6 ay sonra gelen editle dediğim gibi seneyi devriyesini doldurmamış yerli ve milli bir diğer proje ne yazık ki ...

Konuyu birazcık incelediğimde aklıma takılan bir nokta oldu hocam cevaplarsanız sevinirim. Genellikle ülkemizde memur zihniyeti dediğimiz 9-5 çalış maaşın garanti olsun düşüncesi yaygın olduğundan girişimcilik çabalarında gelir modelleri üzerinde fazla bir gelişmişlik olmuyor gibime geliyor. Keza tarafınıza gönderilen birkaç projenin detaylarında bundan bahsetmişsiniz. Bu alanda çaba göstermenizden mütevellit gerek yerli gerekse yabancı girişimleri takip ettiğinizi varsayarak gelir modelleri üzerinde yabancı girişimcilerden ne noktalarda geride kalıyoruz?

Örneğin Google'un Internship filminin son sahnesinde (https://www.youtube.com/watch?v=EayuSGUkFBk&ab_channel=JacksonChan) yer alan pizza firmasının sadece ufak bir şube oolmaktansa sınırsız gelişim kapasitesinde olabildiğini görebilen hacı abimiz gibi öngörülerde bulunamıyoruz gibime geliyor. Bir diğer deyişle birşey moda olduğunda onun 1 milyonuncusunu yapmak gibi girişimciliğimiz var. Ama yabancılarda gözlemlediğim kadarıyla önce ben buradan ekmek yerim denen şey üzerinden ortaya konmamış birşeyi koyma çabası oluyor. Ve nokta atışı bir gelir modeli ile milyonluk milyarlık bir girişim sahibi olabiliyorlar. Bizde ise bu durumda güzel bir girişim doğru kurgulanmamış gelir modelleriyle batmaya yüz tutuyor.

Gelir modelleri ve doğru girişim için hangi noktalarda yanlış düşünüyoruz ya da geri kalıyoruz acaba?

Endüstriyele de güvenemiyoruz ki be abi Süt firmasında sütle duş alan lavuğu gördükten sonra ulan diyosun ibnelik yapan elemanı var mıdır ya da ne kadar hijyenik diye düşünüyorsun ister tanınmış olsun ister tanınmamış içinde hep bi şüphe kalıyor.

Artık aile gibi olduğumuzdan bugün yaşadığım bu güzel olayı sizlerle paylaşmak istedim abilerim ablalarım kardeşlerim 

Bugün okulun kapısından girdim tak tuk sesleri geliyordu çok tanıdık bir sesti bu ses lise yıllarımda manyağı olduğum masa tenisi topunun sesiydi ve sesin kütüphaneden geldiğini görünce daldım içeri. Bir öğrenci topluluğu masa tenisi turnuvası düzenlemiş ve şansıma turnuva saatine kadar başvurabiliyormuşuz.

Lisede de beden hocamız masa tenisi takımı kurmuş turnuvaya gideceğimizi söylemişti. Bir çok öğrenci katılmıştı aralarında da en iyi oynayan bendim bu arada. Hoca birkaç gün gelip sonra aranızda oynayın diyerek bizi başından savmıştı. Ne kadar öğrenci varsa bana karşı oynaya oynaya öğrenmiş gelişmiş bense yerimde saymıştım. Yaprak dökümü misali takımdan birer birer eksilmişti arkadaşlar en son bir bakmışım sadece ben kalmışım. En son masanın yarısını katlamış kendi kendime oynuyordum derken birgün hoca geldi bir tek sen mi varsın diye sorup hadi geç karşıma demişti. Karşısına geçtiğimde gayet iyi oynamama rağmen seni turnuvaya götürseydim elenirdin diyerek beni şoka uğratmıştı. Ben turnuvaya gitme hayali kurarken turnuva geçip gitmiş benim ruhum bile duymamıştı. Size o zamanki tutkumu şöyle söyleyeyim. O zaman yaşadığım şehirde büyük bir turnuva olmuştu iller arasında bense elimde raketle bi ihtimal aralarına karışır onlarla oynarım demiştim. Ki keza olmuştu ve Trabzon ve Kayseri'den gelen sporcularla antrenman maçı gibi ufak maçlar yapmıştım. Turnuvaya götürmeyip pişkin pişkin konuşmasına dayanamayıp birşey demeden raketi bırakıp salonu terketmiştim. Ve bu noktada içimde bir ukte olarak kalmıştı.

