Show Posts
|
Pages: [1]
|
Değeri 15 milyarın üzerine çıkan Bitmain‘in kurucusu ve milyarder isim Jihan Wu, Bitcoin Cash topluluğunun hep beraber Craig Steven Wright‘ı topluluktan atmaya uğraştıklarını ifade etti. ”Bütün BCH topluluğu Fake Satoshi’yi atmaya uğraşıyor. Kült liderlere karşı olan direniş, BCH ekosisteminin gücünü ve kapsamlılığını göstermekte.” The whole BCH community are working together to kick Fake Satoshi out. The resisitence against cult leader proves the inner strength and sophistication of the BCH ecosystem! — Jihan Wu (@JihanWu) 9 Kasım 2018 Wu’nun bugün içerisinde yaptığı açıklama, Craig Wright’ın yeni bir gönderi ile Roger Ver ve genel olarak Bitcoin Cash madencilerini tehdit etmesinden sonra gerçekleşti ve aslında karşı bir açıklama görevi görüyor. Craig Wright özellikle kendisinin Bitcoin’in yaratıcısı Satoshi Nakamoto olduğunu iddia etmesi ile tanınmakta. Bitcoin Cash ve CSW Arasındaki Kavga CSW, CoinGeek ve milyarder gazino sahibi Calvin Ayre, hep beraber 15 Kasım tarihinde Bitcoin Cash ağını hard fork’a götürmek istiyor. CSW tarafından önderlik edilen grup, Bitcoin SV isimli bir uygulama üretti ve bunu 15 kasım tarihinde aktif etmeyi planlamakta. Aralarında Coinbase‘in de bulunduğu kripto para borsaları ise, ABC ekibi ve Bitcoincash.org tarafından açıklanan yol haritasına destek açıklamasında bulundu ve yatırımcılara söz konusu hard fork’un ağda istikrarsızlık yaratacağını ve bunun da kısa süreli Bitcoin Cash cüzdanlarının hizmet vermemesine sebep olacağını açıkladı. CSW, Roger Ver’in kendisine değil de rakibe destek vereceğini açıklamasından sonra, ünlü isme bir tehdit e-maili gönderip, ağı kasıtlı olarak rehin tutacağını ve ”eğer savaş istiyorsan, 2 yıl boyunca hiçbir trade yaptırmayacağım. Hiçbir şey. Savaşta, hiçbir koin trade yapamaz” ifadelerini kullandı. Ver ise kendisine cevap olarak Craig’in ”konuştuğu şey hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını” belirtmekle yetindi. Kaynak: https://koinbulteni.com/milyarder-jihan-wu-bitcoin-cash-toplulugu-cswyi-disari-atmaya-ugrasiyor-30260.html
|
|
|
Önde gelen kripto para birimi yatırımcılarından olup bu yolla milyarlarına milyarlar katan Tim Draper, geçtiğimiz dönemlerde yaptığı 250.000 dolarlık Bitcoin fiyat tahminin ”kesinlikle sağlam” olduğunu ifade etti. Draper: Hedef Belli, Yol Belirsiz 8 Kasım tarihinde son bulan Lizbon‘daki Web Summit etkinliğinde konuşan Draper, özellikle Bitcoin konusundaki iyimserliği ile piyasadaki bir çok kişi tarafından tanınmakta. Tim Draper sene içerisinde yaptığı, ”Bitcoin 2023 yılına kadar 250.000 doları bulacak” tahmini yüzünden çok fazla eleştiriye maruz kalmıştı ancak görünüşe göre ünlü milyarder hala geri adım atmıyor ve tahmininde ısrarcı. ”Bundan dört, beş, altı, on yıl sonra neler olup biteceğine dair çok iyi hislere sahibim çünkü bu benim işim – geleceği zihnime işleyen genç girişimcilerle buluşmak da bunun parçası.” Milyonlarca dolarlık Stellar airdrop’u yapacağını açıklayan Blockchain‘in CEO’su Peter Smith‘in de katıldığı etkinlikte konuşan Draper, sözlerine şu şekilde devam etti: ”Benim 2022 yılına kadar, – bu seviyede belki de 2023 – Bitcoin’in 250.000 dolar olacağı tahminin kesinlikle sağlam ancak buraya nasıl varacağımız konusunda o kadar emin değilim.” Kripto para birimleri bu yıl yapılan Web Summit etkinliğinde oldukça popüler bir konu haline geldi ve 70.000’e yakın katılımcının yer aldığı Avrupa’nın en büyük teknoloji festivaline damga vurdu. Kripto para endüstrisinin nasıl büyümesi ve hangi yönlere ilerlemesi gerektiği konusunda da konuşan Draper ve Smith, finansal egemenliği kullanıcıların ellerine vermeye devam edilmesi gerektiğinde fikir birliğine vardı. Kaynak: https://koinbulteni.com/tim-draper-2023-yilina-kadar-bitcoinin-250-000-dolar-olacagina-dair-tahminim-kesinlikle-saglam-30269.html
|
|
|
Konu Çin ve kripto para birimleri olunca, iyi haber duymak uzun süredir hasret kalınan bir olay haline geldi. Çin Merkez Bankası 2018 yılında yaptığı onlarca duyuruya bir yenisini ekledi ve kripto para birimleri kullanmaya karşı sert ifadelerle uyardı. Kripto Para Birimleri Kötü, Blockchain İyi People‘s Bank of China veya Çin Merkez Bankası, kripto para birimi yatırımları ile ilgili ”balon etkisi” hakkında yeni bir bildiri yayımladı. Caixin Global kaynağının aktardığı habere göre, Çin Merkez Bankasının araştırma bürosu yöneticisi Xu Zhong, bir PBoC analisti olan Zuo Chuanwei ile ortaklaşa bir araştırma yayınladı. Yapılan araştırmanın kilit noktası ise, kripto para birimlerinin içsel bir değere sahip