Mevcut projelerine odaklandıkları için en azından yakın gelecekte ağ değişikliği veya mainnet geçişi düşünmüyorlar. Zaten böyle bir durum şu anda zaman kaybettirmekten başka bir sonuç doğurmaz.

Bu soru biraz eksik, kimin için sorduğunuzu da yazmanız lazım. Yani şunu demek istiyorum, elinde emtia tutan bir yatırımcının (hodl) buna bakış açısı daha düz olabilir, örneğin, "btc 70.000 dolar olunca satar çıkarım" gibi, ama al/sat da yapan birisinin fiyat hedefi daha sübjektif bir durum. Yine btc örneğinden gidersek, votalite sürüyorsa yine 70.000 dolar iken çıkmam diyebilir, veya daha 25.000 dolarken votalite çok azaldıysa hedef sonlandırması yapabilir.

Bok atıp durmuşsun da, o airdrobun nasıl yapıldığına dair bir araştırma yaptın mı, herhangi bir fikre sahip misin?
Hayır...
Olay ne peki, şudur: Bir bakmış 150 sat, bir daha bakmış 64 sat, Hydro olmuş tu kaka.

Lan oğlum bana sataşıp durmayın, bunlar patladığı zaman kimde catt varsa onun götüne kaçacak, bana ne catex borsaymış, kerhane işletiyormuş, sikimden aşağı Kasımpaşa.
İlaç reprezantı gibi gelip gelip catex pazarlayanlara kanmasın millet diye yazıyorum, mallara cevap vermek için değil...
Çaktın köfteyi?

Mesela eczaneye gidince organik yumurta satmaya çalışsalar normal gelir mi? Burası borsa olduğunu iddia eden bir yer, borsada kumarın ne işi var? Etiklik, ahlak mahlak vb algılamayın, ondan bahsetmiyorum, bir site kripto para borsası olduğunu iddia ediyorsa kripto alımı satımı yapar, haber sitesiyse haber yayınlar, baklava satmaz. İyi o zaman Okex slot koysun, Kucoinde poker olsun vb vb.
Ayrıca bu site ile ilgili fud yapılmıyor, tam tersi içeride esir kalanlar fomo ile zarardan kurtulmaya çalışıyorlar, çünkü zararları ayı piyasasının zararı değil, zaten ayıda girdiler ve kendi içlerinde bir ayı daha yaşadılar. Ben ve benim gibiler de millete allayıp pullayıp kakalayarak (yeni mağdurlar yaratarak)  kendi zararlarından kurtulmaya çalışmalarına tepki veriyoruz, mevzu budur.

Şunu da ekleyeyim, benim bu cattan zararım yok, ilk haftalarda gelenlere bol bol dağıtıyorlardı (ilk gelenlere bol dağıtmak, yeni katılımcı akışına teşvik etmek...bu taktiğin de bir adı var da neyse), o zaman girdim, gümleme yoluna girince çıktım, tam hesaplamadım ama en fazla % 2-3 de olsa sembolik bir karım vardı. Kuyruk acım falan yok yani.

O zamanlardaki durumu betimleyen şu ifade zaten olacaklarla ilgili fazlasıyla ipucu veriyordu (böyle diyorum ama ben de zamanında uyanamadım), şişirildi şişirildi, efsane haline getirildi ve katılıyorum, Neo bitmedi ama çakma efsaneliği bitti. Elbette piyasadaki her şey değer kaybetti ama neo için durum biraz daha vahim gibi görünüyor.

