Bitcoin Forum

Türkiye'de, ABD merkezli Chrest Foundation Vakfı'ndan yüz binlerce liralık hibe alan dernek ve medya kuruluşları ortaya çıktı.

Vakfın kendi internet sitesinden açıkladığı listede Türkiye’den birçok kuruluş var. On binlerce liralık destek alan kurumlar arasında Medyascope, Mezopotamya Vakfı, Anadolu Kültür Derneği, Hrant Dink Vakfı, Filmmor Kadın Kooperatifi, 140Journos, , İstanbul Kültür Sanat Vakfı, Serbestiyet, Hafıza Merkezi, Sivil Sayfalar, Sabancı Üniversitesi, Bağımsız Gazetecilik Platformu P24, Mekanda Adalet Derneği, Ekonomi ve Dış Politikalar Merkezi (EDAM) ile TESEV, Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV), Yurttaşlık Derneği ve Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü (DİSA) bulunuyor.

https://www.ulusal.com.tr/images/upload/a57260c2-784f-4e27-a702-79d615354a36.png
https://www.ulusal.com.tr/gundem/chrest-foundation-acikladi-iste-turkiye-de-abd-merkezli-vakiftan-para-alan-kuruluslar-h287680.html

Uluslarasi gucler baskan adayini belirliyo. Uluslararasi fonlar medyayi fonluyo. Herkes rahatca at oynatiyo. Vah vah.

Medyanın bağımsız ve tarafsız olduğuna gerçekten inanıyor muydunuz ki hocam ? Medya Türkiye’de hiç bir zaman bağımsız ve tarafsız olmadı her zaman mutlaka bir tarafı parlatmaya çalıştılar algıyı en iyi yapan ve bu konuda en başarılı olan ülkelerden birisiyiz medya dediğiniz şey insanlara gerçekleri değil sizin onlara gösterdiğiniz gerçekleri inandırmaya çalışan olgulardır Türkiye’de her zaman medya farklı kutuplaşsaydı şimdi de bir tarafta a haber atv beyaz tv vb hükümet kanalları, diğer yanda böyle yayın organları birinin ak dediğine diğeri kara diyor insanlar en azından iki taraftan dinleyip orta yolu buluyor ayrıca teknoloji sağolsun gerçeklere çabuk ulaşılıyor Amerika’nın medyayı beslemesine de neden şaşırıyorsun adam dibimizdeki ypgden petrol satın alıyor bak zırhlı araçlar veriyor askeri eğitimler veriyor en son helikopter uçuş eğitimi bile verdiler burada medyalara verdiği 50 60 bin dolar ne ki

Türkiye'de ben hiçbir zaman medyanın gerçek anlamda bağımsız olduğunu hatırlamıyorum. Hele ki son zamanlarda iyice bağımlı hale geldi. İktidar yanlısı ve muhalefet yanlısı olarak ikiye bölünmüş durumda medya. Zaten çok partili dönem devam ettiği sürece bu da böyle devam eder diye düşünüyorum.

Birileri size hibe olarak para veriyorsa mutlaka bunun karşılığında bir şey talep ederler (istisnalar hariç) hemde hibeyi yapanlar yabancı kökenli firmalar ise. Babasının hayrına hibe yapacaklarını sanmıyorum. Medyada bunlara hizmet ediyor bağımsız değiller maalesef.

Yabancı fonlardan kaynak temin eden gazetelerimizden çok, kendi hükümetimizden kaynak temin eden gazetemizde çok. Medyamız artık satranç tahtasında piyon gün gelir vezir olur gündemi belirler, gün gelir vezir olur geleceği tayin eder, hele gün gelir savaş çıkartır. Şu da bir gerçek ki ülkemizdeki siyasetçiler kadar medya mensuplarınında eli kirli. En basitinden BİK diye bir kurumumuz var resmi kurumların ilanlarının yazılı medyada yayınlanması için aracılık eden bir kamu kuruluşu. Belli şartlar koyar bu şartlara uyan medya kurum ve kuruluşlarına resmi kurumların ilan pastasından pay dağıtır kimine fazla dağıtır kimine az bilemeyiz çünkü açık açık bir rapor paylaşmazlar. Hatta bir ara bir haber okumuştum en çok ilan kesme cezasını muhalif medyaya veriyordu. Velhasılı kelam medya içinde bir Sedat Peker lazım...

Bu listeyi bi kenara not etmek lazım derdim de bu liste dışında kalan medya da sütten çıkmış ak kaşık değil ne yazık ki. Hep birilerinin tarafında olarak görüyorum bizim medyayı genel olarak. Zihniyet değişmedikçe de tarafsız medya diye bir şey hiçbir zaman olmaz. Satın alınmış bir medya olur sadece.

Bunlar kağıt üzerinde yapılan anlaşmalar hocam, mesela Mezopotomya haber ajansının ne bok yaptığı belli, genellikle terör sevicilerin yayınlarını yapıyor yanlış bilmiyorsam, Kürtçe dili öğretim materyali adı altında 44 bin dolar para almışlar, nasıl bir materyal üreteceklermiş ki 44 bin dolar hibe almışlar?

