Selfie'nin yol açtığı ilginç kazalara bir yenisi daha eklendi. Samsun'da gün batımını çekmek isteyen bir genç kız kayaların arasına sıkıştı ve itfaye tarafından kurtarıldı. Selfie aşkıyla karışılan kazalar yaralanmalara ve hatta can kaybına neden oluyor. Neyse ki, bu bu defaki kaza sadece kısa süreli tutsaklığa ve basit yaralanmaya neden olmuş durumda. Olayın hikayesi ise benzerlerinden çok farklı değil. Kazaya sebep olan ise yine "en iyi selfieyi çekme ve likeları süpürme isteği. Zaten başımıza ne geliyorsa sürekli like alma isteğinden geliyor! En İyi Gün Batımı Selfie'si Kayalarda Bitti! Konumuza dönecek olursak, olay Samsunun Atakum ilçesinde gerçekleşmiş. Arkadaşları ile birlikte en iyi gün batımı öz çekimini yapmak isteyen Sevilay K. isimli üniversite öğrencisi, yat marinası için yapılan 4 metre yüksekliğindeki mendireğin üzerine çıkmış. Tam öz çekim sırasında telefonu çalan Sevilay K. elindeki cihazı kayaların arasına düşürmüş ve telefonunu almak isterken de kayaların arasına sıkışmış. Nefes Kesen Operasyon(!): Önce Polis, Ardından İtfaye Aslında üç cümlelik olayın devamı da epey ilginç. Genç kız yerinden çıkamayınca arkadaşları önce polise haber veriyor. Olay yerine gelen polis de başarılı olamayınca itfayeden yardım isteniyor ve sonuç başarılı. Sevilay K. isimli selfie düşkünü genç, kısa bir operasyondan sonra özgürlüğüne kavuşuyor. Aman Selife Çekerken Dikkat! Düşene gülünmez diye bir laf vardır, bu sıkışan için de geçerli mi bilmiyorum. Biz yine de kendimizi tutup fazla abarmayalım ve genç arkadaşımıza geçmiş olsun diyelim. Selfie çekerken de alacağımız likeları düşünmeyip sağımıza solumuza iyi bakalım ki yarın bir başka kayaya sıkışan biz olmayalım.
|
|
|
İnternette verdiği sahte ilanlarla dolandırıcılık yapan Murat Aydınisimli bir kişiye hem rekor hapis hem de para cezası verildi. İnternet ortamında çeşitli alışveriş portallarını ve sosyal ağları sahte ilanlarla dolduran Murat Aydın isimli bir kişi, mali boyutu toplam 4.6 bin TL olan 7 ayrı dolandırıcılık suçundan dolayı yargılandığı davada 32 yıl 8 ay hapis, 22 bin 800 TL para cezasına çarptırıldı. Türkiyedeki çeşitli illerden ücretini peşin olarak ödeyip alışveriş yapan kişilerin ödemeyi yaptıkları halde satın aldıkları ürünlein teslim edilmemesinden dolayı Cumhuriyet başsavcılığına yaptığı şikayetler, sanığın aleyhinde sonuçlandı. Toplam 7 başvurunun değerlendirildiği mahkemede, Murat Aydın isiki kişinin alışveriş portalları ve sosyal medya üzerinden koltuk kılıfı, oto teybi, cep telefonu, dizüstü bilgisayar, tişört, kampanya kartı, hediye çeki, jant ve araç lastiği gibi ürünleri, farklı isim ve iletişim bilgileri kullanarak satışa sunduğu tespit edilmişti. Ülke genelinde 40ın üzerinde soruşturması bulunan Murat Aydın, bilişim sistemleri ve kredi kurumlarını kullanıp dolandırıcılık yaptığı gerekçesiyle içlerinde maddi değeri 60 TL olan toplam 7 ayrı dolandırıcılık için toplam 32 yıl 8 ay ve 22 bin 800 TL para cezasına çarptırıldı. Savcılıktan yapılan bilgilendirmede, miktarın önemli olmadan bu tarz mağduriyet yaşayan kişilerin mutlaka ellerindeki belgelerle savcılığa başvurmaları gerektiği belirtildi.
