Bazı kullanıcıların sadece haber linkleyip konu açarak kirlilik yarattığını hep birlikte görüyoruz, hatta bir kısmının amacı kendi sitesine hit almak (halbuki bir tanesi çıkıp topluluğu salak yerine koymadan, doğru yerde konu açıp destek istese, elden geldiğince yaparız). Uygun bir altbaşlık açmak veya mevcudu revize etmek yöntemlerden birisi ama bana göre en önemli tedbir bu tarz konuların altına asla yorum yapmamak. Yazdıklarıyla kalırlarsa epeyce azalır diye düşünüyorum.

Arkadaşlar bu mesajı baz alarak bir uyarım olacak, (muhtemelen tam tersi amaçla ve iyi niyetle ve konu kalabalığı olmasın diye) bu kadar eski bir konuyu hortlatırsanız, forumda milletin açığını kollayan birilerinin dikkatini çekip ban yemeniz yüksek ihtimal. Böyle yapmayın, gerekirse yeni konuya eskisinin linkini koyun, okumak isteyen baksın, siz tazeden devam edin.

Bence süreç şu şekilde gelişti:
- Bitcoin denen iblis zorttadanak, bir anda çıkıverdi, o zaman yeterince anonim ve felsefeye uygundu ama devletler, yani "Allah Devletimize Zeval Vermesin" (ADZV) güç odakları başta sallamadı, görüntü şuydu: Acımadı kiiii
- Bitcoinin sağladığı o zamana göre oldukça ileri olan anonimliği karanlık suların lordları hemen keşfetti (uyuşturucu, terör, gizli devlet pislikleri vb), ADZV abiler forever böyle kullanılacağını düşünerek sadece izlediler, hatta işlerine geldi, bitcoine değil, bitcoin ile yapılanlara müdahil oldular, bitcoinin kendisini risk olarak görmediler (Mesela Efbiayın düdüklediği a lot of Bitcoin)
- Zamanla bitcoin değerlenir, insanlar para verir oldu (bir havalar, bir havalar...), dolayısıyla etrafına güzel kodlar üşüştü, o da kendini bu hızlı hayata kaptırdı ve seksi keşfedip üremeye (altlar) başladı, ADZV abilerin bir kısmı olan biteni hala yok saydı, "devekuşları her zaman haklıdır" dediler, bir kısmı ise gelen beybi feys fakırı farketti ama "du bakali nolcek" moduna geçti
- Bitcoinin krallığında bir kripto ülkesi oluştu (Kriptistan), herif zaten zampara, hemen klasik sermayeye sulanmaya başladı, hal böyle olunca ADZV abiler bir yandan "bu çöptir, pohtir, caiz değildir, İsa da istemir, Musa da istemir" vb demeçlerle ciddiye almıyor görüntüsü çizerken, bir yandan da "bu dürzünün eski hali iyiydi, çaktırmadan değer transferi olarak kalmalıydı, ne güzel hem rüşvetimizi, avantamızı, gizli servetimizi tutuyorduk, hem de bütçe dışı pis işlerimizi yaptırıyorduk" diyerek yavaş yavaş tedbir almaya başladılar
- Kriptistan en belirgin karşı hamlesini gizlilik odaklı bebelerle yaptı, ADZV cephesi hemen klasik baskı ve yasal tedbirlerle cevap verdi ve bir süre başarılı oldu
- Kredi kartı organizmasına kripto virüsü bulaşınca, ADZV şifa timleri anında enfekte organ ve dokuları kestiler, bir süre (halen de devam ediyor diyebiliriz) virüs gücünü kaybetti
- ADZV camiasının esnek unsurları kripto oğlanlarla tenhada oynaşmaya başlayınca, abiler zopalı, pıçaklı A takımlarıyla sindirme harekatı başlattılar (Bkz: Paypalı Pornhub ödeme aracılığından çıkmaya zorlamak, kumar sitelerine baskı yapmak vb.)
