---

Hepimiz her gün bir şeyler üzerinde seçim yapmak zorunda kalıyoruz. Bu bazen kahvaltıda menemen soğanlı mı olsun yoksa soğansız mı?, poğaça peynirli mi olsun zeytinli mi( Gerçi ikisininde içi boş çıkıyorda ), şu tasarımı mı kullansam yoksa bunu mu, yok şu mu yok bu mu diye listemiz uzayıp gider. Bazense bu seçim unsurlarından bir tanesi biz olabiliyoruz. Bu iş için meser#'i mi seçelim yoksa zırttırıvıttırı kişisini mi seçelim şeklinde oluyor. Bu durumlar bazen çok basit şeyler için olabildiği gibi bazen de seçim yapan kişi için çok önemsiz, bizim için hayatımızın dönüm noktası olabiliyor. Geçtiğimiz günlerde açmış olduğum "ESC Projesi / Avrupa Birliği" konusuna @judas hocamız çok güzel bir yorumda bulunmuştu.


Yorumunda o kadar haklıydı ki bu durumu kendi ülkemizde de görüyoruz. İşkur'un açtığı temizlik elemanı için 50-100 kişilik kontenjana 1-2.000 kişi başvuruyor ve daha da trajikomik olan kısmı ise bunların çoğunun 4 yıllık üniversite mezunu olmuş olması. Bu ilanın sonucunda işe başlayanlara baktığınızda ise genellikle diğerlerinde daha az vasfa sahip ancak önemli yerlerde dayısı halası olabiliyor. Bu konu hakkında sayfaları dolduracak bir konu açabilirim keza benim eksik kaldığım yerlerde sizlerde sayfalarca yazı yazabilirsiniz bundan eminim.

Ancak gelelim ciddi kurumsal firmalarda ve dahası yurtdışında bu işler nasıl gidiyor. Bu yaşıma kadar gerek Türkiye'den gerekse de yurtdışında yaşayan insanlarla sohbetlerimden edindiğim izlenime göre şöyle bir yorumda bulunmaktan çekinmiyorum.

Türkiye'de:
- Kamu kurumlarında kendin olman hiçbir işe yaramıyor. Dayının halanın namıyla iş tutuyorsun.
- Özel şirketlerde eğer kurumsal değilse ne kadar ameleysen o kadar göz bebeği oluyorsun
- Özel şirketler eğer kurumsal bir yapıda ise kendini ne kadar geliştirdiğine işe giriş esnasında bakılıyor ve sonraki kısımda kurumunda ikili ilişkilerde ne kadar aktif ve rüzgarı nasıl arkana aldığına bakıyor.
- Girişimciysen devlet babadan her allahın günü öpücük alıyorsun

Yurtdışında:
- Kamu kuruluşlarında çalışan 1 ya da 2 kişiyle görüşme imkanım oldu diyebilirim. Onların perspektifine bakarak şunu diyebilirim ki ne ektiysen onu biçiyorsun.
- Özel şirketlerde eğer kurumsal yapıda değilse ve el mecbursan oraya yine amelelik yapıyorsun ancak devlet senin hakkını koruyor ve buraya nazaran daha az amelelik yapıyorsun.
- Özel şirketlerde eğer kurumsal bir yapıda ise işe girişte ve devamındaki süreçte işte burası hazırlamış olduğum içeriğin ana teması Girişi uzun tuttuğum için özür dilerim ancak gelin hep beraber Türkiye değilde yurtdışında bir hayat kurmak istiyorsak kendimizi nasıl geliştirebileceğimize ve daha doğrusu şirketler tarafından havada kapılacağımıza bakalım

---

Öncelikle teknolojinin gelişmesi beraberinde birçok meslek dalını getirdi. Teknoloji geliştikçe insanlığın ihtiyaçları arttı ve şekillendi buna bağlı olarak birçok ülke ihtiyacı olan istihdamı karşılamakta güçlük çekmeye başladı. Nitekim zamanında bizim ülkemizden gurbetçi olarak Avrupa'ya gidenler oldu ve düzen kurup daha da dönmediler. Bu süreç hakkında polemiğe girmeye gerek yok Gelelim bileğinizdeki altın bileziğe Örnek veriyorum elinizden tamir tadilat ve inşaat işleri geliyor Amerika'da, Avrupa'da, zengin Arap ülkelerinde tam aranan bir eleman olursunuz. Bu durumu yerel halkın zengin olması, toplumsal sınıfın genellikle ya beyaz yakalı ya da bu pozisyona eş değer istihdamda artışının olması ya da alım gücünün bu bölgelerde kuvvetli olmasıyla insanların günlük yaşamlarını idame ettirebilecekleri kadarla yetinmesini örnek gösterebiliriz. El işi becerisine sahip olan insanlar az olduğunda yapılan işin fiyatları yükselebileceği gibi bu işi yapan kişilere de rağbet olacaktır. Peki olm meser# biz anca patlayan ampülü değiştirebiliyoruz biz napalım bu yaştan sonra hanımlarımız bizi sanayiye mi versin demeyin Öncelikle Türkiye'de insan kaynaklarının iş görüşmelerinde dikkat ettiği hususlara ve olgulara daha sonrasında ise dünya geneline bir kıyaslama yapalım aklınızda daha iyi canlansın.

---

Türkiye'de İnsan Kaynakları:

Ülkemizde genellikle insan kaynaklarının önemi yeni yeni anlaşılmaya başlanmıştır. Çok büyük şirketleri saymazsak tabi! Genellikle bu konuma gelen insanlar birkaç tane girişimcinin açmış olduğu kurs merkezlerinde 5-10 tane 16 ya da 32 saatlik eğitimlere katılıp sertifika almış kişiler olmakta. Bu kişilerde genellikle okuduğunuz okula, CV'nizde yer alan sertifikalara ve referanslarınıza bakıp bir havuz oluşturmakta. Bu havuzun içerisinde afedersiniz dayısı taşaklı olan birisi yoksa en iyiyi kağıtta yazanlara bakarak işe alırlar. İstisnai durumlar olmuyor değil tabikide. Örnek vereyim 3 sene önce bir arkadaşım bir kuruluşa webmaster olarak girmek istiyordu ve hala öğrenciydi o dönemde devam zorunluluğu yoktu. Mülakat için ona destek verirken aklıma gelen fikri söylemiş ve o da bunu kullanmıştı. Vermiş olduğum fikir Türkiye'de bilindik bir marka tarafından marka yayın ihlaliyle davalık olmasıydı. Davalık olma süreci ise kendisinin SEO anlamında bir siteyi ilk sayfaya çıkartmıştı ve sitede bu kurumun bayisi olduğuna dair bir ibare belirtmediği için hem ismini kullanmasından hemde yasaya aykırı bir şekilde kimlik bilgileri topladığı yönünde bir dava açılmıştı. Bir taraftan bakıldığında kendisi suçlu konumunda olduğu gibi diğer bir taraftanda alanında başarılı olduğunu gösteriyordu. İnsan kaynaklarına olumlu yönünü göstermesini sağladım. Bu kişininde bilişim anlamında yeterliliği olmadığı için öncelikle CEO'nun yardımcısı ile görüşmesini daha sonrasında ise CEO ile görüşmesiyle işi kapmış olmuştu. Diğer rakipleri büyük ihtimalle ondan daha iyi okullardan mezun olmuş birkaç işletmede ondan istenilen işleri kendilerinden birşey katmadan yapan creative olmayan kişilerdi. CEO risk alıp sonuca giden bir eleman buldu kendisine. Şuanda ise kendisi de yurtdışının yollarını aşındıracak gibi duruyor dipnot düşelim

