Tabi ki insanlar değer verdiği şeylere katkıda bulunmak, elinden geldiği ölçüde yardım yapmak istiyor. Ama konu futbol olunca bu durum biraz sıkıntılı bir hale gelebiliyor.
Çoğu kişi ekonomik durumu el vermese de sevdası uğruna cebinden birkaç kuruş arttırmaya çalışıyor. Peki bu ettiği yardımlar bir işe yarıyor mu? Sezon boyunca belki sadece birkaç saat maça çıkan oyuncular halktan gelen bu yardımlarla gününü gün ediyor.

Türkiye'de enflasyon hakkında konuşulanlar gerçekten ilginç. Ne zaman ki memurlara maaş zammı dönemi geliyor, o zaman enflasyon düşüyor. Ne zaman ekonomik krize giriyoruz konuşmaları yapılıyor, o zaman enflasyon yüzde 5 gerilemiş oluyor.
Markete gittiğimizde gördüğümüz zamlar ile enflasyonun en az yüzde 50 olması gerektiğini düşünürken birileri çıkıp diyor ki enflasyon falan yok, ekonomimiz çok güçlü. Yersen.

Çok güzel bir konu olmuş. Böyle bir şey hiç aklıma gelmemişti.
Enpara'nın ne kadar güzel bir sistem olduğunu biliyordum. Kart aidatı olmaması, hiçbir şekilde bankacılık işlemleri için para talep etmiyor olması, ulaşılabilir müşteri hizmetleri desteği, diğer kartlardaki saçma kampanyalara nazaran Spotify, Netflix gibi uygulamalarda gerçek indirimler sağlanıyor olması gibi durumlar Enpara'yı öne geçiriyor. Hakkında olumsuz konuşan bir kişiye bile rastlamadım.

Borsalarda ne kadar büyük bir sermaye olduğunun kanıtı. Bitcoine bu kadar büyük yatırımlar yapılmışken uzun vadede zarar ettirmesi pek olası değil. İstenildiği zamanda yükselişi başlatıp tekrar istenildiği zamanda düşüş trendine sokabilirler. Kendileri en çok ne şekilde para kazanabileceklerse bu yönde bir hareket oluşmasını bekliyorlar.
Bunu piyasanın birilerinin tekelinde olduğu düşüncesiyle bir tutmamak lazım. Borsaların ne kadar güçlü olduğunu görüyoruz.

Kesinlikle. Aslında Facebook ve Zuckerberg elinde sınırsız bir güç tutuyor.
Global dünyada konuda görseli bulunan fotoğraf gibi bir şekilde gösteriliyor olsa da eminim bu işin iç yüzü çok daha farklı. Bizim gördüğümüz ya da duyduğumuz, medyaya verilen kısmı işin sadece görünen tarafı. Gizli anlaşmalar, paylaşılan veriler ile çok daha büyük bir dünyanın merkezinde Zuckerberg olabilir. Kimse de bu isimle alenen düşman olmak istemeyecektir.

Dünyanın en büyük futbol kulüplerinden birinin attığı güzel bir adım var ortada. Blockchain teknolojisinin gelişmesi, kripto paraların tanınırlığının artması için oldukça güzel bir hamle.
Hem kolleksiyonerlerin, hem online futbol ligi severlerin, hem kripto paralar ile ilgilenenlerin dikkatini çekebilecek bir çalışma olacak gibi görünüyor. Futbolcu kartı biriktirmeyi seven bir nesilin dijital dünyadaki en büyük kitleyi oluşturduğunu düşününce çok ön plana çıkarılabilecek bir iş olduğunu görüyoruz.

Libra için hayal kırıklığı olma potansiyeli çok düşük değil. Son gelişmeler Libra'nın sıkıntı yaşayabileceği yönünde. Diğer kripto paralarda olduğundan farklı olarak çok büyük bir kitlenin kullanımına sunulacak, dünyanın en büyük sosyal platformlarında göreceğimiz bir proje. Dolaylı olarak bütün dünyanın kripto paralar içerisine girmesini sağlayacak.
Yaşı fark etmeksizin herkes bu dünyanın içine girdiği zaman bu durumdan hoşlanmayacak çok büyük bir kitle ortaya çıkacak. Buna kısa vadede izin verilmeyebilir.

