Dikkat ediyorum da Fransa iki maçtır aslında kazanabileceği maçlardan beraberlikle ayrılıyor. Bosna Hersek karşısında 10 kişi kalmışlardı tabi ama yine de böyle bir yıldızlar topluluğunun 10 kişi ile de kazanabilmesini beklerdim ama 1-1 bitmişti. Bundan sonra Ukrayna deplasmanına gittiler ve o maçı alıp telafi ederler diye düşündüm ama o maçta da zorluk çektiler. İlk golü Ukrayna buldu ve Fransa 2. yarıda karşılık verebildi. Ama devamı gelmeyince 1-1 bitti bu maç da. Tabi hala en yakın rakiplerinden 4 puan farkla önde liderler ve kolay bir gruptalar. Ancak performans düşüşü ilgimi çekti sadece. Belki de lig maçlarını düşünmeye başladı oyuncular.

Çocuklara öyle davranılacaksa niye oraya çıkarılmış ve aileleri nasıl sesini çıkarmamış hayret ediyor insan. Ama tabi bir anlığına nerede yaşadığımızı unuttum.    Ailesi içinden kızsa bile dışarı vuramaz bunu sonuçta. Malum, ülkede böyle şeylere tolerans gösterilmediği için ailesinin hukuksal olarak baya bi başı ağrıyabilirdi. Her şeyi geçtim, en başta Erdoğan'ın böyle bir davranışta bulunması çok yanlış. Çocuk onlar en nihayetinde. Ayrıca çocuk kötü bir şey de yapmamış ki zaten. Hoş bir şey yapmasa bile bir çocuk asla böyle uyarılmamalı.

Bitcoin dünyanın ortak para birimi olsaydı en başta Bitcoin için hiç hoş şeyler olmazdı. Çünkü böyle bir durumda ülkeler kontrolü tamamen kendilerinde tutmayı isterlerdi. Tabi böyle bir istek de Bitcoin'in ana yapısına ve amacına tamamen aykırı bir şey. Bitcoin'in ana olayı zaten hükümetlerin kontrolünde bir para birimi olmaktan ziyade halkın para birimi olarak insanlara özgürce faydalanabilecekleri bir hizmet sunmaktır. Eğer tüm hükümetler ipleri eline almaya başlarsa Bitcoin'in itibari paralardan pek de bir farkı kalmaz.

Bu konuda tam bir şekilde emin olamıyorum. Aslında hala blog yazanlar ve takipçisi de çok olanlar var diye biliyorum. Ancak eski rağbetini koruyup koruyamadığı hakkında bir araştırma yapmadım açıkçası. Bir zamanlar bloggerlığın çok revaçta olduğunu görürdüm. İnsanlar bunu bir meslek olarak da yaparlardı. Ancak bir blogger olarak iyi para kazanmak da kolay bir şey değildi. Öncelikle yazıların düzenli olarak gelmesi gerekiyordu. Ve tabi belli bir sayının üzerinde ilgi toplaması da önemli bir faktördü. Bill Gates belki de hobi olarak yazmaya devam ediyordur. Eski alışkanlıkları olan bir insan ise kolay vazgeçmek istememiştir.

Gelecek nesiller için fidan dikmenin önemi gerçekten çok büyük. Ciğerlerimiz olan ağaçların çeşitli nedenlerle yok olduğunu gördükçe büyük üzüntü duyuyorum. Ağaçlar bizim oksijen kaynağımız. Geçenlerde gerçekleşen bir sürü orman yangınını gördükten sonra çok kötü hissetmiştim. Sanki kendi ciğerim yanıyormuş gibiydi adeta. Bu dünya hepimizin. Doğaya zarar vererek kendi sonumuzu getiriyoruz. Onun yerine böyle kampanyalar ile iyi sonuçlar alabiliriz.

Bu saatten sonra ben açıkçası yeniden bir çakılma beklemiyorum. Zaten en son gerçekleşen çakılmada da şöyle bir şey olmuştu bence: Çin ile alakalı FUDlar ve Elon Musk'ın Tesla'nın artık Bitcoin kabul etmeyeceği açıklaması önemli bir etki yaratmıştı. Tabi bu sadece bir başlangıçtı ve daha nicesi gerçekleşmişti. Bu olaylar üst üste bindiği için fiyat da kötü etkilenerek hızla aşağı inmeye başlamıştı diye düşünüyorum. Fakat artık piyasa eskisinden çok daha güçlü duruyor. Yani FUDlardan falan kolayca etkilenmez artık bence. 50 bin dolar direncini de kırmışken buradan alır yürür diyorum.