Bitcointalk Profile Link: https://bitcointalk.org/index.php?action=profile;u=963279
Current amount of posts (Including this one): 2307
SegWit BTC Address: 3PVzNsHJZkoBsB1NAFPZTaXLVo1EiMWFiA
Amount of EARNED merit in the last 120 days: 34

Hala borsa diye yazıyorlar ya...
Bak bir daha yazayım; catex dediğin yer benim kendi kendime, tık tık, anında ve sürekli  XXX alıp sonra tekrar kendime geri sattığım (yani borsanın canlı botlarından birisi olduğum) ve eth hash numarasına göre kumar oynanan bir yerdir, borsa falan değildir.
Burada paralı askerleri var, sürekli konu açıp catt pompalamaya çalışıyorlar, şimdi de diyorlar ki "20 satlara geldi, çok potansiyel var"
Ulan ayı sezonunda millete 60-80den itelemişler, sonra 9-10 satlara kadar gümlemiş (o da benim bildiğim, takip ettiğim falan yok, denk gelirse bakıyorum, belki daha da düşmüştür), şimdi 20 satlarda diye davul zurnayla geziyorsunuz, kimi yiyorsunuz?

cattcılar başladı yine propogandaya...

Sence forumda aşağıdaki bölüm ne işe yarıyor? (Pazar alanı gibi bir ifade kullanmışlar, ne demek istemişler anlamadım)
https://bitcointalk.org/index.php?board=155.0

Bir de şöyle bir şey var, o pankartı görünce camı indiresim geliyor  

" sezonu  KAPATIYORUZ "

Olay önceki yazımda da belirttiğim gibi herkesin ihtiyaçlarının, vitamin/mineral türlerine metabolik tepkisinin farklı olmasından kaynaklanıyor. Mesela Pharmaton örneğinden gidersek, eşime çok iyi geliyor, enerjisini arttırma, bağışıklığını yükseltme konusunda gözlemlenebilir bir etkisi oluyor ama bende o çarpıntı olayını yapıyor.

