En sevmediğimiz konu: Yeni fiyatımız

Yaklaşık 4-5 senedir Turknet kullanıyorum. İsmini zikredek bile reklamını yapmaktan imtina ettiğim bir firmadan sonra ilaç gibi gelen bir firmaydı ancak her senenin enflasyonuyla tipik maillerinden bir tanesini yine atmış sağolsun. Birde güzel laf yapıyorlardı ki bundan önceki 2 seferde gıkımı çıkartmamıştım.

9 Mayısta 2019'da gelen maille 76 TL
4 Haziran 2020'de gelen maille 88 TL
Ve dün 1 Mart 2022'de gelen maille 140 TL oldu.

Tamam 35 mbps'den 75'e çıkarttığımda da 90 küsür olmuştu ancak bakıyorumda son 3 senede 2'ye katladı. Millenicom'dan başka şehirde yabancı arkadaşlarım için açtırdığım 100 TL'ye aynı hizmeti alabileceğim ve 2022'nin sonuna kadar fiyat değişimi olmayacağının garantisinin verildiği hizmeti bir hafta önce kapattırmıştım. Tekrardan arayıp aynı garanti ile alabileceksem millenicom'a geçeceğim. Böyle bu tarz mesajı allayıp pullayıp zam veriyorlar ya dolar düşse enflasyon düşse bunlarda diğer fırsatçılar gibi fiyatı indirmez gerek yok duygusallığa. Ki telefon paketi'de kullanmak isterseniz 10 TL fazla ödeyeceksiniz diyorlar ilk geldiğim zaman 2 sene civarı bedava kullandım. Eşte dostta bu numara var kapatamayızda...

Evet hocam dediğiniz noktaya çoğunlukla katılıyorum. Ancak belirli bir noktaya kadar olması kanaatindeyim. Genç kardeşlerimizin ( Bende pek yaşlı gibi konuşuyorum  yani yaşça benden genç olan kardeşlerimizin diyim ) öncelikleri cüzdanlarından ziyade kişisel anlamdaki gelişimleri olmalı. Yazın kendi ve çevresinin standartlarının üstünde bir para kazanan gençlerde okumak ya da kendilerini geliştirme isteği yerine daha çok para kazanma isteği geliyor. Kötü mü kardeşim diyebilirsiniz ancak kendi gelişimlerini tamamlamadan para peşinde koşmaları çocuk yaştaki gençlerin gelişimlerini sınırlandırıyor ve daha sonra telafisi zor olan yaralar ve zaman kaybı yaşatabiliyor. Haa 3 ay boyunca evden çıkmayıp dizi film  oyun üçlemesi yapmalarındansa bir altın bilezikleri olsun derim

Ancak yırtık olmaları gerektiği hususu doğrudur. Yırtıktan kasıt cümlelerini sakınmadan karşısındaki kişiyle gerektiği şekilde iletişim kurabiliyor olunmalı. Şimdinin gençlerinin en büyük problemlerinden bir tanesi ise ie kapanık olmaları, özgüvenli bir şekilde iletişim kuramamaları ve haklarını gerektiği gibi savunamamaları. Bir dönem özel bir kariyer merkezine dışarıdan iş yaparken şahit olduğum olayı söyleyeyim. Koca binanın camından işlek caddeye gelişine Ahmeeet Mehmeeet diye bağırttırıyorlardı kelli felli adamları. O içlerindeki çekingenliği attırabilmek için. Tabi bu durum birazda aileyle alakalı bir durum. Aile içerisinde baskılanarak, düşüncelerine fikirlerine sen ne bilirsin ki diyerek saygı gösterilmeyen çocuğun kendisini yırtması da çok zordur. Bu hususta gençlerimize uygun desteklerin yol göstermelerin önü açılması gerekiyor. Bu tarz projeleri paylaşma nedenlerimden bir tanesi de buydu. Çünkü bu ortamlarda bulunan insan ufkunu daha da geliştirmek ister. Hatta geçenlerde açtığım hislerin enerjisi konusu da buna örnek teşkil edebilir.