Bugünse senelerdir içimde kalan ukteyi içimden söküp attım. 5-6 senedir oynamıyordum elim ayağım titriyordu ama biraz ısınma sonunda eski formuma yakın bir form tutmuş günü üçüncü olarak tamamladım. Ödül olarakta yeni başlayanlar için orta diyebileceğimiz bir raket kazandım. Artık bu zehri tekrardan kaptım durdurana aşk olsun.

Var mı sizinde buna benzer ukteleriniz? Varsa ne duruyorsunuz sizde söküp atın içinizden 

Oturdum sonuna kadar izledim röportajını bu hacı abinin.


Asgari ücret almamak için 14 saat 14 saat çalışıyorum diyor. Düşünün artık bekar bir insan bile asgari ücretle zor geçinir hale gelmiş ve bir zamanlar 3 çocuk istiyorum diyen bir siyasetçimiz vardı. O üç çocuğa bakmak için galiba 23 saat çalışıp 1 saat gözü dinlendirmek gerekirdi!

Bazen diyor ki boşver parayı sosyal hayat önemli! Evet çok önemli ülkenin gündemi zamları zumları koşuşturma bir noktada içimizde birikenleri sosyalleşerek çıkartmak lazım ama gidip bi cafeye oturup 2 çay içip 10 lira hesap ödeyerek değil. Bu olay Konya'da yaşanmış bi sormak lazım bu hacı abiye bak bangır bangır Konya'nın reklamlarını yapıyorlar bir mevlana müzesine gittin mi, Konyanüma Panoramaya gittin mi, Konya Bilim Merkezine gittn mi, 80 Binde Devr-i Alem Parkına gittin mi, Konya Tropikal Kelebek Bahçesine gittin mi (https://www.tripadvisor.com.tr/Attractions-g298013-Activities-Konya_Province.html)? Ya da soruyu düzeltelim gidebildin mi? Cevabı gitmedim gidemedim olacaktır!

Gayem yok diyor şurada bir araba çarpsa niye öldüm lan dur yaşayacaktım demeyecekmiş! Harbi bir insanın gayesi olmadan yaşayabilir mi ya? Akşam yatıp sabah kalktığında bu ne lan dünün aynısı diyerek kaç gün dayanabilirsiniz ki! Bir kız arkadaşım vardı o da bitti gitti diyor! Sahi zamanında iki gönül bir olunca samanlık seyran olurdu şimdi iki gönül bir olması için o samanlıkların istimlak olması falan gerekiyor! Asgari ücretle ne güzel evlenir hale geldik!

2017'den beri tatile gidememiş hacı abimiz. Sahi tatil neydi? Tatil sevgi demekti tatil dinlenmek demekti tatiiiiiil günlük hayatı derdi kederi geride bırakmak demekti ama bunu bile yapamaz hale gelmiş hacı abimiz.

Çıkar telefonu savına karşılık sadece acil aramalar için açık olan imeisi kapanmış bir telefonu gösteriyor. Anca başına bir iş geldiğinde polisi ambulansı arayabilecek bir birey olmuş hacı abimiz. Düşünsenize o kadar boktan bir durumdasınız ve bir sevdiğinizin sesini duymak için bile cebinizdeki telefonumsu şeyi kullanamıyorsunuz!

Hacı abimiz ikinci el piyasasına da değinmiş. Bir sene öncesinde 30K ₺ ile alabileceği arabaların piyasasının nasıl yükseldiğini enflasyonu çok güzel açıklıyor sahi 10 sene öncesine kadar mikrofon uzatsak bu kadar çok ve güzel anlatabilecek insanlarımız olur muydu!

