öğretmenlerin çalışmaya başladıktan sonra yıllarca yetkinliği denetlenmeden çalışması en başından yanlıştı. Herkes çocuğunun en iyi öğretmence okutulmasını ister ama bu tercihler neye göre yapılacak? Aynı okuldaki en iyi öğretmenle en kötü öğretmen hangi sınıfta derse girecek? Maaş farkı dışında birçok ince detay var ve bunu getirdiklerinde bu detayları düşündüklerini hiç sanmıyorum. Defolar yine sonradan ortadan çıkacak ve yine tartışmalar yaşanacak.

Çevrenizde muhtemelen karsilasmissinizdir mutlaka, özellikle ilkokula başlayacak çocuklar için velilerin öğretmen seçme çabaları mutlaka olur, örneğin o yıl 1. Sınıfları okutacak 4 öğretmenden mutlaka velilerin tercih ettikleri vardir ve bu eğitim hayatı boyunca veliler için önemlidir. Öğretmenlerin hepsi bizim için elbette değerlidir ama iyiler ile en iyilerin mutlaka ayrılması lazım.

Kurumların kendi arasında ikileme çıkarmak için bundan güzel bir yöntem olamazdı bir yanda uzman öğretmen diğer yanda normal öğretmen. Bakacak ki uzman öğretmen denilen kişi torpille almış o uzmanlığı, kendisiyse adamı olmadığı için veya başka sendika üyesi olduğu için uzmanlığı almayacak doğal olarak maddi zorluklarla boğuşacak. Bunu düşünen kim peki kimse. Uzman olsun başöğretmen olsun alsın parasını mantığı var. Benim bildiğim tek baş öğretmen Mustafa Kemal Atatürk’tür.

Alnı öpülesi yorum diye birşey yoktu ama artık var  :)

Öğretmenlerin hepsine seyyanen zam verse olmuyormuydu acaba, öğrencileri yarış atı gibi yarıştıran sistem şimdi de geleceklerin mimarları öğretmenleri yarış atı gibi yapacak, düşünsenize öğretmensiniz ve bir yandan sınavınıza hazırlanıyorsunuz, diğer yanda ders vermeye çalışıyorsunuz ne kadar başarılı olabilirsiniz? Bence mantıksız bir uygulama, her öğretmene ver parayı işte ne uğraşıyorsunuz, bundaki amaç aslında kendi arasında saygı hiyerarşisinin bitişi ve oto kontrol hiyerarşisinin oluşmasını istiyorlar,

Ne kadar saçma şeyler ya. öğretmen işte öğretmen. bizi okutan öğretmenlerimiz önlisans mezunuydu veya alakasız bölüm bitiren kişilerdi. ilkokul öğretmenim orman mühendisiydi benim mesela yanlış hafızamda kalmadıysa. öğretmen olur musun demişler adam olurum demiş öğretmen olmuş. Uzmana veya başa ne gerek var her şeye bir baş mı gerek illa ki.

Eğitimde her şey tam bir bu eksikti gerçekten. Öğretmenlerin maaş düzenlemesini rütbesine göre yapacağınıza kıdem ve maaş sisteminde değişikliğe gidersiniz olur biter. Ne bu özel sektör mü kardeşim. Yok uzman yok başöğretmen. Ülkenin eğitim sistemi yıllardır yap boza dönmüş zaten. Önce kalıcı bir çözüm bulunması lazım artık. Ülke olarak ortalama bir eğitimi bile veremeyecek hale geldik. Pisa testi sonuçlarını açıp inceleyin nerede hata yapıyoruz diye sorun kendinize. Günden güne okuduğunu anlamayan, dört işlem bile yapamayan bir nesil yetişiyor.

Bakandan bakana, burokrattan bürokrata sistem değişirse mevzu buraya gelir sizin anlayacağınız, bizim sağlam bir eğitim sistemimiz ve ona uygun seçilecek personelimiz olsun gibi derdim yok, bizde göreve gelen adama göre sistem olduğundan işimiz rast gitmiyor

Böyle bir sınavın yapılması aşırı gereksiz ve ilerde daha büyük sorunlara sebep olur. Şu anda ilkokullarda öğretmen seçmek için yöneticilerin bağış adı altında rüşvet aldıklarını hepiniz duymuşsunuzdur. Uzman öğretmenlik geldikten sonra bu rüşvet olayları katlanarak artacak ve normalleşecek. Rüşvete gücü yetmeyen veliler benim çocuğumu neden uzman öğretmen okutmuyor diyerek cimer'e şikayette bile bulunacaklar.

Bu sınav yapıldıktan öğretmenlere karşı zaten azalmış olan saygı dibi boylayacak."Uzman değil misiniz?" gibi sorular öğretmenlerin gururunu kıracak.

Diğer bir konu da baş öğretmenlik konusu. Türkiye Cumhuriyeti'ndeki tek başöğretmenin  Mustafa Kemal Atatürk olduğunu hepimiz zaten biliyoruz. Bunun diğer öğretmenlere verilmesinin siyasi olduğunu amaçlarının Atatürk düşmanlığı olduğu da çok açık.