|
|
|
Ölüm birçoğumuza korkunç bir son gibi geliyor olsa da eninde sonunda olacak şeyin bu olduğunun farkındayız. Öldükten sonra vücudumuzda belirli zaman aralıklarında bazı değişimler oluyor. Toplam 12 aşamadan oluşan bu değişimlerin ne olduğuna şimdi teker teker bakalım: Beyinsel aktivitelerKalbimiz durur durmaz beynimize giden oksijen durur. Organlar arası aktarma işini yapamadığı için bağlantıyı koparıp nöronlar arası iletişimi durdurur. Bu sebeple glikoz alamayan sinir hücreleri 3 ila 7 dakika içerisinde ölmeye başlar. Renk solgunluğuVücuttaki kan dolaşımı yetersizliği sonrası yavaş yavaş ölüm solgunluğu evresine girilir. Bu olay, beyaz tenli olan insanlarda daha hızlı yaşanır. (15 - 25 dk arası) Vücudun soğumasıÖlüm gerçekleştikten sonra vücutta periyodik olarak bir ısı kaybı yaşanır. Vücut sıcaklığı, bulunduğu ortamın sıcaklığına düşene kadar saatte ortalama 1 derece ısı kaybeder. Ölüm sonrası sertlik Vücuttaki kalsiyum ortaya çıktığında rigor mortis, yani ölüm sertliği evresine girilir. Ölüm anında gözler açıksa biraz daha açık kalmaya devam edecektir. Sertlik ölümden 3-4 saat sonra oluşmaya başlar, 12 saat sonra zirveye ulaşır ve 36 saat sonra artık ortadan kalkar. Boşaltım sistemi kendini tamamen salar ve bunun sonucunda bağırsaklarla mesane boşalır, sperm akıntısı meydana gelir. Ölüm sonrası lekelerÖlümün ardından bir de leke oluşumu evresi var. 3 saat sonra görülen bu evreyle birlikte kan, 4-5 saat içinde yer çekiminin de etkisiyle büyük damarlardan vücudun yere yakın kısmındaki kılcal damarlarlarda toplanır ve bu lekeler bu şekilde oluşur. Derideki su kaybıÖlüm sonrası deride yaşanan su kaybı nedeniyle tırnakların ve saçların eskisine oranla daha da büyüdüğü zannedilir fakat öyle bir durum yoktur. Tırnakların büyümesi için yeni hücrelerin üretilmesi gerekir, aynı şey saç için de geçerlidir. Koku2-3 gün içerisinde vücut dayanılmaz bir koku yaymaya başlar. Başlangıç evresinde çürüme gazları vücuttaki boşluklarda sıkışır ve karın bölgesi yeşil renge dönmeye başlar. Gaz birikir ve içeride kalan en küçük atık bile dışarı atılmaya çalışılır. Vücutta 4 haftalık sürede oluşan değişim2-3 gün içinde karın bölgesinde renk değişikliği oluşur, biriken gaz karnın şişmesine sebep olur. 3-4 gün içinde renk yayılarak renksiz damarların görünmesini sağlar. 5-6 gün içinde karın bölgesi belirgin seviyede şişer ve deride kabarcıklar oluşmaya başlar. 2 hafta içinde karındaki şişkinlik, gaz basıncının etkisiyle maksimum seviyeye ulaşır. 3 hafta içinde dokular artık yumuşar ve organlarla birlikte patlar. Tırnaklar da düşmeye başlar. 