Google trends üzerinden baktığımızda preev aramasının yoğun olarak yapıldığı ülkeler Venezuela, Pakistan, Fas, Cezayir ve Güney Afrika Cumhuriyeti. Dolayısıyla şu an için yüksek kar odaklı bir yaklaşım sergilediklerini pek zannetmiyorum, 3 yıl önce epeyce popülerdi ama o zamandan bu zamana köprünün altından çok sular aktı.

Yok yahu biz Çine o kadar bağımlı değiliz, koskoca KaTarkiye Cumhuriyetiyiz, Emirin emiri olsaydı alırdık ama çekik istedi diye o parayı vermeyiz.

Bu arada Oxford-AstraZeneca ile ilgili hoş olmayan gelişmeler var, DSÖ "aşıda bir sorun vardı ama düzelttik" açıklamasını yeterli kabul etmeyerek, şeffaf olarak bilgilendirilmelerini istedi, o aşının nihai kabulü şu an için kesin değil.

Ben önce de dediğim gibi Çin aşısına önyargılı değilim ama henüz etkinlik oranını açıklamadıkları için bu kısmına şerh koymuş olayım, açıklasınlar görelim, mesela %60 gibi bir oransa yaptırmak çok anlamlı değil. Ancak %80 üzerine çıkıyorsa ve bedeli devlet karşılayacaksa uzun vadeli araştırması yapılmamış bir yöntemle üretilmiş aşıya (mRNA) yine de tercih ederim.
mRNA tehlikelidir, dnamıza çip sokacaklar falan demiyorum, belki gelmiş geçmiş en iyi aşı yöntemi olacak bilemem, ama normal şartlar altında böyle bir yeniliğin kullanıma sunulabilmesi en az 3-4 yıl sürerdi, o nedenle tereddütlüyüm.
Üstelik bir de soğuk zincir sorunu var, ulan memlekette kodumun marketleri bile (hangisi olursa olsun) işleri bu olmasına rağmen daha yoğurdu , sütü soğuk zincirde (o da topu topu +4) tutup satmayı beceremiyor, marketin buzdolabından alıyorsun ama ekşimiş, aşıyı bilmem kaç bin km ötedeki fabrikadan buradaki sağlık birimine -70 derecede zincir kırılmadan getirebileceklerine gerçekten inanıyor musunuz?
Ben inanmıyorum açıkçası.

Sinovac henüz fiyat açıklamadı, Oxford dediğimiz AstraZeneca aşısı ise gerçekten fiyat beyan eden firmalar içinde en ucuzu, kar odaklı satmayacaklarını önceden açıkladılar zaten.
Bir çok ülke gibi Türkiye de tek çeşit aşı almayacak ama görünen ana aşının Sinovac olduğu, (Sinovac aşısı dandik bir aşı değil, bana göre şaibeli olan sputnik)

Sinovactan şu ana kadar bilinen siparişler ise şöyle:
Türkiye ( 50 milyon doz),
Endonezya (50 milyon doz),
Brezilya (46 milyon doz),
Şili (60 milyon doz),
Bangladeş (100 bin doz)

Öncelikle büyük geçmiş olsun, babaannen için yaşlıdır, atlatamaz diye kodlama lütfen, inan boş boş moral vermiyorum, yaşlıların da çoğu iyileşiyor. CNN International’ın Lancet Bulaşıcı Hastalıklar tıp dergisinde yayınlanan araştırmadan derlediği habere göre, en yüksek ölüm 80 yaş ve üzerinde görülmekle birlikte onlarda bile oran aslında % 7.8, yani babaanneni Covidden kurtulmuş bir şekilde eve geri getirme ihtimaliniz çok çok yüksek.
Sana bulaşıp bulaşmadığını da bilemezsin, bir çok arkadaşın da yazdığı gibi kesin bulaşmıştır diye bir şey yok, bunu da sağlıklı olarak anlamanın yolu testi en erken Salı günü yaptırmak, daha öncesi güvenilir olmaz.
Karantina konusunda da 4-12. günler arası bulaştırma riski olduğunu ve o nedenle 10 değil, 14 gün karantinada kalındığını vurgulamak isterim.

Ortalama belirti verme: 5.gün
Bulaştırma: 4.-12. günler arası
Pozitif çıkma: 5.-30. günler arası (12. günden sonra PCR testi hala pozitif çıksa bile bulaştırma yok)

Tekrar geçmiş olsun.

