İnsanoğlu her şeyi unutmaya programlı bence, unutmak da hatırlamak kadar önemli ama kritik bilgilerimizi unutmamak daha önemli, özellikle öğrenci olan arkadaşlarımız için bu bilgiler kritik önem arz ediyor, tekrar etmek önemli ama sürekli tekrar edince insan kendini inek gibi de hissediyor bir süre sonra  |
|
|
|
Güzel konu olmuş hocam ben böyle istatistikleri çok severim. Yalnız Tekirdağ konusunda bir yanlışınız var. Edirne ile karıştırdınız sanırım. Tekirdağ İstanbul'un hemen yanında ve iyi ulaşım imkanına sahip olduğu için büyük bir sanayi kentimiz. Çorlu ve Tekirdağ'da çok ciddi teknoloji üreten fabrikalar var, ayrıca tekstil gibi önemli iş kolları da var. Çorlu ile Çerkezköy arası Velimeşe vs bayağı fabrikanın sanayinin olduğu yerler. O bölgede yanlış bilmiyorsam 700k insan yaşıyor. Çerkezköy'de de Bosch fabrikası, 3M fabrikası vs var. Bulgarlarla alakalı olduğunu düşünmüyorum. 2021 yılında İstanbul'dan Trakya'ya, özellikle de Tekirdağ'a 500.000 kişinin yerleştiği ile ilgili haber okumuştum. Şimdi de resmi gazetede daha 1-2 gün önce yayınlanan duyuruya göre İkitelli OSB'nin Çerkezköy'e taşınması için çalışma başlatılmış, yeni bir OSB yapılıyor. Sanayi Trakya'da daha da gelişecek herhalde. Antalya'nın ise bu kadar değişime uğrayacağını şahsen beklemiyordum. Sadece Rus Ukrayna etkisi olmayabilir diye düşündürdü beni.
Bence emlak ve turizm sektörüyle Antalya liderliği ele aldı, bu yüzden artmış olabilir, Antalyada son yıllarda inanılmaz bir şekilde talep var, arz yetişemiyor, özellikle Rusya Ukrayna savaşı etkiledi etkilemez olur mu, Türkler ev bulamıyorlar kendine, bir arkadaşımın abisini 2 tane evi var Antalyada ve ikisini de aylık 1000 usdye Ruslara kiraya vermiş, hangi Türk dolarla ev kiralar? |
|
|
|
|
Ülkede herkes finansal okuryazar olmuş zaten, üst resimdeki tüm her şeyi bizim ülkemizde yapıyoruz, böyle olduğu zaman sürekli günü kurtarmaya çalışıyoruz, bizim tek avantajımız o işte, günü kurtarmak, birikim yapmak, geleceğe dair bir şeyler oluşturmak, bu nesil büyüyünce ekonomik terimleri daha kolay kavrayan bir nesil olacak öyle bir zamanda büyüyorlar ki ekonomik tabirlerin hepsini yavaş yavaş yaşayarak öğreniyorlar,
|
|
|
|
|
Mükemmel bir konu olmuş hocam emeğinize sağlık, insanların en büyük avantajı konuşarak anlaşabilmeleri, maalesef bazı engel gruplarında bu imkan olmadığı için işaret diliyle anlatımı gerçekleştiriyorlardı, biraz da sanki belli kalıpların belli işaretleri var gibi, mesela su isteyince s ve u harfi yerine suyu işaretleyen bir işaret dili sembolü olmalı mutlaka,
|
|
|
|
Kemal Sunal'ın bir filmi vardı ya belediye başkanı yapıyorlardı şuan ismi tam aklıma gelmedi ama durum ona döner hocam. Şuan ülkenin kamusal anlamında birçok önemli mevkisinde bulunan kişiler mevkilerini kendilerine ve çevrelerinin lehiyle orantılı bir şekilde kullanmakta. Bu düzeni bozmadığımjz sürece olan yine halka olacaktır. Bunun dışında ise önerinize sıcak bakıyorum örneğin haluk levent özgür demirtaş gibi isimlerin olduğu bir partiye hiç olmadığı kadar sıcak bakacak nice insan vardır. Sırf Haluk Levent'in ahbap vasıtasıyla derman olduğu kişiler neredeyse %1 çıkartır diyebilirim.
