Bitcoin Forum

Dün akşam, siktiriboktan bir ligin en siktiriboktan sezonlarından birinin en siktiriboktan maçlarından biri daha yaşandı. Futbol anlamında zaten, bilerek ligin son iki-üç haftasına yerleştirilen bu derbi, takımların konumu itibariyle teknik taktik anlayıştan çok sinir harbine dönüşür oldu.  Ayrıca skiden sadece taraftarların müdahil olduğu olayları görürken, artık iş kelli felli yöneticilerin, salon erkeği modundan çıkıp kabadayılığa soyunduğu zamanları yaşıyoruz. Ve bu insanların davranışları, daha düşük algı ve kültür düzeyindeki taraftarları gittikçe daha da birbirine bilenir hale getiriyor. Türkiyedeki olaylar yıllardır şöyle devam ediyor.

1- Galatarasay en büyük şikecidir. (Bunu kanıtlayabilen yok, bu kanıtlanana kadar bence diğer büyüklerin algı operasyonu olarak kalacak)
2- Fenerbahçe sürekli mağdurdur. ( Fenerbahçenin de haksızlığa uğradığı yerler var, en basiti bu maçta haksız yere 10 kişi kaldılar ama iş haksız kazançlarına gelince, bu konu ile ilgili tek bir laf etmezler. Ayrıca Fenebahçe Cumhuriyeti söyleminde ısrarcı oldukları sürece bana göre herhangi bir konuda samimiyetleri yok)
3- Beşiktaş ve Trabzonspor diğerlerinden sıra gelirse gündeme geliyorlar.
4- Diğerleri düşer çıkar ama asıl varlık nedenleri figüranlık.

Çok isterim şöyle iki - üç sene futbol yasaklansın, ama ne yazık ki bu tamamen ütopik bir yaklaşım. Çünkü bizim ülke gibi birçok alanda dengeleri şaşmış ülkelerde halkı gerçek gündemden koparmak için bu tarz olaylar yönetimlerin işine geldiğinden belirli zaman aralıklarında benzer olaylar tekrarlanır.

Yasaklanırsa eğer insanların uğraşları başka yerlere kayar
O yüzden futbol iyi bir uyutucu araçtır.

İspanyol diktatör General Francisco Franco'ya şöyle bir soru sormuşlar: 'Yahu ülkenin yapısı bozuk. Ekonomi kötü, halk perişan. Herkes adaletsizlikten yakınıyor... Ama, hiç isyan yok!.. Bunu nasıl sağlıyorsun?' İspanyol diktatör şu cevabı vermiş: 'Bunu 3 F ile sağlıyorum.' Yani Franko, Futbol, Fiestave Fado (İspanyol arabeks müziği) ile. Diktatör Franco 'Onları yüz binlik beşiklerde uyutuyorum' diyordu. Diktatörün 'yüz binlik beşik' olarak nitelendirdiği yerler, stadyumlardı. Franco, baskıcı rejiminden bunalan halkını, 'futbolla' oyalıyordu. Franco için futbol; 'Kitleleri oyalayan, toplumu siyasi konularda tepkisizliğe iten, ülke gündemini saptıran bir afyondu.'

Kaynak :  https://www.sonhaber.com.tr
Haberin sitesinden alıntı bir yazıdır.
Bu sebeplerden dolayı bizde futbol yasaklanamaz. Bir hafta boyunca dün oynanan maç konuşulacak. Gelecek hafta sonuçlara göre o hafta konuşulacak. Sonra Fenerbahçe başkanlık seçimleri 1-2 hafta o sonra zaten en fazla 2 hafta ara ve yeni sezon.
Bu devran böyle sürer gider.
Hep böyle oldu yine böyle olur.

Güzel bir hikaye paylaşmışsınız ajanwalker hocam. Futbol bu ülkede yasaklanmaz, yasaklanamaz. Ülkenin bir numaralı gündem değiştirme aracı. Ülkede bomba patlasa iki gün sonraki derbide stadyum full olur. O yüzden böyle bir kitle uyutma aracı varken, futbolu hiç bir hükümet yasaklamaz. Yaz döneminde transferler konuşulur, sezon başlayınca maçlar. Benzer şey Arjantin’de ve Brezilya’da da var. İnsanların umudu iyi bir futbolcu çocuğu olması. Bana bir yerden tanıdık geliyor.

Aynen öyle hocam Arjantin battı gitti ama statları ful çakılı vaziyette.
Futboldan dolayı batmadılar evet ama onla meşgul oldukları için diğer şeylerden haberleri yok.
Çok su götürür bir mevzu bizi aşar. Her şey için kökten revizyon şart.
Eğitim  ve üretime ağırlık verirsek çok değil 20 yıla ayağa kalkarız.

