Şu 2500 kat olayına fazla takılmayın arkadaşlar, hatta bu aşamada da bir miktar şeffaflık olduğu için olumlu yönde değerlendirin, bir çok coin/token "private sale" adı altında satış (belki de dağıtım) yaptı ve bunların fiyatları açıklanmıyor, belki karlı alım yaptığınızı düşündüğünüz X projesinde sizden 30.000 kat ucuza veya çok miktarda bedavaya alan var, bilemiyoruz bile.
Diğer husus da projenin faaliyet alanının bence SEC onayından bile önemli olması, serbest ve kısıtlı işlevlerle başlayan internet zamanla çok işlevli ama çok kontrollü bir hale geldi, hele bizimki gibi 12.dünya ülkelerinde. Bu konuyla ilgili dünya çapında ciddi bir değişim başladı ve değişimin şu anda vitrinde olan 2 ayağı var:

1) İşin erişim kısmı: Bu konuyu tarif etmeye gerek yok, engelleri, ping sorunlarını aşmak için vpn benzeri çözümler aramak zorunda kalınan, mesela 50Mbps fiber diye pazarlanıp, gerçekte 8-10 Mbpsi geçmeyen internetin itiraz etmeden kullanılmak zorunda olduğu bir ülkenin vatandaşları olarak konuya oldukça vakıfız. Peki ne değişiyor? Somuttan projeye gidelim: Elon Mask'ın projesi olan Starlink'in çalışmaları fiilen başladı, ilk 60 uydu uzayda, toplam 12.000 uyduyla dünya çapında uygun fiyatlı, engellenemez geniş bant hizmeti verecek. Keza proje aşamasında olan benzer bir girişim de Amazon'da var, Amazon yörüngeden yüksek hızlı internet bağlantısı sağlama projesi için FCC’ye (Federal İletişim Kurulu)  başvurdu. 3236 uydunun fırlatılması planlanıyor. Yani yine bizden bakarsak, adı Türk kendi Arap olan TT bağımlılığı bitecek, alternatifimiz olacak.
https://www.starlink.com/
https://futurism.com/the-byte/amazon-launch-3200-internet-satellites

2) İşin kullanım kısmı: Buna da bir şey demeye gerek yok, internet mahremiyeti sıfıra doğru gidiyor, onbinlerce site yasaklı vb. Bu ve benzeri (amaçlarının gerçek olduğunu varsayarak yazıyorum) projeler kontrolü tamamen olmasa da, ciddi miktarda bize geçirecek.
Tabii şunu gözardı etmemek lazım, uydu internetleri elbette serbest ortam olmayacak, Big Brother onu da gözetleyecek ama yine de bu projeler şu anki durumla kıyaslanmaz bir serbestlik getirecek.

Tüm bunların ışığında bakacak olursak (SEC faktörünü de içine katarak) BlockStack'in önü açık görünüyor.

Ya kusura bakma, "sen" diye yazınca doğal olarak üzerine alınmışsın, haklısın, sana cevap veriyor gibi görüneceğini ben düşünmeliydim, siteye bakıp heriflere sinirlenince o kısmı kaçırdım, özür dilerim. Ben o ifade şekliyle genel olarak buraya yatırım yapmayı düşünen 3.kişileri kastetmiştim.

https://mydexpay.io/presentation.html
Haydi siteye baktın, orada bile bir tek açık açık dolandıracaklarını yazmadıkları kalmış ama diyelim ki çok iyi niyetlisin, insanları hep 100 puandan başlatıyorsun, yine de şuna baktığın zaman zaten biz tokatçıyız diye bas bas bağırdıklarını görürsün. Hediyeler ipad miniden başlayıp lüks villaya kadar gidiyor.

Bu borsa için konuşmuyorum, başkalarının da tecrübeleri var ve belli ki sakat bir yer, bu kadar olay denk gelmiş aksilik olamaz. Ancak başka bir şey diyeceğim, hala devam ediyor mu bu uygulama bilmiyorum ama bazı borsalar kayıt veya kyc yapıldıktan sonra çekim için belirli bir süre kısıtı koyabiliyorlar (örn. 24 saat), aklınızda olsun. Tabii ki çekmeyeceğim, göndereceğim dersen dükkan senin şerefsizlerde.

