Arkadaş biraz değişik bir şekilde ifade etmiş olsa da kulvar derken güç, kalıp, hacim vb anlamında söylüyor sanırım, öyle ifade edildiğini kabul edersek gerçekten farklı kulvardalar ama elbette kulvar bu anlamı taşımıyor, farklı bir anlatım şekli kullansa daha iyiydi.

Ankara'daki arkadaşım Gölbaşı tarafında biraz yerleşim bölgesinin dışındaki bahçesinde bulmuştu erişkin bir atmacayı (açlıktan güçsüz kalmış) akşamın dokuzunda Orman Bölge Müdürlüğünü aramışlar, ekip 1 saat içinde gelip almış. Helal olsun adamlara dedik, demek ki genel olarak ormancılar işine saygı duyuyor.

İşte "Fikir Eksikliğine Rağmen Zikir Bolluğu Sendromu" insanı kıskacına alınca burada olduğu gibi her halka hitapta hep sorun yaşanıyor.
Evet haklısın, bu forumda imza olayı var, bu imza işi nedeniyle bir kısım insan da saçma sapan yazıyor malesef (o "herkes" lafını da yedirirler sana, benden söylemesi) ama o işlerde bu bölüm geçerli değil, adı üstünde konu dışı ve kampanya sahipleri konu içi postları değerlendirmeye dahil ederler, dolayısıyla kimse imza için post kasmak amacıyla buraya yazmaz.
Biraz oku, araştır, ondan sonra görüş beyan et be çoğcuum

Yüksek risk/yüksek kar sevenler için şu an alıma uygun görünüyor, tek haneli satoshilere kadar düşmüş ve oraya yerleşmiş durumda, artık bunun bir sonrası doğrudan çöp, mikro satoshiye mi düşecek? Dolayısıyla eğer borsa patlamazsa illa ki şu andakinden daha iyi bir yere gelecektir, dediğim gibi bilerek yüksek risk almak isteyenler için fırsat olabilir. Ama gümleme ihtimali de bir o kadar kuvvetli, vurgulayarak belirtmek lazım, şimdiye kadar mantıklı, saçma sapan(çoğunluğu saçma sapan) hiçbir hamleyle borsayı hareketlendiremediler, şimdiden sonra da imkansız demem ama zor bence.

Binance'in Kucoin'e el sallaması bir kaç nedenden dolayı gayet anlaşılır bir durum.
1) ABD vs Çekik savaşında Kucoin de bir Çekik askeridir, elbette ittifak yapacaklar.
2) 1.5 Yıl önce Kucoin belki Binance için potansiyel bir rakipti ve CZ'nin dikkatli olması gerekirdi ancak Kucoin yarıştan çoktan koptu ve durumunu düzeltse de tekrar Binance'e rakip olması pek gerçekçi bir ihtimal olarak görünmüyor. Dolayısıyla Binance açısından risk faktörü olmadığı için sempatik adımlar atması normal karşılanabilir.
3) Ortaklık kısmını bilemem ama Binance'in Kucoin'i alması için bir sebep göremiyorum, fazlaca artı değer katmayacağı gibi, "rakiplerini yok ediyor" gibi bir imajın topluluk üzerindeki etkisi olumlu olmaz, CZ de bunun farkındadır diye düşünüyorum.

Ben coin/token adı vermeden altcoin boğasının görünmesi ile eşzamanlı olarak çok ciddi regülasyon dalgasının başlayacağını düşünüyorum, bitcoinin yükselmeye başlaması ile birlikte borsaların esas duruşa geçmelerinin paralelliğine dikkat çekmek isterim. Düşündüğüm gerçekleşirse prim yapma ihtimali olan emtialar için "regülasyona uygunluk" daha önce olmadığı kadar önem kazanacak, bu durumda eskilik, hacimsel büyüklük, ve (onlar kadar olmasa da) projelerinin gerçekliği vb kriterler geriye düşecek, topladıkları paranın hesabını verebilecek, şeffaf projeler sıçrama yapacak.