Bir diğer husus yabancı dil ne yazık ki işletmeler genellikle ingilizce bilen elemanlar arar ancak genellikle onların ingilizce seviyesini test edebilecek düzeyde ne İK'leri ne de müdürleri vardır İngilizce dışında ikinci bir dil beklentisinde olurlar. Eğer iş üretim bandında daha çok mühendislikle alakalı bir iş koluysa Almanca'yı tercih ederler.

CV'lerin gülleri olan sertifikaları unutmayalım

-Zaman yönetimi
-Etkili Takım Oyunculuğu
-Kriz yönetimi
-Proje yönetimi
-İleri düzey satış yönetimi
-Etkili Sunum Teknikleri
-Liderlik

gibi sertifikaları gördüler mi ağızlarının suyu düşer bu İK'cıların Ancak böyle bir eleman işe başladığında zaman çizelgelerini kendileri belirlerler yönetmesine izin vermezler; takım içinde yemekleri kim yaptırıp gelecek, kahveler kimden onu belirlerler, krizi çözmek sanki çalışanın sorumluluğudur, her allahın günü proje yazıp hayata geçirirler, satış ufff olmazsa olmazları, sabah akşam tok karna sunum yaparlar, liderlik anüüüüv birisi liderlik vasfı göstersin hemen başını törpülerler

Bu eğitimleri küçümsemiyorum bu eğitimler gerçektende önemli ancak bunların yeri kişinin aklında olmalı CV'sinde değil. Bu eğitimler insanlara bulundukları ortamlarda vasat bireyler olmalarından koruyacak, daha ileriye gidebilmelerini sağlayacak yetkinlikler verir. Bu eğitimleri almayın demiyorum alın eğer Türkiye'de yaşamaya çalışmaya devam etmek istiyorsanız bunlar mutlaka bulunsun CV'nizde hemde büyük ve kalın puntolarla yazın. Ama gidipte bir kariyer kurs merkezine 2-3K bayılmayın udemy, coursera, ülkemizdeki üniversitelerin eğitim merkezleri var online olarak ücretsiz veriyor. Buradan bu eğitimleri alıp pratik yaparak kendinizi geliştirin.

Türkiye'de aranan adam olabilmenin en büyük anahtarı ise bana göre iş yerinizle duygusal bağ kurmamak bunu da son madde olarak yazıp global bir bakış açısına geçelim.  İş yerinize veya işyerinizdeki amirinizle veya patronunuzla duygusal bir bağ kurduğunuzda kullanılmaya davet çıkartmışsınızdır demek. Mesai saatlerinizin bitiş saatinin uzaması, erken gelebilir misin denmeler, tatilinizde bir e mail veya telefon çağrısı şu işe bakabilir misin birlerin ardı arkası kesilmez. Eğer o bağı kurduysanız sınır kurmanız imkansızlaşır. Bir kere olmaz dediğinizde karı tribi yersiniz. Unutmayın ne iş yeriniz sizin için tek çare, ne de siz iş yeriniz için tek vazgeçilmez çalışansınız. Haklarınızı sonuna kadar korumaya çalışın, beklediğiniz maaş zammını direk söyleyin, hoşunuza gitmeyen durumları açıkça belirtin. Eğer işinize gelmiyorsa diğer işletmelerle görüşmelere başlayın. Velhasılı kelam Türkiye'deki düzen sizi ezerde ezer.

---

Dünya Genelinde İnsan Kaynakları:

Genellikle yazılımcılar için şöyle derler; üniversiteden mezun olmasına bile gerek yok yeter ki işi bilsin. Evet olması gereken şey aslında budur ancak ülkemizde tam tersidir. Sözde liyakat adı altında boş insanlar birçok koltuğu doldurmaktadır. Tabiri caizse babalarınım çiftliğiymiş gibi at koştururlar. Ancak dünyada gelişmiş ülkelerde bu duruma rastlamak çok zordur. Çünkü tıkır tıkır işleyen bir adalet sistemi vardır ki ne devletin, ne de kurumların kaynakları boşa harcanmaya ya da zimmete geçirilmesine müsamaha gösterilir. Buralarda liyakatin tam karşılığı işleyiştedir. Buralarda hakeden hakettiği koltuğa oturur. Ha tamamen yeterliliğe sahip kişileri mi işe alıyorlar derseniz cevabım hayır. Birçok şirket başarılı insan kaynakları departmanları ile üzerine yatırım yapabileceği gelecek vaat eden kişileri işe alır ve onlara değer katacak eğitimleri verir. Önemli olan gelişime açık, hevesli olduğunuzu gösterebilmektir.

İş görüşmesinde kıyafetlerinizden ve CV'nizden daha önemli olan daha dağrusu olabilecek şey özgüveninizdir. Tabi şişirilmiş bir özgüven olmamalı ya da amerikalıların sevdiğim bir sözü var "Fake it, until make it!" böyle bir görüşme gerçekleştirmeyin. Bu bizim ülkemizde bayağı bir iş görebilir ancak yaban ellerde yakalanırsınız bir süre sonra. Gelelim işi kaptınız başladınız işe yerinizde saymayın,

Gelelim sertifikalara: Doğru nefes alma sertifikası bile alsanız buralarda işe yarayacaktır. Bakın şaka demiyorum gerçekten işe yarayacaktır. Karşınızdaki kişi Türkiye'deki İnsan kaynaklarının haa bu adamın sertifikası var okey bu adam bu işi biliyor dediği gibi okeylemeyecektir. Sizin bu konu hakkındaki bilginizi ve tecrübenizi sorgulayacaktır. Siz mülakatınızda bu kişiye yanlış nefes almanın nasıl olduğunu, yanlış nefes alarak hangi zorluklarla karşılaşabileceğini, doğru nefes almanın neler katacağını ilgi çekici bir şekilde aktarabilmelisiniz. Yani iyi bir anlatıcı olabilmelisiniz. Ne var abi herkes birşeyler anlatabilir diyebilirsiniz ki bu böyle değil işte Misal Can Dostum filminde bizim oğlan kargo şirketinde iş görüşmesinde duvardaki tablo hakkında konuşarak işi kapar izlemediyseniz izleyin ne demek istediğimi anlarsınız. Dublaj sanatçılarına bakın bir de normal bir konuşmayı nasıl ilgi çekici hale getirebileceklerini düşünün. Peki siz aynısını yapabilir misiniz? Öncelikle doğru nefes almayı bi öğrenin. Sonrasında sesinizi nasıl doğru kullanabileceğinizi öğrenin vurguları tonlamayı.