olmayıp, bunların asla itibari para birimlerinin yerini alamayacağı üzerine kurulmuş vaziyette. Araştırma bunun yanı sıra ”dijital para birimlerinin” yetkililerin işlemleri takip edebilmesini aşırı derecede zorlaştırdığını ve bu sayede kara para aklamayı kolaylaştırdığını vurgulamakta. Bu durum aslında diğer Merkez Bankaları tarafından da kripto para birimlerinin temel sorunu olarak görüyor ki bir çok uzman durumun bankaların kontrolünü kaybetmesinden dolayı rahatsızlık duymalarına bağlamakta. Pekin’in çoktan ilk dijital para arzı yöntemini yasakladığını belirten araştırmacılar, bunların yasa fon toplama yöntemlerinden ibaret olduğunu ve medya ve buna benzer bütün ICO kanallarının sansürlendiğini de itiraf etmekte. Çin, kripto para birimlerine sert bir şekilde karşı olsa da, Blockchain teknolojisi konusunda dünyanın önde giden ülkelerinden birisi konumunda ve araştırmada da Blockchain teknolojisinin ülke için oldukça yararlı ve geliştirilmesi gereken bir alan olduğuna değiniliyor. Çin’in yaptığı uyarıların benzeri, yakın zamanda Tayland’ın SEC’i tarafından da yapılmıştı. Kaynak: https://koinbulteni.com/cin-merkez-bankasindan-kripto-para-birimi-kullanma-risklerine-karsi-yeni-bir-uyari-yapildi-30271.html
|
|
|
Ana sayfa » Haber Malezya Eğitim Bakanlığı’ndan Yeni Proje: Blockchain Tabanlı Diplomalar Ömer SAKMAR 10 Kasım 2018, 01:43 Malezya Malezya‘daki Eğitim Bakanlığı, Blockchain teknolojisinden faydalanmayı düşünüyor. Malezya’da Blockchain Malezya Eğitim Bakanlığı geçtiğimiz günlerde Twitter üzerinden bir gönderi paylaşarak Blockchain teknolojisini kullanmayı planladığını duyurdu. Bakanlık, yeni bir üniversite konsorsiyumu oluşturmayı, bu süreç boyunca Blockchain teknolojisini kullanmayı ve böylece çeşitli sahtekarlıklarla mücadele etmeyi hedefliyor. Bakanlık tarafından paylaşılan gönderiye göre Blockchain teknolojisi başlıca sahte üniversite diplomalarıyla mücadele etmek için kullanılacak. Hükümet tarafından desteklenecek olan bu yeni konsorsiyuma başlangıç aşamasında altı farklı devlet üniversitesi dahil olacak. Bu üniversiteler, diplomaların denetlenmesi için NEM’in Blockchain’inden faydalanacaklar. Bakanlık tarafından yapılan açıklamaya göre bu projede kullanılacak olan sistem Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’ndeki bir grup profesör tarafından geliştirildi. Yerel haber kaynaklarına göre Malezya Eğitim Bakanlığı bu yeni projeyle birlikte ülke genelindeki üniversitelerin itibarını iyileştirmeyi, öğrenci haklarını korumayı ve aynı zamanda Blockchain teknolojisini geliştirmeyi amaçlıyor. Eğitim Bakanlığı, yerel medyaya yaptığı açıklamalarda bu proje sayesinde Blockchain alanında uzmanlaşan öğrencilerin sayısının da artış gösterebileceğini belirtti. Bakanlık ayrıca bu sisteme dahil olacak üniversitelerin kendilerine has Blockchain projeleri geliştirmelerini ve böylece çeşitli kaynaklardan ek gelir elde etmelerini bekliyor. Bundan kısa bir süre önce Rusya’daki bir üniversite de diplomalara ilişkin verileri Blockchain üzerinde depolamaya başlayacağını duyurdu. Bu üniversite, konuyla ilgili yaptığı açıklamalarda son on yıllık verileri çoktan kaydettiğini vurguladı. Massachusetts Institute of Technology (MIT) geçtiğimiz yılın Ekim ayında Blockchain üzerinden dijital diploma vermeye başlayarak bu sistemi hayata geçiren ilk üniversite olmuştu. Kaynak: https://koinbulteni.com/malezya-egitim-bakanligindan-yeni-proje-blockchain-tabanli-diplomalar-30278.html
|
|
|
9 Kasım tarihli BBC haberine göre, İsveç vatandaşı bir kişi, ”potansiyel olarak ölümcül bir ev yapımı” bomba göndermesinden sonra 6 buçuk yıl hapse mahkum edildi. 43 yaşındaki Jermi Michael Salonen, Stockholm Bölge Mahkemesindeki yargılanması esnasında, Londra‘daki Cryptopay isimli kripto para borsasına bomba yollamak ve İsveçli politikacılara – ki bunların arasında başbakan da var – beyaz bir toz yollamaktan suçlu bulundu. İddialara göre Salonen’in tek derdi, kripto para borsasındaki hesabının şifresini değiştirmeyi reddeden Cryptopay’dan intikam almaktı. BBC’nin haberine göre 2017 yılının Ağustos ayında şifre değişim talebinde bulunan Salonen, borsadan ”şirket politikasına aykırı” gerekçesiyle ret yanıtı aldı ve şifresini değiştiremedi. Olaya sinirlenen Salonen, Cryptopay’in iki çalışanının Hackney, Londra’daki adreslerine bir zarfın içinde patlayıcı cihaz yollamış ancak paket daha önce Cryptopay tarafından kullanılan bir muhasebe firmasına ulaşmış. Olaydan bir kaç ay sonra Mart 2018 tarihinde, bir ofis çalışanı paketleri açmaya başlamış ve şüpheli içerik olduğunu sezince durmuş ve polise haber vermiş. Anti terörizm ekipleri bombada buldukları DNA’yı Interpol’e aktarınca, İsveçli yetkililer Salonen’in etkinliğinden haberdar olmuş. BBC’nin haberine göre Salonen daha önce işlediği suçlar yüzünden zaten İsveç polisi tarafından yakın takip içerisinde olan kişilerden bir tanesi konumunda. 