Bak arkadaşım, genlerle ilgili şu anda hiçbir şey bilmiyoruz diyecek düzeydeyiz, ayrıca iki canlı birleşince her birinin adenin, sitozin, guanin ve timinleri veya polinükleotitleri bir torbaya konup çalkalanmıyor, gen karışması olayını çok yanlış anlamışsın.
Şunu demeye çalışıyorum, şimdi süper bilgisayarlarla (Türkiye'de az sayıdaki süper bilgisayar güç anlamında ilk 400'e giremiyor, bu da Cuma, Tayyip kısmına cevap olsun), yakın gelecekte de şu anda prototip aşamasında olan Quantum bilgisayarlarla (Türkiye'nin gündeminde bile değil) DNA konusunda yeni bilgiler elde edildikçe, ırk/coğrafya/beslenme vb konularında bile dna kategorilendirmesi yapılabilecek (hatta belki de halihazırda yapılmıştır), o zaman da kimse topla tüfekle uğraşmayacak, modifiye edilmiş virüsler hedef önlem geliştirene kadar işini görmüş olacak. Ha, virüsü gen hedefli modifiye etmeyi bilim kurgu hikayesi olarak düşünüyorsan zaten buna diyecek bir şeyim olmaz, çok değil, 25-30 yıl önce de cebinden bir alet çıkartıp, istediğin birisiyle görüntülü konuşmak sadece bilim kurgu filmlerinde vardı.

Şu konunun meriti hakettiğini düşünüyorum:
https://bitcointalk.org/index.php?topic=5156829.0

Anlamadığım 2 şey var:
"1.Mevzuata uygun şekilde kripto para birimi alım satımı!" demişsiniz ama devamında yazdıklarınız kara para trafiği vb. ile ilgili yasal kısıtlamalar, denetimler. Türkiye'de kripto paralarla ilgili bir mevzuat yok ve  işyerinde ödeme almanın yasal koşulları var. Yani "al, bu da pos gibi çalışıyor" diyerek bir ödeme yöntemi öneremezsiniz, bunu kullanan nasıl muhasebeleştirecek, vergi hesaplamasını nasıl yapacak?
"Kripto para transferlerin uzun saatler beklemeye artık son! Güvenli ve hızlı alt yapısı ile kripto para transferi işlemlerinizi kolaylıkla gerçekleştirebilirsiniz." demişsiniz, bu ne demek? Örneğin btc ile işlem yapıyorum, ve (çok sık rastlanıldığı şekilde) tx oluştu ama onay gelmedi veya tek onayda takıldı kaldı, ne olacak, yapılmış mı kabul edeceksiniz?

Ne kadar anlamsız bir soru, arkadaş haklı olarak makul bir kazancı olmadığını belirtmiş, ayda en az % 60-70 kazandırmıyorsa ne işe yarar? Mastırmont mu işte her ne ise, o yazdığın bunu vermiyorsa uğraşmaya değmez. Çiftlikbank veriyordu ne güzel, bunlar niye vermiyor?

Bilgilendirme için teşekkürler.
Çok büyük bir rüzgarla çıktı Bitsdaq ama malesef o köprülerin altından çok sular aktı, ötelemeler vb imaj için iyi olmadı. Umarım şimdiden sonra sağlıklı bir şekilde ilerler ve mesela Coinex gibi dağ fare doğurmaz.

Konu dışı değil mi burası?
Uygun gördüğün, yazılabilecekleri listele, dışına çıkıp sana ayıp etmeyelim.
***
Genel Not: Konu dışı olması birbirinize küfür etme hakkı tanımıyor, bunları okumak zorunda değiliz, biraz saygı lütfen.

300 yıl öncesinin kafası o dediğin, artık işler farklı yürüyor... Bizim gibi az gelişmiş ülkeler de piyon olarak verilen görevi yerine getiriyor, arada ABD'ye kendince posta koyuyor ama bilimle, güçle değil, teknoloji diye bir şeyle alaka olmadığı için cumada mimberden atarlanarak: Tıraaam Tıramm
https://youtu.be/FLqQBbtEzhY

