Şöyle bir durum var (daha doğrusu realite buraya gitti artık), Ethereum emtiasıyla Ethereum zinciri artık neredeyse birbirinden tamamen bağımsız  ve ne kadar temelde bazı sorunlar olsa da(yazdığın pow/pos geçişini ağırdan almaları bunlardan biri mesela) kripto ekosisteminde gücü ve güvenilirliğini Ethereum ağı kadar ispatlamış bir ağ yok (Bitcoin ağı dahil).
Vitalik Buterin'in genel anlamda bir süredir motivasyon eksikliği görünüyor olsa da (belki de herif iyice sıyırdı, sonuçta kafa normal çalışmıyor, dehaların çoğu da aynı düzeyde deli oluyor) Ethereum ağının dünya çapında benim bildiğim yüzlerce, belki de binlerce geliştiricisi var. Akıllı sözleşmelerin şu anda çok verimli kullanılmamasının temel nedenlerinden birisi bir çok sektörde kimsenin varlıklarından ve işlevlerinden haberdar olmayışı, bu durum ilelebet sürüp gitmeyecek.

Ben her tür müziği dinlerim, tek türe sıkışmış olanlara da inanmam açıkçası, müzik tercihi tek başına sosyolojik bir doktora tezi konusudur bence, o tercihleri çok farklı etmen belirler.
Dolayısıyla lezzet yelpazemi çok geniş tutuyorum, Aretha Franklin'den Kubat'a, İbrahim Maoluf'tan  Neşet Ertaş'a, protest müzikten klasik müziğe kadar her şeyi dinlerim.
Yalnız arada sırada bazı müziklere takıyorum, bu aralar takıntım Linet'ten, ne dinlersen dinleyeyim araya mutlaka sokuşturuyorum (muhteşem sesine aşığım o kadının):
https://www.youtube.com/watch?v=Yb38h_a9Aog

Kafanı kurcalamasın, eğer o tokenda yatırımın varsa dudağını bile uçuklatsın. Çünkü yazdığın şey ve sorduğun soru son derece hayati, bir token kendisini kanıtlamış, akıllı kontratlar içeren fonksiyonel bir zincirden sırf popüler diye hiçbir boka yaramayan, bomboş bir zincire geçiyorsa işin içinde iyi niyet yoktur.

Bir zamanlar Cumhuriyet gazetesi gidişatla ilgili bas bas bağırıyordu ama kimse ciddiye almayıp gülüp geçiyordu, o gülenler şimdi en çok feryat edenler. Aynı sloganı ben şu anda Binance için kullanıyorum ve bu konunun çok ciddi olduğunu düşünüyorum. Böylesine geniş, çok sayıda aktörün olduğu bir piyasada tek kişi/şirketin bu kadar baskın olması hiç iyi bir şey değil.
Tehlikenin Farkında mısınız?

İş yine dönüp dolaşıp dinde takılıyor, çünkü dinler insanlara kollektif olarak, düşünmeden, yorum yapmadan, sorgulamadan, gördüğü gibi yaşamayı telkin ediyor, bireyselliği genellikle tasvip etmiyor. Bunun nedeni de basit: düşününce bazı şeyler ortaya çıkıyor, sorgulamalar başlıyor, düzenleri bozuluyor.