2014 yılının sonlarına doğru kurulan Cryptopay borsası, İngiliz ve AB ülkeleri vatandaşları için Bitcoin cüzdanı ile bankamatik kartı hizmeti vermekte. Cryptopay’in kurucu ortağı George Basiladze, Cointelegraph kaynağına verdiği demeçte firmanın ”paket teslim edilmeden bir kaç ay önce” ofislerini değiştirdiğini aktardı. Kaynak: https://koinbulteni.com/kripto-para-borsasina-bomba-basbakana-beyaz-toz-yollayan-isvecli-adam-tutuklandi-30280.html
|
|
|
İş dünyası ve vatandaşlara damga vergisi müjdesi. 12 Eylül 2018 tarihinde yayınlanan "Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Kararda" yapılan değişiklikle; Türkiye’de yerleşik kişilerin aralarındaki menkul ve gayrimenkul alım, satım, taşıt ve finansal kiralama dahil her türlü kiralama ile iş, hizmet ve eser sözleşmelerinin Döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak değil, Türk Lirası cinsinden yapılması kararlaştırılmıştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın belirleyeceği haller bu kapsam dışında bırakılmıştı. Bu arada yeni düzenlemenin, 30 gün içerisinde (yani 13 Ekim 2018 tarihine kadar) yürürlükteki sözleşmelere de uygulanması kararlaştırılmıştı. BİR KAÇ GÜN İÇİNDE AÇIKLANACAK Düzenlemede en önemli sorunlardan birisi her bir sözleşme için alınan sözleşme bedelinin binde 9'u oranındaki damga vergisinin yeni yapılan sözleşmeler de ödenip ödenmeyeceğiydi. Çünkü Damga Vergisi kararı gereği bu tutarın her bir sözleşmede ödenmesi gerekiyor. Ancak bazı vergi uzmanları ise yeni ve dönüştürülen sözleşmelerin kamu zoru ile yapıldığı için damga vergisinin konusuna girmediğini savunuyordu. Hazine ve Maliye Bakanlığı en çok merak edilen bu konudaki çalışmasını tamamladı. Buna göre dövizden Türk Lirası'na çevrilen sözleşmelerde hiç bir şekilde damga vergisi olmayacak. Konuyla ilgili kanuni düzenlemenin ise bir kaç gün içinde açıklanması bekleniyor. Ekim ayına ait damga vergisi beyannameleri ise 26 Kasım'da verilecek. Yani yasal düzenleme bir kaç gün içinde açıklandığında tüm sözleşmeleri kapsamış olacak. SÖZLEŞMELER HANGİ ALANLARDA YENİLENECEK? Konut ve işyeri satışları ve kiraları: Türkiye’de yerleşik kişiler; kendi aralarında, konut ve çatılı iş yeri dâhil gayrimenkul satışı veya kira sözleşmelerinde sözleşme bedelini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak kararlaştıramayacaklar. İş sözleşmeleri: Türkiye’de yerleşik kişiler; yurt dışında ifa edilecekler dışında kalan iş sözleşmelerini döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak yapamayacaklar. Hizmet sözleşmeleri: Türkiye’de yerleşik kişiler kendi aralarında döviz üzerinden veya dövize endeksli danışmanlık ve aracılık dahil hizmet sözleşmesi imzalayamayacak. Bu yasaktan istisna tutulan durumlar şöyle: - Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan kişilerin taraf oldukları hizmet sözleşmeleri, - İhracat, transit ticaret, ihracat sayılan satış ve teslimler ile döviz kazandırıcı hizmet ve faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri, - Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışında gerçekleştirecekleri faaliyetler kapsamında yapılan hizmet sözleşmeleri. Eser sözleşmeleri: Türkiye’de yerleşik kişiler; kendi aralarında gemilerin inşası dışında kalan eser sözleşmelerini döviz üzerinden yapamayacak. Menkul satış sözleşmeleri: Türkiye’de yerleşik kişiler; kendi aralarında, iş makineleri dâhil taşıt satış sözleşmeleri dışında kalan menkul satış ve kiralama sözleşmelerini döviz üzerinden yapabilecek. Leasing sözleşmeleri: Gemilere ilişkin finansal kiralama ve leasing sözleşmeleri döviz üzerinden yapılabilecek. Finansal kiralama (leasing) sözleşmelerine ilişkin bedeller döviz cinsinden kararlaştırılabilecek. Vatandaş olmayıp Türkiye’de yerleşik kişiler: Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile vatandaşlık bağı bulunmayan Türkiye’de yerleşik kişilerin akdedecekleri, taraf olduğu iş sözleşmelerinde, sözleşme bedeli ve bu sözleşmelerden kaynaklanan diğer ödeme yükümlülükleri döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenebilecek. Kamu kurumları: Kamu kurum ve kuruluşları ile bu kurum ve kuruluşların savunma sanayii sektöründe doğrudan veya dolaylı pay sahipliğinin bulunduğu şirketler, gayrimenkul satış ve kiralama