İnsanlarda "Tanrı Geni" olarak adlandırılan bir gen olduğu düşünülüyor;
Tanrı geni hipotezine göre, VMAT2 isimli özel bir gen, insanları manevi ve mistik tecrübelere yatkınlaştırmaktadır. Bu fikir, genetikçi Dean Hamer tarafından ortaya atılmıştır.
Dünyada binlerce din var olmuş. Belki de insanlık tek akıllı canlı türü olarak yanlızlaşmasından yada öldüğünde yok olmayı kabul etmeyecek bir egosu olduğundan güneş, ateş, putlar mutlaka bir şeye sığınma yada inanma ihtiyacı hissetmiş. Alakasız coğrafyalarda birbirlerinden haberleri olmayan insanların farklı Tanrıları olmuş.
Böyle bir gen varsa belki de ateistlerde bu gen zayıftır ve bu konuda sorgulama yeteneği daha objektif olabilir.
Şuan bilimin evrimi araştırması demek din ile çelişmesi demek oluyor. Kutsal kitaplarda yaradılış çok açık bir şekilde anlatılmıştır. Dindarlar dinin bilimsel gelişmeye engel olmadığını söylüyor fakat durum tam tersi. Koyu dindar bir ülkede evrim araştırılmamalı ve yoruma kapalı olmalıdır. Bu yüzden bütün dindarlar evrim teorisinden nefret eder. Evrimi araştırmaz ve evrenin bir yaratıcı tarafından yaratıldığına inansaydık bilim bu kadar ilerlememiş olurdu.
Evrimde bizim suda yaşayan canlılardan geldiğimiz varsayılıyor ama genelde dine inananlar evrim halkalarından maymunu örnek verip senin ataların maymun olabilir diyerek alaya alırlar.
İslamın şartları bellidir.
5 vakit namaz kılmayan İslamın şartını yerine getirmiyor demektir en basit örnek ile. Ama bakıyoruz yılda 2 kez bayram namazı ve arada cuma namazı ile geçiştiriyor çoğu inançlı kişi. Hatta ben inanan insanlar ile tartışmadan önce mutlaka Kuran'ı okuyup okumadıklarını soruyorum fakat çoğu okumamış oluyor. İnandığı kitabı okumamış ve şartlarını yerine getirmeden nasıl müslüman olunuyor ?
Doğuştan gelen aidiyet duygusu olduğu için ve ateistlerin aslında canavar olduklarını düşündükleri için seçim yapamıyorlar. Çünkü böyle gösterilmezse caydırıcı olmaz. Ama iş para ve hayat kaygısı olduğunda hepsi ateist ülkelere yerleşmeyi tercih ediyorlar. Bunun adı ne şiş yansın ne kebap.
Ateist yada seküler insanların Osmanlıyı sevmediği tarzda yanlış bir düşünce de var yada dindarlar bunu bilerek yapıyor. Osmanlı benim için bir medeniyet. Egzotik havası, müzik kültürü ve mimarisi ile gurur duyduğum her şeye rağmen bir çok ırk ve kültürün bir arada yaşayabildiği bir medeniyet. Yani atalarımla gurur duyuyorum bazı şeyleri zamanında değerlendirmek gerekiyor. Seküler egzotik bir Osmanlının dünyada örneği olamaz. Ortadoğu, Roma, antik Türk kültürü ve kafkas kültürünle harmanlanmış bir mozaik...
Biz ideoloji karmaşası yaşayan başarısız olmuş bir üst kültürüz eğer Osmanlı avrupa da yaşanan kültürel gelişmeleri ıskalamasaydı şuan çevremizde milliyetçilik yapan küçük balkan devletlerinin hepsi bizde Osmanlıydık diyecek belkide Osmanlı sadece Türklere ait değil diyeceklerdi.