Bir diğer husus ise liderlik vasfınız. Evet yukarıda ülkemizde işe yaramayacak olan bu madde genellikle yurtdışında işe yaramaktadır. Çünkü buralarda iş paylaşımı, etkin bir takım çalışması söz konusudur. Gerçekten kurumsallaşmış şirketlerde genellikle takım çalışmasına bağlı olarak yetki devredilir. Örnek veriyorum Türkiye bazlı bir projede yetkiyi size verirler çünkü Türkiye'den gelmiş bir Türk'sünüzdür. Bu projede Türk firmasıyla nasıl iletişime geçileceği, sürecin nasıl devam etmesine, takımı projeyi olumlu bitirmek için size devredeceklerdir ve siz başarılı bir liderlik göstermeniz gerekecektir.

Hani hobileriniz nelerdir dendiğinde kitap okumak, yüzmek, koşmak gibi cevaplar veririz ya ama bu yurtdışında bu kadar basit olmuyor. Bir bakıyorsun adama bizdeki düz memur emeklisi gibi adam diyo ki boş zamanlarımda balık tutmaya gidiyorum, yok şu dansın kursuna yazıldım, yok şöyle bir topluluk var onlarla kuş gözlemciliğine gidiyorum. Yurtdışında genellikle kendinizi o iş için nasıl kalifiyeli hale getirdiğiniz önemliyse de onun dışında kendinizi nasıl yetiştirdiğinize bakarlar. Ayrıyetten öğrenmeye ne kadar açık olduğunuzu bile bahsettiğiniz hobilerden anlayabilirler.

Organizasyon yeteneğinden bahsetmek lazım. Türkiye kısmında bahsettiğim zaman yönetimi aslında çok önemlidir ama ne yazık ki ülkemizde değil Türkiye'de bir işi dersin ki 5 günde yaparım. Ancak rütbe sıralaması arttıkça yavaş yavaş bu süre yarım güne kadar düşer. Ancak gevurlar öyle mi dakiklerdir. Bir işe 5 gün dediysen 5 günü beklerler ama 6.güne sarktırdıysan nedenini sorarlar bir daha ki sefere deadline'ı geciktirmemeni isterler. Tekrarlarsan sıkıntı kısmı başlar.

Kriz yönetimi. Bu da diğeri gibi oralarda iş yapacak bir yetenektir. Kriz anında doğru düşünebilmek gerçekten her yerde iş yapar. Misal yukarılarda bahsettiğim doğru nefes alma tekniği kriz anlarında sakin kalabilmenizi sağlar ve doğru karar almanıza vesile olabilir. Onun dışında verebileceğim yegane tavsiye ise algoritmadır Sorunları teker teker yazın, önem sırası belirleyin, teker teker en önemlisinden başlayın ve bitirin. Bu kadar basittir mesela. Bu yeteneği alışkanlık haline getirin çalıştığınız kurumdakilerden farkınızı kendi gözlerinizle görün. Tabiki bunu yaparak kriz yönetimi konusunda uzman sayılmazsınız baştan belirteyim

Bilgisayar yetenekleriniz MS Office orta düzey yazmakla bitmiyor Bir ara o gaflete bende düşmüştüm gençtim toydum patronum benden excelde spesifike bir iş istemişti google'da arata arata yapmıştım. Ama nasıl yusuf yusufum anlatamam O an bir hacker edasıyla bildiğim formülleri bir oraya bir buraya yazıyordum patron bakarken gidince ALT+TAB'la aramaya devam ediyordum Basit tasarımlar yapabilir olun, programla dillerini öğrenemeseniz bile tabanını bilin okumayı bilin neyi nereden düzeltebileceğinizi bilin. Ve tabiki 10 parmak olamasanızda klavye kullanma hızınızı hızlandırın

Bunu genellikle kurumsal eğitimlerde satmazlar ancak bunu yapmanız hem iş hayatınızda hemde kendi hayatınızda çok faydasını görürsünüz. Anlayarak hızlı okuma eğitimi; okuma hızınızı geliştirir, göz kaslarınızı geliştirir daha geniş bir alanı taramanıza yardımcı olur, kısa sürede çokça belgeyi tarayabilir ve dahası hızlı ve analitik düşünmenizi sağlar.

Problem çözebilme yetisi; sakin kalamabilmeye, analitik düşünebilmeye ve olaylara geniş bir bakış açısıyla bakabilmenin sonucudur. Özgün düşünebilmeyle alakalı bir kitaptan okuduğum cümle bu konuya tavsiye niteliğinde olabilir. Bir konuda özgün olmanız gerekiyorsa aklınıza ilk gelen seçenekleri eleyin. Bunlar basit şeylerdir siz aklınıza uzun sürede gelebilen şeyleri tercih edin diyordu. Evet bazen içinden çıkılamaz problemler canımızı fazlasıyla sıkabiliyor ama bir süre sonra çok basit bir çözümü olduğunu farkedebiliyoruz ya da çok farklı bir yöntemle çözebiliyoruz. İşte bunlar kendimizi ve beynimizi zorlamanın sonuçları

Birazcıkta kendiniz dışında kalan kısımlardan konuşalım

Önceki iş yerleriniz ve deneyimleriniz bu hususta önemli olabiliyor. Bu noktada referans yazılarınız çok önemli oluyor. İlkokul zamanlarında hatıra defteri tutardık bunun gibi beraber çalıştığımız her kişiden bir referans yazısı alabilirsiniz bir deftere. Önemli olanları CV'nize eklersiniz iletişim bilgileriyle diğerlerini ise defter gibi görüşmelerinizde sunabilirsiniz.

Deneyimlerde önemlidir. Staj faaliyetleriniz, topluluk ve dernek etkinlikleri, sosyal sorumluluk projeleri bunlarla nasıl birisi olduğunuzu gösterebilir ve karşınızdaki kişiyi etkileyebilirsiniz. Önemlidir çünkü birçok şirket aradığı elemanın kalifiyeli ya da gelişime açık bireyler olmasını istediği gibi karakteri kişiliği oturmuş ve kendini tanımış bireyleri de tercih eder.

Artık kapanışa gelelim ancak son tüyomuz görüşmeye gideceğiniz yerle ilgili araştırma yapın. Mümkünse Linkedin sayfasından IK departmanındakileri inceleyin. Artısı olacaktır. Ayrıca ayna karşısında kendinizi tanıtmakta güzel bir egzersiz olacaktır.

---

O kadar kişiyi gömdü ki bu kadın ilk tepkim sonunda oldu Allah'ım sen affet. Yaşayan bir tarih öldü gitti...

Açıkcası Tüik'in açıkladığı hiçbir veriyi güvenilir bulmuyorum. Eğer ki doğruysa ve bu paralar harcandıysa bu vatandaşlar oraya turizm adı altında gidip orada kendilerine bir düzen kurmaya gitmiştir. Altyapıyı sağladıktan sonrada son işleri halletmeye geri dönmüşlerdir. Yakındır temelli gitmeleri.