4 hafta içinde ise dokular sıvılaşır ve yüz artık tanınamaz hale gelir. Vücudun şişmesiŞişme, ölümden birkaç gün sonra oluşmaya başlar. Ölüm sonrası oksijen alımı ve enerji üretimi durduğu için hücreler işlevini yerine getiremez hale gelir ve atık maddelerden kurtulamayan bu hücreler şişmeye başlar. Mide ve bağırsaklar ilk çürüyen organlar olduğu için ortaya hızlı bir şekilde gaz çıkar ve karın bölgesi bu sebeple şişer. Vücuttaki sülfürün birikmesiyle renk siyaha döner, şişen karın patlar ve göğüs çöker. Hatta bu esnada çıkan sesin, mezarın dışından bile duyulabileceği belirtiliyor. ÇürümeÇürüme, ölümün gerçekleşmesinden 24 saat sonra oluşmaya başlar. Solunumun durması, bakterilerin organları çürütmesi için bir işarettir. İlk olarak mide ve bağırsaklarla birlikte göz ve beyindir.. En geç ise kalp, böbrek, mesane ve rahimdir. Hatta rahimin çürümesi aylar alabiliyor. Böceklerin istilasıVücutta oluşan koku, böceklerin vücuda gelmesine sebep olur. Buldukları alana yumurtalarını bırakan böcekler, larvalarının vücuttaki dokulardan beslenmesi sağlarlar. Bir hafta içinde vücuttaki tüm dokuları yiyen larvalar, yalnızca iskelet kalana kadar bu işleme devam eder. İskeletleşmeSon olarak iskeletleşme evresi yaşanır. Vücuttaki tüm yumuşak dokular ortadan kalktıktan sonra geriye yalnızca kemik kalır. Bu süreç, tropik bölgelerde haftalar içinde gerçekleşirken karasal iklimlerin yaşandığı bölgelerlde çok daha uzun sürebiliyor. (4 yıl) Kaynak : Onedio
|
|
|
dolandırıcılık yapan insanlara her zaman saygı duymuşumdur ) mukemmel bir plan ve dünyada bol bulunan saf bir insan nasıl bu oyuna düşmüş nasıl kandırılmış keşke adamın ifadesi olsaydı söyle boyle oldu diye bu kadar saf insan varken aç kalmak gercekten mümkün degil her türlü insanlar yollarını buluyorlar tebrik etmek gerekir.
|
|
|
bu adamın igrenç işler yaptıgını biliyoruz görgüsüzün teki gitmesi (kaçması) isabet olmuş ama içeri de olması gereken biri olduguna inanıyorum birgün hükümet değişir ve eski dosyalar acılırsa bu adam hakkın da bir ton suclama ve dava olacağına inanıyorum defolsun bunun gibi paraya tapan elemanlar.
|
|
|
bilim adamı açlık ve kıtlık için ne yapsın dostum ? insanlar kendileri paylaşmayı bıraktı kapı kamşusuna bile yardım etmez oldu ülkeler ve milletler kendi insanlarını görmüyorlar artık bu bariz bir şekil de ortada adamın işi araştırma yokmudur sanki bu tür seyleri arastıran vardır tabiki ama adam ne yapıcak söylermisin?
|
|
|
Call of Duty serisinin yapımcısı olan Activision, bu hafta sonu için Steam'de başlattığı indirimi ile dikkat çekiyor. Call of Duty, Deadpool, Spiderman, Transformers, Singularity Cabela's Adventures, Prototype ve Teenage Mutant Ninja Turtles gibi önemli yapımları bünyesinde barındıran dünyanın en popüler oyun firmalarından biri olan Activision, bu hafta sonu Steam'in konuğu oluyor. Böylelikle tüm Activision oyunlarında indirim getiren "Activision Publisher Weekend" etkinliği ile Tüm Call of Duty serisi, Prototype 1 ve 2, Transformers serisi ve Deadpool gibi oyunlarda %75'e varan indirimler bulunuyor. 