Neyse, esas konu bu değil, şunu demek istiyorum, bizim gibi toplumlarda bireyler kişisel başarı bilinci kazanmadıkları için (yukarıda yazdığım bunun temel nedenlerinden birisi) kendisine/topluma/insanlığa değer katma konusunda çaba göstermiyorlar, hatta umurlarında bile değil. Ama bir yandan da her şeye sahip olmak istiyorlar, üstelik istekleri de bastırmak zor.
İşte bu aşamada başarının yerini sahip olma hırsı alıyor ama bu sahip olma eylemi bireysel beceriler güdük kaldığı için farklı yollardan yapılıyor, bakıyorsun bir anda birilerinin bir çok şeyi oluveriyor, diğerleri bu durumu lafta kınıyor ama içten içe gıptayla aynısını kendisi de istiyor. Böyle olunca diğerleri de "düzen böyle" diyerek takip ediyor ve sistem de bunu destekliyor, yani hak etmeden sahip olmak normalleşiveriyor.
Ancak aslında X malı gerçek anlamda istendiğinden değil, sadece maddi veya hava atma değeri için elde edildiği için, nimetlerinden de faydalanılamıyor. Veya kişi şu veya bu şekilde X malını elde eder etmez o şeyin cazibesi bitiyor (çünkü tek amacı sahip olmaktı, onunla ne yapılacağı umurunda değil) ve bir sonrakine gözünü dikiyor. İşte bu da toplumun genelinde yayılan agresif bir tümör olarak bizi kemiriyor.
Bir aile 3 oda+1 salon evde oturuyor ve cümbür cemaat "oturma odası" yaptıkları bir odaya tıkışıyorlarsa aslında o evde yaşamıyorlardır, veya en iyisi olsun diye aldığı 32 programlı çamaşır makinesinin hayatı boyunca 2 programını kullanıyorsa o makineyi işine yaradığı için değil, ona sahip olma hırsıyla almıştır, ya da instagram ve whatsapptan başka bir şeyini kullanmadığı Iphone'ı sırf sosyal ortamlarda masaya koymak için edinmiştir vb vb, bu tarz örnekler uzar gider.

Evet, eğitim sistemimiz berbat...Çünkü amaç öğrenmek/öğretmek değil, sadece diploma vermek (yani şekilcilik daha çocukluktan belleklere kazınıyor)
Evet, trafik sistemimiz berbat...Çünkü az önce kendisi yaptığı şeyi biraz sonra başkası yapınca "...kodumun çocuğu" diye küfür eden yaşam formuna kendi eylemini hatırlattığında tepkisi yüzsüzce sırıtmak oluyor,
Evet, adalet sistemimiz berbat...Çünkü her konuda olduğu gibi o konuda da hem devlet, hem vatandaş işine gelen haksızlıklara kör ama ucu kendi götüne dokununca kıyameti kopartıyor,
Evet, bütün sistemlerimiz berbat..Çünkü bütün sistemlerimizi oluşturan bizleriz ve bireyden topluma değişmeden giden yozlaşma,yobazlık, cehalet, kabalık, çifte standart, açgözlülük artık genlerimize işlemiş durumda.
Ve değişmeyecek

Ahmad henüz denemedim ama çok iyi bir çay olduğu konusunda herkes hemfikir. Ben 2 marka denedim, kullanıyorum, birisi Mahmoud Tea (Migrosta vb var), diğeri de Beta Tea'nin Bayce Pokoe Ceylon olanı, ben Betayı daha başarılı buldum. Bitince sırada Ahmad var.

Altcoinler elbette toparlayacak, insanlar bir gram araştırmadan, akıl yürütmeye çalışmadan sadece yakınıyorlar, çok basit yöntemlerle geçmişe bir göz atmak sürecin hep böyle olduğunu görmek için yeterli. Ayrıca şu an için altcoinlerin başını kaldırmasını beklemek hiç ayağı yere basan bir yaklaşım değil, arkadaş btc dominance %60, altların ne yapmasını bekliyorsunuz? Piyasa altlara da yatırım yapma eğilimine girip fonladığında, dominance makul bir yere gelecek ve hacimlenen altlar da trendden nasibini alacak.
Yalnız 2017'de yaşanan deli dana olayının bir daha o düzeyde tekrarlanmayacağını düşünüyorum, onu da belirteyim.

Bu piyasada öyle şeyler gördük, öyle üçkağıtlara tanık olduk ki, artık yoğurdu geçtim, dondurmayı bile üfleyerek yiyoruz malesef. Huyumdur, linkedin profillerinde gördüklerimi kontrol etmeyi severim, çok sayıda çakma profile de denk gelmişimdir.
Buyurunuz, Selçuk Hocanın linkedin profilinde akademisyen olduğunu belirttiği Bitlis Eren Üniversitesi'nin kendi sayfasındaki kaydı ve aynı sayfanın linki: http://www.bitliseren.edu.tr/BirimAkademikPersonel.aspx?id=61
Umarım artık Türkler=Dolandırıcı projeler algısı kırılır ve bizden de (ya da en azından bizim de yer aldığımız) iyi niyetli, kaliteli projeler çıkar, bu kadar kötü bir imajı hak etmiyoruz.