Evet artık çok hantal ve maliyetli,
Evet artık çok büyük bir organizma olduğu için atraksiyon yapması, hızlı reaksiyon göstermesi kolay olmuyor,
Evet hala Bitcoine göbek bağıyla bağlı, çok minik dayılanmalar dışında kafa tutamıyor, Bitcoin ne derse o oluyor,

Ama 2017'de ne düşünüyorsam hala aynı yerdeyim, kripto teknolojisinin hayatın içinde yer alma kanalı Ethereum ve Ethereum ağı olacak, ister geciksin, ister ara sıra hayal kırıklığı yaşatsın, hiç farketmez.
Bakın Bitcoin ufak çapta rallideyken ( son 2 gün düşmüş olsa bile) ve Ethereumun gelen güncellemesinin kullanıcıya doğrudan pek etkisi yokken ve gaslar uçmuşken bile Ethereum trend, fikrim aynı, ilerleyişin lokomotifi Ethereum (kendisi de ama daha da önemlisi ağı)

Bakınız Ethereum son iki ay arama grafiği:

Ulan şu forumda koskoca Satoshi Nakamoto topu topu 24 pozitif trust alabildiyse, biz ne için uğraşıyoruz arkadaş?
Demek ki o zaman merit sistemi olsaymış Full Memberden falan öteye geçemeyecekmiş garibim...

Trust sayılarından gider ve o rakamı yüz kabul edersek % 8.333 ihtimalle  Satoshi Nakamoto benim  

https://bitcointalk.org/index.php?action=profile;u=3

Dünya Sağlık Örgütünün yüksek vakalı ülkelere aşıda öncelik verileceği beyanatından sonra Türkiye 7 binden 28 bine fırlayıverdi, çok ilginç !!!

Not: Sağlık bakanını niye eleştirmememiz gerektiğini anlayamadım? Biz tebayız, o da sadrazamın sol taşağı mı?
Ayrıca düz siyasetçi değil Hipokrat yemini etmiş bir doktor olduğuna göre "teorik olarak" vicdanını önde tutması lazım. (Böyle bir beklentim olduğundan yazmadım)

Yok ebenin örekesi

Kripto ekosisteminin vazgeçilmezi ama üye sayısı 3 basamaklı rakamlara çıktığı noktada Telegram grubunu takip etmenin hiçbir mantığı kalmıyor. Adminler ne kadar çabalasa da çer çöpten kurtulmak imkansız, 1 gün girmiyorsun ve bir bakıyorsun ki okunmamış mesaj (mesela) 2400 olmuş, haydi bakalım, önemli bir şey varsa kaçırmayayım diye hızlıca okumaya çalışıyorsun, %90 gereksiz veya alakasız post.
Telegram özellikle kalabalık gruplarda "beğen" veya "öne çıkar" gibi üyeler açısından değerli bulunan mesajları vurgulama çözümüne gitmezse iyice zıvanadan çıkacak bu durum.

Kampanya başına 7500 token verecekler, fikir olsun diye düz mantık kelle başına bölsek kabaca 280 token falan çıkıyor, aynı miktarın 1 dolar için adam kesecek telegram/twitter ödülcüleri için de geçerli olduğunu ve 2 dolar da etse hemen satacaklarını hesaba katarsak durum belli. Sitede ico fiyatı 50 cent diyor ama, dağıtım ve sonrasında 5 cent bile iyimser bir rakam, öyle olursa da 14 dolar gibi tahmin çıkıyor ki, transfer ve satıştan sonra ele geçecek 10 dolar olur.
Bu durumda bence (her şeyin yolunda gittiğini varsayarsak) 100M toplam adetli bir DeFi tokenını ellemeyip, gelişmeleri takip etmek şartıyla elde tutmak en mantıklısı gibi görünüyor.

O danny denen cenabet herifçioğlu neye elini atarsa kurutuyor, eğer geleneğini bozmaz ve bunu da poh ederse iki elim yakasında, bu da böyle bilinsin. Nedir kardeşim ya, adamın cebine altın koysan paslı çivi olarak çıkıyor.
(Şişşt çaktırmayın, sanki ben farklıyım )

CÖH (Cin Özel Harekat) Headquarter (bilinmeyen konum ve zaman)

Merkez:  Cn007 görev yerine ulaştın mı?
Cn007:  Merkez evet ulaştım tım tım , şu anda img kodlu lu lu şahsın kafatasının nın nın içindeyim im im...
Merkez:  Cn007 kanal değiştir, telsizin çok yankı yapıyor
Cn007:  Merkez telsiz iz iz sağlam, boşluktayım yım yım, yankı o yüzden den den, görev yeri boş oş oş, dönüyorum rum rum