Bunun için kökten reform şart bu da mevcut durumda yapılmaz. Şu an iktidar ekonomik gelir modellemesi olarak ülke nüfusundan aldığı vergilerle ayakta kalmaya çalışan modeli uyguluyor. Bunun tam tersi model gerekiyor. Tıpkı cumhuriyetin ilk yıllarındaki gibi ekonomik kongreler, kalkınma planları, reform hareketleri, ilerici inkılaplar ile bu mümkün. Bu da şu an mümkün değil. Allah ülkemizi bu süreçten yakın zamanda kurtarsın inşallah.

Üç aşağı beş yukarı yorum yapan değerli arkadaşlar hep aynı şeyi söylemiş. Futbol, kitlelerin algısını kontrol etmek ve yönlendirmekte çok önemli bir aktör. Bizde ek olarak işe yöneticililerin amigoluğu andırır hareketleri girince kitlelerin normal memleket gündeminden koparmak daha da kolaylaşıyor. Sosyolojik değerlendirmeler dışında, bizim ülkenin futbol kalitesi, seyir zevki, topun oyunda kalma süresi vs gibi oyunu değerli kılan alanlar da berbat durumda olunca zaten iki sene yasaklansa hiç fena olmaz. Sanırım 1985 yılındaydı, Juventus Liverpool takımları arasında Brüksel' in Heysel stadında oynanan kupa finali öncesi yaşanan olaylar neticesinde dönemin İngiltere Başbakanı Thatcher 5 yıl ayrupaya gitmeme cezası vermişti ülke takımlarına, hatta Liverpoola ömür boyu gitmeme cezası vermişti de Uefa cezayı 5 yıla indirmişti. Bizimki birebir ölçüşmüyor belki örnekle ama daha local olarak 2 sene içeride oynamayalım yeter.

Futbol bu ülkede yaşayan vatandaşların resmi kabullenilmiş uyuşturucusudur uyuşturucu aldığın süre boyunca yaptıkların cezalı kalmaz sahaya çıkıp her türlü leş hareketi yapabilirsin kimsede laf etmez yeri gelir bunlar uyuşturulsun diye stada güvenlik bile sokulmaz ne kadar ortalık karışık o kadar iyidir gündemden bir konu mu değiştirilmesi gerekiyor yapması basittir basit bir aramayı eksik yaparsın birinin kafasına taş gelir hop en az 2 hafta ülkenin gündemi bellidir.

ispanya'da franco kalmadı, italya'da mussolini kalmadı, almanya'da hitler kalmadı, rusya'da stalin kalmadı, darısı diğer neokrasi bataklığında bulunan ülkelere...

futbol kolay, futbol en kolayı ama neokrasi öyle değil...

Hocam mevzu bizim düşündüğümüzden daha vahim haldeymis, GS Fenerbahçe maçı sonrası koskoca Ali Koç un soyunma odasında futbolculara yaptığı konusmayi dinlediğimde vardım bu kanıya, artık taraftarlar değil koca koca kulüplerin başkanlığını yapan iş adamları bile ki bu adam tahsil itibariyle çok çok iyi seviyedeyken bir de, resmen amigo gibi konuşmuş. Sadece siyasiler değil, artık kulüp yönetimleri de camialarini uyuşturma, kutuplastirma peşindeyken işimiz çok zor.

Futbol (ve 60 IQ hedef kitleli diziler) ülkede yaygın olarak kullanılan ve bizzat devlet tarafından teşvik edilen yasal uyuşturucular, dolayısıyla (yasaklama ifaden tabii ki ironi) kesinlikle geri adım atılmaz. Bazıları meşhur "futbol sadece futbol değildir" sözünde çok felsefi anlamlar arasa da esas mevzu bu, futbol kitlesel manipülasyon ve mangırsal operasyon aracıdır, kimse bu güçten vazgeçmek istemez.

Futbol bi afyondur. Ama türünün yeni bi öneği değildir. Roma'da gladyatörler dövüşüyordu bi kaç bin yıl önce. Daha bi vahşi sistem vardı. Toplumu uyutma aracıydı. Tabiki her futbol izleyen afyonlanmış değildir bana göre. Çünkü futbol maçları izlemenin bi kaç iyi sebebi var.

Benim için bunlardan biri bahis yapmak. Minicik bahisler yaparak heyecanımı arttırıyorum. Hoş oluyor. İzlediğiniz maçı daha bi heyecanlı izliyorsunuz. Bi fincan kahve parası bile koysanız heyecan alıyorsunuz. Ve o paraya başka bi şekil satın alamayacağınız heyecan alıyorsunuz.