Polen olayına gelince; polen gerçekten çok değerli ve "tam besin" olarak kabul edilen bir gıda, vitamin, mineral, protein, lif, tüm aminoasitler, karbonhidrat vb. her şeyi içeriyor. Ancak:
- Polen sonuçta arı tarafından bitkilerden toplandığı için sabit bir bileşimi yok, arının dolaştığı çevreye, iklime, toprağın yapısına vb. göre çok değişiklik gösteriyor, dolayısıyla polenin içeriği ile ilgili veriler (özellikle miktar/oran) yaklaşık veya ortalamadır, hemen hemen her polende değişir. Bunu bir sakınca anlamında yazmıyorum, A kişisi "polen kullandım, filancaya çok iyi geldi" diyebilir, B kişisi de "kullandım, bir fark göremedim" diyebilir, ikisi de doğru söylüyordur, ellerindeki polen ile ihtiyaçlarının eşleşmesi durumu bu.
- Peki ne yapabiliriz, tüketirken piyango gibi mi düşüneceğiz?
Hayır, devamında yazacağım alırken dikkat edilmesi gereken unsurlara uyarak optimum faydayı sağlayabilirsiniz.
- Poleni ne kadar süreyle tüketmek gerekir?
Polen "doğal" ve genlerimizin tanıdığı, metabolizmanın tanıyıp, nasıl kullanacağını bildiği bir gıdadır, dolayısıyla istediğiniz kadar (süre anlamında) tüketebilirsiniz, hatta en verimli kabul edilen makul miktarlarda sürekli tüketmek.
- Ne kadar tüketilmeli?
İşte bunun çok düz bir formülü yok, ama ben kendi araştırma ve deneyimlerimden yola çıkarak şöyle söyleyeyim, bir rahatsızlık veya enerji, bağışıklık düşüklüğü vb nedeniyle tüketilecekse günde 1-2 yemek kaşığı, sağlık desteği olarak tüketilecekse 1-2 tatlı kaşığı yeterli, birden fazla uzman günlük 35gr.'ı aşmamayı öneriyor, ki çok yüksek bir miktar oluyor zaten, kaseye falan döküp yemek lazım. En yüksek emilim aç karnına alınca elde ediliyor ama olur ya, kendine has tadını aç karnına kaldıramıyorsanız tok da tüketebilirsiniz ama o zaman miktarı arttırmanızı tavsiye ederim. Bir de poleni ilaç gibi düşünüp, 1-2 haftada sonuç beklemeyin, sabırlı olun.
- Nasıl tüketilir?
Nasıl isterseniz, yoğurda, süte, canının istediği bir şeye karıştıran da var (böyle yaparsanız, 5-10 dakika bekleyin, yumuşasın), doğrudan yiyen de. Ben doğrudan tüketenlerdenim.
- Alırken ve saklarken nelere dikkat edilmeli?
Yukarıda yazdığım gibi içeriği değişebilen bir besin olduğundan dolayı maksimum fayda için poliflora, mümkün olduğu kadar çok çeşit bitkiden elde edilmiş polen tercih edin, en değerlisi odur. Bunu tam olarak anlamak tabii ki analiz gerektirir ama tüketici olarak bizim de fikir sahibi olmamızı sağlayacak bir püf noktası var, alırken polene bakın, ne kadar renkliyse o kadar çeşitli bitkiden elde edilmiştir. Marketlerde görüyorum (üstelik hiç de ucuz değil) kavanozdaki polen mi, nescafe mi belli değil, homojen bir tek renge sahip, "aha bu polen" diye kaktırmışlar. Evet polen ama ne kadar polen?
İkinci olarak (bu konu çok önemli) polenin değerini koruması ve küf/bakteri vb oluşmaması için doğru oranda kurutulmuş olması gerekiyor, en ideali %2.5 ile %5 arası bir değerdir. Bunu da basitçe anlayabilirsiniz, parmaklarınız arasında veya tırnaklarınızla ezdiğiniz zaman dağılması gerekir, dağılmayıp hamur gibi kalıyorsa nem oranı fazladır, taş gibi direniyorsa da aşırı kurutulmuştur, şahsen tüketmem o poleni.
Saklama koşullarında da biraz görüş ayrılığı var, bazı uzmanlar uygun nem oranındaki polenin oda sıcaklığında aylarca saklanabileceğini söylüyor ama ben risk almayıp buzdolabında saklamayı tercih ediyorum. Derin dondurucuda fikir birliği var, en az 2 yıl özelliğini koruyor.
***
Dip not: Hemen her bitkisel/doğal üründe olduğu gibi polen konusunda da internete baktığınızda "mucize" ana fikirli bilgiler(!) göreceksiniz, her derde deva safsatasını okuyacaksınız, bunlara itibar etmeyin. Polen çok çok değerli bir besin ama ölümsüzlük iksiri falan değildir.


Solgardan şaşma hocam, mesela ginseng konusunda birkaç yıl önce yapılmış bir araştırma var, ginseng diye satılıp, içeriğinde belirttiği etken madde oranı (ginsenoit) doğru çıkan bir tek Solgar oldu. https://solgar.com.tr/urun/korean-ginseng/3960

Bu işte benim bir miktar hakim olduğum bir konu.

Önce Pharmatondan başlayayım: Pharmaton başarılı sayılabilecek bir multivitamindir ancak sıkıntı şu ki, sahtesi orijinalinden fazladır.O nedenle 3-5 pahalı olmasına bakmadan eczane veya ecza deposu bağlantılı çalıştığı bilinen internet sitelerinden almakta fayda var. Pharmatondaki ginsengin çok az olduğunu iddia eden arkadaşa şunu söyleyeyim ki bilgi kirliliği oluşmasın, öncelike Pharmaton ginseng desteği olarak satılmıyor, içinde ginsengin de olduğu belirtiliyor, ikincisi aktarlarda vb satılan ginseng kökleri/tozları (%95'i sahtedir, onaylı bir Kore ginsengini size 350-400 liradan daha ucuza satıyorlarsa içinde ginseng ya hiç yoktur, ya da koklatmışlardır) bitkinin kurutulmuşudur, oysa Pharmatonda patentli Ginseng G115 ekstratı vardır, 40mg olmasına rağmen 500mg kurutulmuş bitkiden çok daha fazla etkin içeriğe sahiptir.