Geçen sene 1 nisanda theymos bitcointalk'ta NFT sistemini aktif ettiğini belirtmişti. Herkes hurra deyip bu NFT'lere saldırmıştı baya zevkli zamanlardı Aradan geçen 1.5 seneden sonra @nutildah ve @Counterparty 'nin emekleriyle bu şaka gerçeğe dönmüş oldu Orjinal konuya buradan ulaşabilirsiniz: https://bitcointalk.org/index.php?topic=5411112.0;topicseen

Eğer bu hızda devam ederse yakın zamanda konu açmadan veya bir konuya yorum yapmadan iq testine tabi tutulacağız gibi duruyor

Eksik söyledin devrem amirimize benimde diyeceklerim var 1199 birimin tam karşılığı 21.869 birim iken bir bu kadarda yolda haracını kesenler var amirim benimde ekleyecelerim bu kadar ...

Atari manyağı birisi olarak inceleyip büyük ihtimalle katılacağım

https://bitcointalk.org/index.php?topic=5409981 20 gün önce açmış olduğum bir konuda sıkıntılar içerisinde olan bir ülkenin kahraman çağırması ile nasıl gün yüzü gördüğüne dair bir anime önerisinde bulunmuştum.


Tekrardan bu kısımdan bahsetmeye gerek yok ancak bu konuyu ve daha doğrusu niyetimi daha iyi anlamak için o konudaki videoyu izleyebilirsiniz

Gelelim meser#'in yetenek aramasına

Şuan bu forumda olan birçok arkadaşımızın içinde keşfedilmeyi bekleyen cevherler var. Hepimizin yetenekleri, hobileri ve daha önemlisi birer mesleğimiz var. Örnek veriyorum antika toplayıcılığı (Misal bu konuda @ekiller hocam dikkatimi çekenlerden bir tanesi ), veya girişimcilik üzerinde bayağı yeteneklisinizdir (@mhanbostanci hocamız bu konuda profesyonel destek veren angel investor olduğunu düşündüğüm birisi), hobi bahçeciliği veya arıcılık yapıyorsunuzdur(Hobi bahçeciliği yapmışlığı var yine @ekiller hocamızın ki konusu var). Müzikle ilgileniyorsunuzdur (Misal @EFS hocamızın böyle bir atağı vardı diye hatırlıyorum eski konularda denk gelmişti galiba) , İnternet cafe işletiyorsunuzdur (@mandown) ikinci el bilgisayarların hasarlarını nasıl tespit edebileceğimize dair, bakımlarını nasıl yapacağımıza dair püf noktaları palaşabilirsiniz. Yazın çizin karalayın silin tekrardan yazın tamamen içinizdeki cevheri, bilgiyi burada satırlara dökün bizde okuyalım öğrenelim.

Yarışmanın Kuralları:

Bir yeteneğiniz veya hobiniz vardır illaki çokta başarılısınızdır.

Bu noktada çok başarılı olduğunuz birşeyi anlatan açıklayıcı bir içerik hazırlayacaksınız.

Sınırlandırma koymak istemiyorum ancak 1-2 dakikada hemen okunacak veya googledan kolay bir aramayla bulunabilecek bilgiler olmaması iyi olur.

Yarışma Bitcointalk fişi çekene kadar devam edecektir

Yarışmanın ödülleri:

Ödül çam sakızı çoban armağanı olacak bunu baştan belirteyim. Dış dünyada herhangi bir değeri olmasa da bu yarışmaya katılan tüm arkadaşlara bir tane yetenek sertifikası göndereceğim. O da şöyle birşey olacak  belki biraz daha tasarımı geliştiririm


Bu içeriklerle gelin Türkçe lokasyonuna farklı bir sinerji enerji getirelim. Tekrarlayan konulardan uzaklaşalım. Siyasetin, sporun kanser edici haberlerinden sıyrılalım ve içimizdeki cevheri ortaya koyalım

Bir an başlığı okuyunca lan gizli bir kişiliğim ortaya çıktı ve Avusturya ya gitmenin yoluna dair bir konu mu açtım yoksa dedim kendi kendime 😁😁

Şakası bir yana bu ülkelerde yaşayan insanların aldıkları maaşa göre alım gücü çok yüksek. İnşallah az kaldı bende sizlere karşılaştırma videosu postlari hazırlayacağım günlere 🤗

Hepimiz birer btc çıkartacaksak siktir et hocam Estonya'yı gidelim Liberland'a ülkeyi ihya eder aramızdan birinide başbakan yaparız

Kendi ismimin konularda geçmesi bana gurur ve enerji veriyor. Gecenlerde bir konuda newbie üyelere en çok merit veren üyelerin listesi yapılmıştı ilk 20de legendary üyelerin arasında kendimi görünce vay be demistim. Şuanda rütbe atlamama 89 meritim kalmış. Bu ayrı bir güç veriyor bana o yüzden meritlerinizi kapmaya geliyorum yeni konularimla hazır olun bu saatten sonra kimse emniyette değil 😎

Değinmek istediğim bir diğer husus ise rütbe atladikca diğer bir rutbeye atlamak daha da kolaylaşıyor. Çünkü bu platforma nasıl katkıda bulunacaginizi daha iyi idrak ediyorsunuz. Kendinizi tekrarlamaktan kacinip yeni fikirler bulmak için zorlamanız yeterli
. Şuanda 3 ayrı konu başlığı fikirim bulunmakta 1 tanesi global çapta 2 tanesi ise lokal çapta. Bu gidişle bu ay sonu gelmeden bende hero member statüsüne ulaşacağını.

Herkese yeni rütbeleri için şimdiden başarılar arkadaşlar...