Balık tüketiminin Türkiye gibi üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede fazla olacağını varsayarsınız normalde ama durum öyle değil. Balık ülkemizde etin gördüğü kadar rağbet görmüyor gözlemlediğim kadarıyla. Et fiyatları balığa kıyasla kat kat pahalı olsa da bence et tüketimi her türlü daha fazladır. Aslında ülkede o kadar fazla balık restoranı da var ki. Belki de verileri sadece bir yerden alıp evde pişirmeye göre oluşturuyor da olabilirler. Çünkü balık restoranlarının çok rağbet gördüğüne şahit oluyordum. Ben de çok bayıldığımı söyleyemeyeceğim balığa. Mevsimi gelince nadiren yediğim olur.

Daha şimdiden bile ufak ufak cyborglaşmaya başlıyoruz sanki.    Şu an bile bir uzuv yerine geçen platin, protez gibi yapılar kullanıyoruz gerektiği yerde. Yapay organ olayına gelince, açıkçası onun da artık örnekleri var. Hatta yukarıda bir arkadaşın bahsettiği yapay kalbi yaptılar bile diye biliyorum. Sadece çalışmasını sürekli hale getirmeleri gerekiyordu. Kulağa ne kadar ilginç geliyor gerçekten. Neuroscience dediğimiz alan sayesinde teknolojik aletler ile insan sinirleri arasında çok iyi bir bağlantı kurulabilmeye başlandı. Bundan 20-30 yıl sonraki dünyada insanlar gerçek anlamda robotlaşır mı şimdiden merak etmeye başladım.

Amerika'nın istihbaratının bu kadar kuvvetli olması normal. Dünyanın en büyük ve etkin ülkelerinden birisi sonuçta. Tabi Amerika'nın şimdiye kadar teröristlere silah vs. yardımı yaptığı da aklıma geldikçe ben onlardan her şeyi beklerim diyorum. Kendilerine stratejik hamle olarak faydalı olduğu sürece ne gerekiyorsa yapacaklarını adımız gibi biliyoruz. Teröristlerin cesur olması konusuna gelince de bilmiyorum açıkçası. Arkalarında büyük bir ülkenin gizliden desteği vs. olmasa böyle işlere kalkışabilirler mi tahmin etmesi zor.

İlk 3 seti büyük bir zevkle izlediğimi belirtmeliyim. Oyuncularımız gerçek bir karakter ortaya koydular. Hele ki ilk setin 34-32 bitene kadar uzaması oldukça heyecan vericiydi. İlk setin sonucu avantajımıza olsa da Boskovic yorulmak bilmedi ve üst üste iki seti çok yakın skorlarla kaybettik. Son setten bir umut geri dönüş bekledik ama oyundan bir anda kopunca açık ara farkla kazandılar ve malesef 3-1 elendik. Hala en azından 3.'lük şansımız var. Bugün saat 18.00'da Hollanda ile maça çıkacağız bakalım.

https://www.ntv.com.tr/turkiye/bakanliktan-genelge-asi-olmayan-isciden-haftada-bir-pcr-testi-istenebilecek,g0wVUKEvREyCyWZLYWuTwA

Bakanlıktan gönderilen genelgeye göre, hala covid-19 aşısı olmayan işçilerden haftada bir kez zorunlu PCR testi istenmeye başlanacak. 81 ilin valiliğine de bu durum iletilmiş. Uygulama 6 Eylül itibariyle hayata geçecek. Hala aşısını yaptırmamış olanlar her hafta PCR testi ile uğraşmak istemiyorlarsa gidip aşılarını olacaklar. Zaten olay bu işe bile kalmadan aşılarını olup aradan çıkarmaları gerekir. Aşı karşıtı adam yine dinlemez de işte.

Suyunu çıkarma diye bir deyim vardır ya işte yapılan iş de o malesef. Ben eskiden bir tek bizim dizilere özel sanardım bu olayı ama yabancılar da bunu çokça yapıyorlar. Bir dizi tuttu mu artık önünü alamayız.    İlla bi 5-10 sezon çıkarırlar. Şimdi bu kadar sezon çıkması için malzemesi olan dizi var olmayan dizi var. La Casa De Papel bence bu kadar sezonu çıkarılması gereken bir dizi değildi. Çünkü ana fikri belliydi ve onu ilk 2 sezonda anlatıp bitirdiler. Üçüncü sezon itibariyle biraz da vurdulu kırdılı devam edelim işte felsefesiyle uzattılar da uzattılar.    Bakalım insanlar son sezonu için ne yorumlar yazdılar ve yazacaklar.

Bu haftanın ücretsiz oyunu olan Yoku's Island Express oldukça eğlenceli bir oyun olabilir gibi duruyor. Eskiden Windows XP'de Pinball diye bir oyun olurdu bilen bilir. Bir dönem baya severek oynadığımı hatırlarım. İşte bu oyuna o Pinball'u entegre etmişler ama tamamen farklı olarak tabi ki. İlk defa açık dünyası olan bir Pinball macerasına şahit oluyorum.    Eskileri yad etmek isteyip bu hali nasıl olmuş diye merak edenler için bence şans verilebilecek bir oyun. Normal fiyatı 32 TL imiş.

