Bitcoin Forum

Günümüzde birçok psikolojik (misofonya,okb,anksiyete vb) hastalık mevcut. Stres içinde kalıp,tekdüze/monoton bir hayatı olanlar genelde psikolojik hastalıklara yakalanıyor. Kesin bir çözümü olmamakla birlikte antidepresanlarla iş hafifletiliyor. Peki sizin böyle bir hastalığınız var mı? Varsa ne yapıyorsunuz?

Varsa da söylemek istemez kimse bence ;)
Mesela bende psikopatlık var  :D şaka şaka
Obsesif kompulsif bozuklukları yaygın ama düzelebilir
Eskiden yoldaki karolarin içine basardım çizgiye basmamaya çalışırdım ama artık sallamıyorum
Biraz da simetri hastalığı vardı artık o da yok
Vesvese vardı o da geçti
Sallamazsan geçer hepsi...

Memleketin sadece yüzde beşi çok iyi şartlarda yaşıyor, yüzde 35 i orta direk sayılır, gerisi ise maalesef fakir. Bu manzarada büyük cogunlugumuzun sorun yaşaması ihtimal dahilinde.

Psikoloji/Psikiyatri dallarının gerçekten çözebildiği tek sorun korku, yani fobidir (çoğunlukla), gerisi hikaye. Birisi beynin biyokimyasına odaklanır, diğeri terapi temelli analize ama son tahlilde ikisi de çare olamaz.
Hiç işe yaramaz demem, ama faydaları semptoma yöneliktir, o yüzden asla iyileşmezsiniz, sadece daha iyi hissedersiniz.

Oysa benim hayat felsefeme göre nedeni/kökeni anlaşılıp ortadan kaldırılmadan değiştirilen sonuç sonuç değildir.

Başka bir örnek: Tıbbın "neden kolesterol yükseliyor, vücut bunu neden bu kadar çok üretip kendine zarar verme noktasına geliyor?" sorusuna verilecek hiçbir cevabı olmadan hastaya ömür boyu kullanacağı kolesterol düşürücü ilaçları dayaması....
Aaaa, dışarıdan düşürülen kolesterolun kalp damar hastalıklarına yakalanma riskini azaltma konusunda etkisi çok mu azmış, yapma ya !!!!

İş hayatım biraz stresli. Baskı var. Çekememezlik de var ortamda. Hoş bi yer değil. Patron yalakası da çok. Herkes birbirinin açığını arıyor. Açığı yoksa kuyusunu kazıyor açık yaratıyor. Sorunlu bir ortamda çalışıyorum. Hoş mecbur olmasam bi dakka durmam. Ama kredi borcum var. Şimdilik başka bi yere kaçamam. Konuya döneyim. Kredim beni ilgilendirir. :D Çok daraldığım zaman kalp çarpıntım başlıyor. Eskiden nadir olurdu. Artık her şeyde olmaya başladı nerdeyse. EKG, efor, ultrason mu ne hepsini yaptırdım hiçbir şey çıkmadı. Doktor psikolojik dedi en sonunda. Başta itiraz ettim. Ama sonra kabullendim.

Çözümüm kaçmak. Sigara içme alanlarına kaçıyorum genelde. Bazen de tuvalete kaçıyorum. Kulaklıktan sevdiğim bi şarkıyı açıyorum. Kendimi şarkıyı dinleyince rahatlayacağıma ikna ediyorum. Biraz rahatlıyorum sonunda. Bilimsel bi tarifim yok bu konuda. Totem gibi düşünün taktiğimi.

Bende ara ara ölüm korkusu oluyor. Strese bağlı sağım solum ağrıyınca kafamda ne hastalığım olduğunu kurarım. Çok şükür şimdiye kadar hiçbir şey çıkmadı.
Günümüz şartlarında psikolojik hastalıkların çıkması çok normal. Belki de bu zamandan sonra daha çok psikolojik hastalıklar çıkabilir.

