Yediğiniz her şey daha baştan müdahale edilmiş durumda, pestisite gelene kadar iş çoktan bitiyor. Bu ülkede sertifikasız tohum/fide ile ticari tarım yasak, cezası da çiftçinin altından kalkabileceği bir şey "tabii ki" değil.
Neden?
Çünkü genetiği değiştirilmiş, değiştirilmese bile kısır hale getirilmiş dünya devi şirketlerinin tohumlarına mecbur kal diye. O illüminati, üç aile masallarını falan boşverin, dünyayı gerçekten ağırlıklı olarak Abd, İsrail ve Hollanda menşeili dev tarım ve gıda şirketleri yönetiyor. Ve bu kontrolü sağlamak uğruna her şey mübah, hele de Zompotika Cumhuriyeti gibi başında hırsız firavunlar olan yerlerde cepler doldurulunca tüm kapılar açılıveriyor.
Yani mesela dolapta bilmem kaç haftadır bozulmuyor dediğin elma zaten elma değil.
Bir de pestisiti basınca sıçtığını sıvamak oluyor.
Hocam bahçemizi vişnesinden kirazına, dutundan eriğine yeni yeni fidanlarla doldurduk, sebze fidelerini mümkün olduğunca ata tohumlarından elde etmeye çalışıyoruz, tavuk besliyoruz yumurta ve et temini için, evet bireysel olarak birşeyleri çözmeye yetmez ama en azından çevremize de farkındalık oluşturmaya çalışıyoruz, kimyevi ilaç ve gübreleri de süreç içinde zamanla tamamen hayatımızdan çıkarmaya çalışacağız ama maalesef karşıdaki güç çok büyük ve her yerde etkili.