dışında kalan sözleşmeleri döviz üzerinden yapabilecek. Yabancı şirket şubeleri: Dışarıda yerleşik kişilerin Türkiye’de bulunan; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, yüzde elli ve üzerinde pay sahipliklerinin bulunduğu şirketler ile serbest bölgelerde yer alan şirketlerin taraf olduğu iş ve hizmet sözleşmeleri döviz üzerinden yapılabilecek. Havayolu şirketleri: Yerli havayolu şirketleri ile bu şirketlere teknik bakım hizmeti veren Türkiye’de yerleşik kişiler, gayrimenkul satış - kiralama ve iş sözleşmeleri haricindeki sözleşmeleri döviz üzerinden yapabilecekler. Çek ve senetler: Döviz yasağı konulan sözleşmeler kapsamında düzenlenecek çek, senet gibi kıymetli evraklarda yer alan bedeller döviz veya dövize endeksli olamayacak. Kıymetli madenlere endeksleme: Uluslararası piyasalarda fiyatı döviz cinsinden belirlenen kıymetli madenlere ve/veya emtiaya endekslenen sözleşmeler, dövize endeksli sözleşme olarak değerlendirilecek. Yurt dışındaki şubeler: Türkiye’de yerleşik kişilerin yurt dışındaki; şube, temsilcilik, ofis, irtibat bürosu, işlettiği veya yönettiği fonlar, “Türkiye’de yerleşik” olarak kabul edilecek. Eski taşıt kiralama sözleşmeleri: Daha önce akdedilmiş bulunan iş makineleri dâhil taşıt kiralama sözleşmeleri devam edecek. Taraflar anlaşamazsa 2 Ocak’taki kur esas alınacak: Dövizden TL’ye geçirilmesi gereken sözleşmelerde yer alan bedellerin TL’ye çevrilmesinde taraflar arasında mutabakata varılamazsa, 2 Ocak 2018 tarihi ve öncesinde akdedilen sözleşmelerde bedeller bu tarihteki Merkez Bankası efektif satış kuru (3.7776 TL) kullanılarak Türk Lirası’na çevrilecek. 2 Ocak’tan sonra imzalanan sözleşmelerde ise sözleşme tarihinde geçerli kur dikkate alınacak. Söz konusu tutarlar sözleşmenin yenileme dönemine kadar uygulanacak. Yenileme döneminde tekrar tespit edilecek tutarlar ise Türkiye İstatistik Kurumu’nun her ay için belirlediği tüketici fiyat endeksi (TÜFE) aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarı geçemeyecek. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2171581-sozlesmeler-donustugunde-damga-vergisi-olmayacak
|
|
|
 İstanbul Kuyumcular Odası (İKO) Başkanı Mustafa Atayık, "Spekülatif ataklarla afaki yükselen altın fiyatları yastıkaltındaki altını büyük ölçüde eritti. Şu anda bir durgunluk var. İnsanlar beklemede. Altının gramı 200 lira seviyelerinde kalırsa insanlarımız altına büyük bir talep gösterir. Fiyatların 200 liranın da altına gerilemesi halinde vatandaşın altın alımları patlar. İç piyasa da harekete geçecek." dedi. Atayık AA muhabirinin altın fiyatlarına ve kuyumculuk sektörüne ilişkin sorularını cevapladı. Altının ons fiyatının küresel piyasalardaki gelişmelerin etkisiyle sınırlı yukarı yönlü hareket edebildiğini anlatan Atayık, gelişmiş piyasalarda son dönemde görülen nispeten yüksek faiz nedeniyle altına talebin azaldığını söyledi. Türkiye'de dış kaynaklı ekonomik dalgalanmanın dolara bağlı olarak altın fiyatlarına da yansıdığını hatırlatan Atayık, "Türkiye'de altında afaki fiyatlar oldu, gram fiyatında 266 liralar görüldü. Biz bunları görüyorduk, insanlarımıza alışveriş yaparken dikkatli olmalarını söylüyorduk. Çünkü bu fiyatlar geçici fiyatlardı.Şimdi ekonomik konuların bir kısmı dengeye oturdu. Dolar 5,50'nin altına çekildi, altının gramı 210 lira seviyelerinde." diye konuştu. Altın fiyatlarında geri çekilmenin sürmesini beklediklerini söyleyen Atayık, "Ons fiyatının fazla yükselmeyeceğini düşünüyoruz. Gram altının fiyatı da kademeli olarak düşüyor. Eğer Türkiye'de ekonomik toparlanma süreci devam ederse altın fiyatları 200 lira civarına da gerileyebilir. Bunlar şimdilik öngörümüz. Ciddi bir tertip olmazsa bunlar mümkün." dedi. "Fiyatların 200 liranın da altına gerilemesi halinde vatandaşın altın alımları patlar" Atayık, spekülatif atakların yaşandığı ağustos-eylül aylarında vatandaşın altın bozdurma talebinin arttığını belirterek, şu anda ise insanların fiyatlarda düşüş beklediğini söyledi. Atayık şunları kaydetti: "Spekülatif ataklarla afaki yükselen altın fiyatları yastıkaltındaki altını büyük ölçüde eritti. Şu anda bir durgunluk var. İnsanlar beklemede. Altının gramı 200 lira seviyelerinde kalırsa insanlarımız altına büyük bir talep gösterir. Fiyatların 200 liranın da altına gerilemesi halinde vatandaşın altın alımları patlar. İç piyasa da harekete geçecek. İnsanlar kar satışı için yastık altındaki altın birikimlerini eritti, şimdi bunları tekrar yerine koymaları gerekli. Çünkü bizde vatandaşın en çok güvendiği şey altındır." Piyasalardaki dengelenmenin sürmesi halinde