Tamamen katılıyorum, bazı kişiler (buraya yazıp tavsiye vermelerinden anlıyoruz) gerçekten fiyat olarak sıfıra en yakın emtiaları bulup ayağı yere basmayan kar beklentileriyle topluyorlar. Senin de yazdığın gibi, evet 2017'de böyle oldu ama bu durum o zamanda kaldı, artık ktipto piyasasının şartları çok değişti. Her şeyden önce regülasyonlar devreye girmeye başladı ki, bu durumu "shitcoin killer" olarak özetleyebiliriz. 2017'de önüne gelen osuruktan bir emtiayla, kopyala/yapıştır bir white paper ile para toplayabiliyordu, artık öyle değil. hele önümüzdeki dönemde bu iş daha da zor olacak. 50X, 100X hatta 1000X durumları kısıtlı sayıda yine yaşanacak ama bundan organize edenler ve hasbelkader denk getirenler yararlanacak. Piyasaya genellenebilecek bir durum olmayacak.

*******

wolwoo hocam bilinçli risk alarak, sermayesini gömmeden bu elbette uygulanabilir bir yatırım stratejisi, ama Kalemderin yazdığı davranış şekli bu mantık değil, o tipler falancaya şu kadar "basan" iddaa tayfası ve muhtemelen çok zararlı çıkacaklar.

Ödülü falan bir kenara koyuyorum (zaten ultra mirasyedi bir sponsor yoksa dikkate alınacak bir miktar olması imkansız) ancak blok zinciri kavramını insanların kafasına yerleştirmenin (mesela burada olduğu gibi milyonlarca insanın kullandığı telefon oyunları kullanarak) farkındalık oluşturmak adına önemli bir adım olduğunu düşünüyorum.
"Bitkoyun uyuşturucu parası yeeaaa" dan, "bitkoyun altından çok kazandırıyormuş" a geldik, algı kademe kademe daha da gelişecektir. Piyasaya daha çok para girmesi için 2 şeyi önemsiyorum, bilinirlik ve kullanım kolayılığı. Bu tarz projeleri kripto emtialarla doğrudan ilgileri olmasa bile bilinirlik anlamında önemsiyorum, kaldı ki bunun kendi tokenı da var.

Emlak projelerinin ilgi görmemesinin temel nedenlerinden birisi genel olarak vaat/sonuç katsayılarının düşük gitmesi olmakla birlikte, özellikle bizim yerelde 2017 yılında forumdaki bazı kişiler tarafından organize bir şekilde pompalanan (benim de acemilikten gaza gelip yediğim) ve ciddi miktarda zararla insanların eline tutuşturulan waves tabanlı Primallbase tokenıdır ( https://coinmarketcap.com/tr/currencies/primalbase ).

Ben sıradan, bilgisayar işlevlerini yerine getirmesi için yeterli işlemcisi, ekran kartı olan ve şu anda bu satırları yazdığım bilgisayarım ile herhangi bir madencilik faaliyetinde bulunamam, zorluk düzeyi en düşük olan kazımı bile yapamaz, hal böyleyken elinizdeki telefonun işlem gücü ile bunun yapılabilmesi mantıklı geliyor mu? Üstelik (varsayalım ki cepten gerçekten kazım yapılabiliyor) bilgisayarda ve mining cihazlarında enerji sorunu yok, şebekeye bağlı ve gerektiği sürece (yani sürekli) tam kapasite kullanabilir ama telefonda kapasite ve süresi sınırlı bir batarya var, millet oyun oynayamıyor pilimi yiyor diye, bir de kazım yapması mümkün mü?

Murat Bey zaten kimsenin illegal bir durum olarak gördüğü yok, kaldı ki hepimiz bu piyasadayız, bu durumda illegal iş yapıyor oluyoruz. Bu konuda bana riskli gelen durum şu: Kripto emtialar ile ilgili yasal statü bir çok ülkede olduğu gibi bizde de aşırı derecede yoruma açık, işin Türkçesi kaderleri neredeyse iki dudak arasında. Dolayısıyla ben bir son kullanıcı olarak bu hizmetten gayet memnun kalırım, son derece işime gelir ve hoşuma gider, ancak iş kuracak bir sermayedar olarak bakarsam şu anki yasal mevzuatta bu riski almam. Üstelik sektör finans, yani devlet finans sektöründe karar ve uygulamalarında son derece hızlı davranabiliyor, birilerinin "olmaz böyle" diyerek yasağı/engellemeyi uygulamaya koyması 24 saat bile sürmez.
Özetle, ortaya koyduğunuz iş fikrine karşı çıkıyor değilim, tam tersine destekliyorum ama "en azından şu an için" zemini bina kurmaya uygun bulmuyorum. Samimi olarak yazıyorum, umarım yanılırım.