- Bu gelişmeleri gören Kriptistan'ın derin devleti boş durmadı ve gizlilik odaklı emtiaların geliştirilme sürecini hem hızlandırdı, hem de çorbalarını, sakallarını eksik etmedi
(Bkz Nambır Van: Gizlilik odaklı kripto para projesi Grin, kimliği belirsiz bir kişiden bugüne kadar 100 BTC bağış elde etti. Söz konusu bağışçı, Grin’in cüzdanına gönderdiği BTC’yi 2010’da oluşturulmuş bir adresten iletti)  
(Bkz Nambır Tuu: Unknown Fund, doğrudan veya dolaylı olarak gizliliği artırmak için çalışan girişimlere 75 milyon dolarlık Bitcoin bağışı ve yatırımı yapmaya karar verdi)
- Kriptistan'ın bir takım ağır abileri ADZV camiasından bazı " ararun 155'i haa, hayın!!!" denilesi sümsüklerle birlikte, sehpanın kenarında at sineği görmüş tekir kedi misali, çaktırmadan, rahatsız etmeden kredi/debit kartlarına yürümeye başladılar (Bkz: Coinbase, Nisan ayında Visa iş birliğiyle piyasaya sürdüğü debit kartına 5 kripto para desteği daha eklerken, hizmeti de 10 Avrupa ülkesine genişletti)
.....
Yazı mecburen uzun olunca rahat okunsun diye biraz sulandırdım ama bu görüntünün akla getirdiklerinden bahsedersek, öncelikle yanıltıcı kavram kargaşasına bir son vermek gerekiyor.
 Devletler hepimizin bildiği gibi regülasyon adımlarını sıklaştırıyorlar ve onlar da bu varlıklara ilgi duyuyor diye düşünenler için özellikle şunu vurgulamak istiyorum: Devletler mevcut kripto emtilara ilgi duymuyorlar, blok zincirini kullanarak kendi şartlarına uygun kripto emtialar üretmekle ilgileniyorlar (yakın tarihli bir örnek vermek gerekirse: Rusya, Çin, Brezilya, Hindistan ve Güney Afrika’nın oluşturduğu BRICS temsilcileri Brezilya’da yaptıkları en son toplantıda, ortak bir kripto para biriminin üretilmesini ve üye ülkeler arasındaki transferlerde bunun kullanılmasını masaya yatırdı).
Bu gidiş mevcut kriptoların devamını tehlikeye atan iki önemli unsurdan birisi, diğeri de şu anki güvenlik teknolojilerini abaküs düzeyine indirecek olan ve ayak sesleri artık iyiden iyiye duyulan Quantum bilgisayarlar. Süreç ne olacak, mevcutlar uyum mu sağlayacak, yoksa sil baştan mı yapmak gerekecek göreceğiz ama elekte bir çoğunun aşağı düşeceği kesin gibi.

Konunun başlığına dönersek, bence olası senaryolardan birisi de (devlet baskılarına rağmen) gizlilik odaklı emtiaların daha ön plana çıkacağı, (Quantum gücünü kullanan) yeni ve uyum sağlayabilen mevcut emtiaların yer alacağı Kripto Ekosistemi V.02 olacak, bu gelişim Satoshi Manifestosundan fersah fersah uzaklaşan şimdikilere kıyasla felsefeye de daha yaklaşmayı sağlayacak. Üstelik burnundan kıl aldırmayan Bitcoin de dahil olmak üzere, hiçbirisi sürece kayıtsız veya tepkisiz kalamayacak.

Önemli dipnot: Tüm bu yazdıklarıma rağmen, büyük olasılıkla Bitcoinin çıkışı dahil tüm sürecin zaten egemenler tarafından yönetildiğini düşünüyorum, kriptoları masalsı bir özgürlük hamlesi olarak görmüyorum.