19 Nisan 2016 saat 20:00'a kadar sürecek olan indirimler ise şu şekilde; Steam Publisher Weekend İndirimleri Call of Duty: Black Ops III - 107.40 (%40) Call of Duty: Black Ops II - 45.87TL (%67) Call of Duty: Black Ops - 49.50TL (%50) Call of Duty: Ghosts - 45.87TL (%67) Call of Duty: Advanced Warfare Gold Edition - 69.50TL (%50) Call of Duty: Modern Warfare 3 - 49.50TL (%50) Call of Duty: Modern Warfare 2 - 24.50TL (%50) Call of Duty 4: Modern Warfare: 2 - 4.50TL (%50) Call of Duty: World at War - 24.50TL (%50) Call of Duty: 2 - 24.50TL (%50) Prototype - 12.25TL (%75) Prototype 2 - 14.75TL (%75) Deadpool - 38TL (%50) Spider-Man: Shattered Dimensions - 19TL (%75) The Amazing Spiderman - 19TL (%75) The Amazing Spiderman 2 - 19TL (%75) Fast & Furious: Showdown - 14.75TL (%75) Singularity - 12.25TL (%75) Teenage Mutant Ninja Turtles: Out of the Shadows - 19.50TL (%50) Cabela's Big Game Hunter Pro Hunts - 14.75TL (%75) Cabelas African Adventures - 14.75TL (%75) Cabela's Dangerous Hunts 2013 - 12.25TL (%75) TRANSFORMERS: Rise of the Dark Spark - 76TL (İndirim Yok) TRANSFORMERS: Devastation - 49.50TL (%50) Transformers: War for Cybertron - 12.25TL (%75) Transformers: Fall of Cybertron - 24.75TL (%75) TimeShift - 9.75TL (%75) Tony Hawks Pro Skater HD - 12.50TL (%50) White Night - 19.50TL (%50) Geometry Wars 3: Dimensions Evolved - 19.50TL (%50) Geometry Wars: Retro Evolved - 4TL (%50) Space Quest Collection - 12.25TL (%75) GUN - 9.75TL (%75) Aces of the Galaxy - 10TL (%50) King's Quest - 16.75TL (%33) The Legend of Korra - 9.75TL (%75) Vampire: The Masquerade - Bloodlines - 12.25TL (%75) 3D Ultra Minigolf Adventures - 10TL (%50) TÜM İNDİRİMLERE BURADAN BAKABİLİRSİNİZ. http://store.steampowered.com/sale/activisionweekend/?utm_source=webtekno&utm_medium=steam-de-call-of-duty-den-spiderman-ve-deadpool-a-kadar-muhtesem-indirimler-var
|
|
|
Japondur abi ne yapsa tutar ne yapsa gider yaptıkları herşey de öncü olmak adamların yaşam felsefesi olmuş durum da JAPONLARIN tek geri kaldıgı şey Silahlanmadır malumunuzdur amerika denen soytarı oraya da musallat olmus hatta ve hatta 2 atom bombası atıp anca diz çöktüre bilmiştir japonlara bombardımandan sonra JAPON lideri koşulsuz şartsız teslimiyet bildirmiş ve amerikanın şartlarını kabul etmiştir SİLAHSIZ bir japonya cok üzücü neyse konumuz bu değildi adamlar da kendini teknolojiye bir verdi pir verdi herşeyin ilk i ve en iyisi kesinlikle japonlar da adamlar Tsunami için bir gider hattı yapmışlar yerin altına aklınız ucuklar bilmem belgeselini izlediniz mi? sizlere izletmek için video ya bakındım ama bulamadım ismini de şu an tam hatırlayamadım videonun ama aklıma gelirse paylaşacağım kesinlikle..
uzun lafın kısası Daha çok büyük süprizlerle bizleri Japon kardeşlerimiz tanıştıracaktır bunu kesin olarak bilmekteyiz.