önce altın ve gayrimenkule gösterilen talebin artacağına inandığını söyleyen Atayık, bunun da piyasanın çarklarını yağlayacağını kaydetti. "Altın kredisinin faizleri yüzde 13'lere kadar çıktı" Kuyumculuk sektörü olarak iç talepteki durgunluğu ihracat pazarlarını çeşitlendirerek aşmaya çalıştıklarını anlatan Atayık, "Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) açıkladığı rakamlara göre, mücevher sektörü ekim ayında bir önceki yılın aynı ayına göre, 222 milyon dolar olan ihracat rakamını yüzde 113'lük artışla 474 milyon dolara çıkarmayı başardı. " Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin (TİM) açıkladığı rakamlara göre ekim ayında mücevher sektörü 837 ton ihracatla rekor kırmıştır. İhracat pazarlarını çeşitlendirme konusunda sektörel tüm dernek ve paydaşların uyum içinde çalışması ve hükümetin buradaki yapıcı destekleri meyvesini verdi. İhracatımızdaki artışın devamını hedefliyoruz." dedi. ABD'nin İran'a uyguladığı yaptırımlardan Türkiye'nin 6 ay boyunca muaf tutulmasının Türk özel sektörü için bir artı niteliğinde olduğunu belirten Atayık, nasıl bir mekanizma oluşacağını merakla beklediklerini söyledi. ABD'de Halkbank'la ilgili sorunların da çözülmesiyle Türkiye'de piyasanın huzura kavuşacağını savunan Atayık, "Bankalar sıkıntılı kredilerden dolayı frene bastı. Biz de bundan çok etkilendik. Kredilerin faizleri çok yüksek. Normalde kuyumcuların altın alımları için kullandığı altın faizleri yüde 2,5 - 3 seviyesindeydi. Altın kredisinin faizleri yüzde 13'lere kadar çıktı. Yani bu faizle nasıl kredi alıp da kullanacaksın, bunun çözülmesi lazım. Şu an kuyumcu esnafımız, zanaatkarlarımız, sanayicimiz çok zor durumda. Kapattığımız krediyi geri alamıyoruz. Teminatlarımız yetersiz kaldı." diye konuştu. Atayık, kuyumculara altın kredisi veren bankaların mevcut gelişmeleri göz önünde bulundurarak sektöre destek olmasını isteyen Atayık, Halkbank'ın altın kredisi uygulamasına başlaması yönünde ortak bir çalışma yaptıklarını da söyledi. "İKO Altın Ekran uygulamasını devreye alıyoruz" Müşterilerin altın fiyatlarında alırken ve satarken kafa karışıklığı yaşadığını hatırlatan Atayık, "Gelecek yılın başında İKO Altın Ekran uygulamasını devreye alıyoruz. Bu uygulamayla şu anda neredeyse tüm kuyumcularımızın mağazalarında açık bulunan ekranımız müşterinin de cebinde hazırda bulunacak. İKO Altın Ekran'ı mobil uygulama olarak vatandaşımızın hizmetine sunacağız. Böylelikle altın bozarken yaşanan kafa karışıklıkları, kötü niyetli kişilerin suistimalleri önlenecek ve altın fiyatlarının anlık duyurulması yönünde bir standart getirmiş olacağız." bilgilerini verdi. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2171587-yastikaltindaki-altin-buyuk-olcude-eridi
|
|
|
 Edinilen bilgiye göre, "Alanya-1" kuyusu ile sondaja başlaması planlanan gemide 200'den fazla yerli ve yabancı uzman görev alacak. Hidrokarbon sondaj gemisi Fatih'in bu hafta içinde Akdeniz'deki ilk derin deniz sondaj işlemleri Bakan Dönmez'in katılımıyla gerçekleştirilecek. Dönmez, daha önce yaptığı açıklamada, ekim sonuna doğru Antalya açıklarında ilk derin deniz sondaja başlanacağını ifade ederek, "Fatih, Antalya'da limandan demir aldı ve yola çıktı. Şu anda lokasyonda." diye konuşmuştu. Antalya açıklarında derin deniz sondajı yapılacağını belirten Dönmez, "2 bin 500 metre derinlik söz konusu. Deniz tabanından itibaren de 5 bin ila 6 bin metre aşağıya inilecek. Son derece modern ve teknolojik bir altyapıyı kullanıyoruz. Biz bilimsel olarak yapılması gereken tüm çalışmaları yaptık." ifadelerini kullanmıştı. Çalışmalarına öncelikle Akdeniz'de yoğunlaşacak 229 metre uzunluğundaki Fatih gemisi, 12 bin 200 metre derinliğe kadar çok yüksek basınç altında deniz sondajı yapabiliyor. Uluslararası kural ve düzenlemelere uygun operasyon gerçekleştirmeye elverişli gemi, çalışmalarını iş güvenliği standartlarına uygun ve çevre dostu olarak sürdürecek. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2167816-fatih-gemisinin-ilk-sondaji-bu-hafta
|
|
|