30 ağustostan bu yana gelen iş gezileri ve toplam satış miktarına dair bir güncelleme yazısı yazmak istedim. Geldiğim noktada satışlar gayet güzel gitmekle beraber son güncellemeden bu yana 9 gün geçmiş ve 2300 tl lik bir satış hacmine ulaşmış bulunmaktayım. Başlatmış olduğum girişim ivme kazanmış ve her geçen gün sipariş gelmeye devam etmekte. Bu durumdan rahatsız olduğum husus şu belirli bir düzen kuramamış olmam. Evet bir düzen bulunmakta ancak bu düzen ben olduğum sürece var ve ben olmadığım sürece nadasa bırakılmış bereketli bir toprak gibi. Bunun nedeni ise günümüz sanal seyyarlık gibi bir girişim olması. Potansiyel müşteriler reels videolarına keşfetten erişmesi veya sponsorlu çıktığım reklamlar ile instagram hesabıma mesaj atarak bilgi almak istemesi ve benim hızlı bir şekilde müşterinin ilgisi zayıflamadan hatta tutarak satış işlemini başarıyla tamamlamam gerekmekte. Emekleme adımında olan bir girişim için güzel bir getirisi var ancak verdiğim emeğin maddi karşılığını tam alamamış bir vaziyetteyim. Zaman içerisinde bana ihtiyaç duymayacağı bir düzen getirebilirsem tabiri caizse altın yumurtlayan bir tavuk olacaktır. Bunun için ne yapabilirim? Bir whatsapp botu hazırlayabilirim ancak daha önce bir deneyimim olmadığı için bu süreç ciddi bir vaktimi alacaktır. Kendim yapabilirim ve bu beni yüzlerce liradan kurtarabilir ancak bazı durumlarda girişimcilerin paraya kıyması gerekir ve dışarıdan ücreti mukabilinde destek almalıdır. Belki 600-700 tlyi harcayacağım ancak bu 600-700 lira bana 2-3 hafta kazandıracak. Hazırlatacağım bu whatsapp botu ile kataloğumdaki tüm ürünleri Whatsapp Business üzerinde tanımlayıp bu ürünlere dair gelebilecek tüm sorulara açık net ve doyurucu cevaplar hazırlayacağım. Eğer ki müşteri bu cevaplarla tatmin olmaz ise tarafıma bir mesaj bildirimi gelecek ve whatsapp business üzerinden müşteri ile iletişimi ben devralacağım. Tabi aynı şekilde instagram hesabına da otomatik mesaj kısmı oluşturacağım. Bu mesaj ile müşterileri whatsapp hattına veya maile yönlendireceğim. Bir internet sitesi kur meser ve bunlarla hiç uğraşma dersenizde haklısınız ancak şuana kadar gelen siparişlerden neredeyse %100'e yakın bir memnuniyet oranı var. Bu memnuniyet oranı müşterilerin geri dönüp bizden tekrar sipariş yapmasına da vesile oluyor. Gün gelir ciddi bir müşteri hacmine ulaşılınır işte o zaman aynı memnuniyeti sağlayabileceği(MİZ) miz  dedim çünkü o noktada artık istihdam sağlamaya başlamış olurum ki o zaman daha farklı bir sistem oluşturum.

Gelelim daha somut verilere 5 günlük bir iş gezisi içerisinde yaklaşık 20 ayrı işletme ile görüşme sağladım. Bunlardan 5 tanesi ben yola çıkmadan önce randevulaştıklarımızdı diğerleri ise görüşmelerimden sonra şehiri gezerken gerek google'dan aratarak bulduklarımda gerekse de önünden geçerken gördüğüm işletmelerdi. İş görüşmelerinde şunun farkına vardım. Eğer ki randevulaştığınız bir yere gidiyorsanız takım elbise vari giyinmek sizin prestiinizi arttırıyor. Ancak spontane gelişen bir görüşme sağlayacaksanız casual giyinmeniz size daha iyi bir imaj bırakıyor. Spontane gelişen görüşmelerde sizi takım elbiseli gördüklerinde sanki adamların ellerindeki çalıp gidecekmişsiniz gibi hissediyorlar ancak randevulu görüşmelerde adamlara ciddi bir birey olduğunuzu hissettiriyor. O yüzden bu tarz günlerinizde yanınızda yedek kıyafet taşıyın derim.

Bir diğer husus görüşmeleriniz eğer bir aile işletmesiyse geleneklere daha bağlı olmakla beraber eski köye yeni adet getirme kafasında olabiliyorlar. Ancak eğer ki karşınızdaki kişi 40 yaşın altında ve işletmenin kurucusuysa daha açık fikirli olabiliyor ve hele 30 yaşın altındaysa kanka diye konuşabilirsiniz onlar genellike daha vizyonlu oluyor.

Total görüşmelerimden %15 bir başarıya ulaştım diyebilirim. 20 işletmeden 3 ile şuan görüşmelerimiz daha doğrusu ortaklık sürecimiz devam ediyor. Bunlardan bir tanesi bulunduğu yörede çok bilindik bir işletme olup verdiğim hizmetten ziyade benimle ilgilendi desem yeridir. Taraflarına sunmuş olduğum ortaklık teklifine sıcak bakarak bana yaklaşık 10.000 tl lik ürün tahsis edeceklerini ve satışını tamamen benim yürütmemi istediler. Bu ilk 10.000 tl lik ürünü bana maliyetine verip depolama, kargolama gibi süreçlerin sorumluluğunu bana attılar Tabi piyasadaki fiyatına baktığımda gerçekten değebilecek bir mebla. Şöyle söyleyeyim bu partiyi bitirdiğimde neredeyse hedefimin %35-40 lık miktarını tamamlamış olacağım Bu ürünlerin satışı bittikten sonra kendilerinin bana bir teklifi olacağını belirtti mağaza müdürü. Büyük ihtimalle güzel bir maaşa sahip iş teklifi olacak ancak ne yazık ki gelecek planlarımdan ötürü kabul edemeyeceğim

Bir diğer işletme ise daha önce internet ortamında satışı denediklerini ancak gerek kalifiyeli eleman bulamamaları gerekse de etkili bir plan belirleyemediklerinden ötürü başarılı olamamalarından ötürü askıya aldıklarını belirtti. Kendileri ile şöyle bir anlaşma teklifinde bulundum. Bir eleman tahsis etmelerini ve 2 günde bir siparişlerin kargosunu çıkartmasını istedim ve bu arkadaşa ise satışlardan komisyon vermelerini önerdim. Keza ortaklık sürecimizde bildiklerimi bu arkadaşa aktaracağım. Bu vesile ile eğer ki internet mecrasında devam etmek isterlerse kalifiyeli bir eleman elde etmiş olacaklar. Normalde bu verilecek eğitim desteğini para ile alırlardı ancak şuan hedefim için güçlü ortaklara ihtiyacım var gerisi boş

3 işletmenin ise diğerlerine nazaran daha muallakta. 50 yaşında gelenekselci bir baba ve 24 yaşında liseden sonra babasının zoruyla askere gidip gelmiş evlenmiş ve işin başına geçmiş bir oğlan. Babası bu olaya ılımlı yaklaşmasa da oğlu ılımlı yaklaştı ve benim telefon numaramı aldı onunla birkaç telefon görüşmesi yaptık ve o da birkaç güne okeyler ve 3.ortağım olmuş olur diye düşünüyorum.  Çünkü kendisine dair izlenimim artık babasının gölgesinden kurtulmak isteyen birisi oldu.

Gelelim kalan 17'ye birçoğunda öğrenilmiş çaresizlik, internette dolandırıcı çok, başka kapıya kardeşim kış kış, daha önceden yenilen kazıklar vs vs karşıma çıktı. 2 -3 tanesinde ise sövmeden kendimi zor tutarak çıktım. Zamanında 2-3 liralık malı 15-20 liraya sata sata zengin olmuş sonradan görme orospu çocuğu yanındaki çalışanları sömürdükçe sömürüyor beni de kafa kola almaya çalıştı. Neymiş sen satış yap üç beş çorba atarız. Ben diyorum ortaklığımızı yazıya dökeceğiz o diyor ki ben sözleşme yapmam seninle. Lan amk gavatı ben satış yapacam 2000-3000 tl lik sen kafana göre 100 tl ateşleyeceksin var mı başka istediğin! Böyleside çok sonra gençlik iş beğenmiyor olur!