Onun dışında vitamin, mineral, bitkisel destek vb ürünü alacaksanız yaygınların içinde güvenilecek bir tek Solgar vardır (bir de onun alt markası Nature's Bounty, Solgar'ın fiyat olarak da, içerik olarak da light modeli diyebiliriz ama o da güvenilirdir), mesela GNC'den kesinlikle kaçın, Avrupa kaynaklı bir çok bağımsız test var (bu testler ucuz değil) ve etiketle içerik uyuşmuyor, Türkçesi birden fazla çeşidinde içi ot, çöp çıktı.

Multivitamin, besin desteği pazarında onlarca marka var, Tarım Bakanlığı'ndan çok kolay dolum izni alınabildiği için bir çok yerli marka da var ama büyük çoğunluğu ya doğrudan veya ticari kurnazlıkla Avrupa üzerinden Çin malı hammadde kullanırlar ve bunlar kalitesiz, hatta güvenilmez hammaddelerdir.

Bunların dışında multivitamin kullanımının ne kadar gerektiği gerçekten tartışma konusu, çünkü ortalama ihtiyaçlara göre reçetelendirilirler ama herkesin ihtiyacı farklıdır. Ayrıca bazı vitamin ve minerallerin fazla alımı sıkıntılıdır, birikime yol açabilir.

Destek almak isteyenlere başka bir önerim olacak, illa bir şey kullanmak istiyorsanız süper gıda olarak kabul edilen arı poleni tüketin (Dikkat, arı ürünlerine alerjiniz olmadığından eminseniz), hem aynı şekilde tüm unsurları içerir, hem de metabolizma hepsinden yararlanabilir. Ancak onda da dikkat edilmesi gereken şeyler var, merak eden olursa uzun uzun yazarım.

Engin bilgilerin üşengeçliğe kurban gitmesi... 

Neyin biraz para ettiği görülürse sürü olarak oraya yöneliyorlar, mevzu budur. Kendisini kanıtlamış, çalışan, sürekli güncellenen ve dev gibi bir geliştirici ordusu olan bir ağdan çıkıp, 3-5 yazılımcıya kendi zincirini çıkarttırmanın nedenlerini ve gerekliliğini iyi sorgulamak lazım ve çoğunun buna verecek cevabı yok. Olay sadece bu hayaller dünyasında "hype" yaratarak değer kazanmış görüntüsü oluşturmak (istisnai gerçek projeleri ayrı tutarak), kripto ekosistemindeki moda faktörü emin olun konfeksiyonda bu kadar etkin değildir.
Airdrop yapmak, kilitlemek, yakmak vb.  bir sürü örnek sayılabilir, birinin miadı dolmaya başlayınca yeni bir şey bulunuyor.

Sadece siz değil, eli yüzü düzgün, bir elin parmaklarını geçmeyen tüm yerli platformlar bunu yapmak zorunda, şu anda belirli sayıdaki kripto emtiayı alıp/bozdurmaktan başka fonksiyonunuz yok, gerçekten sanal döviz bürosu gibisiniz. Ne zaman siz ya da yukarıda bahsettiklerim (tercihan hepiniz) bunu yaparlar o zaman adınıza "borsa" diyebiliriz.

Son durum nedir bilmiyorum ama yakın geçmişte o PoA mesajları yüzünden forumda bir çok kişi newbie'ye düştü, alınacak bir risk değil.