Nick konu uyumu muhteşem oldu hocam  Bir nevi çalıştay gibi yani ki ilk senemde bir çalıştay programına katılmıştım birçok farklı üniversiteden ki bu bile çok zevkliydi bunun bir de uluslar arası olduğunu düşünürsek ve bahsettiğiniz gibi farklı etkinlikler farklı kültürlerle gerçekten unutulmaz bir anı olacaktır. Peki buna katılım ESC gibi bireysel oluyor mu yoksa işte koordinatörler kuruluşlar aracılığıyla falan mı oluyor. Çünkü daha tam araştırma fırsatım olmadı ve aracılıkla katılım oluyor minvalinde birşey okumuştum.

Pandemi şartları tabiki engel oluşturuyor hocam pandemi şartları nelere engel oluşturmadı ki? Misal pandeminin ilk patlak verdiği zamanlarda gittikleri ülkede mahsur kalmak durumunda olan birçok öğrenci oldu nitekim geri dönselerdi bir dönemleri boşa gidecekti. O sene iyisiyle kötüsüyle öğrenciler dönemlerini tamamladır ancak bir sonraki sene yine devam etmişti erasmus hareketliliği . Onun dışında diğer programlarda da engel teşkil eden durumlar oluşur bu da pandeminin ve varyantların iyice yükselmesi ile gidilecek ülkelerin sınırlarını kapatması ile olabilecek durumlardır. Birçok projenin yaş aralığı geniş bir ölçütte yer aldığından pandeminin seyrinin daha da azaldığı zamanlarda katılımda sağlanabilir bu tarz olumsuzluklar yaşanmaması için.

Ayrıca bir dipnot daha geçeyim ki gerek Avrupa birliği olsun, gerek bakanlıklar ve gerekse de belediyeler olsun zaman zaman proje dönemi açarlar. Yaş farketmeksizin klavuzlarında yer alan konu ve sorunlarla ilgili bilgilendirici, farkındalık yaratıcı ve yenilikçi fikirler hakkında proje yazarak proje koordinatörlüğü de yapabilirsiniz. Birçok kurum ve kuruluş güzel hibe desteğinde bulunuyor bu hususta. Bununla ilgili de çalışmalarda bulunulabilir. Misal ilkokuldaki rehberlik öğretmenimle instagramdan takipleşiyorum ve lise öğrencileri ile Ulusal Ajans (Erasmus ve diğer projelerin genel olarak bağlı olduğu ajans) projesi kapsamında Avrupa ülkelerine geziye katılmıştı. Pandemiden önce de üniversiteden bir hocamızın arkadaşının projesinde katılımcı olarak birçok farklı alanda eğitimden faydalanmıştım. Kendinizi geliştirmek, sınırlarınızı aşmak için gerçekten güzel imkan tanıyor bu programlar.

Evet hepimiz gençlik yıllarını yaşadık ve halada yaşıyoruz. Türkiye'de yaşayan bir gencin sosyal imkanları ailesinin ekonomik boyutuyla ve bilgisi ile sınırlı kalabiliyor. Nitekim gençlik yılları insan hayatının dönüm noktası oluyor ve bu noktada kendi sınırlarını ne kadar zorlarsa, bu sınırların dışına ne kadar çok çıkabilirse geri kalan hayatıda o nebze daha iyi oluyor. Aklımda gençlerin katılım sağlayarak kendi sınırlarını zorlayacakları ve ufuklarını açabilecek olan bir takım projeleri dilim döndüğünce klavyem dayandığınca paylaşayım istedim.