Deeeerkennn crossover bir bölüm gerçekleşiyor daha öncelerinde sarı mikrofonda söz alan bir teyzemiz bu sefer GUGE TV mikrofonlarında millete sesleniyor! Teyzemiz oğlum çalışacaksın diyor tamam bu normal bir önerme ve hacı abimiz de o zamanlar çalışıyor taki bende çalışıyorum diyene kadar(!) teyzecim senin o yaşlarda çalışmak zorunda olman yanlış! Birde bağırma teyzem dediklerinde toplansın millet görsün diyor burada da sürü psikolojisi ile karşısındaki insana baskı kurarak törpülemek isteğini görebiliyoruz! Ve temizliğe gidiyorum diyor teyzecim o yaşlarda senin milletin evine temizliğe gitmen benim ağırıma gidiyor da senin o yaşta temizliğe gitmek zorunda olman gitmiyor mu!

Sonra hacı abimiz 81 ilde her çay sigara sohbetinde geçen bir soruyu soruyor "KONYA'DA BU KADAR KARŞIT VAR DA BU OY NASIL ÇIKIYOR KARDEŞİM YA!". Valla hacı abi bizde soruyoruz bu soruyu ve cevap bulamıyoruz. Hayır İsviçre'li bilim adamlarını devreye alsak onlar bile bulamaz gibi duruyor.

Bubayın telefonu var mıydı! Bu nasıl bir soru dayııııı diye köpürürdüm ama bu dayıya en iyi cevabı İbrahim Tatlıses vari vermek lazım " Urfa'da Oxford vardı da biz mi gitmedik" dediği gibi o zaman vardı da babası mı almadı!

Git oraları gör diyenlere inat Hollanda'yı görmüş bir tercüman diyor ki yetmiyor bu para diyor! Ulan elin adamı anlıyor bizimkilere anlatamadık!

Ve oradan çok ama çok yobaz bir ses yükseliyor senin memleketin neresi bakayım dön bir an önce diye! Adam 2006'dan beridir orada yaşadığını söylüyor Avrupa'dan belediyelerden yardım alarak senin yaşayamadığın hayatı yaşayıp fink atmayıp çalışan adama dön memleketine diyorsun ama şehit haberi geldiğinde mangalda kül bırakmıyorsun ve suriyelilere bunu diyemiyorsun!

Sonra bir dayı hacı abimize bir soru yöneltiyor ve diyorki patatesi soğanı neden denize döktünüz! Google'da denize patates soğan dökenler yakalandı şeklinde bir aratma yaptım ve birşey çıkmadı galiba bu olayda Lozan'ın gizli maddeleri arasında yer alıyor. Derken bir teyze çıktı ve Sarı mikrofondaki Hacer teyze sandım ama bir baktım ki ortalardan kaybolmuş rönesans tablosu gibi olayda nasıl kaçırdım video bitince bakacağım

Tam göremediğim bir görsel gösteren dayı Amerika bayraklı bir görsel göstererek vatanı düşün diyor. Vatanı vatan yapan üstündeki kandır ve bu vatanı vatan kılmak için canını verenler bir toprak parçası için canlarından olmadılar o toprak parçasının üstünde milletimizin özgür ve ferah birşekilde yaşaması için canlarını verdiler. Özgür müyüz evet ama ferahda mıyız hayır!

Son kapanışı öylesine güzel bir cümleyle yapıyor ki hacı abimiz "60 yaş üzeri adamlar yüzünden gençlerin hayatı bitiyor abi!"



Bu röportajı verirken üzerinde çalıştığı firmanın üniforması olması ve doğruları söylemesi şirketin imajı için ciddi bir sorun teşkil eden birşey. İş ayrı aşk ayrı derler ya bu işten çıkartmak zorunda kalanlardan birkaçı bile ulan çocuk doğru söylüyor demiştir bile. İşten çıkartılma bu röportaj sebebiyse doğrudur ama yöntemi ve zamanı yanlıştır. Ha değilse ve yukarıda bahsedildiği gibi disiplinsizlik nedeniyle olduysa hacı abimizin kendine biraz çekidüzen vermesi gerekir. Ancak şu da bir gerçek ki böylesine bir şehirde düşüncelerini gür bir şekilde dile getirdiği için bugünün bir genci olarak TEŞEKKÜR EDİYORUM!