Atıl olarak duran telefonlarını kazanç kapısı haline getirmek ve bu karlı işe girmek isteyenlerin öncelikle aşağıda linklerini verdiğim yatırım tavsiye(!) sayfalarına girerek bu konuda bilgi ve deneyimlerini geliştirmelerinde fayda olduğunu düşünüyorum:
https://www.teleplus.com.tr/bataryalar.html
https://www.tech-worm.com/telefonum-cok-isiniyor-ne-yapmaliyim/

Hayatı boyunca kontrgerillanın tetikçiliğini yapmış, katliamlar planlamış ve hayata geçirmiş bir tescilli faşist olan Muhsin Yazıcıoğlu, daha cesedi bile bulunmadan düzen siyasetçileri ve burjuva medya tarafından “kahraman” ilan edildi, göklere çıkarıldı. Yaşamı boyunca hemen her karanlığın arkasındaki bir isim olarak adını tarihe yazdıran BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, yaptıklarının hesabı sorulamadan hayatını kaybetti.
Muhsin Yazıcıoğlu’nun bu kadar övgüye mahzar olması şaşırtıcı olmamalıdır. Kanlı icraatları göz önüne alındığında, sergilenenin sermaye devleti tarafından bir “minnet borcu” olduğu anlaşılmaktadır. Zira kendisinin “Ergenekon şeması”nda yer aldığı, 12 Eylül’den önce başında olduğu Ülkü Ocakları üzerinden sayısız cinayet ve katliamda rol oynadığı, Hrant Dink cinayetinde önemli bir yerde durduğu biliniyor.
“Ergenekon şeması”nda yer alan herkesi asıp kesmeye meraklı olan, başta AKP yanlısı basın olmak üzere burjuva medyanın, birden bire Muhsin Yazıcıoğlu’nun ne değerli bir siyasetçi olduğunu keşfetmesinin başka nasıl bir açıklaması olabilir!?
Peki, kimdir Muhsin Yazıcıoğlu ve ayak izlerinin geçtiği yerlerde hangi kan gölü birikmiştir?
1992’de MÇP’den (sonraki adıyla MHP) ayrılan Muhsin Yazıcıoğlu ve Ökkeş Kenger Büyük Birlik Partisi’ni kurdular. Muhsin Yazıcıoğlu, birçok faşist katliamın bizzat sorumlusu olan Ülkü Ocakları’nın 1980 öncesi Genel Başkanı, Susurluk kazasında ölen Abdullah Çatlı’nın yakın arkadaşıdır. Ökkeş Kenger ise, 19 Aralık 1978 günü, bir sinema salonuna attığı bombayla Maraş katliamının ateşleyicilerindendir. Kenger, daha sonra soyadını Şendiller olarak değiştirip MHP’den milletvekili olarak TBMM’ye girmiştir.
Yazıcıoğlu, Bahçelievler katliamına (Bahçelievler’de 7 TİP’li öğrencinin öldürülmesi) katılan ülkücülerin hepsini tanımakla kalmayıp, Haluk Kırcı’ya kaçak yaşadığı yıllarda para yardımında bulunmuştur. Abdullah Çatlı, 1978’de Balgat katliamı sanıklarından Mustafa Pehlivanoğlu ile birlikte yakalandığında, ilgili emniyet birimini arayarak, “Bu size son ihtarım. Abdullah’ı bırakmazsanız Ankara’nın 150 yerinde bomba patlatacağız” diye tehdit etmiş ve gerçekten de Demirtepe Köprüsü’ne bomba konulmuştur. Polis bombayı patlamadan etkisiz hale getirmiş, arkasından da Çatlı serbest bırakılmıştır.
Yazıcıoğlu Sivas katliamında da başroldedir, Sivas’a giderek bizzat katliamı örgütlemiştir.
1978’de ülkücü Baki Yeşiloğlu`nun öldürülmesinden sonra Balıkesir Cezaevi’nde çıkan isyan üzerine de Muhsin Yazıcıoğlu, “bunun öcü alınmalıdır” der. Cezaevinde isyan çıkar ve iki-üç kişi öldürülür. Ülkücülerin burnu bile kanamamıştır.
Yazıcıoğlu’nun bir yığın soygun ve gasp olayı örgütlediği, gerekli silahları temin ettiği, sonra kullanılmış “pis silahlar”ın taşraya sevkini sağladığı da bilinmektedir.
Yazıcıoğlu aynı zamanda partisinin yayın organında, kendisini eleştiren gazetecilere, “Onları gecenin karanlığında ya da gündüzün aydınlığında ansızın bir sürpriz bekliyor…” gibi tehditler yayınlamaktan çekinmeyecek kadar rahattır. Bu aynı rahatlık Hrant Dink’in gün ışığında öldürülmesine kadar uzanmaktadır.
Kırcılar’ın, Çatlılar’ın, Erhan Tunceller’in koruyucusu ve kollayıcısı…
Bahçelievler, Sivas katliamının örgütleyicisi, azmettiricisi…
Maraş katliamının sorumlularından Ökkeş Şendiller’in ülküdaşı…
Hrant Dink’in eşinin ifadesiyle, bebekten katil yaratanların hocası…
Çatlı için, “Kaçmayıp mahkemeye çıksaydı beraat ederdi. Birçokları gibi şimdi Meclis’te olurdu” derken kendi durumunu anlatması…