İnşaat sektöründe batan ya da batacağını iddia eden firmalara verdiğimiz vergiler sayesinde çok büyük destek geliyor. Televizyonlarda lüks hayatları ile reklamlarını yapan insanlar devletten para alıyor, zenginliklerine zenginlik katıyor. Halk olanı biteni sadece izliyor, sadece hayatta kalabilecek bir para kazanıp daha da fazla vergi vermeye devam ediyor. Toplanan vergiler ile halkın yararına yapılması gerekenler halka yeniden para ile satılacak şekilde yaratılıp cepte kalan son para da tekrar geri alınıyor.

Bu ekonomi modeli ile paramızı sağa sola dağıtmaya devam edeceğiz. Verdiğimiz vergilerle köprü yaptırıyoruz, üzerinden geçerken tekrar para veriyoruz. Yap İşlet Devret diyorlar, kullanılmayacak yollara güvence verip üzerinden insan geçmese de para veriyoruz. Halk her geçen gün daha da fakirleşiyor, verdiği verginin ya da kazandırdığı paranın nereye gittiğini göremiyor.
Biz bu kafayala daha çok zam görürüz, kimse de sesini çıkartmaz.

Kıtlık yaşanması biraz ileri bir seviye. Günlük hayatımızda bu yaptırımların etkilerini çok net bir şekilde hissedebiliriz. Kullanılan toplu taşıma araçlarında artış olur, marketten alınan her ürüne yüzde 10-20 arasında zam gelir, halk harcama yapmaya çekinir ve önünü görememeye başladığı için konut ve otomobil alım satımlarında büyük bir düşüş karşımıza çıkar. Elimizde bulunan teknolojik cihazları tamamen bozulana dek kullanmaya devam etmek zorunda kalırız, keyfi harcamalar çok büyük oranda kısıtlanmış olur.

Bu görüş tam olarak doğru değil. Siz bir hedef belirlersiniz ve o hedefe ulaştığınız zaman çıkış yaparsınız. Hedefiniz on bin dolar da olabilir, yüz bin dolar da. Eğer on bin dolarken çıkış yapmak sizi tatmin edecekse kaybetmiş sayılmazsınız. Sonuçta belli bir miktar kar etmiş ve para kazanmışsınız demektir.
Bazen keşke çıkış yapsaydım dersiniz. Bunu söyleyecek duruma gelip para kaybetmiş olmaktansa yüksek olmasa da kar etmiş olmak iyidir.

Kripto paralar insanların hayatına genelde olumlu yansırken sizde tam tersi olmuş. Paranın ne kadar değersiz bir şey olduğunu öğrenmeniz güzel ama diğer saydığınız her şey oldukça kötü.
Genelde ralli sırasında büyük paralar kaybeden ya da terste kalan kişiler sizin bulunduğunuz duruma düşerdi. Yatırımları büyük oranda zararda olan veya cüzdanını çaldıranlarda da benzer şeyler görürdük. Parayı çok kazanınca da böyle şeyler olabildiğini görmek güzel. Her dönem geçicidir, şu anki durumdan da keyif almaya bakın.

Peaky Blinders güzel giden bir dizi. Çok sayıda izleyicisi var. Sokak çeteleri, dedektiflik, mafyacılık, yakın çağ tarihi gibi konular ilginizi çekiyorsa bu diziyi de çok seveceksinizdir.
Orange is the New Black de çok tutmuştu. Hapishane dizileri kategorisinde bu diziden çok daha sağlam yapıtlar olsa da size keyif verebilir. OZ ya da Prison Break gibi bir kalite beklemeyin, yine de fena değil. Netflixte bu sezon çok iyi belgeseller de yer aldı. Onlara da göz atılabilir.

Sözde devlette para yok, ekonomimiz bitik vaziyette. İnşaattan başka bir şey yapmayan, betondan başka bir şey göremeyen kişiler haline gelmişiz. Buraya aktarılacak milyarlar ile ne sanayi kuruluşları kalkındırılır, ne fabrikalar yapılır. Çağı yakalamamızı sağlayacak bilime, eğitime gelince bütçe yok. Ama televizyonlarda boy gösteren, milyonluk arabalarla hava atan insanların cebi dolmaya devam etsin diye milyarları gözümüzü kapamadan veriyoruz.