 Cuma günü 76,57 dolardan güne başlayan ve gün içinde 77,89 dolara kadar çıkan Brent petrolün varil fiyatı, bu sabah 77,61 dolardan açıldı. Brent petrolün varili saat 10.20 itibarıyla yüzde 0,59'luk azalışla 77,15 dolardan işlem görmeye başladı. Aynı dakikalarda Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili ise 67,27 dolardan alıcı buldu. ABD ve Çin arasındaki ticaret savaşının küresel ekonomik büyüme üzerinde oluşturduğu daraltıcı etkiyle talepte yaşanacak azalma endişesi, uluslararası petrol fiyatlarında aşağı yönlü baskı oluşturmaya devam ediyor. Ancak uzmanlar, petrol fiyatlarındaki düşüşün ABD'nin İran'a uygulayacağı yaptırımların yaklaşması nedeniyle sınırlı kaldığını ve piyasada İran'dan boşalacak petrol arzının Suudi Arabistan ve diğer üretici ülkeler tarafından karşılanıp karşılanmayacağı yönündeki endişenin fiyatların daha fazla düşmesini engellediğini kaydediyor. Öte yandan İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, dün yaptığı açıklamada, ABD'nin, fiyatların yükselmemesi için İran petrolünden kaynaklı boşluğun Suudi Arabistan ve diğer ülkelerin arzıyla telafi edileceği yönündeki iddiasının doğruyu yansıtmadığını belirterek, "ABD, İran petrolünü durdurmayı başarabilseydi petrolün varil fiyatı bugün 100 doları geçerdi." ifadesini kullandı. Brent petrolde, teknik olarak 77,34 ile 77,52 dolar aralığının direnç, 76,98 ile 77,16 dolar aralığının destek bölgesi olarak izlenebileceği belirtiliyor. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2167831-brent-petrolun-varil-fiyati-77-15-dolar
|
|
|
 Alman Bild gazetesinin CDU'lu üst düzey yöneticilerine dayandırdığı haberinde Hessen eyalet seçimlerinin analizinin yapıldığı parti başkanlığındaki toplantıda CDU Başkanı Angela Merkel'in, Aralık ayındaki kurultayda aday olmayacağı belirtildi. Şansölye Angela Merkel'in çekilmesinden sonra, eski sendika lideri Friedrich Merz CDU parti başkanlığı için çalışmaya hazır olduğunu açıkladı. EYALET MECLİSİ SEÇİMLERİ Almanya'nın Hessen eyalet meclisi seçimlerinde kesin olmayan ilk resmi sonuçlara göre, Başbakan Angela Merkel'in liderliğindeki Hristiyan Demokrat Birlik Partisi (CDU) oy kaybetmesine rağmen yüzde 27 oyla birinci oldu. Yaklaşık 4,4 milyon seçmenin bulunduğu Hessen'de CDU 2013'teki seçimlere göre yüzde 11,3 oy kaybetse de yüzde 27 ile seçimin galibi oldu. Bir önceki seçimlere göre oyunu yüzde 10,9 düşüren Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise yüzde 19,8 ile seçimin asıl kaybedeni oldu. Oyunu yüzde 8,7 artıran Yeşiller Partisi ise yüzde 19,8 ile seçimin "asıl kazananı" olarak gösterildi. Oyu yüzde 9 artan aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi de yüzde 13,1 ile Hessen Eyalet Meclisi'ne girdi. AfD böylelikle Federal Meclis'in yanı sıra Almanya'nın 16 eyaletinde temsil edilme hakkı kazandı. Hür Demokrat Parti (FDP) oylarındaki yüzde 2,5 artışla yüzde 7,5 ile beşinci, oylarını yüzde 1,1 artıran Sol Parti de yüzde 6,3 ile Meclise giren diğer partiler oldu. Buna göre eyalet meclisinde partilerin milletvekili dağılımı ise CDU 40, SPD 29, Yeşiller 29, AfD 19, FDP 11, Sol Parti 9 şeklinde oldu. 137 sandalyeden oluşan eyalet meclisinde CDU'nun SPD veya Yeşiller ile koalisyon kurma imkanı bulunuyor. Öte yandan ilk belirlemelere göre, eyalet meclisine 5 Türkiye kökenli milletvekili girmeye hak kazandı. Sol Parti'den Saadet Dönmez, SPD'den Turgut Yüksel, CDU'dan İsmail Tipi, FDP'den Yankı Pürsün ve Yeşiller'den Taylan Burcu eyalet meclisinde seçmenlerini temsil edecek. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2167843-merkel-yeniden-aday-olmayacak
|
|
|
 Avustralya merkezli fintech şirketi Geniusto, Filipinler’de ePera ismiyle bir sosyal bankacılık hizmeti sunmaya başladı. Blockchain Türkiye Platformu'nda yer alan habere göre, ePera, düzenlenen lansman ile Filipinler’de bir sosyal bankacılık hizmeti olarak faaliyete başladı. Geniusto International’ın kurucusu ve CEO’su Shane Hermans, ePera Sosyal Bankacılık Platformu’nun çok çeşitli özellikleri olduğunu aktardı. Buna göre ePera, token bazlı sadakat programları, kara para aklamayla mücadele teknikleri ve bireylerin dışında gruplara yönelik bankacılık gibi hizmetlerde blockchain teknolojisinden faydalanıyor. GELENEKSEL BANKACILIK HİZMETLERİ DE VAR Hermans, ePera’yı farklılaştıran unsurlardan birini ise kullanıcıların para transferi olanağı sunmanın ötesinde grup ödemeleri oluşturmaya izin vermesi olarak aktarıyor. Bu, belirli grupların çevrimiçi hesaplarını kullanarak mal ya da hizmet satın almak için para toplayabileceği bir ortam anlamına geliyor. ePera, bununla birlikte geleneksel bankacılık hizmetlerinden çok da uzakta durmuyor. Dileyen kullanıcılar Visa veya Mastercard logolu kart alabiliyor ve tıpkı diğer bankaların yaptığı gibi çeşitli kampanyalar ve puan toplama gibi olanaklar sunabiliyor. Zaten, sunulan platform dijital bankacılık ekosistemini tamamlayan bir ortam olarak tanıtılıyor. Hermans, ePera’nın sunduğu arayüzün onu geleneksel bankacılık sisteminden ayrıştırdığını ifade ediyor. Geniusto’nun planları arasında Ağustos ayında ilk lansmanı gerçekleştirilen bu platformu Asya Pasifik bölgesindeki diğer ülkelere yaygınlaştırmak da bulunuyor. Kaynak: https://www.bloomberght.com/finansal-teknoloji/haber/2166802-blockchain-destekli-bir-sosyal-banka-faaliyete-basladi