İnsanoğlu aynı pazarlama taktiklerine bin yıldır sazan gibi atladığına ve (görünen o ki) atlamaya devam edeceğine göre aslında aynı bokun boncuklusu yeni isimler/yöntemlerle para toplamaya agresif bir şekilde devam edecekler. Nereye kadar? Sert regülasyonlar bu işi bir şirketin borsaya açılması kadar zor bir hale getirene kadar.

Bu durum yeni başlayanlar hariç çok pis bir noktada, eminim çoğumuz borsalar, ico,bounty, (hatta airdrop) vb için kyc yapmışsınızdır, keza ben de ilk başlarda burada ahkam kesiyordum "kimseye kimlik bilgisi falan vermem" diye ama ohooo, bir noktadan sonra para kazanmak istiyorsan çözülüyorsun.
Başta takibimde olan Hydro olmak üzere, konuyla ilgili ciddi çalışmalar var, sen kimlik bilgilerini blok zincirinde tutulup, korunan tek bir yere vereceksin ve orasının sana verdiği id vb ile kimseyle belge falan paylaşmadan kimliğini kanıtlayacaksın. Ama yenileri hariç tutmamın nedeni buydu, biz çoktan akıbeti meçhul bir şekilde paylaştık bile.
Ancak şöyle de bir durum var, yapay zeka her alanda hızla ilerliyor, daha şimdiden gerçek fotoğraftan ayırdedilemeyen benzersiz insan portreleri yaratabilen yapay zeka yazılımları çıktı bile ( bkz. https://thispersondoesnotexist.com ), dolayısıyla yakında çalmaya ihtiyaçları kalmayacak, birebir oluşturacaklar zaten.

Bunlar shit anlamında yazmadım zaten, o başka bir anlamda örnek verdiğim bir konuydu. Portföyde bitcoin olmalı diye bir kural elbette yok, keza başka hiçbir kural da yok, portföy senin, tercih senin. Ama piyasadaki bir emtianın dominasyonu % 62.8 ise (yazdığım an itibarıyla cmc), porftöy oluşturuyorum ama o olmayacak demek BANA GÖRE (herkesin kendi tercihi olduğunu ısrarla ve tekrar belirteyim) olayı yatırımdan çıkartıp, bahise çevirmektir. Elbette potansiyel zararda olduğu gibi potansiyel karda da oranlar yüksek olur.

Binance gerçek anlamda işini sembolize eden bir logo kullanmış olsaydı kendisiyle kucaklaşan bir devler topluluğu ve bam bam altlarında ezdikleri minik yaratıklar (küçük yatırımcıyı sembolize ediyor) şeklinde olmalıydı. Bu logoya söylenen anlamı yüklersek aynı Binance'den mi bahsediyoruz diye sorarım açıkçası.