Böyle bir hastalığım olmadı da, bir arkadaşımda son zamanlarda kişisel bozukluklar başlamıştı, ciddi bir depresyona girdiğini anlamamış, psikolojik destek alarak bu süreci atlatmaya çalıştı, bir kaç gün ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde yatılı kaldı ve tedavi oldu, ağır antidepresan ilaçlar aldı ve artık gününün çoğunu uyuyarak geçirmek zorunda kalıyor,

Günümüzün en büyük sorunlarından birisi psikolojik rahatsızlıklar bir çok insan bilmese de anskiyete bozuklukları obsesif bozukluklar, kişilik değişikliği, stres, depresyon sınav kaygısı gibi bir çok psikolojik rahatsızlık var biz içinde yaşadığımız için bize normal geliyor bunlar ama asla normal değiller bizim meslekte özellikle çatışmada kalmış abilerimiz kardeşlerimiz ciddi psikolojik rahatsızlıklara maruz kalıyorlar bu arkadaşların normal olmadıklarını daha ilk görüşte anlıyorsunuz ama psikolojik tedavi olunca silahları alınıp maaşları düştüğü için kimse psikoloji servisine gidemiyor

Türkiye'de yaşayıp psikolojik hastalığı olmayan bir kişi bile gösteremezsiniz. Zengini de fakiri de rahatsız

Hepimiz illa ki görmüşüzdür şu sözü: Psikologlar gerçek hastalarla ilgilenmez; gerçek hastaların hasta ettiği insanlarla ilgilenir. Psikolojik rahatsızlıkların çoğunluğunun ardında istismar, zorbalık gibi çevresel etikler sonucu oluştuğunu kabul edebiliriz. Bazen psikolojik rahatsızlıklar kaygı, stres, takıntı gibi ortaya çıksa da bazen direk fizikselliğe etki edercesine çıkabiliyor. İştah kaybı, saç dökülmesi veya beyazlaması, kilo kaybı veya tam tersi fazla kilo alma gibi. Bu tarz durumları bazen kendimiz farkedemeyebiliyoruz ve çevremiz bizi uyarabiliyor. Bu tarz noktalarda çevremizden gelebilecek olan eleştirileri yapıcı bir şekilde kabullenip ara ara nefes almak için yavaşlamamız mantıklı olacaktır. Tabi herşeyden önce psikolojik destek almakta şart tabi bunun için işinin ehli insanları tercih etmek daha faydalı olacaktır. Yani gidip berberinizle konuşurken dertlerinizi anlatmayın tamam içinizdekileri dökersiniz ancak berber abimiz yapıcı bir yaklaşım sergilemeyeceği için sizin içinizdeki ateşi harlayacaktır. Bir arkadaşımızın abisi böyle bir atraksiyondan sonra 6 yıldır çalıştığı şirketten ayrılmıştı :D Sonra pişman olmuştu yani :D

Ah şu berberler koltuğa dayamaktan başka müşterilerine de dayıyorlar üstelik yetmiyor brokerlık yapıyorlar yetmiyor psikologda mı oldular bu nedir ya nasıl sihirli bir meslek grubu herhalde Polat Alemdar mafyadan önce berberdi ondan dolayı elinden her iş geliyor ;D

Şakayı bir kenara bırakırsak işin ehline gitmek gerekiyor çoğu insan psikolojik tedaviye para vermekten kaçınıyor ama unutmamak lazım onlarda doktor ünvanına sahip olabiliyor yani fiziksel bir yerin ağrıyorsa tıp doktoruna gidiyorsun, ruhsal bir yanın ağrıyorsa onlara gideceksin ülkede onlara gidene deli dendiğinden insanları soğuttular hocam bu bile psikolojik bir rahatsızlık sebebi

Türkiye’de psikolojik rahatsızlıklar açısından dünyada sayılı ülkelerden biridir buna eminim. Ne kadar ilginç vaka varsa Türkiye’de bulabilirsiniz. Özellikle Gülseren Budayıcıoğlu ile birlikte yapılan diziler psikolojik vakaların ne kadar farklı türde olduğunu bizlerin gözlerinin önüne seriyor. Bu dizilerde çöp toplama hastalığı, temizlik hastalığı gibi farklı hastalıkların olduğunu da görüyoruz. Genellikle bunların altında yatan şey baskılanmış geçmişte yaşanılan travmalar. Küçük çocuğunuza şiddet uygulamayın bu çocuklar büyüyünce böyle olabiliyorlar.

Üniversitenin ilk yıllarında kötü bir dönem geçirmiştim. Gerçekten kafayı yiyip şizofreni dahil çok ciddi hastalıklarım olabilirdi ama neyse ki kendi kendime atlattım, çok şanslıymışım. Manyak gibi kendi kendime konuştuğum bir dönem olmuştu, hatırlıyorum. Bunun dışında bir ara hatırlıyorum masadaki tüm çatal bıçakları düzeltme gibi bir düzen hastalığım başlıyordu ama neyse ki onu da durdurdum. Şu anda olağan günlük sinir stres dışında olan tek psikolojik hastalık denebilecek durum biraz temizlik takıntısı. O da kendimi ya da evi vs temizlemek değil. Eşim ve annemler dışında kimse benim yatağıma ve koltuklara oturup yatamaz. En yakın arkadaşım bile olsa birinin gelip yatağıma dışarıda giydiği kıyafetlerle yattığını düşünemiyorum. Bunu yazarken bile sinirlendim, kalp atışım hızlandı haha. Yok yani biri gelip böyle pantolon mont yatağa uzanmak istese yaka paça dışarı atarım, çıldırırım.