Buraya yazacaklarımın hiçbiri devlet sırrı veya gizli bilgiler değil, aslında hepsi bilinen ama KASITLI/kasıtsız gözümüzden kaçırılan şeyler. Yazdıklarım bir yerden alıntı veya derleme değildir ve sadece gerçekliği bilinen, kanıtlanmış şeyleri yazdım, yani mesela E kodlu katkı maddeleri hakkında bir çok iddia var ama zararlı olduklarına dair gerçek anlamda güvenilir çalışma yok, onları yazmadım.
Aklıma geldikçe ekleme yapacağım.
**
- Internette, gazetelerde vb yer alan gerçek balı anlama yöntemleri güvenilir değildir, bir kısmı tamamen yanlıştır, bir kısmı da sadece sahteliğinden emin olmaya yarar, gerçek bal olup olmadığına dair bir bilgi vermez, balın gerçekliğinden sadece kapsamlı analiz yapılarak emin olunur (bu analizlerde bakılanlar:  bal saflık analizi, şeker bileşenleri analizi, prolin analizi, diastaz analizi, Hidroxymethyl Furfural (HMF) analizi, polen sayımı, polen tür tayini, nişasta sayımı, naftalin kalıntı analizi, nem analizi, serbest asitlik, elektriksel iletkenlik, pH tayini),

- Muhtemelen gözünüze çarpmıştır, marketlerdeki et ürünlerinde  “% 100 Yerli Besi” yazar, aldanmayın, bu ibare hayvanın yerli ırk veya yerli üretim olduğu manasına gelmez, sadece Türkiye’de kesildiği anlamını taşır, yani ithal canlı hayvanlara da bunu yazarlar,

- (Bu madde bilmeyeni şaşırtacak) Annenizin yaptığı veya orada burada ev yapımı, yöresel, köy ürünü, geleneksel şeklinde satılan reçel, marmelat, pekmez gibi ürünlerden uzak durun, hatta kaçın ve markette satılan fabrikasyon ürünlerden şaşmayın. Çünkü bu tarz şekerli ürünler uzun süreler boyunca kaynatılarak yapılırlar, bu şekilde Hidroxymethyl Furfural (HMF) denilen bir madde açığa çıkar (ortalama 60 dereceden itibaren) ve kanserojendir. Endüstriyel üretimde kaynatma basınç kontrollü kazanlarda 40-45 derecede yapılır ve HMF oluşması engellenir,
 
- Glikoz/fruktoz şurubu (mısır şurubu) tüketmek istemiyorsanız en azından meşrubatlar için bundan kaçınma şansınız var, elinize aldığınız ürünün parti numarasının sonunda F harfi varsa glikoz/fruktoz şurubu, S harfi varsa sakaroz (sofra şekeri) kullanılmıştır,

- Türkiye’de hiçbir ürünün ambalajından içerikte GDO olup olmadığını öğrenemezsiniz çünkü bu bilgiyi ambalajda vermek yasaklanmıştır (bu yasaya imza atanları asmak lazım), ancak üreticiyle temas kurarak öğrenebilirsiniz,
 
- Dondurma diye aldığınız piyasadaki bir çok ürünün ambalajını incelerseniz hiçbir yerinde “dondurma” ibaresini bulamazsınız çünkü Türk Gıda Kodeksine göre dondurma olma şartlarını taşımazlar (büyük oranda süt kullanımıyla ilgili),

- Palm yağının gün geçtikçe sağlık üzerinde yeni bir zararlı etkisi ortaya çıkıyor ve maalesef endüstriyel gıdaların bir numaralı tercihidir (üstelik üretimi de tam bir doğa katliamıdır), milletin bu ifadeye uyandığını anladıklarından beri palm yağı yerine hurma yağı yazıyorlar, ikisi de aynı şey, aldanmayın,

- Birkaç yıldır piyasada görüntüsü, ambalajı taze kaşara benzeyen ve fiyatı biraz daha hesaplı olan tost peyniri, kahvaltılık peynir gibi isimlerle satılan “şeyler” türedi, bunlar aslında şu veya bu sebeple marketlerden geri dönen (çoğunluğu skt geçmesi), üretim hatası bulunan vb diğer peynirlerin kimyasal işleme tabi tutulması ile üretilirler (eritme peyniri diye satılanlar da aynı), yani çöpü evirip çevirip yine size satarlar,

- Endüstriyel gıda ürünlerinin bazılarında  aldığınız tat ve koku yüksek ihtimalle ürünün kendisinden değil, kullanılan yapay aromadan geliyordur, nelerin yapay aromalarının olduğunu öğrenmek istiyorsanız linke bir göz atın ve şaşırın: https://magaza.hammaddeler.com/kategori/gida-hammaddeleri#labels=5667-2
----------
Eklemeler 1:

- (Öneri için 2run'a teşekkürler) Gıda dünyasındaki belki de en tartışmalı konu Monosodyum Glutomat (MSG diye de yazarlar) konusudur. Acı, ekşi vb dışında bambaşka bir tat olarak tanımlanan msg gıda endüstrisinde tatlılar dışında hemen hemen her hazır üründe lezzeti arttırmak için kullanılır. Sorun şu ki yüksek miktarlarda alımının özellikle merkezi sinir sistemin ve karaciğer üzerinde çok büyük olumsuzluklar oluşturulduğu bilinmekle birlikte, gıda üretiminde kullanılan dozunun sakıncalı olduğuna dair hiçibir güvenilir çalışma yok (insan üzerinde yapılan bir çalışmada kg. başına 3gr alımının nörotoksik etki yarattığı gözlemlenmiş ama bu gerçekten çok büyük bir miktar, gıdayla birlikte alımı imkansız gibi. Benim tercihim tüketmemek ama yine de kesinlikle zararlıdır diyebilecek bir veri yok.

- Su..Suyun vücudumuz için yararları ortada ama her şeyin bokunu çıkartmakta bir numara olan insanoğlu bu konuda da boş durmuyor. Şu an mevsim itibarıyla elbette tüketimimizi arttırmalıyız ama bir su çılgınlığı moda oldu, düzenli 3-4 litre tüketenler var. Eğer bir rahatsızlıktan dolayı doktor tarafından söylenmediyse veya aşırı su kaybı durumu sözkonusu değilse böylesi tüketim yarar değil zarara yol açar, metabolizmayı bozar, böbrekleri yorar ve vücutta mineral kaybına neden olur. Yeterli su içip içmediğinizi anlamanın çok kolay bir yolu var; idrarınıza bakın, eğer çok açık sarı veya renksiz, kokusuz ve berraksa yeterince su alıyorsunuzdur, arttırmadan devam edin, ama idrarınız sarı ve kokuluysa su eksikliğiniz var demektir, su tüketimini arttırın.

Bir başlıkta toplamak iyi olmuş, gerektiğinde arama zahmetinden kurtarır.
Donanım cüzdanlarına fısıldayan adam....   

O konuya da yazmıştım, burada tekrarlayayım: (BANA GÖRE) en iyi çay soğuk demlenmiş kaliteli Seylan çayıdır, onun tadını aldıktan sonra malesef hiçbir Türk çayı damağa hitap etmeyecektir.

mhanbostanci hocam, biliyorum, ona buna derken suyu çıkar ama bir %10 da Lösev için ayırsaydınız şahane olurdu diye düşündüm... 

Hocam tek konuda da şöyle bir sıkıntı var, özellikle bizim insanımızın (ülkenin halinden de anlaşılacağı üzere) okumaya alerjisi var, forumda bir çok bilirkişi(!)de sadece başlığa bakıp, ilk 3-5 posta göz attıktan sonra engin görüşleriyle dimağlarımızı aydınlatıyorlar. Konu başlıklarında post az olunca en azından bu arkadaşların yazdıklarının konu ve gidişatıyla olan ilgi yüzdesi artıyor. Uzayan konu başlıklarını okumaya çalışırken insan illa ki "ne içiyor lan bunlar?" noktasına geliyor. MALESEF

Şartlar her ieo için sabit olmamakla birlikte, bir arkadaşımız açtığı konuda yeni düzenlenecek ieo ile ilgili bilgilendirme yapmış, detaylar hakkında bilgi vermiş, netleştikçe de güncellenecektir. O konuyu takip etmen fikir sahibi olmanı sağlar diye düşünüyorum.
https://bitcointalk.org/index.php?topic=5155859.0

Peki bu yazdıklarının arkadaşın yaşadığı bir durumla ilgili  konu açarak sorduğu soruya ne gibi bir cevap içeriyor, o kısmı anlamadım? O zaman boşa yazmış olma, ben bir ekleme yapayım:
Arkadaşlar hiç Binance kyc yaptınız mı ve statünüz işlem hacminiz nedeniyle değişti mi?