Öyle bir dünya yok zaten, bu şekilde kazanmanın iki yolu var; ya operasyon yapılan emtiadan tesadüfen elinde bulunacak ve yararlanma fırsatı yakalayacaksın, ya da operasyon organizasyonunun içinde olacaksın. Yani bizim gibiler için kaçan şey fırsat değil, tamamen şans.

Haberin doğruluğu yanlışlığının hiç önemi yok, adamın derdi herhangi bir konuda bilgi vermek değil, tek amacı sitesine hit çekmek. Bizler de bilerek yanlış yerde açılmış böyle konuların altını yorumla doldurarak ekmeklerine yağ sürmüş oluyoruz malesef, olay budur.

Forumu takip edenler bilir, ben Ethereumun savunucularındanım, çok güvenirim ve hem zinciri, hem de tokenıyla sokakta yaşayabilecek güçteki en büyük kripto olduğuna inanırım. İstanbul güncellemesiyle de (büyük bir güncelleme olduğu için son anda ertelenme ihtimali yüksektir) önemli adımlar atılacağına inanıyorum. Bu süreç sancılı olacak elbette, mesela pow-pos geçişi nereye kadar, ne kadar yumuşak vb bilmiyoruz ama bunlar bir şekilde çözülecektir.
Ancak Ethereum konusunda hala çok rahatsız edici büyük bir problem var:
Max supply rakamını birisi yazabilir mi?

Özellikle Trendyol bu çakallığı çok yapıyormuş

Yazıcı konusunda genel olarak bir kritik bilgi eksikliği var ve bu durum marka kötülemeye veya doğru ürün denk getirince tam tersi, marka bağımlılığına götürüyor insanları.
HP kötüdür, Lexmark iyidir vb bir şey yok arkadaşlar, her markanın geniş bir kalite/dayanım yelpazesinde ürün gamı vardır. Hele iş yeri vb. kullanımı için bir yazıcı veya fotokopi cihazı alınacaksa en önemli soru şudur: NE KADAR KULLANACAĞIM?
Bunu gözetmeden, sadece özelliklere ve fiyata bakarak satın alırsanız gereksiz para harcarsınız ya da (çoğunlukla) hayal kırıklığı yaşarsınız. Markalar aynı cihazı (hatta bazen sadece model numarasını çok az değiştirerek) değişik kapasitelere uygun gelecek şekilde üretirler ve bunda kriter makine ömrü olduğu için (bu üretim sürecinde hesaplanabilen bir şeydir) fiyatlar farklı olur.
Yani somut olarak şunu söylüyorum; birbirine özellik olarak çok benzer iki cihazın bir tanesi aylık 5.000 baskı ihtiyacına, diğeri de aylık 50.000 baskı ihtiyacına göre üretilmiş olabilir ve bu gizli bilgi falan değildir, ürün özelliklerinde yazar. Ama siz ilki fiyat avantajlı veya beğendiniz diye 5.000 kapasiteli cihazı almış ve ayda ortalama 6-7.000 baskı (hatta verilen değerler maksimum olduğu için % 80 üstü bile cihazı zorlamaktır) alıyorsanız cihazla ilgili sorun yaşamanız kaçınılmazdır.
Fotokopi cihazında da durum böyledir, birebir aynı şekil ve fonksiyondaki iki cihazın birisinin fiyatı 5.000TL, diğeri 45.000TL olabilir, çünkü aylık baskı kapasitesi, dolayısıyla dayanıklılığı farklıdır.

Ben de gece bir tane Kinetix ayakkabı aldım, yüz bilmem kaç liradan 90 liraya düşmüş, ne kadar güvenilir bilmiyorum ama cimri ve akakçeden geçmiş fiyat kontrolü yapınca gerçekten indirim yapılmış ve genel satış fiyatı 120TL görünüyor. Aslında ürün Flodan gönderilecek ve Floda da aynı fiyat ama bir de kargo ekleniyor, Trenyol kargo bedavaydı.