|
|
|
 Goldman Sachs Asya Birimi Analisti Timothy Moe, dolar/yuan'ın psikolojik bariyer olan 7 eşiğini aşabileceğini ve gelecek ayda dolar/yuan paritesinin 7.1'e yükselebileceğini öngördü. Uzman, dolardaki son güçlenmeyle yuanın kademeli olarak ılımlılaşacağını veya değer kaybedeceğini ifade etti. Dolar/yuan paritesi şu sıralarda 6.94 seviyelerinden işlem görüyor. Yuan, yıl başından bu yana dolar karşısında %6 oranında değer kaybetti. ABD Başkanı Donald Trump sıklıkla Çin'i para birimini düşük tutarak ihracatta daha rekabetçi olmakla suçluyor. Ancak ABD Hazine Bakanlığı, geçen haftaki "ABD'nin Önemli Ticaret Partnerlerinin Makroekonomik ve Döviz Kuru Politikaları" raporunda Çin’i kur manipülatörü olarak listeye almamıştı. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2166808-goldman-sachs-yuan-onumuzdeki-6-ay-deger-kaybedecek
|
|
|
Finansal Hizmetler Güven Endeksi Ekim'de azaldı.  Finansal Hizmetler Güven Endeksi (FHGE), Ekim'de bir önceki aya göre 16,7 puan azalarak 137,6 seviyesine geriledi. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından Ekim ayına ilişkin Finansal Hizmetler Anketi ve Finansal Hizmetler Güven Endeksi açıklandı. Buna göre, FHGE, Ekim'de bir önceki aya göre 16,7 puan azalarak 137,6 seviyesine geriledi. Son üç aydaki iş durumu, hizmetlere ve gelecek üç aydaki hizmetlere olan talep beklentisi FHGE'yi azalış yönünde etkiledi. İş durumu ve hizmetlere olan talebe ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda iş durumunda iyileşme ve hizmetlere olan talepte artış olduğu yönündeki değerlendirmeler ile gelecek üç aydaki hizmetlere olan talebe ilişkin artış yönlü beklentiler bir önceki aya kıyasla zayıfladı. İstihdama ilişkin değerlendirmelere göre, son üç ayda artış bildirenler ile gelecek üç ayda azalış bekleyenler lehine olan seyir zayıflayarak devam etti. Son üç aydaki karlılığa ilişkin değerlendirmelere göre, bir önceki dönemde artış bildirenler lehine olan seyir azalış bildirenler lehine döndü. Gelecek üç ayda karlılıkta artış olacağını bekleyenler lehine olan seyir ise güç kaybetti. Rekabet gücüne ilişkin değerlendirmelere göre, yurt içi piyasalardaki rekabet gücünde son üç ayda iyileşme olduğu yönündeki değerlendirmeler ile gelecek üç ayda iyileşme olacağı yönündeki beklentiler bir önceki döneme kıyasla zayıfladı. Yurt dışı piyasalardaki rekabet gücüne ilişkin olarak ise, son üç ayda kötüleşme olduğunu bildirenler lehine olan seyir güçlenerek devam etti. Gelecek üç ayda kötüleşme olacağını bekleyenler lehine olan seyir ise iyileşme olacağını bekleyenler lehine döndü. Ekim ayında, NACE Rev.2 sektör sınıflamasına göre "Finans ve Sigorta Faaliyetleri" sektöründe güven endeksleri alt sektörler itibarıyla değerlendirildiğinde, "64-Finansal Hizmet Faaliyetleri (sigorta ve emeklilik fonları hariç)", "65-Sigorta, Reasürans ve Emeklilik Fonları (zorunlu sosyal güvenlik hizmetleri hariç)" ve "66-Finansal Hizmetler ile Sigorta Faaliyetleri için Yardımcı Faaliyetler" sektörlerinde bir önceki aya göre sırasıyla 16,8, 16,3 ve 8,3 puanlık azalış oldu. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2166835-finansal-hizmetler-guven-endeksi-ekim-de-azaldi
|
|
|
 Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Genel Müdürü Cafer Uzunkaya, "İŞKUR, Türkiye'de 2002'de 24 bin insanın istihdamına aracılık etmişken 2018'de yaklaşık 970 bin kişiyi istihdam etti." dedi. Uzunkaya, Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde, Valilik, Büyükşehir Belediyesi, İŞKUR İl Müdürlüğü, Atatürk Üniversitesi, Ticaret ve Sanayi Odası ve Ticaret Borsası iş birliğiyle "Bu fuarda iş var" sloganıyla düzenlenen 7. Erzurum İstihdam Fuarı ve Kariyer Günü etkinliğinin açılışına katıldı. Açılışta konuşma yapan Uzunkaya, istihdam konusunun tüm devletlerin en önemli meselesi olduğunu söyledi. Devletlerin başarısının istihdamda attığı adımlar ve işsizlikle mücadelede uyguladığı programlar neticesinde farkını hissettirdiğini belirten Uzunkaya, 30 büyükşehirde istihdam fuarları düzenleyerek, iş arayanlar ve işverenleri bir araya getirdiklerini anlattı. Erzurum'da da İŞKUR İl Müdürlüğünün sınırlı sayıdaki personelinin çalışmasıyla 2002'de 128 kişi istihdam edilmişken bu yıl 8 bin kişinin istihdamının sağlandığını belirten Uzunkaya, şunları kaydetti: "İŞKUR, Türkiye'de 2002'de 24 bin insanın istihdamına aracılık etmişken 