Henüz daha yolu var ama sürdürülebilirliği olan bir şey değil bana göre. Binance piyasadaki dominasyonunu kullanarak yeni yöntemler geliştiriyor, aslında bu iyi bir şey diyebilirdik ama ico düzenleyenler ayak sesleri duyulmaya başlayan regülasyonlarla ilgili tedirgin iken, bu anlamda ieoların bir farkı var mı, yok. Zaten herhangi bir amaç da yok, mevzu talep oluşsun, ilk başta 2,3,5 (her neyse) çarpı yapsın, olay bitsin. sonrası kimsenin umurunda bile değil. O nedenle sürdürülebilirliği yok diyorum ancak daha 5-10 proje(!) çıkartırlar diye düşünüyorum.

Yazdıklarım portföyümün bir bölümü desen anlayacağım ama kabul edilebilir bir kısmı güvenli limanları içermeyen sepetlerin yüksek kar olasılığına paralel olarak zarara geçme ihtimali de çok fazladır. Çok riskli denebilecek emtialar var, çok laf sıfır icraat emtialar var. Başka bir konuyu açan arkadaş en azından bana shitleri veya çok ucuzları söyleyin, riske gireceğim diye yazmıştı, onu yine anlıyorum ama bu portföy değil bence.
Umarım kazanırsın (samimiyetle yazıyorum).

Evet Binance'de hacim oyunu yok ama orada da wash trade de dahil olmak üzere her türlü manipülasyon ve antin kuntin işler var. Biliyorum ki hemen hemen hepsi yapıyor, hiçbiri sütten çıkmış ak kaşık değil ama Binance şu anki dominasyonuna güvenip düdüklemenin suyunu çıkartıyor.

Ben eleştirilere katılmıyorum, ilk yola çıkış şeklinin mantığını anlayabiliyorum, aslında "yok olmasını kabullendiğim bir 100 dolarım var ve Milli Kripto Piyango bileti alacağım, çıkarsa çıkar, çıkmazsa canı sağolsun" diyorsun, buraya kadar sorun yok. Ancak eyleme geçip, aldıktan sonraki aşamalarda büyük ihtimalle kazın ayağı öyle olmayacak, (sallıyorum) 2 ay bu aldıklarının durumunu görmezden geleceksin ama sonra gözüne batmaya başlayacak, kurtlanacak ve mutlaka kar etme beklentisine gireceksin. Bence 3 ihtimal var, üçüne de hazırım diyorsan neden olmasın?

1) 4 sattan aldığın cukcuk coin 1 sata kadar düşecek, dibin de en dibinde artık hiç hacim kalmayacağı için, en dandik borsalar bile delist edecek, etmeseler de yalı kazığı gibi oralarda dikilecek,
2) 4 sattan aldığın cukcuk coin 2 yıl sonra hala 4 sat ve günlük 0.2 btc hacimle yerinde sayacak, satmaya karar verdiğinde alıcı olmadığı için o görünen fiyattan bile satamayacaksın, en yüksek emir 2 sat olacak,
3) Birilerinin pump operasyonunu yakalayıp karını edeceksin.

Digilirayı düz mantık "sonu belli Türk projesi" olarak görmüyorum, çok daha güven veren bir görüntüsü var. Yeni bir proje olmamakla birlikte bu kadar geri planda kalmalarının nedenlerinin birisinin de wavesin epeyce gözden düşmüş olmasına (popülarite anlamında) bağlıyorum, waves bu aralar yine gündeme gelmeye başladı, olumlu yansıyacaktır.

Ancak kendi adıma şöyle bir şerh koyuyorum, 2017'de olanlar tekrar yaşanacak mı göreceğiz, hatırlıyorum o zamanlar bizim yerelde "her Türk bir gün waves alacaktır" furyası vardı ve açıkçası hiç hoş olmayan bir şekilde, belirli tipler sürekli waves shilliyorlardı, o zaman forumu takip edenler kimleri kastettiğimi anlayacaktır. Üstelik bunlar genellikle eski, bilinen üyeler olduğu için onlara kanıp alarak ciddi zarar eden (ayı faktörünün üzerinde) çok kişi oldu, ben de almıştım ama neyse ki mütevazi bir karla elden çıkarttım.
Digilira ve Digilirapayi izliyorum, olumlu bir beklentim de var ama wavesde olduğu gibi, aynı tipler (veya kime ait olduğu bilinmeyen(!) newbie hesaplar) yine pompacılığa başlarsa doğrudan üzerini çizerim.