Chrest Foundation ile ilgili bir bilgiyi gördüm de. Aslında ilk başta bizim ülkedeki medyaya para vermeye başlamadan önce başka bir amacı varmış. ABD'de dezavantajlı çocuklar, diyabet araştırmaları ve sosyal girişimler gibi alanlara yönelik mali destek verdiklerinden bahsediliyor. Nasıl olmuş da birden bambaşka bir alana yönelmişler bana biraz ilginç geldi. Bir de bahsedilen medyaların ne kadar taraflı ne kadar tarafsız olduğunu da az çok biliyoruz.

ister abd'den fonlansınlar, isterseler uzaylılardan fonlansınlar, zaten kimin ne olduğunu ve ne yaptığını görüyoruz; buraya kadar benim için problem yok ama dibine kadar abd'den beslendikten sonra her türlü yalan ve asparagası sabah akşam döşerken "boson ozgorlogo yok" diye kıvranmalarına uyuz oluyorum.


bu arada medyascope'un toplamda 474 bin küsür dolar aldığına dair haberler vardı. bence 140'ın işleri toplum üzerinde daha iyi/büyük etki oluşturuyor, aralarında gelir dağılımı üzerinden bir iç çatışma oluşmalı. :)

Bu kurumların her biri kafasına göre takılıyor zaten. Öyle hayal ettiğimiz "bağımsız medya" kavramının gerçekleştiğini görmek için kim bilir kaç yıl bekleyeceğiz. Belki de hiçbir zaman öyle bir şey gerçekleşmeyecek. Tabloda belirtilen hibe amaçlarını yerine getiren toplasak kaç tane kurum vardır bilemiyorum.

Bu haberi dün okudum bende ama sizler kadar şaşkınlıkla karşılamadım. Medyanın herkesten bağış veya reklam ücreti alabileceğini biliyorum ancak zaten halleri ortada. Habercilik, medya yönetimi falan diye bir şey yok. Türkçe düzgün değil... Saçma sapan haberler... Medya kuruluşlarını %97-98'inin ne memlekete ne bireylere faydası var.

Adamlar kendilerini fonlamaktan başka bir amaç gütmüyorlar aslında. Yalandan yazıyorlar oraya hibe amaçlarını ama kaç tanesi gerçekten üstüne düşen işi hakkıyla yapıyor ki? Bağımsız medya diye bir şey hayal. Onun için çok güçlü bir ülke sistemi gerekli. Öyle bir sistem olacak ki, medya bağımsız olacak ve yanlışları kim olursa olsun eleştirip doğruları da her zaman yazacak.

bunların içindeki en komik olanı, açılımı "bağımsız gazetecilik platformu" olan p24 olabilir. hem böyle bir isim alıyorsun, böyle bir imaj oluşturuyorsun, hem de dışarıdan fonlanıyorsun. :) ayrıca, p24'ün t24 ile bağı olduğuna dair ortalıkta birkaç söylenti de dolanıyor... bir de abd'den fonlananlar çarşaf olmuşken, acaba diyorum rus, çin ve iran'dan fonlananlar da afişe edilir mi? :) hazır ortalık 56 olmuşken seri köz getirseler iyi olur. :)

Bunların üzerine Çin İran vs den fonlananları tahmin ediyorsundur hocam ama dur sana bir şey diyeceğim Çin’den İran’dan değil Norveç’ten fonlanıyorlarmış ;D Norveç’te dün açıklamış haberlerden aratırsan ulaşabilirsin sanırım solcu geçinenlerin fonlandığı ülkelere bak marx mezarında ters dönmüştür ;D

Sözde bağımsız medyalarımızın ne amaçla ne kadar fonlandıklarını görmek iyi oluyor. Çünkü kolayca anlaşılıyor hemen kimin gerçekte ne iş yapmasına rağmen kaç para aldığı. Bağımsız medya diye bir şey kalmayalı o kadar uzun bir zaman geçmiştir ki. Bu kuruluşlar arasında gerçekten işini yapan kaç tanesi vardır orası tartışılır.

Bu ülkede birileri tarafından fonlanmadan medyada tutunmak imkansız zaten bunu hepimiz biliyoruz. Aydın Doğan'a zamanında neler yapıldı da adam çekilmek zorunda kaldı. Acun gibilerin nasıl yükseldiği veya havuz medyasının nasıl oluşturulduğu da ortada. Böyle fonlamaların ortaya çıkmasına şaşırmadım. Yalnız görselde yazan miktarlar oldukça düşük görünüyor. Daha iyi işler için daha çok fonlama yapılması lazım. ;D

sözcü'den aytunç erkin yazmış: Ruşen Çakır’ı aradım Pentagon’u sordum (https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/aytunc-erkin/rusen-cakiri-aradim-pentagonu-sordum-6553761/)

2005 yılında ruşen çakır vatan gazetesinde çalışırken "Basın Skandalı" adlı bir haber gündeme gelmiş. kendi açıklaması şu şekilde:


o zamanki haberde ise şöyle bir içerik bulunuyor:


hayat gerçekten çok ilginç.

gerçekten kimin nereden fonladığıyla ilgilenmiyorum hocam, yani açık toplum vakfı isterse bizim evin salonunun ortasına da bir hizmet binası dikebilir; sorun yok. :)

her şey bu kadar açık ve net ortadayken, isteyen istediğini yapabiliyorken, algı ve asparagaslar gırla yokuş aşağıya salınıyorken; ne idüğü belirsiz basın ve yayın özgürlüğü derleme listelerinde, bizi "gazetecilerin, banyodaki sabuna basmak suretiyle hakkın rahmetine kavuştuğu rusya" ile aynı diplere atıyorlar ya...

heh, işte onu bir türlü hazmedemiyorum. :)