Konuyla alakası yok ama Japonya silahsız değil. https://en.wikipedia.org/wiki/Japan_Self-Defense_Forces Düşüncem o ki bu treni sırf dışarıya bakarak gitmesi daha iyi olsun diye yapıyorlar. Saydam bir tren yapmakta başka bir amaç bulamıyorum ben. Sırf bunun için yapıyorlarsa dışarıdan belli olacak ama içeriden saydam şekilde yapacaklarını düşünüyorum. Eğer başka düşünceleri yoksa bence uğraştıklarına değmez. Ayrıca tren görünmez değil saydam. Görünmezliği bulsalar ilk başta görünmez tank yaparlardı. Sırf dikkat çekmek için gazeteler böyle başlık atmıştır. dediginiz doğru olabilir ama benim hatırladıgım bombardımandan sonra japonyanın kayıtsız sartsız teslim olması ve silah geliştirme işlerini durdurması böyle hatırlıyorum mevzuyu tam olarak imzaladıkları antlaşmayı tam olarak hatırlamıyorum ama
|
|
|
Artık şüphe kalmadı: insanların da varlığını tehdit eden kitlesel bir yok oluşun içerisine girmekteyiz! Stanford Woods Enstitüsü'nde biyoloji ve popülasyon araştırmaları ayrıcalıklı profesörü olan Paul Ehrlich'in yaptığı araştırmaların sonucunda öğrendiğimiz kötü haber bu. Ehrlich ve eş yazarları, soyu tehdit altında olan türleri, popülasyonları ve yaşam alanlarını hızla koruma altına almamız gerektiğini bildiriyor; ancak bunu yapsak bile gidişatı geri çevirebilmek konusunda geç kalmayacağımız zamanın da geçmek üzere olduğunu belirtiyor. Şöyle söylüyor: "Araştırma, geride hiçbir şüphe bırakmaksızın altıncı büyük kitlesel yok oluşun başladığını gösteriyor." Aslen insan popülasyonları üzerindeki çalışmalarıyla ün kazanmış olsa da, Ehrlich aynı zamanda yok oluşlar üzerine de fazlasıyla mesai harcamış bir isim. Bunun izlerini 1981 senesinde yayımladığı "Yok Oluş: Türlerin Kayboluşunun Nedenleri ve Sonuçları" isimli kitabına kadar takip etmek mümkün. Araştırmalarını uzun süredir karşılıklı evrim, ırklar, cinsiyet ve ekonomik adalet, nükleer kış, vahşi popülasyonlar ve tür kayıpları çerçevesinde sürdürüyor. Bilim insanları arasında, en son 66 milyon yıl önce dinozorların yok oluşu sırasında gördüğümüzle paralel yok oluş oranlarının olduğu konusunda geniş bir fikir birliği bulunuyor. Ancak bazı araştırmacılar, bu teoriye meydan okuyorlardı. Onların fikrine göre, daha önceki tahminler, var olan krizi olduğundan abartılı gösteriyordu. Science Advances dergisinde yayınlanan yeni araştırma ise, aşırı tutucu tahminlerle bile türlerin yok olma hızının, kitlesel yok oluşlar arasındaki durgun dönemlerdeki oranlardan 100 kata kadar fazla olduğunu gösteriyor! Bu "normal" oranlara "arkaplan oranı" adı veriliyor. Meksika Bağımsız Üniversitesi'nden Gerardo Ceballos şöyle söylüyor: "Eğer bu gidişata izin verirsek, yaşamın kendi kendini tamir etmesi milyonlarca yıl alacaktır. Muhtemelen bu sürecin daha başlarındayken kendi türümüz de yok olacaktır." Fosil kayıtları ve türlerin yok oluşuna dair eldeki kayıtlara bakan araştırmacılar, fazlasıyla tutucu hesaplamalar yaptılar. Bu hesaplamalarda, daha önceki analizlerde kullanılandan 2 kat daha yüksek bir arkaplan oranı kullanıldı. Bu sayede, şu anda devam eden yok oluş oranları ile tüm zamanlara ait ortalama yok oluş oranları birbirine oldukça yakın tutulabildi. Elimizdeki fosil kayıtların büyük bir kısmını oluşturan omurgalı hayvanlara odaklanan araştırmacılar, yaptıkları tahmin pencerelerinin en alt limitlerini bile dikkate alacak olsalar, insanların "küresel bir biyoçeşitlilik kaybına neden olduğu" sonucuna varabilecekleri kadar net sayılara ulaşabildiklerini ileri sürüyorlar. Makalede şöyle belirtiliyor: "Altını önemle çizmek isteriz ki, bizim yaptığımız araştırmalar şu anda içerisinde bulunduğumuz yok oluş krizini muhtemelen normalde olduğundan daha iyiymiş gibi gösteriyor. Çünkü bizim hedefimiz, insanların biyoçeşitliliği yok etme hızına yönelik güvenilir bir alt sınır belirlemekti." Yani türler, muhtemelen makalenin öngördüğü muazzam hızdan çok daha hızlı yok oluyor! Bunun sorumlusu, hızla çoğalan insan nüfusu, kişi başına düşen devasa tüketim oranları ve ekonomik eşitsizlik dolayısıyla değişen veya yok edilen doğal yaşam alanları... Doğaya yaptığımız bütün etkilerin arasında şunlar göze çarpıyor: Tarım için arazilerin açılması, ağaç kesimi ve yerleşik yaşam İşgalci türlerin ait olmadıkları yaşam alanlarına taşınması İklim değişimi ve okyanus asitlenmesine neden olan karbon salımları Ekosistemleri zehirleyen toksik maddelerin kullanımı Soyu tehdit altında olan veya tükenen türlerin listesini tutan IUCN'in belirttiğine göre şu andaki yok oluş tehdidi, tüm amfibi türlerinin %41'ini ve tüm memelilerin %26'sını kapsıyor. Ehrlich şöyle söylüyor: "Dünya'nın dört bir yanında, 'yaşayan ölüler' olarak tanımlayabileceğimiz çok sayıda tür bulunuyor." Türler yok oldukça, kritik ekosistem dengeleri de bozuluyor. Örneğin arıların tarım ürünlerini tozlaştırması veya sulak alanların suları temizlemesi gibi... Makale ve Ehrlich şöyle söylüyor: "Şu andaki tür yok oluş oranları devam edecek olursa, insanlar sadece 3 nesil içerisinde biyoçeşitlilikten edindikleri faydaların tamamını yitirecekler. Bindiğimiz dalı kesiyoruz. Bu iç karartıcı tabloya rağmen, takip edebileceğimiz anlamlı bir yol da var. Gerçek bir altıncı kitlesel yok oluşu önlemek, aşırı hızlı ve yoğun bir şekilde tehdit altındaki türleri korumak ve onların popülasyonları üzerindeki baskıları azaltmak ile mümkün olabilir. Bu baskılardan en önemlileri yaşam alanı kayıpları, ekonomik kar amacıyla aşırı yıkımın durdurulması ve iklim değişikliğinin önüne geçilmesi..." Araştırmacılar bu süreçte yapacakları çalışmalarla koruma girişimlerini arttırmayı ve ekosistemleri kurtaracak politikaların devreye girmesini tetiklemeyi hedefliyorlar. Hazırlayan: ÇMB (Evrim Ağacı) Kaynak: Phys.org
|
|
|
Katıldığı özel bir etkinlikte soruları yanıtlayan Kanada Başbakanı Justin Trudeau, bir gazetecinin alaycı sorusuna karşı verdiği cevapla internetin yeni gözdesi oldu. Kanada Başbakanı Justin Trudeau, hükümet olarak 50 milyon dolarlık bir bütçe ayırdıkları ''Teorik Fizik'' çalışmaları yürütülen Çevre Enstitüsü'ne bir ziyarette bulundu. Konuşmasının ardından soruları almaya başlayan Trudeau'ya bir gazateci ''size aslında kuantum bilsiyarlar hakkında bir soru soracaktım ama...'' ile başlayan bir soru yöneltti ve başbakanın konuyla alakalı olmadığını düşündüğü için ''Kanada'nın teröre karşı tutumu ne olacak?'' tarzında geçiştirme bir soru sordu. İşte Trudeau'nun gazeteciye unutulmaz ''kapağı'' da bu alaycı sorunun ardından geldi. Özet geçecek olursak Trudeau, sıradan bilgisayarlar ile kuantum bilgisayarları arasındaki en büyük farkın, kuantum bilgisayarlarının normallere göre kodlama işleminde sadece 1 ve 0 şeklinde yani binary düzende değil, çok daha kompleks bir sistemde kodlama imkanı sunduğunu, bu sayede çok daha fazla bilgiyi çok daha küçük bilgisyarlara kodlayabildiklerinden bahsetmekte. https://youtu.be/Eak_ogYMprk linki.. bonus : (Not: buna alternatif olarak Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlı Binali Yıldırım'ın Bulut Sistemi hakkındaki ''açıklamasını'' izleyebilirsiniz).