Öğretmenlik zaten bir uzmanlık mesleği.  Sınıfta yapacakları iş hepsinin aynı. Seyyanen zam verilmek isteniyorsa tüm öğretmenlere kıdemlerine göre versinler. Uzman gibi halktaki karşılığı farklı olan ünvanlar sadece velilerde kafa karışıklılığına sebep olur.

Öğretmenleri bu şekilde sınıflandırmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Zaten ücretli, sözleşmeli, kadrolu gibi kavramlar öğretmenler arasında ayrımcılıklara sebep oluyorken bir de işin içerisine uzman öğretmen ya da başöğretmen kavramlarını sokmaya gerek yok. Zaten 2000'li yıllarda uzman öğretmenlik adı altında bir sınav yapılmıştı ve siyasi görüş farklılıklarının insanların yüzüne vurulmasına sebep olmuşlardı.

Şehir yerleşimlerinde herkes çocuğunu uzman öğretmenin sınıfına yazdırmak isteyecek, ekstra para dönecek. Genç ve dinamik öğretmenlerin yüzüne bakılmayacak. Aradaki ufak maaş farkı bile birçok kişiye dert olacaktır eminim.

Başöğretmen kavramı ise başlı başına saçmalık. Yapmak istedikleri şeyin başöğretmen denilince akıllara yer etmiş olan "Başöğretmen Mustafa Kemal ATATÜRK" ismini normalleştirmeye çalışmaktan başka bir şey değil. İsteseler daha farklı bir isim bulabilirlerdi :)

Öğretmenlerin bakış açısı öğretmen olabilmiş herkesin 10 yılda uzman 20 yılda baş öğretmen olabileceği yönünde ki asil mevzu bu. Üniversite için öğretim görevlisi doçent prof unvanları için de aynı yol izlense nasıl olur. Ben periyodik olarak bilginin ve deneyimin ölçülmesi taraftarıyım.

Katılıyorum hocam KPSS girip oldu bittiye gelmemesi lazım 10 sene de bilgilerin test edilebilmesi için yeterli bir süre diyelim 2022 yılında öğretmenlik sınavını kazandı ve 2032 yılı oldu bu arkadaş 10 yıllık öğretmen olmasına rağmen üzerine hiç bir bilgi katmadıysa ve başarısız bir öğretmense sırf 10 yılı doldu diye uzman öğretmen olmamalı mülakatı kaldırmalılar ama sınav olmalı

Verilmesi gereken cevap zaten konu içinde yazılmış.


Bir ünvanın verilmesi için zaman faktörü önemlidir fakat kimi zamanı kendini geliştirerek geçirir kimi de sadece yaşamak için geçirir. O yüzden nasıl ki üniversitede akademisyenlerin belirli çalışmalara katılıp belirli puanlar toplaması gerekiyorsa eğer yapılacaksa öğretmenlikte buna benzer şeyler yapılması taraftarıyım. Ha gelelim amaç bu mu, bence değil. Olay maaş artırımıysa tüm öğretmenlerin artır ama amaç ne pek bilen yok ama tahminler var.

Öğretmenler arasında zaten sözleşmeli, ücretli, kadrolu gibi farklılıklar varken aynı işi yapanların bir de uzman, baş öğretmen diye ayrıştırılması inanılmaz derecede anlamsız. Kaldı ki aldıkları maaşlar arasında da büyük dengesizlikler olabiliyor öğretmenlerin ek dersten dolayı, bu ünvanlarla birlikte gelecek ek kazançlar bu maaş farklılığını da arttıracak. Neresinden tutsanız saçmasapan bir düzenleme, sınavın içeriğine girmiyorum bile çünkü aynı sınava 3-5 yıllık öğretmenler girseler uzman, başöğretmen olacak öğretmenlerden çok daha yüksek puanlar alırlar  ;D

Çok iyi bir tespit hocam.Bilgileri taze olan öğretmenlerin Baş öğretmenlik sınavına girdiğini düşünelim.20 senesi dolan öğretmenden oldukça yüksek puanlar alırlar.Bunların tek dez avantajı genç olmaları mı?Mesela yeni atanan bir öğretmenin 20 sene sonra Baş öğretmenlik sıfatının kalıp kalmayacağını bile bilmesi imkansızken bugün sınava girip o ünvanı alacak öğretmenlerden, Baş öğretmenlik mülga edilse bile kazanılan hak diye iptal edilmeyip 65 yaşındaki emekliliğine kadar inanılmaz büyük maaş farkları alacaklar.20 senesini dolduranlar için şu an büyük bir kapı açıldı.Bu kapıdan kaç torpilli kaç torpilsiz girecek acaba.

Konunun başında da dediğim gibi öğretmenlerimiz elbette daha refah düzeyi yüksek bir hayatı hakediyor, fakat neticede ülkenin eğitimde Avrupa veya dünyanın neresinde olduğu, dünyada ilk 100 de kaç üniversitemizin olduğu gibi birçok kriter ele alındığında, öğretmenler özelinde adil bir siniflandirmaya ihtiyaç duyulduğu apaçık ortadadır. Ha eğitim olayını sadece öğretmen özeline indirmek de doğru değil elbette, işte tam da bu yüzden tüm paydaslarin araştırılıp konusulabilecegi, alanında uzman akademisyenlerden oluşan ciddi bir çalıştaya ihtiyaç var bence