Dipnot: Hacer teyzemiz (5:42de)herkesde para var deyip ortadan kayboluyor Haklısın teyzecim herkeste para var kiminde paralar var kiminde paracıklar!!!

https://www.youtube.com/watch?v=K7z3590-Mt0&ab_channel=DokuzSekizM%C3%BCzik

Geleceksenizde teker teker gelin topyekün gelmeyin...

Bu durumun birçok sebebi var bence @Ratimov. En başlıcası Bitvest ve 777 kampanyalarının duraklatılması. Bir diğer sebebi ise zaman içerisinde insanların sıkılması olabilir. Bir başka sebep gerçek hayat zorlukları olabilir. Bahsettiğiniz yükseliş pandemi dönemindeki kapanmalar ve özellikle öğrenciler için uzaktan eğitimle olduğunu düşünüyorum. Keza 2020 yılında pandemi'nin etkisiyle hafta sonu kapanmalarıyla başlayıp yaklaşık 20 günlük bir tam kapanma olmuştu. Tam kapanma ise mayıs ayında falan bitmişti. Tam kapanmanın bitmesiyle 1 yıldır süren sıkı denetim ağır ağır azaltılmıştı. Bunla birlikte insanlar artık daha fazla dışarıda vakit geçiriyor tatil aktivitelerini yapabiliyorlardı. Bunla başlayan bir rehavette bu düşüşü sağlayabilir.

Kendi adıma konuşacak olursam son 1-1.5 aydır forumda fazla vakit geçiremedim. Öncelikle bu süreçte covid hastalığına yakalanmam ve sonrasında okulumdaki dersleri yakalamam gerekti. Ayrıca vize haftamda başladığı için tam olarak vakit ayıramaz oldum. Diğer arkadaşlarında buna benzer durumları olabilir.

Muharrem İnce'de demişti Erdoğan seçilirse dolar 8-10 lirayı bulur diye ve dediği oldu şimdi asıl olay şu bu önermesini tekrar seçilirse 18-20 lira olur diye yenilemişti. Hiç o kadar da olmaz demeyelim biz yine dolarları alalım güvenemiyorum hala insanımıza

Evet bugün milli ağaçlandırma günümüzdü üniversitemizde bu etkinlikte yer almak istedi tekrardan eski senelerde olduğu gibi. Ancak genel olarak şöyle bir kanı var fidanı toprakla buluşturdum oldu bitti! Ne yazık ki öyle birşey olmuyor önceki senelerde diktiğimiz birçok fidanın ne yazık ki tutmadığını bugün kendi gözlerimle gördüm. Milli Ağaçlandırma günü olduğu gibi milli sulama günü de gelmeli değilse bu uğraşlar çabalar boşuna gidiyor. Birde ne bileyim niye 11.11 ya şöyle 3.3 4.4 5.5 falan yapsalardı ya da 9.9 10.10 falan olsun be abi götümüz buz tuttu anasını satayım birde varilin içinde ateş yakmışlar ısınalım diye elimi soksam bile bir taraftan yanıp diğer taraftan donmaya devam ediyoruz

Aslında olması gereken ancak düzelmenin bir başlangıcı olmayan bir eylem olduğu için fazlasıyla sevinemiyoruz. Ancak %2 bile olsa bu para vergi yoluyla Trt kanalına gitmeyecek; yanlı yayınlar ve absürt konuşmacılara yüksek meblalar olarak gitmeyecek.  Bu noktada seviniyorum çünkü bir aylık tüm elektrik faturalarından TRT'ye akan parayı düşünsenize:


https://www.evrensel.net/haber/447285/trt-payinin-kaldirilmasiyla-elektrik-faturalari-yuzde-1-65-dusecek-vergiler-kaldirilmali

Birim başına baktığımızda az ama genele vurduğumuzda 1 senede genel ekonominin içerisinde 1 milyar tl daha fazla dolaşacak ve bence akmasa da damlaya damlaya göl yapmanın başlangıcı olacaktır.