2018'de yaklaşık 970 bin kişiyi istihdam etti. Ülkemizi hedefinden alıkoymaya çalışan birtakım hain odaklar hedefe ulaşamayınca ülkenin istihdam ekonomisini, istihdam hayatını ve iş gücü piyasasını sarsarak hedeflerine ulaşacaklarını zannettiler. Sizin dolarla ve avroyla satın alacaklarınız bir dolarla satın aldıklarınızdı, onlarda Amerika ve Avrupa'ya kaçtılar. Bu ülkede sizin dolara mahkum edeceğiniz artık bir alçak kalmamıştır. Bu millet artık hedefinden vazgeçmeyecektir." Genç ve kadın istihdamının da arttığını vurgulayan Uzunkaya, şöyle konuştu: "2000'li yıllarda kapatalım denilen İŞKUR, Dünya İstihdam Birliğinin yani dünya istihdam kurumlarının başkanlığını yürütecek kurum haline geldi. Bunu milletimizle başardık. İş gücü piyasamızın nitelik ve vasıf sorunu var. İşte bu sorunları halledebilmek için teşviklerimizle, programlarımızla insanımızı yetiştirip iş bulma imkanlarını kendilerine sağlamaktayız. Bugün dünya istihdamsız büyümekten bahsediyor ama Türkiye olarak biz istihdamla büyümekte kararlıyız." - "İstihdam yaratmanın yegane yolu yatırımdır" Erzurum Valisi Seyfettin Azizoğlu da istihdam yaratabilmenin tek ve yegane yolunun yatırım yapmak olduğunu söyledi. Yatırım olmayan bir yerde İŞKUR müdürünün ne kadar çaba gösterirse göstersin istihdam yaratamayacağını aktaran Azizoğlu, "Onun için Erzurum'u, Doğu Anadolu'nun ve yakın coğrafyamızın en büyük sanayi şehri yapmak için arkadaşlarımızla canla başla çalışıyoruz. Bunu başarırsak o zaman Erzurum sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin değil İran, Azerbaycan ve Gürcistan'ın da en büyük sanayi şehri olacaktır." dedi. Azizoğlu, Erzurum'un sanayi şehri haline gelmesi durumunda üretilen her şeyi alacak en az 100 milyonluk nüfusun 3-4 saatlik mesafede olduğunu vurgulayarak, böyle büyük potansiyeli olan ve önemli coğrafyada bulunan bu şehre herkesin karınca kararınca da olsa hizmet etmesi gerektiğini kaydetti. - "Türkiye olarak önemli aşamaları geride bıraktık" Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen de bütün ülkelerin en büyük sorununun üretim ve istihdam olduğunu söyledi. Bir tarafta kalkınmış, diğer tarafta açlık ve sefalet içinde olan ülkeler bulunduğunu dile getiren Sekmen, "Türkiye olarak hamdolsun önemli aşamaları geride bıraktık. Ülkemiz her geçen gün kalkınmanın ve gelişmenin çabasında. Bilhassa büyükşehirlere gittiğimizde organize sanayi sitelerini görmekten mutlu oluyoruz. Arzum odur ki buraları hem üretim hem de istihdam merkezi yapalım. Olmaz diye bir şey yok. İnsanlar azmedince bunlar bir bir gerçekleşiyor. Çalışma azmimiz ve hevesimiz yoksa netice almamız mümkün değildir." diye konuştu. Konuşmaların ardından kurdele keserek fuar açılışını yapan protokol, stantları gezdi. İşverenler ile iş arayanların bir araya geldiği ve iş yerlerini tanıtan çeşitli firmaların temsilcilerinin yer aldığı fuar, yarın sona erecek. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2166838-iskur-bu-yil-yaklasik-970-bin-kisiyi-istihdam-etti
|
|
|
 Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Rus finans dışı şirketlerin 2019 yılında görünümünün durağan olduğunu açıkladı. Kredi derecelendirme kuruluşundan yapılan açıklamada, finans sektörü dışındaki Rus şirketlerinin 2019 yılında ılımlı ekonomik büyümeden ve sağlıklı likidite yapısından olumlu yönde etkilenmesinin beklendiği belirtildi. Açıklamada öte yandan ABD’nin Rusya’ya karşı yaptırımların Tüketici Güveni üzerinde baskı oluşturmasının ve zayıf yatırımcı iştahının finans sektörü dışındaki Rus şirketlerini olumsuz yönde etkileyebileceği kaydedildi. Rusya’daki ihracatçı şirketlerin, olumlu küresel emtia fiyatlarından ve rubledeki zayıflıktan yararlanacağı belirtilen açıklamada, öte yandan düşük büyüme beklentisi ve kırılgan iç talebin şirketlerin kredi profilleri üzerinde etkili olmasının beklendiği kaydedildi. Açıklamada kredi derecelendirme kuruluşu tarafından derecelendirilen şirketlerin büyük çoğunluğunun 2019 yılında yeni dış finansmana ihtiyaç duymadan borçlarını geri ödeyebilecek durumunda olduğu vurgulandı. Açıklamada değerlendirmelerine yer verilen Moody’s’in Başkan Yardımcısı Victoria Maisuradze, “Rubledeki oynaklık, daha sıkı borçlanma koşulları, yeni ABD yaptırımları, diğer tarafta artan petrol fiyatlarının ve düşük enflasyonun olumlu etkisini ortadan kaldırıyor. Bu da toplamda 2019 yılında Rus şirketlerinin durağan görünüme sahip olmasına neden oluyor.” İfadelerini kullandı. Kaynak: https://www.bloomberght.com/haberler/haber/2166844-moody-s-rus-sirketlerinin-2019-gorunumu-duragan
|
|
|
|