Bi başka nedeni stres atmak. Maçı izlerken o anı yaşamak stresinizi atmanıza yardımcı oluyor. Takımınızı desteklemek, bağırmak gerginliğinizi alıyor. Hiç gitmediyseniz stada gidin. Biraz küfür edin rahatlayın. Herkesin ihtiyacı var bana kalırsa.

Futbol yasaklanmasın. Şiddet unsuru oluşturanlar futboldan yasaklansın. Ali Koç saha içinde kendi yöneticisinin üzerine yürüdü derbi maçından sonra. Böyle kişilikler futboldan uzaklaştırılsın futbol düzelir zamanla.

Hocam futbol sahaları oyuncusundan taraftarına, yöneticisinden antrenorune kadar kimsenin öfkesinden kurtulma alanı olmamalı. İngiltere'de sahanın hemen iki metre yanında tribünler, benim hatırladığım en son Eric Cantona dayım bır taraftara dalmıştı uçar tekme ile, ondan sonra çok kayda değer bir mevzu hatırlamıyorum, bizde ise neredeyse bir ay içinde aynı takımın merkezinde yer aldığı iki olay meydana geldi.
Bahis kısmı ayarı kacmadikca güzel, ben iddia değil de at yarışı oynuyorum neredeyse çeyrek asırdır, at yarışı futbola göre daha izlenir geliyor bana, ne de olsa asillerin sporu at yarışı.

yasaklarla olmaz bu iş. herkesin kendine çeki düzen verip her şeye ederi kadar değer vermesi lazım
devletler sanat spor vs'den elini çekmeli ve bunları özel sektöre havale etmeli, sübvanse edilecekse önce tarım sanayi işsiz insanlar sübvanse edilsin, milyonlarca dolar kazanan futbolcu da kendi başının çaresine baksın bi zahmet

Hocam kulüplerin dunya kadar vergi borçları silindi veya yapılandırıldı, arazi tahsisleri de cabası. Evet ülke sporunun gelişmesi için tesisleşme çok önemli, 80 kusur milyonluk ülkede sporda birçok alanda neredeyse yokuz, devletin ülke sporunun gelişmesi adı altında tanıdığı haklar dönüp dolaşıp şiddete çıkıyorsa ortada bariz sorun var demektir. Sporda şiddet yasası var, 2222 sayılı yasayı tam anlamıyla hayata geciremedik memlekette, mutlaka kayirilanlar oldu gözden kacirilanlar oldu.

Futbol denen şey: kara para ve bahis+şike olaylarının döndüğü, çok sınırlı sayıda kişinin zenginleştiği geri kalanın sömürüldüğü, kulüpler aracılığıyla kişisel menfaat ve politik+ekonomik güç elde edilen, roma kültüründeki gladyatörlerle benzeşen sikko bir mefhumdur. mentollü sigara nefes açar önermesi kadar fayda sağlayan(!) bir konuda yazmak bile benim için bir zuldür  :)
lafım futbolseverlere değil sadece genel bir tanım yaptım.

Mesela çoğu kişi sormuyor ki "yav millet niye hepi topu bir futbol kulübünün başkanı olmak için varını yoğunu döküyor, akıl almaz paralar harcıyor?" diye.. Niye harcamasın, olanı biteni kısa ve net olarak yazmışsın, herif biliyor ki ne kadar harcarsa harcasın, başkan olursa bir koyup üç alacak, kaz gelecek yerden tavuk esirgenir mi?

Dünyada başka bir örneği yok. Bizim de bir ilkimiz olur. :D

Gerçi sizin kastınız bir ceza yöntemi olarak geçici yasaklama anlamı taşıyor. İngilizler 1985'te o zamanki adı Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupasında yaşanan dramatik olaylar nedeniyle kendi kulüplerine buna benzer bir ceza istemişti. Final maçından önce İngiliz holiganlar onlarca İtalyan taraftarı öldürmüş. Dönemin İngiliz başkanı Margaret Thatcher'ın çabalarıyla İngiliz kulüpleri Avrupa kupalarından 5 yıl men edilmiş.

Futbol bir endüstri haline gelmeden önce her şey daha iyiymiş benim gözlemlediğim kadarıyla. İşin içine para girince her şey kötüleşiyor biraz. İngiliz holiganlar kadar vahşi değiliz. Fakat ne yalan söyleyeyim 5 yıllık futbol yasağı bizim için de fena olmazdı.

