Burada ve çeşitli platformlarda yıllardır yazıyoruz kamuoyu yaratmaya çalışıyoruz ama algı ile iktidarda kalan hükümet işine gelmediği için hiçbir adım atmıyor. Şimdi fenomen demirtaş bunu söyleyince twitterda trend olmuş. Nakitle işi olan herkes yıllardır acı çekiyor balya balya para taşımaktan bu paranın güvenliğini sağlamaktan, bankacılık sisteminin yavaşlaması bankamatiklerin kullanışsız kalması hepsinin temelinde bu banknot sorunu var en büyük banknot 7 dolar bile etmiyor artık. Acilen 500-1000 hatta 5000 TL banknot basılması gerekiyor.

Hocam tohumda ata tohumuna topyekün dönüş yapsak, tohum ve fide ihraç edilen İsrail gibi ülkelerin tekerine çomak sokmuş olacağız, kimyasal gübre ve ilaç sektörüne de sırt çevirsek yine benzer ülkeler milyarlarca dolarından olacak. (Tabi onların içerideki ortaklarını da unutmamak lazım) 5 seneden fazla oldu sanırım, Bartın' da pazarda doğal üretim fide satan teyzeye dünyanın cezası yazılmıştı, düşünün ki üç kuruş kazanacak kadının elindeki üç beş fide bile tehlike bu içerideki ve dışarıdakiler için. Ben bahçemde birkaç senedir ata tohumu ve fidesine dönüş yaptım, bu sene daha da kapsamlı olacak umarım, gübre ve ilaç işini de daha doğal yöntemlere bağlamayı planlıyorum, genel bir kurtuluş yoksa, herkes kendi evinden başlasın bari çünkü başka çare yok.

yıllar önce birileri ya taraf olursunuz ya bertaraf demişti hatırlarsanız, yine böyle bir seçim dönemiydi sanırım. Aynı kafa yapısı bugunlerde de benzer şeyler söylüyor malumunuz. Terör benim kırmızı cizgim, ama ondan sonra gelen görevi kötüye kullanma, kamuyu zarara uğratma vs de eğer yapan eylemde ısrarcı ise terör ile aynı kapsamda. Kendi tarafını sümen altı edip karşı tarafı tepelemeye çalışanlar yüzünden yaşıyoruz biraz da bu günleri.

Yahu ülkenin üst kademesi sanırım pot kırma yarışına girmiş, son olarak özhaseki millet bize eski evlerimizin yerine villa verdiğiniz diye teşekkür ediyor minvalinde bir açıklama yapmış. Lan vicdanınızı makam odanızdan çıkarken kasaya mı koyuyorsunuz kardeşim siz, bu nasıl bir kibir, nasıl bir güç zehirlenmesidir, bir insan evladı, ki çoğumuzdan dindar oldukları malum (veya öyle gösteriyorlar) nasıl böyle bir açıklama yapar, vallahi çıldırmamak elde değil artık bu ülkede.

İnsanın kendi benliğine en yakın olabildiği dönemler işte sizin bahsettiğiniz dönemler hocam. 10 sene Gebze de yaşadım, ilk gittiğim 2005 yılında gebze merkezde yine tek tük de olsa bahçeli evler olan mahalleler vardı, şimdi ise bırak bahçeyi köpek için kulübe yapacak yer kalmamış, sürekli bir devinim koşuşturmaca var, malum iş potansiyeli nedeniyle insanlar akın akın gelmeye hala devam ediyormuş. Bu curcuna içinde insan kendisine uzaklaşıyor ister istemez, Allah herkese benimki gibi imkan nasip etsin. Denize 10 dakika uzaktayım, eve 500 metre mesafede ırmak var, 1 km mesafede de göl, doğanın içindeyim yani her türlü, daha ne isteyeyim.

Hocam çinekop zamanı da eğer yapılabilirse deniz suyuyla temizleyip dondurucuya atmak lazım. karnında istavrit parçaları ile dondurucuya atmak balığın bozulma riskini arttırabiliyor. Benzer durum somonda  da olabilir beslenme alışkanlığına bağlı olarak.

Bu arada hep balıkların pahalılığından dem vurduk, balığa para vermek istemeyenler eğer yakınlarda iskele tarzı yer varsa, gidip iskorpit tutsunlar. Temizlemesi falan zahmetli belki ama 8-10 tane tutup youtube da herhangi bir tarifteki gibi pişirin, başka balık aramazsınız, ha çorbasını yapabilen varsa o ayrı efsane olur.   

idam cezası bu ülkede olmaz abi vallaha bak 2 hak eden öldürülür sonra tepedeki ne derse o olur bu ülkede anayasa mahkemesinin kararları uygulanmıyor kim yanlış idamı durdurabilecek?