+1

Kişisel tercih elbette saygı duyulacak bir şeydir, başkasını ilgilendirmez ve bağlamaz. Kişiler kendi tercihlerini ve nedenlerini de elbette burada yazmakta özgürler, kimseye soracak veya izin alacak değiller.
Ancak alkol konusu açıldığında gelip ukala ukala nasihat eden çok bilmiş görünümlü "dara"lara uyuz oluyorum. Alkolün zararları misyoneri olan bu tayfaya eskiden üşenmeden marketten aldıkları HERHANGİ BİR GIDA MADDESİNİN kararında içilen alkolden çok daha zararlı olduğunu anlatmaya çalışırdım. Ama baktım ki heykele pati vermeyi öğretmekle aynı ihtimali taşıyor, vazgeçtim.

Ha, bir de zinhar (sakın ola ki, kesinlikle, hiçbir zaman, asla) kullanılamayacağını iddia ettikleri şeyin eser miktarda da olsa (şekerin doğal fermantasyonundan dolayı) neredeyse her meyvede ve alkolsüz içeceklerde de bulunduğunu anlatmaya çalışmak da zor tabii.

Bkz. Türk gıda kodeksi alkolsüz içecekler tebliği: Alkolsüz içeceklerde üretimin doğasından kaynaklanabilecek etil alkol miktarı en çok 3,0 g/L, laktik asit miktarı en çok 0,6 g/L, uçucu asit miktarı en çok 0,4 g/L olmalıdır.

Peki şimdi bir de çoğunluğun her gün yediği standart beyaz ekmeğin içeriğine göz atalım:

E 170 Kalsiyum Karbonat
Hem renklendirici hem mineral tuz; kaya minerali veya kemikten elde edilir; diş macunu, beyaz boya, temizleme tozları, bisküvi, ekmek, kek, dondurma, dondurulmuş konserve sebze ve meyvede ve ilaçlarda kullanılır; yüksek dozlarda zehirlidir; safra, böbrek taşı, hemoroid, kabızlık ve fistül kanamalarına sebep olabilir. Ayrıca kemikten elde edilmesi ihtimali bu katkı maddesini en azından şüpheli hale getirir.

E 471-E477 Mono- ve Digliseridler ve Modifiye Edilmiş Formları
Homojenleştirci(dir). Bitkisel ve hayvani kökenli olabilir. Bitkisel kökenden türetilirse, helâldir. Hayvani unsurlardan türetilirse, şüphe arz eder. Eğer, eti helâl ve kesimi İslâmi usulle yapılmış hayvani yağlardan türetilmiş ise helâl kabul edilir. Aksi halde haram olur.

E 280 Propiyonik Asit, E 281 Sodyum Propiyonat, E282 Kalsiyum Propiyonat, E 283 Potasyum Sorbat
Koruyucu olarak kullanılır. Migren ağrılarına sebep olabilir; doğal olarak mayalanmış gıdalarda, insan teri ve geviş getirenlerin sindirim organlarında bulunur, ayrıca suni olarak etilen, karbon monoksit, propiyonaldehit, doğal gaz, mayalanmış kağıt hamuru veya çürümüş lif bakterisinden elde edilir; yaygın olarak ekmek ve un mamullerinde kullanılır.

E 200 Sorbik Asit, E 202 Potasyum Sorbat
Koruyucu olarak kullanılır. Bitkisel kökenlidir. Ciltte kaşıntıya sebep olabilir.

E 420 Sorbitol
Kıvam artırıcı, suni tatlandırıcı ve nem tutucu; etli ve zarlı kabuksuz meyvelerden veya sentetik olarak glukozdan elde edilir; gıda, ilaç ve kozmetiklerde kullanılır. Bebek ve çocuk gıdalarında kullanmak yasaktır.

E 422 Gliserol (Gliserin)
Kıvam artırıcı, tatlandırıcı ve nem tutucu, yağlı renksiz alkol; hayvansan veya bitkisel yağların alkalilerle ayrışması sonucu elde edilir; petrol ürünlerinden ve bazen propilden sentetik olarak veya şekerden mayalanarak da elde edilir; büyük miktarlar baş ağrısı, susuzluk, bulantı ve yüksek kan şekerine sebep olabilir. Hayvan kökenli olması ihtimali göz önünde tutulmalıdır.