5 şehir gezisinin maliyetini de düştükten sonra kazanılan %5 kalan %95 ancak meser# arabasının motoruna bi 10-15 beygir gücü eklenmiş oldu

Birilerinin vergi borcunu tasfiye etmeyi bıraksa ve bu vergileri doğru yerde kullansa böyle 2000 tl lik borçları tasfiye etmeye gerek kalınmazdı

Evet birbirleriyle bağlantılı olan konularda sıra geldi Estonya vatandaşlığı, e vatandaşlık ve şirket kurma kısımlarına değinmeye. Sadece şirket kurulumuyla ilgili olsaydı direk ekonomi kısmında açardım bu konuyu ancak ben bu ülkenin vaatettiklerinden sadece ekonomi tabanında bahsetmeyeceğim için Konu Dışında açmaya karar verdim. Öncelikle bu konuya geçen sene @onko hocamız bahsetmiş ben bile bir mesaj yazmışım ancak 3000 küsür mesaj yazınca totalde bende unutmuşum böyle bir konunun varlığından Kısaca @onko hocamız Estonya'dan e vatandaşlık alımına ve şirket kurulumuna dair özet bir yazı paylaşmış. Ben seni biliyom meser hocam sen yazdıkça yazıyon ben o kadar cümle okuyamam derseniz ahanda @onko hocamızın özet konusunu bırakıyorum buraya   https://bitcointalk.org/index.php?topic=5339757


Kısaca bi ülkenin tarihinden coğrafyasından genel bilgilerinden bahsederek başlayalım. Estonya, Avrupa Birliğine (since 2004) üye olan bir Baltık devletidir. Yaklaşık 1.5 milyon nüfusa sahip olan bu ülke 30 şehire ve 2000 küsür adadan oluşmaktadır. Yaklaşık 50 senelik bir sovyet birliğinde bulunan bu ülke 1991’den bu güne kadar ise bağımsızlığına sahiptir. Estonya ekonomik anlamda güçlü devletler arasında yer almasa da bağımsızlığını kazandığından sonra almış olduğu kararlarla ekonomik anlamda gelişen bir devlet konumuna gelmiştir. Tabi ara ara ekonomik krizlerle yüzleşmek zorunda kalmıştır ancak aldıkları doğru kararlarla daha da kötüye gitmelerine engel olmuşlardır. Nitekim dünya ticaret örgütüne üyeliklerinin ardından Avrupa birliğine giriş için müzakerelere başlamışlardır ve olumlu sonuçlandırabilmişlerdir. Ayrıca gelişen teknolojik çağa ayak uydurmayı başaran bir ülkedir ki e vatandaşlık ile avantajlı vergi uygulaması ile dışarıdan yatırımcıları kendi ülkesine çekebilmektedir. Ayrıca Estonya'dan birçok dijital şirket ön plana çıkmıştır en bilindiği ise Skype desek yeridir Devlet politikaları ise makul düzeyde diyebileceğimiz bir noktadır. Devlet borcu olarak birçok avrupa ülkesinden daha az borca sahip olan bu devlet ayrıca tüketmiş olduğu elektriğin yüksek bir kısmını kendisi üretmektedir. Yani kısacası kendi yağında kavrulan ama yeri geldiğinde de çarkları hızlıca döndürüp iyi atılımlar yapan bir devlet estonya devleti. Başkenti Tallinn şehridir ki bir sonraki kısımda yapacağım karşılaştırma da bu şehri kullanacağım.


Sırasıyla @eightdots , @Lachrymose , @Granxis hocalarımızın paylaştığı ve şehirlerin yaşamsal değerlerini karşılaştırabilineceği sayfa olan NUMBEO ile Estonya ve Ankara'nın yaşamsal değerlerini karşılaştıracağız.

https://www.numbeo.com/cost-of-living/compare_cities.jsp?country1=Estonia&country2=Turkey&city1=Tallinn&city2=Ankara&tracking=getDispatchComparison


Matematiksel ve Numbeo'nun bize verdiği veriler doğrultusunda Ankara'da yaşamak daha az maliyetli olsa da yerel alışveriş gücünde Tallinn daha güçlü bir konumda. Ankara için yapılan hesapta bir aylık maaş 6200 tl olarak belirlendiği ancak tek bir kişinin maaşı ile karı kocanın bile zor yaşayabileceğini hepimiz biliyoruz. Bu hesaplamaların Tallinn kısmında eğer türkçe forumumuzda bir Estonya'lı çıkmaz ise netleştiremeyeceğiz. Ancak tası tarağı toplayıp direk Estonya'ya gitmek şuan için mantıksız bir karar olur. Haa gidilir mi? Gidilebilir bu da gelişen bir ekonomiye sahip olan ülkede dijital yatırımcılığın yanı sıra fiziksel bir yatırımda bulunmak için gidilebilir.


Dediniz ki çok güzel fikirlerim var ben Estonya'da oturum izni alacağım. Dijital vatandaşlık aldınız şirket kurdunuz birde üstüne hat trick yapacağım deyip oturum izni alacağım gideceğim işimin başında duracağım derseniz bakınız burası çokomelli "Estonya dijital göçebe vizesi sahipleri 1 yıla kadar geçici olarak Estonya’da kalabilir ve çalışabilirler, kişilerin herhangi bir kalıcı oturum veya vatandaşlık hakları bulunmaz.". Tabi buraya gidebilmek için Schengen vizesine ihtiyacınız olacak tabi öncesinde başka bir konuda belirttiğim ESC projesi ile mixlemezseniz. Mixleyecek olursanızda yine de Schengen vizesi almanız gerekiyor ancak bu yolla çok daha kolay bir şekilde alıyorsunuz.


Öncelikle gocuman gocuman yazalım DİJİTAL VATANDAŞLIK GERÇEK VATANDAŞLIK DEĞİLDİR! EVDE DENEMEYİNİZ