Filmin adı Üç kağıtçı. Filmde çok ince nüanslar var. Romatizmal rahatsızlığı olan bir şahısın biraz şarlatan takviyesiyle ülkede nerelere gelebileceğini gösteren çok güzel bir filmdir. Kemal Sunalın her filminde bir doz eleştiri, bir doz sosyal mesajlar vardır. Bu ülkenin gerçeklerini mizah ile anlatan çok iyi filmleri var bu da onlardan birisi. Ha şu an o gelse o da barajı geçer eminim. Yıllar geçmiş sistem hala aynı. Aynı şekilde para kazanan, aynı şekilde seçim kazanan insanlar var. Geçen gün Müge anlı muska yırttı içinden dua yerine iddia kuponu çıktı. Bir de bunu 600 liraya almışlar. Bizim ülke böyle gelmiş böyle gider adam olmazlar. Yok hocam benim bahsettiğim o değildi şimdi baktım ismi koltuk belası. https://youtu.be/9wOPLOm0Dlc . Gerçekten de adamım nice filmi var ki suanki yaşadıklarımıza seneleer seneeler önceden igneleme yapmış misal zubuk filmi. Hocam ben konuşmaları takip ediyorum da, bu koltuk belası filmini daha önce izlememiştim, forum sayesinde Kemal Sunal filminde eksiğim olduğunu öğrendim filmin siyasi içeriklerle dolu olabileceğini düşünüp izlemeye başlayacağım, bakalım bu da diğer filmleri kadar kaliteli mi, eminim öyledir zaten, |
|
|
|
Sanırım hepimiz yaşamışız bu durumu. İş olup bittikten sonra ben biliyordum demenin de pek bir mantığı yok ama yinede söylüyoruz işte. Pişmanlık mı desem, cesaret edememe mi desem her şey var bu kavramda. Yine olsa yine aynı davranışı sergileyeceğimiz için sanki bu durumu pek değiştiremeyeceğiz gibi. Çünkü değiştirdiğimizde bu sözü söylemiyoruz ve her değiştiremediğimiz ve ben biliyordum dediğimizde ise bu kavramı canlandırmış oluyoruz. Yani elimizden pek bir şey gelmiyor. O yüzden ben biliyordum böyle olacağını demeye devam.
Hocam bir de olay olup bittikten sonra da ben biliyordum demenin de bir anlamı yok yani, önemli olan proaktif kararlar alabilmekte, eğer sen önleyici kararlar alamıyorsan, bu yaşadığın aslında göze aldığın ihtimallerden birisi, bu ihtimal olunca da dövünmek doğru değil, sonuçta ben bu ihtimalin doğru olmadığını veya olası sonuçlarını olay olmadan hesaplayarak bu işe girişmiştim, kripto paralara 100 bin lira yatırdığımızı varsayalım, bu para batabilir, çıkabilir, batınca ben biliyordum deyip, çıkınca da ben ustayım havalarına girmemeli insanlar, |
|
|
|
Sosyal medyada özgürlükçü bi düşünce yapısı yok. Kocaman dediğimiz firmalar hesaplarımızı kapatabiliyor aniden. Örneğin Trump bana göre hoş biri değil. Ama hesabının kapatılması da hoş değildi. Söylediklerinden hoşlanmadığımız için onun susturulmasını desteklemek de doğru değil bana göre. Özgürlükçü olduğunu iddia eden sosyal medya platformları hesapları gerekçesiz kapatabiliyor yönetim onların elinde olduğunda. Web 3.0 Blockchain teknolojisiyle engelleyebilir bu kötücül düzeni. Merkeziyetsiz bi düzende hesaplarımız kapanmadan düşüncelerimizi yazabiliriz. Yasalar, yasaklar olmadan. Hür ve özgür bi biçimde. Ben teknolojiyi bu yüzden çok seviyorum. Hayatımıza hep kolaylık katmış çağlar boyunca. Teknolojinin yarattığı bi dünya da kolaylıkların çok olduğu bi dünya olur bana göre. Yaşanabilir, sürdürülebilir hoş bir dünya. Hoş geldin hayatımıza Web 3.0.