Türk müzikleri; latin ülkeler, ortadoğu,K.Afrika, balkanlar ve kafkasyaya hitap edebiliyor. Dünyada bunu yapabilen Amerika haricinde ülke yok. Bunu en basit youtube da yorumlardan bile anlayabilirsiniz. Avrupa ve Rusya ne kadar farklı din ve kültüre sahip olsakta bizden etkileniyorlar müziklerimizi dinliyorlar. Her Rus ve Ukrayna kadınında bir Hürrem takıntısı vardır.
Üst kültür alt kültürü yutar.
Hep bizim stratejik ülke olduğumuzdan bahsediliyordu millet bunu hep haritada ki yerimiz olarak algıladı.Fakat bizim kültürel etki alanımız çok geniş ve asıl olay bu. Biz Roma dan sonra uzun yıllar ayakta kalabilmiş ve yakın tarihte dağılmış son imparatorluktuk.
Bizim seküler olmamızı istemiyorlar aşırı dindar ve gelişmemiş bir ülke olmamızı istiyorlar. Amerikanın bize ılımlı İslam ülkesi yaftası ve zamanında AB den Barosso nun laiklik önemli değil demesinin nedeni bunlar. Bu yüzden AKP desteklendi şimdi her ne kadar çıkarları ters düşsede.
Barosso 2008;
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, Türkiyenin bir gün ABnin tam üyesi olması için, Türkiyede tam demokrasi ve demokratik laikliğin olması gerektiğini belirterek, Laiklik zorla dayatılamaz dedi.
İnsan düşünüyor laik ülkelerden oluşan AB bize neden laiklik dayatılamaz diyebiliyor. O halde devletin dini İslam olsun ve halkın her hangi bir din veya görüşünde taraf olabilsin öyle mi ?
Laiklik:
Laiklik veya laisizm, devlet yönetiminde herhangi bir dinin referans alınmamasını ve devletin dinler karşısında tarafsız olmasını savunan prensip. Fransızcadan Türkçeye geçmiş olan "laik" sözcüğü, "din adamı olmayan kimse; din adamı dışında kalan halk" anlamına gelen Latince "laicus" sözcüğünden gelmektedir.
Doğu da düzgün bir örnek olmasında ne olursa olsun. İslamcı bir Türkiye olursa yalnızca fakir müslüman ülkelere hitap eder ve günün sonunda ilerleme kaydedemez.
Biz şuan Osmanlı kültürü yerine yalnızca Viyana ve İslam yönü ile övündüğümüz için Avrupada ki sağı ellerimiz ile güçlendiriyoruz.
Osmanlı hristiyanların dinini değiştirmemiştir fakat Viyanaya neden dayanmıştır ? Neden sürekli Avrupaya ağırlık vermiştir ?
Cevabı din olamaz çünkü zaten müslümanlaştırmıyordu. Hoşgörülü olduğu için hristiyan kalmıyorlardı yoksa adamların kapısına kılıçla dayanmazdık.Bunun cevabı çok kültürlü ve dinli bir imparatorluk olmayı istemesiydi ve Roma kültüründen de etkilenmiş kendini mirasçı gibi görüyordu. Osmanlı egemenliğinde bulunan hiç bir ülke din değiştirmemiştir. Doğuda Ermenistandan batıda Macaristana kadar. Viyana geçilse daha fazla hristiyan olacaktı ve düşük bir ihtimal ile bizden de hristiyan olanlar olabilirdi. Metehanın Çin politkasını biliyoruz nüfus fazla ise vergiye bağla ele geçirme. Dert dünya gücü olmaktı tek bir ideolojiyi benimsemek değildi.
Torunları olduğunu iddia edenler ise İslam liderliğinden bahsediyor ve neredeyse 20 yıldır konuşulan tek şey din ülkemizde.
Elinde bu kadar fırsatı olupta dogma(Din) yüzünden bunları geri tepen başka ülke yoktur muhtemelen.
Dünya hızla sekülerleşir ve küreselleşirken biz imamhatipler ile dünya ile uyumsuz olacak nesiller yetiştiriyoruz.
Bu tünelin ucunda görünen ışık üzerimize gelen trenin ışığı.