Ve her yerden silinmeye çalışılan Ata'mızı kalplerimizden silinemeyeceğini; onlar silmeye çalıştıkça onu minnetle özlediğimizi ve silmeye güçlerinin yetmeyeceğini bir defa daha görsünler!

Evet 11 Kasım günü yaklaşıyor ve bu tarih artık bir nevi Black Friday vol2 oldu. Birçok işletme normal fiyatı 100 tl olan ürünü ( gerçi artık 100 liraya ürün kaldıysa ) 150 yapıp 125 tl ye indirirek cukkalama peşinde olduğu gibi birçok işletme de sürümden kazanalım biraz elimize nakit geçsin alalım verelim ekonomiye can verelim derdinde olabiliyor. Bu tarihlerde alışveriş yapıp güzel fiyata denk gelirsek buradan paylaşalım derim belki bu zamlı zumlu dönemde ihtiyaçlarımızı cebimize uygun giderebiliriz.

Merhaba arkadaşlar bende yepyeni üyelerdenim gez doz dolaş anca gelebildim buraya daha dün gibi kayıt olduğum gün Şakası bir yana buraya gelen arkadaşlara tavsiyem bağımlılığa hazır olun tarayıcıyı açınca açıyorsunuz bu forumu bilgisayarı kapatmadan dur bi bakayım diyorsunuz 66 gün 6 saat 6 dakikayı doldurmuşum  1 senede 66 günümü buraya harcamışım vay beee

Dur hocam dur dıkı moralimiz yerine gelsin dedim hemen gerçekliğe döndürdün bizi  Gerçi burası Türkiye ne bekliyoruz ki bir indirimin bize gelişi en az 10-15 bindirimle oluyor

Hep zam hep zam nereye kadar vallaha sonunda indirimsi bir haber aldık

https://onedio.com/haber/kabine-toplantisi-sonrasi-erdogan-yuz-yuze-egitim-devam-edecek-40-bin-yeni-saglikci-alinacak-1015597?ref=slider1

Plastik geri dönüşebiliyorda sana mı geri dönüşüyor kardeşim derler adama. Altında ferrari olan bir insan at gibi kullandıktan sonra istediğin kadar geri dönüştür bir faydası olmuyor ki keza geri dönüşüm oranı çok düşük. Olabildiğince bu tarz ürünlere olan talep azaltılmadıkça birşey değişmeyecektir.

Yalnız aklıma birşey geldi gerçi bu sadece bende de olabilir. Bir şehire ilk gittiğinizde aldığınız bir koku olur ya böyle o şehre has ama ikinci üçüncü gün o kokuyu almazsınız. Taki aradan birkaç sene geçipte tekrardan gittiğinizde farkedebilirsiniz. Sizde de oluyor mu böyle?

Birkaç kere de şu şekilde olmuştu hatta seneler sonra gittiğimde o kokuyu alınca ağır bir hüzün kaplamıştı orada geçirdiğim günler sanki birkaç gün öncesiymiş gibi geliyordu falan.

Ölüm sonrası mı ya da biz bi ölüm öncesine bakalım daha sonra oraya bakalım derim Ortalama 60-80 yıl yaşayan bir bireyin ölüm anında aklına ne kadar dolu dolu yaşadığı mı gelir yoksa yapmadıkları ve bundan pişmanlık duyduğu şeyler mi gelir? Ölmeden ölümü düşlemek onun ağırlığını kavramak gerçekten çok ağır bir şey.

Düşünün aynı odayı paylaştığınız ve iyi geceler dediğiniz birinin sizin günaydın sözünüze cevap vermemesi ve dürttüğünüzde onun buz gibi bedeniyle karşılaşmak gerçekten çok ağır birşey. Ölenin artık bir sorumluluğu, derdi tasası kalmıyor; asıl dert tasa geride bıraktıklarına kalıyor.