Ben de öyle aynı fikirdeyim, zaten konuyu okurken bile arkadaş yazım hatası mı yaptı acaba diye düşündüm ama gerçekten adı Halo imiş. Bu tarz çakallıklar zaten projeden(!) ne beklenebileceğini bağıra bağıra söylüyor, bana göre elde tutmak çok anlamsız, çok kısa vadelerle al/sat için değerlendirilebilir. Böyle şeylerin ipiyle kuyuya inilmez.

Tether dominant bir sabit token olduğu için "yokoluş"tan kastın ne olduğuna bağlı olmak kaydıyla piyasanın bir negatif tepkisi olacaktır, hatta eğer bu Tether tutanların elinde patlayacak bir süreç ise epey can sıkıcı gelişmelere (regülasyonların hız kazanması gibi) yol açabilir. Ama onun dışında, artık alternatifleri olduğu için gidenin yerinin hemen doldurulacağını ve piyasayı etkilemeyeceğini düşünüyorum.

Zerre kadar güven vermeyen, şu anda tüm unsurlarıyla ortaya çıksa bile 1 kuruş bağlamayacağım bir proje, her şeyden önce özel satış yapıldı mı, ne kadar yapıldı sorusunun cevabı yok ortada, ki, bu bile tek başına uzak durmak için yeterli bana göre. Bir çıksın, borsalara girsin, al/sat şeklinde kazanç kovalarım ama yatırım anlamında işim olmaz.

Olmaz...
Gizlilik politikasına tıklıyorum, "Kullanıcı Sözleşmesi" başlıklı İngilizce ve "Şu anda yürürlükte olan tüm geçerli ABD veri koruma mevzuatına uyacağız." şeklinde ifadeler olan bir metin çıkıyor,
Kullanım koşullarına tıklıyorum, kullanıcı sözleşmesi çıkıyor,
KYC/AML politikası ile ilgili net bir bilgi linki yok (varsa da hemen bulunabilmesi gerekirdi),
Kimlik fotokopisi olmadan hesap onayı nasıl oluyor anlamış değilim,
Firma ünvanı ve adresi dışında bilgi yok (ticaret sicil, mernis, vergi dairesi, numarası, ortaklık bilgileri vb), biz mi dedektiflik yapacağız?
Güya bir sürü dil desteği var ama hepsi İngilizce sayfaya gidiyor, ayrıca orada da privacy policy, terms of use vb hep Türkçedeki sayfa.
Özetle, site buram buram şablon kokuyor.
Sadece alan adı kayıt bilgilerinde Ali Karakoç isimli birisinin varlığını görüyoruz (neyse ki bari o gizlenmemiş) ve şirketin yönetim kurulu başkanı olduğunu söyleyen bir linkedin sayfası var.

Özet: İyi niyetli olduklarını kabul ederek bakarsak, belli ki sitenin daha çok işi var ama olası bir boğa gelmeden önce biraz bilinirlik sağlamak için alelacele devreye alınmış ve çok büyük bir taktik hatası yapılmış. Mesela benim gözümde bu durum hiç profesyonelce bir davranış değil ve bu borsayla işim olmaz. Azınlıkta kalacağımı da düşünmüyorum.

Temel arkadaşıyla muhabbet ediyormuş, arkadaşı Temel'e demiş ki;
- Sana bir soru soracağım, bakalım doğru cevap verebilecek misin, ama soruyu çok dikkatli dinle,
- Tamam, sor
- Boş mideye kaç tane hamburger yiyebilirsin?
Temel düşünmüş ;
- Dört tane yerim
- Yanlış cevap
Temel sinirlenmiş;
- Ula kaç tane yiyebileceğimu benden daha iyi mi bileceğisun, aç karnina dört tane yerim daa..
- Bir tane yiyebilirsin
- Ula dalga mı geçeysun, ne biri, dört tane yerim deyrum
- Ben sana boş mideye dedim, birinciden sonra artık miden boş değil ki
- Hee, oni oyle deysuun...
Bu soru cevap olayı Temel'in çok hoşuna gitmiş, eve gider gitmez karısı Fadime'yi karşısına almış,
- Fadime bir sori soracağum, bakalim bilecek misun?
- Sor bakalum
- Boş mideye kaç tane hamburger yiyebilursun?
- Immm, iki tane yerum
  ...........
- Tüh bee, dört deseydun çok güzel bir cevabım vardı !!!