Eğer bu bahsettiklerinizi yapabilirlerse web 3.0 asrın projesi olur bence, çünkü dediğiniz gibi internette bir yerde merkeziyetçi yapıda, merkez ne isterse o oluyor, bugün ülkeler bunu bildiği için merkezlere denetleme mekanizması ve cezalar getiriyor, ancak web 3.0 tam özgürlükçü bir internet sunarsa doğru bilgiye erişim de biraz daha kolay olacak, elinde sopalı birileri olmayacak, |
|
|
|
|
Her gün bir dolandırılma hikayesi çıkıyor, buna neden şaşırıyorum ki, sonuçta bu ülkede Canan Karatay bile dolandırıldı, savcılar, hakimler adınız fetö soruşturmasında geçiyor denilerek soyulup soğana çevrildi, bu çok masum bir dolandırılma hikayesi oluyor, işin enteresanı işte 77 bin vereceğine git o parayla telefon al yani nasıl ikna etmişler acaba onu,
|
|
|
|
Ne yazık ki tamamen bireysel hatamla gözümden kaçırdım bu launchpad i. Hoş bnb hodl lamadığım için zaten birkaç dolardan fazla kazanamazdım da. Umarım bizim forumda faydalanıp parayı kıranlar olmuştur. Ayı döneminde dahi launchpad in böyle karlar bırakması çok olumlu sinyal aslında. Boğada ne kadar uçuk karlar kazanılabilir bir düşünün. Mutlaka portföye bnb eklemek lazım seneye boğa başlamadan önce. Kesin.
Çok yüksek miktarda Bnb holdlamak lazım bence parayı kırmak olarak düşünebilmek için hocam bence, forumda ne kadar fazla bnbsi olan var bilmiyorum ancak herhalde en fazlamızda olsun 250 tane olsun, o da çok fazla bir getiri sağlamıyor, yine havadan verildiği için çok iyi ancak işte parayla alıp riske girmeye değer mi orasını düşünmek lazım, |
|
|
|
Emin olun önümüzdeki yıllarda (bu süreç ne kadar uzun veya kısa olursa olsun farketmez) bu ve benzeri ısmarlama atamaların hepsi gün yüzüne mutlaka çıkarılacaktır, benim asıl takıldığım nokta hak, hukuk, adalet, ahlak diye yırtınanların bu usülsüzlüklerde hep en ön safta yer almaları, talep eden ve talebi gerçekleştiren güruhun neredeyse tamamı bu mantalitede ama ne hikmetse kul hakkı yemekten bir an bile tereddüt etmiyorlar. ve daha acısı, bu güç zehirlenmesini artık kanıksamış durumdalar ki, yaptıklarını normal görüyorlar.
Bir de bu insanlar paylaşım yapıyorlar Rızkımı veren hüdadır kula minnet eylemem diye, halbuki kul onu çoktan kendine köle etmiş, farkında değil, bu atamalar ile hiç mi hakkı olmayan bir maaşı aldığı için zoruna giden, ahirette bunu fazlasıyla kendilerinden çıkaracaklarına inanan insanlar yok acaba? Bir insan bile bile neden böyle yapar ki? Eninde sonunda sen o kurumdan gönderileceksin, |
|
|
|
Ya bu konuda EYTli olan bir ablamızla görüştüm. 20-25 yıl emeklilik olayı bence mantık akıl dışı. Zamanında çok popülist bir politika izlenmiş. Fakat böyle "kazanılmış" bir hak varsa ve ellerinden de alındıysa bu bence asla etik değil. Yani bence ülkeye yük olsa da bu kuralın uygulanması gerekiyor. Ama dediğim gibi bir daha böyle 20-25 yılda emekli etme politikalarını desteklememeliyiz çünkü çok aşırı kısa oluyor diğer çalışanlara göre.