Aslında hastalık sayılmaz hocam o dediğiniz. Gayet insani tepkiler onlar. Bir insanın yatağına başka birisinin yatması kadar abes bir şey olamaz ki zaten yatak odasını görmesi bile doğru değil bence. Bende gelip yatakta birinin öyle yattığını düşünemiyorum, kabul edemezdim. Yatak insanın mahrem alanıdır. Çatal kaşık düzeltmek de bir gariplik yok hocam takıntı sayılmaz masumane bir şey.

Yaşam şartları,geçinememezlik,çalıştığın yerden baskı vs nedenlerden dolayı böyle hastalıklara yakalanmamız normal. Psikolojik sağlık da vücut sağlığı kadar önemli. Özellikle 2.beyin olarak görülen bağırsak sağlığı bu yönde çok etkili. Bağırsak sağlığımızı ne kadar iyi tutarsak bir o kadar aktif,neşeli ve mutlu oluruz. Ben bu yüzden hem probiyotik hem prebiyotik ağırlıklı beslenmeyi ihmal etmem.

Vücudun her organı aslında önemli sadece biz önemi yeteri kadar dikkat çeken şekilde görmüyoruz. bağırsaklar, karaciğer, akciğerler aslında hepsini korumalıyız. vücut sağlığının ruhsal sağlıkla ilintili ilerlediğini neredeyse hepimiz biliyoruz. o yüzden ruhsal olarak kendimize iyi bakmalıyız ki vücudumuz da iyi olsun.

Ben burda her organdan bahsetmiyorum. Bununla ilgili yazılmış makaleler mevcut. Vücudun mutluluk hormonu serotoninin yarısından fazlası bağırsaklarda üretilir. Bağırsak sağlığınız iyiyse psikolojik olarak da iyi hissedersiniz. Uzun süre strese maruz kalmak serotonini düşürür bağırsak sağlığını olumsuz etkiler. Psikolojinizi iyi tutmak istiyorsak bağırsak sağlığımıza kesinlikle dikkat etmemiz gerektiğini vurguluyorum. Tabiki diğer organları da iyi tutmakta fayda var ama psikolojik olarak bitik olduğunuzda dünya umrunuzda olmaz :)
Eğer okumadıysanız “ikinci beyin bağırsaklar” kitabını okumanızı tavsiye ederim.
https://www.dr.com.tr/Kitap/Ikinci-Beyin-Bagirsaklar/Egitim-Basvuru/Saglik/Beden-Sagligi/urunno=0001782424001

Vücudumuz büyük, uyum içerisinde çalışan bir kinetik zincirden oluşur. Beyin-Bağırsak ilişkisi olabildiğince en fazla iletişim kuran iki organ her türlü strees,üzüntü,kaygı gibi olumsuz durumlarda bağırsaklar kötü anlamda etkileniyorlar ve bu durumda bütün zincir olumsuz etkileniyor. Söylediğiniz gibi hepsini bir bütün olarak ele almalıyız. Şehir hayatı, calışma şekilleri kısacası sistem de insanı işin içinden çıkılmaz duruma sokuyor. Benim verebileceğim en iyi tavsiye arada bir doğaya dönüp güzelce kamp yapmak, kafa dinlemek olur  ;)

https://i.ibb.co/CnRRgcC/brainlike.jpg (https://imgbb.com/)

Abi mutlu değiliz huzurlu değiliz zengin değiliz
Özgür değiliz
Böyle bir insanın dengeli ve sağlıklı olması zor
Kendimize vakit ayıramıyoruz, kendimizi özgürce ifade edemiyoruz. Bağırıp çağıramıyoruz. Hep bi baskılama, hep bir şeyleri öteleme.... "bigun gelecek var yaaa"... naahh gelecek aq sene olmuş 2022... metal savaşları bitmişti bilimkurgu filmlerinde...yaş olmuş 45...ebesinin nikahı
Bu saatten sonra gelecek paranın içine sıçayım diyor ya Kemal Sunal, hah işte tam da ondan...