Türkiye gibi ekonomisinin global olduğu iddiasıyla Kuzey Kore'den hallice olduğu bir ülkede (bkz: mesela Paypal) yabancı bir firmanın elini kolunu sallaya sallaya gelip yerel para-kripto köprüsü kurabileceğini zannetmiyorum, boşluk, esneklik bulmaları gereken birden çok mevzuat var. Tamam, yakın zamanda kripto kaynaklı para ile ilgili bir takım olumlu açıklamalar yapıldı ama bu kadarını beklemiyorum açıkçası.
Not: İstemiyorum değil, beklemiyorum, umarım terste kalırım.

Ne kadar kolay şu topic başlatma işi ya, bir ben beceremiyorum sanırım. Gir bir haber sitesine (hatta kendi siten olursa daha da şahane), seç bir tane vurucu başlıklı haberi (haber dediysem lafın gelişi, %90 yabancı kaynaklardan çalıntı) ilk paragrafı koy buraya, altına bir de linkini ekle bitti. Hem forumda aksiyonun olsun, hem tıklayan çıkarsa siteye hit olsun, oh ne ala.

vycl87 yüzmüş yüzmüş kuyruğuna gelmiş, takdir ettiğim bir arkadaştır zaten, 3-5 kalsın gereğini yaparız
ziya1453 ile her konuda uyuşmasam da gaza gelmeyen, mantık çizgisini bozmayan bir arkadaştır, biraz daha yolu var tabii, 45 adet zamanla toplanır
phi için zaten bir şey demeye gerek yok, forumun iyi ki var denilecek kadrosundan

Kendi adıma konuşursam, sektör, ürün ne olursa olsun, birileri tanıtıma "Türkiye'nin en..." diye başlıyorsa benim gözümde otomatikman çöp kategorisine geçer. Ve böylesine novatif bir sektörde bile bu 8.sınıf çakal esnaf ağzından vazgeçemiyorlar. Neyse, sonuçlarını yaşayarak öğrenecekler nasıl olsa.

Ki, robotsu gönderimler bu kadar gözüne batmış olan (ve haksız olduğunu söyleyemeyeceğimiz) herkes muhtemelen bu soruyu sorar, "abi ben foruma yeni geldim" argümanını da kimse yemez. Geçmiş olsun hocam, hakaret olarak alma lütfen, bounty hırsının kurbanı olmuşsun.

Yıllar önce Mersin'de birisiyle tanışmıştım, çocuk elektronik-bilgisayar işleriyle uğraşıyordu ve konuştuğumuz sıralarda her şeyi bırakmış, sadece kendisi mobilyacıda ahşap kasa ve çerçeve (varaklı falan, tam görgüsüz style)yaptırıp ayna film çekerek banyolara monte ettiği tv kartı eklenmiş monitör satıyordu, kapalıyken ayna, açınca TV. Maliyetim 150-200 lira, satış fiyatım en az 600 lira ve sektörde böyle bir kar marjı hiçbir şeyde yok demişti.
Önemli kısım burada: Müşteriyi nasıl buluyorsun dedim, onlar beni buluyor dedi. Mersin'in lüks sitelerinde sonradan görmeler bol bulunur ve işleri güçleri birbirlerine nispet yapıp, altta kalmamaktır. Bir sitede tek müşteri bağlasam yetiyor diyordu.
Yani züppe etkisi her şekilde çalışır, züppelerin btc ile işi olmaz diye bir şey yok.