Bu iki seçenekte seçilmez. Parayı direkt olarak nakit yada coin olarak kabul edebilirim. 25 milyon liraya ev mi olur, bu ülkede konut ve emlak piyasasının ne kadar kötü olduğunun ülkenin insanlarının bir barınma problemi ile karşı karşıya kaldığının en büyük göstergesi. Şimdi gelirsek şato olayına, bu avrupa ülkelerinde buna benzer yok İngiltere'de kale, İtalya'da villa tarzı haberler görüyoruz ikide bir. Bunun bir sebebi var. Zamanında bu ülkeler demişler ki ülkemizde bir konut krizi olmasın, barınma problemi yaşanmasın diye düşünmüşler ve demişler ki çok zengin bir kişi gelir 1000 ev alır bir bölgeden ve o bölgenin emlak piyasası eline geçmesin diye bir kişi ne kadar çok ev sahibi olursa o kadar çok vergi vermeye başlıyor. Örnek veriyorum diyelim ki 10 evin, her ev için değerinin 100'de birini yıllık vergi olarak veriyorsun ama diyelim 50 evin oldu artık bu sefer ev değerinin 10'da birini yıllık vergi veriyorsun. Düşünsene şatonun değerin 100 milyon euro, yılda 10 milyon euro vergi vermen lazım. O yüzden de değerinin çok çok altında ucuza kale, şato gibi yapıların ilanı ile karşılaşıyoruz.

Tüik dahil açıklanan veriler istatistikler şeffaf değil hiç birinin gerçek rakamları açıkladığını düşünmüyorum hep bir tutarsızlık söz konusu. Asgari ücretli zamlı maaşları şubat ayında alacaklar ve marketlerde 1 şubat itibari ile çoğu ürün fiyatı en az %10-50 arasında zamlandığını gördüm buna rağmen şubat enflasyonunun %10 dan çok daha az bir rakam açıklayacaklarını düşünüyorum.

50 lira inan düşük bile sayılır ülkenin %50 sinden fazlası dolarize olmuş durumda yani kendi seçmenleri bile tl'nin değerlenebileceğine inanmıyorum durum bu kadar içler acısı.  Ülke zaten krizi yaşıyor ha devalüasyonu bir gecede yapmıssın ha 2 yıla yaymışssın gibi görünsede 2 yıla yaymanın beledi bir gecede  olmasının beledinden daha acı olacaktır  Umarım bu acı durumdan en az zararla çıkarız.

Algı artacağı yönündeyse fiyatlanır. Alternatif kaynak kullanımının önünün açılması gerektiğini düşünüyorum, elektrik değil dediğim h!drogen. Elektrikli araçların önümüzdeki 5 yılda ne olacağını çok merak ediyorum verimlilikleri düştüğünde kendi proje aracıma takacağım güçlü elektrik motorları çıkmaya düşmüş olacak

Hocam bu ülkede olan hep dürüst ve namuslu insana oluyor. Birileri elektriği kaçak kullanıyor, devlet zarar etmesin diye makina okutma parası veriyorsun, birileri vergi kaçırıyor devlet zarar etmesin diye senden daha çok vergi kesiliyor, birileri kayıt dışı telefon ile kötü işler çeviriyor, IMEI kayıt ücreti ödüyorsun. Genel olarak bu ülkede dürüst olup, kurallar uyunca cezalandırıliyorsun. Ve bu IMEI işi, yurt dışı çıkış harcı ile beraber en saçma para isteme yollarından iki tanesi. Deprem zamanında IBAN atıldığı varsayılırsa ülkede mantıklı ne var ki.

Sana yağ diye ismi kaldı aslında margarin ama işte o dönem öyle piyasaya girdi hala da evden sipariş verirken genelde sana yağ al derler, benzer süreçler süt tozunda da olmuş bu arada, tamamen sağlığı bozmak üzerine kurulu bir düzen kurulmuş. Sebze yiyorsun GDO ki meyve yiyorsun o da öyle, bunun gibi eve giren ne varsa yüzde 90 ında sıkıntı mutlaka var, çözüm tarımda ata tohumlarina dönmek, kimyasal ilaç ve gübre işini de kaldırmak, ama burada da sizin dediğiniz birilerinin ticaretine çomak sokmak devreye girdiğinden yapılması zor.