Yasal olarak zorlukları vardır hatta muhtemelen yapılamıyordur ama varlığımı sigortalayan bir borsa benim için değerlidir. Üstelik bunu diyen ben bildiğin küçük yatırımcıyım, bizler hamsi bile değiliz belki, ona rağmen böyle bir platform ilk tercihlerimden olurdu, bir de büyük paralar koyanları düşünün. Ayrıca insanların rahat rahat sermayelerini gönderebilecekleri bir borsada doğal olarak hacim ve işlem de bol olurdu.
Ancak dediğim gibi, kripto emtialar şu an için hiçbir sınıfa sokulamadığı için böyle bir şeyin yakın gelecekte olma ihtimali yok.

Çünkü genel olarak erkekler futbolla, kadınlar dizilerle uyutuluyor, herkes memnun.

Duyan da zannedecek ki Türkiye'nin bütün elektronik verileri ultra mega astra koruma içerisinde ve dünyanın en büyük çabası Türkiye'nin verilerine azıcık da olsa erişebilmek.
Ulan devlet verilerini tutan sunucularınız, resmi sitelerin data merkezleri folloş olmuş durumda, liseli bebeler geziyor içeride, dünyanın en antidemokratik internet kısıtlamalarından biri de sizde ama onu da dışarıya yaptırıyorsunuz, kendiniz beceremiyorsunuz, ttdeki mümin mühendislerin cemaat toplantılarından çalışmaya vakti yok (işinin ehli kadro ya gitti, ya da pasifize edildi, bir çok hizmeti dışarıdan alıyorlar). Almanya BMW'nin verilerini alınca ne olacak, vatan mı elden gidecek?
Hee, aklıma gelmişken milli araba, milli uçak, milli tank, milli helikopter ne oldu? (Atak helikopteri milli falan değil, tasarım tamamen İtalyan, motor tamamen Amerikan, geriye ne kaldı?)

Bence bu aralar (belki birkaç gün, ya da hafta) elinde parası olanlar için mükemmel bir kazanç dönemi, çünkü anladığım kadarıyla bu aralar btc 10K-13/14K arasında sürekli oynayacak ve yüzdesel olarak ciddi bir votalite. Üstelik bunlar anlık olmuyor, en kötü ihtimalle dakikalar içinde gerçekleşiyor, yani emir yoksa bile hamle yapmak için zaman bırakıyor. Tabii ben ve birçokları gibi altlara gömülmüşseniz kendi kendinize böyle bilgece vaazlar veriyorsunuz sadece, yapacak bir şey yok.

Konu güzel ve mantıklı, teşekkürler ancak işleyişte mantıksız durumlar var, sadece tek bir emtiadan örnek vereyim mesela (çok yakından takip ettiğim): Bittrexin ABD ticaretine kapattığı coin/tokenlar arasında Hydro da var ama Hydro yatırımcı tarafından daima "fazla kitabına uygun" davranmakla eleştirilen, para toplamadığı için bu anlamda hesap vermesi gerekmeyen vb bir proje. Yani o listede Hydronun yer alması bana "bunlar neye göre seçtiler?" sorusunu sorduruyor, borsadan da kriterlerle ilgili herhangi bir açıklama yapmadılar.

Meyve sebze ile gereken vitamin/mineral/aminoasitleri alma olayı 50-60 yıl öncesinde kaldı malesef, şu anda yediklerimizr bitki değil, tasarlanmış fabrika ürünü. Dolayısıyla hemen hemen herkes için takviye şart ama eksik/fazla gözeterek kontrollü yapmak gerekiyor, multiler yarardan çok zarar getiriyor.

Şunu kabul etmek gerekiyor, artık (yeniden) 3.dünya ülkesiyiz ve doğal olarak ona göre muamele görüyoruz.