|
|
|
Sadece tek bir atom kullanılarak motor üretildi. Bu motorun şimdiye kadar üretilmiş en küçük motor olduğu söyleniyor. Teknolojinin gelişmesiyle ve bilimin ilerlemesiyle birlikte yeni yeni tanımaya başladığımız nanoteknoloji, günlük yaşantımızda büyük bir role sahip olan makinelerin küçültülmesini ve küçük boyutlarda üretilebilecek olan diğer şeyleri araştırmayı konu alır. Nanoteknolojinin anlaşılabilir bir dal olduğunu söyleyebiliriz fakat asıl zor olan şey, nanoteknoloji kategorisinde bulunan şeylerin kontrol edilebilmesidir. En fazla 100 nanometre boyutlarında olan yapıların dahil olabildiği bu dal, ileri düzeyde atom bilgisi gerektirir. Nanoteknoloji üzerinde çalışmalar yapan Alman araştırmacılar, dünyanın en küçük ısı motorunu ürettiklerini duyurdular. Sadece bir atom kullanılarak üretilen bu ısı motoru, otomobillerdeki ve buharla çalışan cihazlardaki motor sisteminin aynısı. Isı alarak çalışan atom motoru, sadece 3.4 x 10⁻²² watt enerji üretebiliyor. Üretilen enerji miktarının çok az olduğu ortada, ancak atom motorunun bu kadar az enerji üretmesindeki tek neden çok küçük olması. Eğer normal bir araba motorunun boyutuna sahip olsaydı, o zaman kilogram başına 1.5 kilowatt enerji üretebilirdi. Kilogram başına 1.5 kilowatt enerji üretebilen bir motor, ortalama araba motorlarından biraz daha güçlü. Atom motoru başarılı bir şekilde çalışıyor olmasına rağmen sadece %0.28 oranında verimliliğe sahip. Bu verimlilik oranıyla bile otomobillerde kullanılan motorlarla aynı güçte olan atom motoru %30 oranında verimliliğe sahip olsaydı, NASA'nın Space Launch System'da kullanmayı hedeflediği motordan daha güçlü olabilirdi.
|
|
|
Japondur abi ne yapsa tutar ne yapsa gider yaptıkları herşey de öncü olmak adamların yaşam felsefesi olmuş durum da JAPONLARIN tek geri kaldıgı şey Silahlanmadır malumunuzdur amerika denen soytarı oraya da musallat olmus hatta ve hatta 2 atom bombası atıp anca diz çöktüre bilmiştir japonlara bombardımandan sonra JAPON lideri koşulsuz şartsız teslimiyet bildirmiş ve amerikanın şartlarını kabul etmiştir SİLAHSIZ bir japonya cok üzücü neyse konumuz bu değildi adamlar da kendini teknolojiye bir verdi pir verdi herşeyin ilk i ve en iyisi kesinlikle japonlar da adamlar Tsunami için bir gider hattı yapmışlar yerin altına aklınız ucuklar bilmem belgeselini izlediniz mi? sizlere izletmek için video ya bakındım ama bulamadım ismini de şu an tam hatırlayamadım videonun ama aklıma gelirse paylaşacağım kesinlikle..
uzun lafın kısası Daha çok büyük süprizlerle bizleri Japon kardeşlerimiz tanıştıracaktır bunu kesin olarak bilmekteyiz.