20 yaşında iş başı yapsa 40 yaşında emeklilik çok yanlış bir uygulama bence de, bir süreden sonra bir yaşa takılma olayı olmalı, devlette farkında 40 yaşında emekli olan kişinin emekli maaşını ek gelir olarak gördüğünü, gerçi emekli maaşıyla çalışmadan hayatta geçinemezsiniz zaten, bu durum da ayrı bir tartışma konusu, maaşların yetersiz olduğu kadar, genç yaşta emeklilikte de saçma olduğunu kabul etmeliyiz, |
|
|
|
Etkileşim kurduğumuz hayvanları daha çok seviyoruz. Bir kedi ve köpek ile etkileşim kurup davranışsal olarak yakınlık sağlıyoruz. Ayrıca, köpekleri kolluk kuvvetlerine yardımcı olarak da kullanıyoruz. Narkotik görevlerde önemli işler yapıyorlar. Yüzlerce yıldır bekçi olarak da kullanıyoruz. Her alanda birbirimizle karşılıklı fayda sağlıyoruz. Bir fare ve hamamböceği ile böyle bir şeyi başarmamız mümkün değil. Hayvan sevgisi bence karşılıklı fayda koşuluna bağlı bir duygu. Bütün hayvanlar aslında eşit ama George Orwell'ın "Hayvan çiftliği" kitabında dediği gibi bazı hayvanlar diğerlerine göre daha eşit. Daha eşit hayvanları daha çok seviyoruz sanırım. Kedi, köpek, at gibi hayvanlar tarih boyunca insanlara yardımcı olmuştur, filler de bir dönem savaş aracı olarak kullanılmıştır, etkileşim kurduğumuz hayvanları daha çok seviyoruz katılıyorum, mesela papağan aldınız ve bir süre sonra konuşmayı öğrendi, bu papağanı hayatınızın hiç bir döneminde yalnız bırakmıyorsunuz, bırakamıyorsunuz, uzun süreli bir yere gitmeniz gerekirken bile birilerine emanet ediyorsunuz, hayvanlar gerçekten bizim için çok önemli varlıklar, |
|
|
|
Benzin alacaktım, bu arada iyi oldu bu indirim haberi, indirimi sadece petrol ve türevlerinde görmemiz de çok üzücü, o da dolara endeksli olduğu için mecburen indiriyorlar, indiriyorlar da onu bile gerektiği gibi indirmiyorlar, ülkedeki indirim haberlerine tek konu olan şeyin akaryakıt olması da enteresan, |
|
|
|
|
TÜİK zaten kendi ayarında yazıyor, çiziyor, oynuyor, çok fazla güvenmemek lazım bunlara, ENAG daha objektif yaklaşıyor bu enflasyon verilerine ve bu enflasyon verileriyle bakınca ülkenin hepsi artık fakirleşmiş, yıllık enflasyon yüzde 84, memura ve emekliye yıllık yüzde 84 zam yapılacak mı? Yapılmayacak, şimdiden algı peşinde yüzde 15 üzerinden hesaplamalar yapılıp sunuluyor,
|
|
|
|
Türkiye deki sefaletin en büyük nedeni bence emeğin aşırı rekabetçi olmasından ileri geliyor. Çok fazla nüfus var çok fazla nüfus çok fazla iş talebinde ve işverenlerin işçi opsiyonu o kadar geniş oluyor ki çöpten hallice maaşlar veriliyor. Bunda gelir dağılımındaki dengesizlik de büyük bir etken olmaktadır. Yani bu durumu düzeltebilecek şeyler emek piyasasında körelme olacaktı. Ama bu yetmezmiş gibi dışarıdan Suriyeli Afgan işçi ithal edildi.