Ama bu da geçiyor sahi neler geçmiyor ki? Kimlere sensiz ben nefes alamam deriz ama yine de alırız! Kimler hayatımızdan gittiğinde feryat figan oluruz ama zamanla buna da alışırız!

Ölümler kolaydır ölenlere asıl zorluk kalanlaradır. Ama bunlar da geçer gider bazen sohbet aralarında hatırlanır, bazen haber kanallarının altında birkaç cümleyle kayar gider, bazende bir kitabın satır aralarında teşekkür metinlerinde yer alır.

Peki ölenlere ne olur? Fiziken yavaş yavaş toprağın altında doğayla bir olur gider. Peki ruhen? Hah işte onu bir türlü bilemeyeceğiz en azından bu dünyada! Kendi inancıma göre kıyameti bekleyeceğiz ve göçtüğümüz dünyadaki yediğimiz hurmalar bizi orada tırmalayacak.

Hadi ruhen kısmına birazcık abartılı bakalım. Saçma teoriler olacak aman ne olacak uzun zamandır saçmalamıyordum zaten

1) Doctor Who'nun bir bölümünde portallar vasıtası ile ruhlar ile bağlantıya geçtiklerini sanıyorlardı ancak aslında bambaşka birşeydi bu ruh sandıkları. O hesap düşünsenize evren her geçen gün genişliyor ve göçen ruhlar milyonlarca ışık yılında toplanıyor ve bu sayede evren genişliyorsa! Hatta bilmem kaç milyon ışık hızı öteden bize mesaj yollamaya çalışan büyük büyük atalarımız varsa Evet güzel saçmaladım öyle böyle değil

2) Ya da bir döngü içindeysek? Bu dünyada yapmamız gereken bir görev var ve bunu hayatlar boyunca bir türlü başaramadıysak ve tekrar tekrar bu hayatları yaşayarak başarmaya çalışıyorsak. Ölüm sadece ya tamam ya devam anıysa? Eğer başardıysan tamamen yok oluyorsun ve huzura eriyorsun; başaramadıysan dön geri dön oluyorsa

3) Ya da aramızdan birisinin ve ya birilerinin seçileceği bir yarışmanın içindeyiz. Bir iş mülakatına gitmiş adaylar gibi ya da bir müşteriye sunduğumuz portfolyoda yer alan ürünler gibiyiz.

Ya da direk fişimiz çekilecek... Bilemeyeceğiz gerçekten bilmeyi isteyebileceğim bir cevap bu düşünsenize birçok dini metin var bu konuda ancak ne birinci elden deneyimledik ne de gördük. Akıllarımızın bir gücü olan merak yetisi sayesinde ne kadar inançlı olursak olalım hep bir merak içinde olacağız. Sadece bekleyip görmemiz gerekiyor tabi o zamana kadar da elimizden gelenin en iyisini yaparak yaşamalıyız. Çok mutluluk az pişmanlık...

Bende bir xiaomi kullanıcısı olarak buzdolabıyla pek haşir neşir oluyorum aşırı ısınma sorunları olabiliyor telefon kasıyor ve donuyor daha önceki xiaomi telefonmda ısınma ve donmayla beraber yazılımı hapı yutmuştu ondan beridir ısınma durumuna çok dikkat eder oldum.

Şuan kendimi bir mağaraya kapatıp 2023 gelene kadar çıkmak istemiyorum bizimle eğlenir gibi bu tarz açıklamaları yapabiliyorlar ya bu durumun iğrençliğine daha dayanacak sinirim kalmadı.

Ekim ayında enflasyona %97.61 oranında dur diyebildik deseydiler bu duruma sevinecek çok insan olurdu ne yazık ki. https://www.youtube.com/watch?v=7xWpKfc3SL4&ab_channel=G%C3%BCld%C3%BCrG%C3%BCld%C3%BCr