Rica ederim  
Hassasiyetim bir düşmanlıktan kaynaklanmıyor, aslında Binance'in şu yanının da hakkını veriyorum, Binance ayı döneminin en kötü zamanlarında bile belirli bir hacim ve hareket oluşturarak piyasanın daha da bitik hale gelmesini engelledi, bu anlamda "iyi ki vardılar" diyorum.
Sorun başka, Binance ile ilgili tereddütlerimi burada tekrar bir özetleyeyim:
- Binance bu kadar büyük ve bir çok aktör içeren bir piyasa için aşırı dominant ve piyasaya tam hakimiyet konusunda agresif davranıyorlar. Bu çok çok büyük bir tehlike, her kim olursa olsun yokluğu fiilen piyasanın bitmesi demek olan bir piyasa unsuru olmamalı,
- Hacim sahtekarlığı yapmamakla birlikte, wash trading de dahil olmak üzere her türlü piyasa manipülasyonunu sonuna kadar uyguluyorlar,
- Binance sonuçta bir Çin şirketi ve Çinliler için para kazanma yolunda her şey mübahtır, Binance de aynen böyle davranıyor, rakiplerine alan bırakmıyor,
- Binance zincirinin yukarıda saydığım amaçlarla, sadece piyasa manipülasyonu için oluşturulduğu gayet belli iken, buna bel bağlanması mantık sınırlarının dışında, sürdürülebilir bir durum değil,
- Hiçbir fonksiyonu olmayan bu zincire geçen projeler(!) bu zincirin akıbetinin 2 dudak arasında olduğunun farkındalar mı acaba? (Mesela bu Ethereum zinciri için söylenemez, Vitalik Buterin çıkıp ben artık bu zinciri istemiyorum dese, hadi o zaman, sana güle güle derler, her şey saniye sıkıntı yaşanmadan devam eder.

Çocuklara tecavüz, anlık nikahla sevişgenlik edip yarım saat sonra boşanma şeklinde fuhuş, faiz değil kar payı, rüşvet ve kafa kesme gibi helal şeyleri yaygınlaştırdıkları halde günahın en büyüğü olan alkol kullanımına niye kısıtlama getirmiyorlar zannediyorsunuz? Altın yumurtlayan tavuk...

Ben şunu anlamıyorum, kripto ile ilgili her konuda güvensizken, adından tokatlayacağını bağıra bağıra ilan eden bir borsaya güvenip para aktarmak neyin kafası? Idax => Idex, Idax => Okex
Adamlar çağrıstırmak için her türlü kurnazlığı yapmış. Ben de açayım mı yarın? btcturks.com

Şu bin yıldır geyiği dönen fıkranın hala geçerli olması ne kadar acı...

Cehennemde her ülkenin bir kazanı varmış, içinde sıcak kaynayan yağ olurmuş, günah işleyenler bu kazanlarda cezalandırılıyorlarmış. Kazandan çıkmaya çalışanları zebaniler kafasına vurarak kazana geri sokuyorlarmış. Bir gün baş zebani bir bakmış her kazanın başında görevli olduğu halde bir kazanın başında hiç kimse yok, sinirlenmiş, bağırmış:
"Bu kazanda niye kimse yok, her kazanın başında bir görevli olacak demedim mi ben size?"
Nöbetçi zebani hemen cevap vermiş:
"Efendim, orası Türklerin kazanı, bizim bir şey yapmamıza gerek kalmıyor, biri yukarı çıkmak isterse zaten alttakiler onu bacağından tutup geri çekiyor."

Seksenlerin yabancıları efsaneydi, o zamanlar ben de çoğunlukla yabancı müzik dinlerdim, yerliler zaten ya yabancıdan devşirme, ya da en ağdalısından arabeskti.
Yukarıda yazdığım Linet'in şarkısından bir önceki takıntım da şuydu (Bryn Christopher - The Quest):
https://www.youtube.com/watch?v=GM-3FfOVuQ0