E 920 Sistein
Un işleme ajanıdır. İnsan saçı, başta domuz olmak üzere hayvan kılı ve tavuk tüyünden elde edilir.

E 924 Potasyum Bromat
Un işleme ajanıdır. Büyük miktarlarda bulantı, kusma, diyare ve sancılara neden olabilir.

E 928 Benzoil Peroksit
Un işleme ajanıdır. Unun beyazlaması için kullanılır. Alerjik geçmişi olanlar sakınmalıdır.
****

Ekmek özel seçimim değil, çok yaygın kullanıldığı için verdiğim bir örnekti.
O yüzden, boş yapmayın, isteyen içer,  istemeyen içmez ve alkol makul miktarıyla günlük tüketilen herhangi bir gıda ürününden daha zararlı değildir

Bence de altında büyük anlamlar aramamak gerekir, ripple çok kanallı shilleme konusunda uzman bir kuruluştur, bana göre ağlarının aksine coinleri beş para etmez aslında ama bu sefer de şunu sorgulamak gerekir, hangisi ediyor?
O nedenle xrp ile ilgilenen arkadaşlar umarım düşüşte alıp çıkışta satmaya denk getirip iyi para kazanırlar, başka beklentim yok.

Adını duyunca sıçan deliklerine kaçtıkları Atatürk hem de o zamanın şartlarında bu ülkeye uçak üretme (örnek olarak yazdım) kabiliyeti de, aşı üretme kabiliyeti de kazandırmıştı. Ama her ikisi de sonradan gelen çapsız, vizyonsuz pezevenkler tarafından kapatıldı.
Bunu şunun için yazıyorum, aşıyı geliştirebilmek ayrı bir şey, üretmek ayrı. Varsayalım ki Erciyes Ünv aşısı fazları geçti, evet o zamana kadar çoktan dünya aşıları devreye girmiş olacak ama aşıda "yerli imkan" önemli ve stratejik bir konu, yine de devam edilmesi gerekir, dolayısıyla üretime karar verildi diyelim.
Nasıl olacak, Türkiye'de aşı üretebilecek tesis yok?

Yakın zamanda yapılan TrBinance kampanyasına da katılmıştım, 150TL. geldi cüzdana, daha düşük değerli olsa da buna da başvurdum, umarım gelir. Kusura bakmasınlar da üzerimizden deli para kazanıyorlar, birazını dağıtsınlar bir zahmet.

Arkadaş "kardeş" tanımlamasıyla başlık açınca bazı arkadaşlar organik bağ olması gerektiği hususuna takılmış, bence böyle değerlendirmeye gerek yok. Listeyi tek tek inceleme olanağım veya merakım yok ama bazı emtia çiftlerinde bu tarz korelasyonların olduğu aşikar.

Uygar bir ülkede yaşasak böyle bir soruya (işime gelse de) sinirlenir, hatta belki şikayet bile ederdim. Ama Türkiye gibi eğitim sistemi kasabanın orospusu olmuş, hakim konumdakilerin alenen "bize okumuş nesil lazım değil, inançlı nesil lazım" diye beyanat verdiği bir ülkede sikerim sorulan sorunun eğitim bilimi anlamında "sakıncalı" olmasını. Küçücük bebeler okul organizasyonlarıyla şeyhlerin bilmem nelerin elini öpmeye götürülürken bu bana batmaz.
Ancak teorik olarak konuşursak, bu soru eğitimsel anlamda o yaş grubu açısından yanlış.

Ekleme: Yukarıdaki polemikte herhangi bir tarafta değilim ama Burçin Mutlu Pakdil'e haksızlık yapılmasın, sadece köken olarak bize ait değil, Bilkent Fizik mezunu, oradan sonra da başarıları nedeniyle Amerikada almış yürümüş ve kendimize de pay çıkartabileceğimiz bir bilim insanı. Mesela aşı nedeniyle gündemde olan Uğur Şahin 4 yaşından beri, eşi doğma büyüme Almanyadalar, ama Burçin Mutlu Pakdil bu ülkede şekillenmiş, donanmış.

Projeye çok da fazla anlam yüklemeden trende uygun olduğunu ve zamanlamasının da ilerlemeyi destekleyecek yönde olduğunu düşünüyorum, onun dışında ne olacak, ne bitecek bilemeyiz. Kocaman şirketlerin ürünleri bekleneni vermeyebiliyor, diğer taraftan bakıyorsun 2 tane teenage canavar gibi bir proje çıkartmış, almış yürümüş.
Göreceğiz