2 kart ile ödeme yapma olayı karlı oluyor evet. Ama satın almadan önce mutlaka iyi bir araştırma yapın yoksa paranızı boşa harcamış olursunuz. 200 lira puan kazanacam diye zaten 200 lira daha pahalıya ürünü almış olabiliyorsunuz. Genelde n11 ya da gittigidiyor gibi sitelerde aynı ürün zaten daha ucuza satılıyor oluyor.
Şu anda Efsane Sezon Fırsatları diye indirimli ürün satıyorlar. Dün 20 lira olan ürünün fiyatı bugün 22 liraya çıkmış. Araştırmayan ve takip etmeyen insanlar da indirim var sanıp sipariş geçiyor ürünün üstüne atlıyor.

1000 TL yatıran biri 65 TL kaybettiyse sadece %3.5 kayıp yaşamıştır. Zaten para yatırdım - çektim derken harcadığınız zaman ve borsa komisyonlarını da göz önüne alınca neden böyle bir şey yaptığınıza anlam veremedim. %3'lük hareket kripto paralarda sadece bir saat içerisinde yaşanan basit bir olaydır. Sabrınız yoksa ve bu kadar küçük bir oranda kaybettiğinizde parayı çekmeyi düşünüyorsanız zaten bu piyasaya hiç girmemeniz gerekir. Dolar Euro ile uğraşın, %3 sadece bunlar için büyük bir oran olur.

Dünyada bizim kadar uzun sürede karar veremeyen hakem yok. 7 dakika uzatma oynatılan maç mı olur? Önünde kamera çekimi var ekrana bakıyor, dakikalarca karar veremiyor. Seyirciler televizyon karşısında bir bakışta doğru kararı veriyorken hakemler dakikalarca izleyip yanlış karar verebiliyor. Bu durum futbolda güvenin olmadığını ve birilerinin kazancı uğruna yanlış karar vermenin ne kadar kolay olduğunu bir kere daha gösteriyor.
Sistem ne kadar güzel olsa da uygulamada yanlışlar olunca hiçbir değeri kalmıyor.

iPhone ile aynı özellikleri sunan telefonlar üçte biri fiyatına satılıyorken Apple'ın her geçen gün daha da kötü günler görüyor olmasını garip karşılamıyorum artık. Tabi ki parası olan, keyif almak isteyen bu cihazları satın alabilir. Normal kullanıcılara çok fazla hitap edemediği için satış miktarının çok yüksek olmayacağı da bir gerçek.
1000 dolarlık bir telefonun hepsiburada da 7300'e satılacak olması da ilginç. Genelde telefon fiyatları yurtdışındaki fiyatların iki katı olacak şekilde ayarlanırdı.

Birçok eski yapı son yıllarda yapılan binalardan daha sağlam. Teknoloji gelişti, malzeme kalitesi yükseldi, daha düşük maliyetle daha iyi binalar üretilebilir hale geldi. Fakat geçmişte yapılmış kaliteli malzemeli binalar şimdiki binalardan onlarca kat daha sağlam.
Binayı yapan kişi 10 lira yerine 8 liralık mal kullandığı zaman bunu bireysel kullanıcılar fark edemiyor, yapı denetiminden de sorunsuz geçiyor. Birkaç yıl içerisinde ise malzemenin aslında daha kalitesiz olduğu ortaya çıkıyor. Tabi bu geçen süre içerisinde binayı yapan kişi son model arabasına binip villasında oturmaya başlamış oluyor.

Yem maliyetleri, elektrik ve su faturaları, lojistiğin her geçen gün pahalılaşması, vergilerin daha da yük olur hale gelmeye başlaması derken düşündüğümüz kadar kar etmiyor bu firmalar. Bir de son dönemlerde bilinçli tüketicinin artması, soğuk zincirde bozulan ürünlerin telafisi gibi ekstra konular da firmaları yormaya başladı. Ülkede üretim yapmak zor, bir şeyi üretmek için ithal ürün kullanmak zorunda kalmak daha da zor.