Peki nedir bu Djital Vatandaşlık zımbırtısı? Dijital vatandaşlık sizlerin Estonya'da bir şirket kurmanıza ve bu şirketi yönetebilmeniz adına yetki veren bir vatandaşlık türüdür. Bu vatandaşlık sayesinde Avrupa Birliğine tabi olan bir şirketin CEO'su olabileceksiniz. Yani Estonya'da bir Estonya'lı gidip şirket açıp ve buna bağlı yapabildiği her işlemi sizlerde yapabiliyorsunuz. Şirket açmayacaksanız veya paypal gibi ülkemizde regülasyona sahip olan işlemleri kullanmanız gerekmiyorsa sadece ortamlarda abi benim estonya vatandaşlığım var yiaaa diye hava atabilirsiniz o kadar Bir diğer husus biliyorsunuz önceden ülkemizde kepenk açıp kapatmak başlı başına bir maliyetti şimdi kepenkleri açmasanız bile her geçen gün maliyetler artıyor. Derseniz ki ben Türkiye'de iş yapacağım ama işi Estonya üzerinden yapayım o zamanda olmaz. Vergi memurları bi ayrı zevkle yurocuklarınızı almaya gelir benden demesi çünkü çifte vergilendirme durumu mevcut. Eeee abi ne anladık bu işten dersenizde anlatayım. Yazılımcı gibi freelance takılan birisiyseniz ve müşterileriniz dünyanın dört bir yanındaysa ödeme almak için genellikle paypal kullanırsınız ya da kripto paraları kullanırsınız. İkinci seçeneği zaten yapıyorsunuzdur bu yazımı okuyorsanız ancak iş yaptıklarınız burada olmayan kişiler olabilir böyle durumda da paypal ihtiyacınız olacaktır. Keza webmaster forumlarında paypal aracılığı yapanlar var ve oranlar bazen %30-40 lara dayanabiliyor. Ayrıca Avrupa birliğinin tam ortasında hizmet verecek bir işletme fikrin varsa bunu Türkiye tabanlı yapmaktan daha mantıklı olacaktır. Örneğin benim Amerika hayalim olmaz ise Amazon satışları yapmaya dair hedeflerim mevcut. ilerleyen zamanlarda ise amazon gibi wholesale satış yapanlara karşı fulfillment işletmesi olmayı düşünüyorum yeterli sermayeye sahip olduğumda. Bu noktada işletmemi Estonya'da başlatmam en mantıklısı olacaktır. Bir başka gün başka bir konuda fulfillment konusuna da değineceğim.

Dijital Vatandaşlığın En'leri

2022’de Estonya dijital vatandaşlık rakamları aşağıda listelenmektedir.


Bir taraftan güzel bir taraftan kötü diyebileceğimiz bir dipnot:


Güzel tarafı birçok girişimcimizin dünya standartlarında hizmet verdiğini görmek. Kötü tarafı ise dünya standartlarında boy gösterebilecek girişimcilerimizi elimizden kaçırmış olmak 
https://vizem.net/estonya/vatandaslik/e-vatandaslik/

Dijital Vatandaşlığı söküp almak!

 Estonya Dijital Vatandaşlık için gerekli evraklar aşağıda listelenmiştir.



Estonya e-vatandaşlık başvurusu, Estonya Polis ve Sınır Muhafız Kurulu’nun resmi internet sitesi olan https://eresident.politsei.ee adresi üzerinden online olarak yapılmaktadır. Estonya e-vatandaşlık başvurusu gerçekleştirmek isteyen kişilerin öncelikle Estonya Polis ve Sınır Muhafız Kurulu’nun resmi internet sitesi üzerinden hesap oluşturmaları gerekmektedir.

https://vizem.net/estonya/vatandaslik/e-vatandaslik/

Bu kısımda istenen ve sorulan soruları eksiksiz tamamlayanların dijital vatandaşlık kimlik kartları onaylanırsa yoğunluğa bağlı olarak gerekli işlemlerin ardından 2 ay gibi bir süreç içerisinde teslim etmeye hazır hale gelmektedir. Hazırlandığında Estonya Büyükelçiliğe yanınızda pasaportunuzu alıp Pazartesi ve Perşembe günleri saat 3'e kadar gidip teslim almanız gerekmektedir. Teslim aldığınızdan itibaren 5 Yıllık Dijital Vatandaşlığınızın keyfini çıkartın


Öncelikle birçok firma sizlere şirket kurulumunuza dair hizmet verebiliyor. Hatasız sorunsuz ve daha hızlı bir şekilde şirketinizi hayata geçirebiliyorsunuz. Tabi bu normal sizin kurmanızdan daha masraflı olabiliyor. Ayrıca Estonya'da şirket kurmak hemen hemen Türkiye'de kurmakla aynı prosedürleri ve sonuçları içerebiliyor ancak bazı demeyeyim birçok noktada Türkiye'den daha avantajlı olabiliyor. Örnek verecek olursak Türkiye'de her ay KDV, Stopaj bilmem ne vergisi cart vergisi curt vergisi gelebiliyor. Estonya'da bu durum çok spesifike durumlara girmediğiniz sürece şirketten kar payı dağıttığınızda %20'lik bir miktar olmakta. Örnek veriyorum şirketinizle iş bir sene boyunca ve yaptınız 10000 euro kazandınız 2000 eurosunu devlete vergi veriyorsunuz. Türkiye'de iş yapsanızda yapmasanızda birçok vergi kalemiyle bu meblayı bir birim bazında eşit görürsek ödemiş oluyorsunuz Bir diğer husus eğer genç bir yatırımcıysanız Türkiye'nin vermiş olduğu birçok hibe ve destek mevcut eğer şirketinizi Estonya'da kurarsanız bu noktada bu hibe ve desteklerden yararlanamazsınız. Artıları ve eksieri çok olan bir husus bu kurmak istediğiniz işletmenin gereksinimlerini iyice ölçüp tartmanız gerekmekte bu noktadan ben girişimci olacağım abi ya deyip saldırmadan önce bu artıları eksileri iyice araştırmak ölçüp tartmak gerekiyor. Varsa bir fikriniz  düşünceniz mesaj kutumu doldurmaktan çekinmeyin Genel kamu spotu bittiğine göre Estonya'da şirket kurulumunun gereklerini ve adımlarına geçelim.

Öncelikle dijital vatandaşlığınızın olması gerekmekte. Bunun akabinde fiziksel bir şirket adresiniz olması gerekmekte. Haydaaaa bir de bir yer mi kiralayacağız derseniz evet ancak gidin aylık 1000lerce euro vermenize gerek olmuyor. Bu ülkede sanal ofis hizmeti veren birçok firma bulunmakta. Sizin adınıza binalarında bir noktayı ve posta kutusunu tahsis ediyorlar ve belirli süreçlerde tarafınıza gelen evrakları taratıp size ulaştırıyorlar. Bu hizmetin bedeli verdikleri hizmete bağlı olarak aylık 20 €'dan başlıyor. Ayrıca bir işletme kurarken bir adet irtibat kişisine ihtiyacınız olabiliyor. Yani bir nevi sekreter ya da mali müşavirimsi birisini düşünün ve bu işi yapanlarda var. Bu kişiler örnek veriyorum aynı anda 100lerce kişiye hizmet verebiliyor ve bundan ötürü gayet uygun fiyat verebiliyorlar. 75 € gibi bir mebladan başlayıp artan ücretler söz konusu. Bunun dışında evrak işlemleri ve bu ihtiyaçları göz önüne aldığınızda başlangıç için 700/800+2500 € gibi bir ücret gerekiyor. 2500 € ücret ise kuruluş sermayesidir birisine gitmiyor yine sizin cebinizde korkmayın Tabi birde maliye tax işlemlerinden hiç anlamıyorsanız senelik bi 300-400 € gibi bir ücrette bu işlemleri yapacak kişilere gidecektir.