Evet, bakanımızın bu tweeti ile birlikte yavaş yavaş kısıtlamalara karşı hazırlıklı olmaya başlayabiliriz.    Ancak yakın bir zaman için kısıtlamaların geleceği yönünde bir sinyal verilmedi. Bence sonbahar aylarını da yasaklar olmadan geçiririz. Anca kış itibariyle vakalar da eğer tavan yapmaya başlarsa, yasakların geri gelmesi işten bile olmayabilir. Bu sefer de birçok insana yine bir ton eziyet olacak iş güç olayları. Evden çalışabilen çalışacak, işini devam ettiremeyecek esnaflar olacak gibi gibi.

https://www.ntvspor.net/transfer/nabil-dirar-resmen-kasimpasa-da-613200c015ae701478351569

Fenerbahçe'nin büyük umutlarla Monaco'dan transfer ettiği Nabil Dirar'dan çok verim alamayınca önce Club Brugge'e kiraladılar. Daha sonra da Kasımpaşa bedelsiz bir şekilde oyuncuyu transfer etmiş bulunuyor. Fenerbahçe'de daha da iyi iş yapmayacağı belliydi zaten o yüzden gönderilmesi çok iyi bir seçim oldu. Aslında Dirar Fenerbahçe'ye ilk geldiği yılda çok kötü oynamamıştı ama sonradan ne olduysa performansı çok düştü.

Ev sahibinin Sırbistan olması, onlarla olan bugünkü maçımızda bizim için bir dezavantaj. Hem turnuvanın en iyi takımı durumundalar hem de kendi evlerindeler. Ne kadar zor geçebileceğini hayal bile edemiyorum. Boskovic'e karşı özellikle işimiz çok zor gözüküyor. Çok iyi savunmamız lazım. Yenilecek olsak bile 3-2 yenilelim ve sonuna kadar mücadele edelim. Ama tabi ki zor da olsa kazansak süper olur. Eğer olmazsa da en kötü ihtimalle 3. bitiririz diye düşünüyorum turnuvayı.

Kimsenin ben iki saatte bir yeni maske taktığını sanmıyorum ya da illa yapan vardır ama azınlıktadır. İnsanlar sürekli maske alma yerine maskeleri en az 1 gün boyunca kullanıp öyle değiştiriyorlar. Maskenin bence de parasız olması gerekir. Zaten maliyeti ne kadar olabilir ki bu maskelerin devlete? Sonuçta bez maske bu, N95 maske falan değil ki çok pahalı olsun. İlk zamanlarda maske bile zor bulunuyordu millet eczanelerde hakkı çıkarsa gidip o da 5 tane falan alıyordu. Bazı insanlara çıkmıyordu bile. Sonradan ne olurdu sanki şu basit maskeleri ücretsiz yapsalardı.

Barcelona'nın hala oldukça fazla maçta tercih ettiği bir rotasyon oyuncusu konumundaydı bildiğim kadarıyla. Geçen sezon toplam 30 maçta oynamış ama gol ya da asisti bulunmuyor. Yine de Barcelona alternatiflerini azalttığı için memnun değildir ondan eminim de başka çareleri de yok adamların. Beşiktaş bu fırsatı iyi değerlendirmiş. İyi oynarsa ilk 11'in düzenli oyuncusu haline gelir şüphesiz. 2.5 milyon euroluk bir maaş da böyle bir oyuncu için makul gibi geldi bana.

Maaşlara yapılan zam miktarı her zaman olduğu gibi yine yetersiz görünüyor. Hem %50 üzeri bir enflasyon hem de o da yetmezmiş gibi doğalgaz, elektrik, su gibi tüketimlere zam kararları ile maaşa yapılan o zam da eriyip gitmiş oluyor. Doğalgaza daha yeni %15 oranında bir zam geldi. İnsanların cebinin dolması gerekirken beş parası kalmayacak hale geliyor. Bu dengesizliğin sonu nereye varacak, nereye kadar böyle devam edilecek merak konusu o asıl.

Sn. bakanımız Fahrettin Koca bugün koronavirüs durumu ile ilgili açıklamalarda bulunmuş. Aşılanma oranının 18 yaş ve üstünde yüzde 80lere kadar gelmesinin önemini vurgulayarak tünelin sonunun göründüğünü belirtmiş. Ayrıca yakın zamanda yeniden yasakların getirilmesi söz konusu değil gibi gözüküyor. Maskeden falan bahseden bir tweetini görmüştüm ondan sonra bir acaba dedirtmişti ama görünüşe göre şimdilik kapanma yok. Durum daha da kötüleşmez umarım da kapanma falan görmeyiz.