Hocam bahsettiğiniz olay heysel olayı veya faciası diye bilinen olay, Belçika Brüksel'de heysel stadindaki final maçı öncesi çıkan olaylar neticesinde ölenler olmuş, akabinde thatcher abla tüm kulüplere 5 yıl ceza verdiği gibi Liverpool a ömür boyu ceza istemiş ancak UEFA 5 yıla bağlamış. Hatta thatcher abla kendi taraftarlari için bu hayvanların cezasını ben vereceğim bile demiş. Bizde benzer birşey olur mu, asla çünkü futbolu cikarirsan ülke gündemi cuk diye kucaklarında kalır.

Ülke gündemini belirleyecek veya ülke gündeminden uzaklaştıracak en kolay şey futbol ülkemizde ayrıca son 2 senedir başkanlar düzeyinde atışmalar da yaşanıyor futbol kendi saygısını yitireli çok oldu o yüzden Türkiye’de futbolu çok önemsemiyorum kaybeden taraf her zaman kazanan tarafa sallamaya başladı ayrıca diğer takımlar da hakemlere sallıyor doğru düzgün hakem göremiyoruz maçlarda eski zevkli dönem çok uzakta kaldı tabi futbolda hal böyle olunca yasaklanmaz ama kitleleri uyutmak için gündem değiştirmek için güzel kullanılan bir maşaya dönüşür

Hocam dünya devlerine bakalım futbolda, City United Real Madrid Barça Münih veya diğerleri, hangisinin başkanını veya yönetiminden birkaç kişiyi tanıyoruz, veya bu başkanların hangisi sürekli gündemde oluyor, neredeyse hiçbiri. Biz olayı taraftar boyutundan başkanlar düzeyine kadar getirdik hamdolsun, bu da kitle yönlendirme işinin daha üst boyuta getirildiğini gösteriyor.

Maalesef bizde futbol her yönüyle gündem olmaya devam ediyor hocam yurtdışında bir hocaları bilirsin başkan maşkan bilmezsin bizde ise geçmişte aziz yıldırım faciaları vardı şimdi aziz yıldırım gelsin diye dua eder olduk saçma sapan kavgalar var yabancı gündem Türkiye’yi takip etse dalga geçer yemin ederim bizimle

Bize çok uzak olaylar işte yurt dışındaki organizasyon bütünlüğü, hayatın her alanında olduğu gibi futbolda da sistemler önemlidir, insanlar sistemin yürütülmesi noktasında sorumludur, kişiler değişir ama mantalite gerektiğinde güncellenir revize edilir, umarım yakın gelecekte bizde her alanda kişilerin değil, bilimsel doğruların ışığında oluşturulmuş organizasyonların hakimiyeti devreye girer.

Aziz Yıldırım'ı özler olduk. Aziz Yıldırım geçtiğimiz günlerde sevdiğim gazetecilerden Enver Aysever'e konuştu. Dinlerken şok oldum. Ben onu kaba biri sanırdım daha çok. Ama aydın bi kişilik yanı da varmış. Aziz Yıldırım röportajında Ali Koç'un Atatürk'ü kullandığını söylemiş şu şekil.

https://www.usakport.com/aziz-yildirim-ataturkun-adini-ortaya-koyup-populizm-yapmamalilar#

Bana kalırsa söylediklerinde haklı Aziz Yıldırım. Türk futbolunu yaralıyor bu şekil davranışlar. Atamız yaşasaydı. Ali Koç'u görseydi. Galatasaray'ın başarılarını daha bi çok benimserdi. Türk futbolunu liyakatli ellere teslim etmedikçe bişiler değişmez. Federasyondan kulüp başkanlarına kadar her alanda yenilik, değişim şart. Ülkeyi bi yıkamak lazım bana kalırsa. :D

Ali Koç ilk seçildiği dönemde, hatta seçimden önceki süreçte Türk futbolu için bir şans olarak görülüyordu, Aziz başkanın kavgacı yapısından uzak daha uzlaşıcı, yapıcı hamleleri olan, vizyonu ve ufku daha geniş bir adam olarak taraflı tarafsız birçok kesimin beklentisi olan bir başkan adayıydı ama aradan geçen 6 yıl sonucu gelinen noktada, düşünülenin tam aksine fazlasıyla kaba, birçok açıklamasından mantık çerçevesinden uzak söylemlere yer veren, ispat isteyen mevzularda ispatı masaya koymadan esip gürleyen biri olarak çıktı karşımıza. Aziz beyin son açıklamalarına şapka çıkarıyorum bu arada, Atatürk çok çok önemli bir lider, hepimizin kalbinde değişmez bir yeri var ama olur olmaz yerlerde popülizm uğruna ismini sakız etmek çok yanlış bence de.