1) ERASMUS
En bilineninden başlayayım istedim. Bu ismi duymayan varsa bir madalya takalım yani Üniversite öğrencilerinin ikinci sınıfta katılabilecekleri bir öğrenci değişim programıdır. Bu program kapsamında üniversitenizin anlaşmaları çerçevesince 1 ya da 2 dönemi hibeli olarak bir avrupa ülkesindeki üniversiteye gidebiliyorsunuz. Yalnız şunuda unutmamak lazım avrupaya gidip yiyip içip sıçma hayatına alışıp programın gereklerini yerine getirmezseniz o hibeyi geri alabilirler  

2) ERASMUS STAJI

Erasmus öğrenci değişim programı gibi eğer üniversitenizin anlaşmaları varsa staj zorunluluğunuzu bu program kapsamında yapabiliyorsunuz. Hele ki uluslararası statüde bir mesleğe sahipseniz bu programdan faydalanmanız kendi networkünüzü oluşturmak adına çok faydalı olur. Nitekim birkaç arkadaşımın bu program çerçevesinde mezun olduktan sonra beğenilmeleriyle tekrardan o kurumda çalışmaya başladıkları oldu.

3) GENÇLİK OTOBÜSÜ

14 ÜLKE   19 ŞEHİR   27 GÜN süren ve tamamen ücretsiz olan bir maceraya hayır demezsiniz sanırım 18-35 yaş arası kabul edilmekte  
https://genclikdunyasi.com/site-pages/Genclik_Otobusu_Katilim_Sartlari

4) ESC PROGRAMI

17-30 Yaş arasındaki gençlerin başvurabileceği gönüllülük esaslı projeleri barındıran programdır. Konaklama gibi her türlü ihtiyaçlarınız karşılanır haftada 5 gün gönüllülük gerektiren işlerde katkı sağlarsınız ve 2 gün izniniz olur. Bu süreçte projeden projeye bağlı olarak cüzi bir miktar öyle uçuk kaçık olmaz ama bir cep harçlığınız olur bunu da tatil günlerinizde yiyebilirsiniz. Açıkcası farklı deneyimler, kültürler denemek isteyen ve yanında bir dil öğrenmek isteyenlerin katılmasını tavsiye ederim. Para saçarak bunları denemek yerine böylesine bir programla güzel vakit geçirebilirsiniz. Yanlış bilmiyorsam en fazla 12 aya kadar kalabiliyorsunuz. Tabi bu süreçte çalışma veya okuma izniniz olmuyor. Yani gidince bir de orada çalışırım veya yüksek lisansı da hazır oradayken prestijli bir yerde aradan çıkartayım diyemiyorsunuz.

5)WORK AND TRAVEL

Hemen hemen herkesin duymuş olduğu bir programdır. Bu program sadece Amerika ile bağdaştırılmış olsa da birçok farklı ülkede de bu eylemi gerçekleştirebilirsiniz. Tabi eli kolu sallayarak olmuyor örgün bir ünili olmak şartıyla. Ortalama olarak gidebilmek için 4-5K$'ın ilk etapta elinizin altında olması gerekmekte. Ancak şansınıza ve çalışkanlığınıza bağlı olarak bunun 2-3 katını kazanıp geri dönmemeniz işten bile değil.

6) SALTO-YOUTH PROJELERİ
Yeni keşfettiğim daha tam inceleme fırsatı bulamadığım bir programdır belki aranızda tam bilgisi olup aydınlatabilecek kişiler vardır.

7) KULAĞINIZ KESİK OLSUN

Gerçektende eğer bir üniversite öğrencisiyseniz proje yazan hocalarla aranız iyi olsun ve kulağınızda kesik olsun. Hem bu tarz projeler nasıl yazılır onu öğrenip deneyimleme fırsatınız olur hemde projelerde aktif rol alabilirsiniz. Mart-Nisan-Haziran aylarında 3 ayrı projede etkin rol alacağım ve projelere toplamda 14-15 ülkeden katılımcılar gelecek.

Edit: Varsa bunların dışında bilgisi olanlar onları da ekleyelim. Heh aklıma şimdi bile geldi

ERASMUS Değişim programları dışında FARABİ ve MEVLANA Değişim programlarıda var üniversitenizin anlaşması var ise koordinatörlükten genel bilgi alınabilir hangi ülkeler ve üniversitelerle anlaşmaları olduğu yönde. Bu programlar hakkında da bilgi paylaşacağım.