Bunun da sebebi belli değil mi? Karın tokluğuna çalışan Suriyeliler yüzünden durum böyle. Bu işverenin de elini güçlendiriyor. Çalışana karşı bunu tehdit unsuru olan kullanan yüzlerce işveren var. Memlekette işsiz kaynıyor cümlesini direkt benim patronumdan bana karşı duyduğumu söylesem? İşveren böyle namussuz işte. Genellemiyorum tabi ama çoğunluğu böyle. Bu anlayış devam ederse daha çok sefalet endeksi ile karşılaşırız. Büyük nedenlerinden bir tanesi emeğin çok değersiz olması. Bunun başlıca sebeplerinden bir tanesi bahsettiğiniz gibi bizlerin yerine karın tokluğuna çalışacak kaçak göçmenlerin olması. Ama şöyle bir durumda var maalesef ülkemizde patronlar çok güçlü. Bu sebepten ötürü kaçak göçmen çalıştırmak suç iken patronlar rahatça çalıştırabiliyor ve ceza almıyor. Bu da insanımızın emeğinin değersizleşmesine sebep oluyor. Bir de bazı siyasi milletvekilleri çıkıp Suriyeliler gitse ülkede çalışacak eleman bulamayacağız demiyor mu, ağzının üstüne vurasım geliyor kürekle, gerçekten bu adamların en çok Suriyeli çalıştıran kişiler olduğuna inanıyorum artık, neden Türke asgari ücret versin ki, asgari ücretin yarısına Suriyeli çalıştırıyor ne de olsa, bu insanlar tespit edilip Suriyeliler ile birlikte ülkeden gönderilmesi lazım, |
|
|
|
|
Eytye hak kazananlara bir şey diyemem, Türkiyede sistem yaşın 65 olana kadar seni zorla çalıştırıyor, mesela öğretmenimiz vardı bizim adam yaşlı başlı hala çalışıyordu ve öğrenci verim alamıyordu, dile kolay öğrencilerle arasında 55 yaş var, kendi gençlik zamanındaki çocuklar değil, nesil değişiyor, şimdi de böyle aslında, yaşı daha makul 50-55 e çekseler daha iyi olur, bence 40 yaşında emekli etmesin de 65de de etmesin, çok geç bir yaş oluyor artık o yaş,
|
|
|
|
|
Bu savaşı hiç duymamıştım, bu biraz benimse benden çok tarihimize sahip çıkmayanların ayıbı bence, yanı başımızdaki Çanakkaleyi bile gezdirmeyen, oraya gereken anlamı yüklemeyen bir eğitim sisteminden bu savaşı bize kazandırmasını beklemek haksızlık olurdu herhalde ! İlk defa duyduğum bir savaş ve inanılmaz sayı farkına rağmen kazanılan bir savaş, demek ki o zamanlar savaş stratejisi çok önemliymiş, artık o dönemde değiliz insansız araçlarla insanları öldürebiliyorsunuz,
|
|
|
|
Yoksulluk sınırı 20k küsür türk lirası. Bu sınır herşeyi açıklıyor zaten. Nereden nereyeee
Açlık sınır asgari ücretin üstünde. Bu da asgari ücretli çalışanın geçinemediğini gösteren hatta belgeleyen bir açıklama oluyor. Bunu defalarca söyledik şuanda bir asgari ücretlinin bu şartlar altında geçinme şansı yok. Ek iş veya ek gelir elde edebileceği şeylere yönelmesi lazım ki ayı geçirebilsin.
Ülkenin yüzde 95i yoksul demek bu sınır altı, tek maaşla geçinmek imkansıza yaklaştı artık, asgari ücretli veya emekliyi söylemiyorum bile normal olarak asgari ücret üzerinde maaş alan insanların, devlet memurlarının bile maaşları 20k altında, bu durumda ülkenin tamamına yoksul diyebiliriz, gerçekten ayı geçindirmek mucize artık, bir de çoluğu çocuğu olanları düşünemiyorum, |
|
|
|
|
Bu oranlara kim inanır? Kadir inanır sadece, Türkiyede her gün zamlarla boğuşurken enflasyonun aylık bazda bu oranda çıkması bence inandırıcı değil, bu benim kendi düşüncem ama yıl sonu gelirken sanki enflasyona ekstra dokunuşlar yapılıp daha düşük çıkarılmaya çabalanmış gibi hissediyorum, belki yanılıyorum belki yanılmıyorum bilmiyorum ancak içimden gelen bu, trafik cezaları yüzde 120 artarken kimse yıllık enflasyonun yüzde 84 olduğuna inanmaz,
|
|
|
|
Yılbaşı eskiden güzeldi insanların umutları hayalleri vardı şimdiki düzende hayallerin gerçek olamayacağını herkes biliyor. Cevrenize bir bakın yarını umutla bekleyen varmı?
Yeni yıl da daha çok enflasyon, daha çok borç, daha çok sıkıntı bekliyor
İyi yıllar
Gençlerden özellikle geleceği hakkında endişelenmeyen yok denecek kadar az, artık 10-11 yaşında çocuklar bile enflasyonu öğrendiler, biz 10 yaşında 25-50 kuruşa simit ayran aldığımız ve ilkokul boyunca aynı paraya alışveriş yapabildiğimiz için o dönemlerde enflasyon nedir bilmiyorduk, yeni yılda ülkemizin ekonomik olarak ferahlı olmasını diliyorum sadece, herkese alım gücünün yükseleceği yeni yıllar, |
|
|
|
|
Show Posts