Olay şuna dönecek: ABD'de üniversitede okumak büyük para işi ve bu konuda kredi sistemi var, çoğu genç üniversiteyi kredi sayesinde okuyup ciddi düzeyde borçlanıyor ve bu krediler patlamış, hem bireysel, hem de sosyal olarak gitgide devleşen bir sorun haline gelmiş durumda. "Ne anlatıyon sen, konuyu iyice okudun mu?" diyeceksiniz, şunu demek istiyorum:
İster istemez bizde de bedelli askerlik için böyle bir sistem oluşacak ve gencecik insanlar bedelli askerlik için yüksek miktarlı kredi kullanıp yetişkin hayatlarına 1-0 yenik başlayacaklar.
Biz uzun uzun yaptık, herkes yapsın diyenlere not: Bu tam bir nefret söylemidir, toplumu ayrıştırma politikasının sonucudur.
Ben kısa dönem olarak normal yaptım askerliğimi (lafta değil, doğuda), ve evet kabul ediyorum, askerlik "oğlanı" "erkek" yapma konusunda önemli ve öğretici bir adım ama şahsen oğlum olsa ve imkan yaratabiliyorsam verir parasını bedelli gönderirim. Erkek olmayı başka şekilde de öğrenir.
Kimse vatan, millet, Sakarya muhabbeti de yapmasın, askeri gücün asker sayısına bağlı olduğu devirler çoktan geçti, artık güç=teknoloji.
XXX ülkesinin asker sayısı senin beşte birin ama savaşmaya kalkarsan 1 hafta ebene atlar, çünkü herif benim askerim gibi ayağında yara makinesi dandik bot, üzerinde parka, elinde G-3 veya MPT-76 ile dolaşmıyor, tepeden tırnağa savaş makinesi gibi geziyor.

Karat sözcüğünü duymuşsunuzdur, mücevher dünyasında çokça geçer, yüzyıllardır özellikle elmasta kullanılan bir ağırlık birimidir, gramın beşte birine (yani 0.2 gr) karşılık gelir.
Peki eski çağlarda hassas terazi vb yokmuş 0.2 gramın doğruluğundan (daha doğrusu çok küçük ağırlıkların doğruluğundan) nasıl emin oluyorlardı? Cevap: Keçiboynuzu...
Evet, bildiğimiz keçiboynuzunun çekirdeği 0,2 gramdır ve ebatlarına bakılmaksızın her biri aynı ağırlıktadır. Yani, tek bir harnup çekirdeği 0,2 gram ağırlığındadır ve keçiboynuzu çekirdeğinin ağırlığı doğada çevresel şartlarla vb değişmez. Karat tanımı da Arapça keçiboynuzu demek olan "Karrat" dan gelir. Yani eskiler hassas ölçümlerde ağırlığı sabit olduğu için keçiboynuzu çekirdeği kullanırmış.
Ek: 16 adet keçiboynuzu çekirdeği de (yani 16 karat) 1 dirheme denk gelir (3.2gr).

Tayfun hocam burada ticaret falan yok, gelir yok, neyin karı olacak da dağıtacaklar? Şu veya bu şekilde girmiş insanlar var, kendi kendilerine alıp satarak hacim yaratıyorlar, kendi işlemlerinin komisyon giderinin bir kısmını geri alınca da kar payı aldık diye seviniyorlar. Aslında dijital gün düzenlemişler aralarında, kendi paralarını alıp verip mutlu oluyorlar, olay bu. Sıkıştıklarında da bulmuşlar bir Koreli bahanesi, ne olsa Korelinin yüzünden. Adım gibi eminim, catexin son umudu "boğa gelir de belki biz de yırtarız" düşüncesi.
Son olarak gün zenginleşsin, eğlenceli geçsin diye tombala oynayan teyzeler misali bir de bahis eklediler, aklı olan yatırımcı böyle bir platforma para bağlar mı Allahaşkına?
Bazıları yine kızacak bana, özelden yine hakaret gırla gidecek ama catex patladığında (patlamak ille de kapanmak anlamına gelmez, tek haneli Satoshilerde kalmak patlamaktır) Türk topluluğundan çok kişinin canı yanacak.
O zaman forumda catexe methiye düzenler karşılayacak mı insanların zararını, mağduriyetini?