8)BU ÜLKEDEN DAHA ÖZGÜR YAŞAYABİLECEĞİNİZ ÜLKELERE GİDİN

Hakkınızın yenmediği, oturduğunuz yerden cebinizdeki paranın çalınmadığı, yobaz düşünce yapısıyla taciz ve darp edilmediğiniz, insani yaşam şartlarına sahip olduğunuz bir ülkeye gitmeyi gerektirecek ne varsa bu gereksinimlere sahip olun.

Podcast olarak atmanız daha iyi olur misal benim gibi çok sonradan görenlerin dinleyebilmesi için daha kalıcı olacaktır. "Başarısızlık yoktur, deneyim vardır" diyerek sonlandırayım 

Çocukluk arkadaşlarımızla o zamana kadar anca petibör bisküvili yaş pasta gördüğümüzden hiç normal yaş pasta görmediğimizden kumdan yaş pasta gibi birşey yapmıştık. Bir arkadaş kendini aşırı kaptırıp gözünü bir lokma almaya çalışmıştı Biz ne kadar engellesekte bir parça kum yemişti salak

Güvenlik ikilemi diye bir kavram yer alır. 2 komşu devletten birisinin askeri gücüne güç katması demek diğeri için potansiyel bir tehdittir. Bu durumda bu devlet ya askeri kaynaklarında geliştirme yapacak buna mühimmat ekleme daha iyi özellikli silahlar gibi. Ya da askeri anlamda diğer devletle başedebileceği oranda bir devlet ile bloklaşma yoluna gidecek. Birinci ve ikinci dünya savaşında gördüğümüz üzere devletler aralarında anlaşmalarla ikili bloklar oluşturdu. Bu ittifaklaşmanın bloklaşmanın dünyanın çevresel ve insani ferahına ciddi zarar verdi. Nato'nun kurulma amacıda üye devletleri aba altından sopa göstererek hizada tutabilmek olası bir üçüncü dünya savaşının önüne geçebilmekti. Tabi bu kağıt üzerinde böyle keskin ultimatom veremedi tarihsel süreçte bana göre de sadece laf olsun torba dolsun minvalinde olan bir kuruluş. Nato'nun en güçlü iki ülkesi gel lan vs atak dese eheh der sıçar yani Nato.

Aşağıda paylaşacağım video ile sizde evinizde tuvalet kağıdı ihtiyacınız organik ve ekonomik bir şekilde halledebilirsiniz tabiii yersen   Malum süper güç olunca ekonomimiz çok iyi oldu ihtiyacımız olmaz ama ıssız bir adaya düşecek olursak lazım falan olur

https://www.instagram.com/p/CaSe3jvj-RP/

---

https://www.youtube.com/shorts/95LO6HXaGuc   

Küçük hırsızlar banka soyar, büyük hırsızlar banka kurar. Bu hikayede şöyle bir denklem kursak yanlış olmaz  

Deriz ya kurt kışı geçirir yediği ayazı unutmaz. Ukrayna bu badireyi atlattığında kripto paralara karşı daha olumlu bir tutum sergileyecektir diye düşünüyorum zaten ılımlı olduğuna dair haberleri görüyorduk. Bunun dışında gelen bu kadar para ciddi anlamda vatandaşları ihtiyaçları doğrultusunda kullanılır umarım. Ve ukrayna halkının gerçektende takdir edilesi bir duruşu oldu bu süreçte ve benimde birkaç ukraynalı arkadaşım var ve bu süreçte birkaç kere görüştük. Seslerindeki o çaresizlik her an gelebilecek hava saldırısının korkusu ciddi anlamda belli ediyordu kendini. İnşallah yakın zamanda bu zulümden kurtulurlar.