|
|
|
hayır neden çakma olsun ki? ilk mutantı amerikalılar yaptı diye onlara mı ait olacak? adamlar gayet güzel film yapmışlar valla görsellik olarak sanki daha iyi gibi geldi gücleri filan böyle cok afilli sabırsızlık ile vizyona girmesini beklemekten baska bir caremiz yok kendimizi dediginiz gibi fragmanlarla avutacagız
|
|
|
arkadaşlar doğrıu bilgileri vermişler gerekli izinler alındıktan sonra herkes girebilir oraya yandaş veya karşıt görüşlü bu ülkede eşitliğin olmadığı bir gerçek ona birşey demiyor kimse ama hangi gazeteci sizin alınmıyor dediğiniz lütfen isimlerinden bahsedermisiniz oraya giremeyen gazeteci veya haber spikerleri kimdir? https://www.youtube.com/watch?v=BiuWhK-YINI diyarbakır sur https://www.youtube.com/watch?v=b9RG5o9f7yo diyarbakır sur https://www.youtube.com/watch?v=jkkcAsMf7cY şırnak çizre https://www.youtube.com/watch?v=PHS8Zyww2WU mardin Buyrun orada proğram yapan bi abimiz izleyin bir cok çatışma bölgesinden çekim yapmış adam askerlerle muhabbet etmiş polisle muhabbet etmiş anlatıyorlar Lütfen arkadaşlar yazmışlar ben de diyeyim araştırmadan sağdan soldan duydugunuz şeylere itibar etmeyin daha kimlerin orada ne çekimler yaptıgını bilmiyorsunuz kimse alınmıyor gibi bi ibare kullandınız buyrun baska biri ve yeni görüntüler ki bu birazda eskidir orada tv kanalları spikerleri bulunmaya bilir ama haber ajansları sürekli oradadırlar AA CİHAN HABER ajansı gibi lütfen öncelikle googlede gerekli aramaları yapın sonra kimse giremiyor hitabında bulunun bu videolar sizin söyleminizi cürütüyor baska birşey varmı acaba?
|
|
|
Cosmos A Space Time Odyssey 13 bölümdü yalnış hatırlamıyorsam her bölüm 45 dakika üzerinden çok güzel bir belgesel bilim adamları ve evren hakkın da çok harika bilgiler içermektedir şiddet ile izlemenizi tavsiye ederim daha bir çok güzel belgesel var eğer izlemek isteyen olursa paylaşmaktan mutluluk duyarım..
|
|
|
Koff Animasyonun bir animasyon projesi olan Challengers: Şöhretin Bedeli, Bülent Ersoy, Adnan Oktar gibi ünlü isimleri dövüştürüyor. Anadolu Animasyon Film Festivaline Zeki isimli kısa animasyonla katılarak adını duyuran Koff Animasyon, şimdi de ünlü isimlerden oluşan farklı ve ilgi çekici bir projeye imza attılar. Ünlü isimlerin yer aldığı bir dövüş turnuvasını kim kazanırdı? sorusuna cevap bulmak için yapılan Challengers: Şöhretin Bedeli isimli animasyon çalışması yapan şirket, öncesinde Hangi ünlü isimlerin kapışmasını isterdiniz? sorusunun yer aldığı bir anket düzenledi. Gelen oylardan ise en çok oyu Adnan Oktar ve Bülent Ersoy almış ve bu iki ismin yer aldığı bir dövüş oyunu hazırlamış. Önce Adnan Oktar ve Bülent Ersoyla ilgili ufak bir bilgilendirme yazısı geçen şirket, yazıdaki ince tespitleriyle de bizden tam puan almayı hak etti. Projede yalnızca bu iki isim yer almıyor. Çok cahilsin, keşke ölsen cümlesiyle üzerine binlerce caps yapılan İlber Ortaylı, Nihat Doğan ve Yıldız Tilbe gibi ünlü isimler de bulunuyor. Karakterlerin ve dövüşün yapıldığı alanların konsept çalışmaları da şu şekilde: Aşağıda da belirlenen oylar sonrası Bülent Ersoy ve Adnan Oktarın dövüştüğü bir animasyon video paylaşılmış. Keşke mobil ya da PC için oyunu da olsaymış diye iç geçirdiğinizi düşünüyorum, yalnız değilsiniz. Belli mi olur, belkide ilerleyen zamanlarda oyununu da oynama şansına erişebiliriz. Buyrunuz bu videomuz https://youtu.be/TUf9937KOhw
|
|
|
Nashville Predators 3 @ 2 Anaheim Ducks
|
|
|
777coin Username: bilalalim thanks
|
|
|
777coin username : bilalalim thanks
|
|
|
|