Evet normal söylemesi kolay olan bu işlem maliyet açısından gözünüzü korkutabilir. Bu çok normal ve evet korkutmalı da bir bakıma eğer ki kendinize ve fikrinize fazla güveniniz yoksa! Derler ya eğer bana 1 ağaçı kesmem için 1 saat verilirse 45 dakikasını baltamı bilemeye harcarım. Sizde yapmak istediğiniz işi en ince detayına kadar çalışıp artık ben bunu yaparım, bu kadar uğraşın altından kalkarım ve bu kadar maliyet beni devirmez dediğiniz anda atlayın! Hiç sermayeniz yoksa ve gençseniz gidin gerçekten ESC programına katılın kendinize kalan günlerde aracılık yaparak bile bu meblayı rahatlıkla çıkartabilirsiniz. Alın size fikir şehrinizdeki seyahat acenteleri ve emlakçılarla anlaşın komisyon usulü. Türkiye'ye tatile, tedaviye ve ev almaya adam gönderin komisyonunuzu alın. Şuanda bir emlakçı komisyonu %3, acenteler satışlardan %10 veriyor, sağlık işletmelerinin ise %30-40 lara kadar çıktığı oluyor. Yeter ki fırsatı koklamayı bilin a dostlar

Öncelikle @Gencecikmen bu güzel tecrübelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Gerçekten unutulması imkansız anılar biriktirmissiniz ve kendinizi ciddi anlamda gelistirmissiniz.



30 yasin üstündeyim diye karalar baglamamak lazim. Bu tarz projelerin katılımcısı olmak yerine koordinatörlüğünü gerçekleştirerek katılım saglanilabilir. Örnek veriyorum Türkiye'de doğu bölgesinde yer alan sevgi evlerinde kalan miniklerimize yönelik teknolojik okur yazarlık ve programcilik üzerine bir proje yazıp bunu ifa edebiliriz buradan bir ekip oluşturup ve ab ülkelerinden ve Turkiyeden katılımcıları dahil ederek hem ülkemizin gençlerinin geleceğine yön verebilir hemde böyle bir etkinlikte rol almış olabiliriz. Keza KA Training programlarında paydaş ülkelere giderek yine koordinatör sıfatıyla etkileşimde bulunulabilir.

Valla hocam gönül ister ki en iyisi yapsın ancak şuan için eldeki en iyi imkan o konumda İBB yani Yurtdışındanda getirilmemeli yani malum ülkemizdeki birçok kazıyı yabancılar gerçekleştiriyor ve adamlar çaktırmadan ülkemizden tarihi eserleri kaçırıp götürüyor. Tarihe gereken saygıyı kazandırabilecek projelerde yapsalar keşke.

Ne yazık ki bu tarz oltalama saldırılarına kanacak birçok insanımız mevcut hocam. Senelerdir bedava peynirin sadece fare kapanında olabileceğini bir türlü insanımıza öğretemedik. Biz ne kadar bu tarz reklamları ve gönderiler reportlasakta adamlar yeni bir hesapla yeni yeni reklamlarla gönderilerle insanları kandırmaya devam ediyor. Hala bu tarz gönderiler ve yok kocamdan miras kaldı yok parayı ben burada çekemiyorum sana göndereyim sen çek ama masrafları karşıla mailleri geliyorsa hala bunlara inanan insanlar var demektir.

Bu ülkede restorasyon gibi işlemlerin bu hükümete tabi bakanlıklarca yapılmasına şiddetle karşıyım çünkü buralardaki işgücü sözde liyakata özde hükümete bağlılıklarına göre istihdam edilmiş kişilerden oluşuyor ve ne yazık ki sonuçlar çok kötü olabiliyor. Keşke bu restorasyonu İBB yapsaydı ve yerebatan sarnıcı gibi çok güzel sonuçlansaydı.

daha sıcak yazlar ve daha soğuk kışlar yaşıyoruz, Bu ibare aslında bu sene için tam doğru değil diyebiliriz. Kışın fazla kar yağışı olması ve ilkbahar yağmurları önceki senelere nazaran daha fazla oldu ve bu sayede barajlarda ciddi bir doluluk oldu. Bunda pandemi dönemindeki kapanlara bağlı olan doğanın kendini yenilemesi etken oldu. Bu yaz ise kendi gözlemlerime bağlı olarak temmuz 20'den sonra yakıcı sıcaklar gelmeye başladı ondan öncesinde ise tam kıvamında bir yaz mevsimi vardı. Bununla tekrardan dünyanın eski düzene döndüğünü görebiliriz. Artık şu bir gerçek dünyanın yenilenme hızından daha hızlı bir şekilde tüketiyoruz insanlık olarak buda mevsimsel yıpratıcılığı arttırıyor. Ozon tabakasının önceki senelere nazaran daha az koruyuculuğu olması ise güneş ışınlarının daha tehlikeli birşekilde bizlere zühur etmesine olanak sağlıyor. Bu durum hem tensel yani fiziki dezenformasyona hemde bahsettiğiniz gibi kalp sağlığı başta olmak üzere birçok iç hastalığı tetikliyor. Bu süreçte artık günde 3-4 ltden fazla su içmek, güneş gözlüğü ve şapkasının kullanımının arttırılması ve kesinlikle sağlam bir koruyuculuğa sahip güneş kremi kullanmak şart oldu. Özellikle güneş tam tepedeyken dışarıya çıkmamaya özen göstermeliyiz.

Eğitimi akademik ve gerçek hayat olarak ayırırsan aslında eğitimsiz diye birey olmamakta. Akademik anlamda eğitim almamış bir birey sosyokültürel anlamda başarısızdır, ikili ilişkilerde dikkate alınmayan bir kişilik sergileyebilir ancak gerçek hayatta ise gerek ticari konularda gerekse tamir tadilat gibi el becerilerinin önemli olduğu alanlarda başarılı görülebilir. Yani bu sorun bulunulan ortama göre değişkenlik gösterir. Bir balığın ağaca tırmanmasını istersen balık başarısızdır ancak aynı balığı denize bırakırsan başarılıdır. Akademik anlamda tamamen başarısız bir eğitim sürecimiz mevcut birçok ülkeyle kıyaslama yaparsan bizim üni mezunları belki adamların lise mezunlarına eş değerdir.

Güzel düşünmüşsünüz hocam ancak böyle bir proje yaparsak Türkiye'deki bu insanlara balık tutmayı öğretmek veya balık tutabilecekleri yerler tahsis etmek yerine balık almaya muhtaç etmez miyiz? Pakistan'ın şuanki durumu doğal bir afetten etkilenme olduğu için bu proje yerinde bir proje aksi halde bu bahsettiğiniz projeyi yapmak şimdiki hükümetimizin yaptığı yardıma muhtaç hale getirme durumuna eş değer olur. Ha bunun benzerini nasıl yaparız bir fon toplayıp bu insanlara kendilerini geliştirebilecekleri ve ek gelir kazanabilecekleri yöntemler ve fırsatlara dair eğitim için kullanma yoluna gidebiliriz