Mart ayında sigara şirketleri tarafından sigaralara zam geleceğine dair bir duyum aldım. Normalde yok anasının gözü derdim ama daha 3-4 ay önce 17.5 olunca çüş demiştim sigarama şuan 21.5 oldu . Dedim olur mu olur artık bunlar daha iyi günlerimiz diye 2 karton aldım. Sonra oturdum aylık harcamalarıma alışkanlığımdır fişleri atmam. Ortalama olarak düzenli aldığım ürünleri bu sene sonuna yetecek kadar aldım. Haa cebimde nakit azaldı mı azaldı. Ancak hay anasını satayım bu kadar zam olur mu lan demek yerine oturup iyi lan bundan 3 tl bundan 5 tl kardayım diye çekirdek çitleyeceğim. Bu hükümete kaldıysak işimiz yaş.

Birçoğunuzun medya ile ilgili fikirlerine aynen katılıyorum. İyilik haberleriyle insanların dikkatini çekemezler o yüzden böyle haberleri hep ön plana alırlar ki reytingleri düşmesin. Ama tam tersini yapsalardı bu durum değişmeyecekti ne yazık ki  Pisliği halının altına iterek kurtulamazsın derler ya o hesap. Düşünün sokakta birisi kadın erkek farketmez size doğru koşup yardım istese 10 kişiden 7-8'i aman başım belaya girmesin diye başını başka yöne çevirir. Önceden allah misafiri kabul eder misiniz yolda kaldım deyip birinin kapısı çalsaydı o adam ne aç kalır ne açıkta. Ama şimdi bırakın allah misafirini akrabalardan çekinir hale gelindi. Bu benim çocuğuma birşey yapar mı korkusu olmaya başladı. Hani ramazanlarda reklamlarda ahhhh nerede o eski ramazanlar derlerdi ya şimdi de biz diyeceğiz ki nerede o eski insanlık...

RTÜK'ü şu zamanlarda tebrik edeceğim hiç aklımın ucundan geçmezdi  RTÜK'ten aynı hassasiyeti diğer yayın organlarına karşı bekliyoruz 

Uzun zamandır televizyon izlemiyordum. Bir az önce ailecek yemeğe oturduk ve Show Tv'nin haber saatiydi ve haberler istemsizce dikkati mi çekti. Sürekli cinayet, sürekli katliam haberleri. Hadi kurnazlaştık, aç gözlü olduk fırsatçı olduk. Buna da alıştık yani yapacak birşey yok dedik. Cana geleceğine mala gelsin derdik ya artık insanların gözlerini nasıl bir kan kin bürüdüyse insanlık dışı şekilde saldırıyor. Sülüsünü alan bir delikanlının kılıçla katledilmesi, Evinin önünde kızıyla arabasına binen babanın aracına 28 kurşun, akrabalığı olan dünürlerin alacak verecek meselesinden gözünün dönmesi arabanın içindekilere kurşun boşaltması gibi gibi birçok haber hala da devam ediyordur benim yüreğim kaldırmadı.

Aynı gökyüzünün altında yaşayan bizler neden kavga gürültü cinayet olmadan yaşayamıyoruz ki? Ne ara bu kadar gaddarlaştık? Sahi cevabını bilen var mı?

Derler ya tüm yumurtalarını aynı sepette taşıma hah bu noktada tüm yumurtalarını sepetlere aynı günde koyma demek en güzeli olur bence. Bakıyorum gruplara, tweetlere, sohbetlere insanlar ben aldım ya düşmeye başladı diyor. Hayır abi sen yanlış zamanda girdin. Alım yapıldıktan sonra fiyat uçabilirde düşebilirde eğer ki sen düşmesine katlanamıyorsan sinirlerine hakim alamıyorsan belirli zamanlara böl. Hayır birde akşam aldığı sabaha yükselince ben ekonomistim diyen adam düştüğünde ben aldım böyle oldu diyor Varsın birim başı maliyetin yükselme riski olsun ben ayranımı böyle içerim yani daha sağlam bassın ayaklarım yere

Burası Gora değil ki sucuğun ağaçta yetiştiği gibi bu aradaki farkı kapatacak para ağaçtan yetişsin  Bas bas paraları gurbetçiye, turiste, yatırımcıya olacak yani Kısa vadede durdurmak için mantıklı mı evet biraz ancak senin para birimi değerlendirecek bir aksiyon göremedik açıkladığın zamandan bu yana. Bir çığ parçası gibi büyüyecek ve koca bir ülkeyi daha beter hallere getirecek. Her ne kadar bu hükümet değişmedikçe bunun ve genel eylemlerin zararlarını apaçık birşekilde insanımız göremeyecek. Medya yanlı, kurumlar yanlı (Bknz: Tüik'in yayınladığı veriler), insanlar kraldan çok kralcı. Ve daha da kötüsü hükümet değiştiğinde gerçek hal ortaya çıktığında belirli bir kesim çıkıp diyecek ki: AKP gitti diye böyle oldu  Hayır Akp bunca yıldır gitmediği için böyle oldu!

Yüzdelik oranlarına ve fiyat parametrelerine baktığımda uzun soluklu yatırımcı olmak ciddi anlamda kazandırıyor. Farketmiyor bugün elimizde tuttuğumuz herhangi bir coine fiyat biçiyoruz en fazla 1-5-10-100 dolar olur diye ve kendimizi o noktalara kısıtlıyoruz. Tablonun ilk yılı 2013ün başında bir bitcoin kaç dolardı şimdi kaç dolar o zaman bitcoinle haşır neşir olanlar bugünleri sadece hayal mi ediyordu yoksa olacak diyordu?  Ancak Newton'un dediği bir gerçekte var "Gök cisimlerinin hareketlerini hesaplayabiliyorum, halkın deliliğini değil". Bu uzun soluklu geçen sürede kaç kere zirve gördü kaç kere dip gördü. Bunlar olurken kaç balina cüzdanındakini kat kat arttırdı kaç ufak yatırımcı kara kara düşünüp bir sigara yaktı. Böyle bir tabloyu bastırıp duvara asmak lazım ki aklımızdan çıkartmayalım her düşüşün bir yükselişinin; her yükselişin ise bir çakılışının olacağını...

20 yıldır iktidardalar eğer ki her evde iki otomobil var ise bunun hesabını en fazla 35 yaş ile yapmalılar. 35 yaşını aşmamış kişilerin % kaçının evinde iki araba var buna baksınlar bakalım. Şuanda 2 arabası olan kişiler en aşağı 40-45 yaşında ki bunlardan önceki iktidarların zamanındaki tl lirasının değeriyle yaptıkları çalışmanın bedelleri. Ben kendimi bildiğimden beridir diyeyim iktidarda akp var ve ben bırak iki arabayı bir arabayı zar zor alabilirim şuan Türkiye'de o da kuş serisi. Ve bu parayı biriktirmemde bu hükümetin sağladığı istihdamlık bir durumdan değil tamamen kendi çabalarımla ve tabiri caiz ise amelelikle. Ve ben Türkiye'de değilde bizi kıskanan herhangi bir Avrupa ülkesinin vatandaşı olsaydım bu amelelikle değil 2 22 arabam olurdu evimin garajında. Gel de bunu bu beyinlilere anlat...

Keşke Mhp ve Akp halkımızın maddi gücüne zarar verecek zamlara da tepki göstererek engel olabilseydi. Dövizlerin bu kadar yükselmesine sebep olan eylemlere de tepki göstererek engel olabilseydi. Evet İstanbul halkının su faturalarına zam gelmesi kötü birşey düz mantıkla şunla bunla mı alakalı demişsiniz ama bir çark gibi bu o suyun çeşmeden akana kadar geçen süredeki arıtmasından tutun aktarılmasına kadar birçok farklı kalem yer almakta bunlar hali hazırda zamlanmış durumda ki bu da su faturalarına yansımış. Akp ve Mhp öncelikle bu kalemlere gelen son 1 senelik zamları bir indirsin de ondan sonra karşı çıksın. Ekrem İmamoğlu söyleminin arkasında durup hukuki süreci başlatırsa ve adil bir süreç ilerlerse kim haklı kim haksız bu konuda çıkar buna göre de tepkimi gösteririm.