Örnek olması açısından bir olay anlatacağım:
İlkokulda pul koleksiyonu yapardık. Sınıfta zengin bir çocuk vardı (emperyal güç). Onun pulları çok daha değerli, renkli ve havalıydı. Benim ve diğerlerinin pulları da daha ucuz ve daha az gösterişliydi (yoksul devletler) ama güzel serilerimiz vardı. Bu zengin velet, kendi 1 puluna karşılık bizlerden 5-6 pul almaya (sömürü) çalışırdı. 6 pulu aynı anda vermek istemeyenlere kredi açardı (faiz lobisi), "o halde her ay şu kadar pul verirsin bana" derdi. Bazıları pullarını takas eder bazıları da etmezdi. Takas etmeyenlerin sınıf içinde yaptığı yaramazlıkları, kopya girişimlerini, kavgaları, vs. öğretmenlere şikayet edeceğini (tehdit) söylerdi. Bu şekilde bir pul sömürücülüğü yapardı. Herkesle ayrı ayrı (gizli pazarlık) ticaret yaptığı için de farkına varılmazdı. Bir gün hepimize aynı şeyi yaptığını öğrenince toplaşıp bu veledi güzelce hırpalamıştık (savaş). Öğlen yemek arasında bu zengin velet birkaç kişinin pul defterini komple çalmış, bazılarının da sadece beğendiği pullarını araklamış, suçu da başka sınıftaki bir çocuğa atmak için (kışkırtma) o çocuğun çantasına bizim pulları saklamış. Sonra ortalık baya karışmıştı; üst sınıftan çocukları üzerimize saldı (mafyatik örgütlenme), kendi ailesine ve öğretmenlere, bizi suçlayıcı/karalayıcı şeyler ortaya attı (lobicilik)... Sonuç olark disipline verildi ama bir şekilde oradan da yırttı.
Bu çocuğun şimdiki halini çok merak ettiğim doğrusu. Ya çok zengin bir mafya patronu olmuştur ya da bir kaza kurşunuyla göçüp gitmiştir. Dürüst bir iş adamı olabildiğini hiç sanmıyorum.
Mükemmel bir hikaye. Durumu çok güzel anlatıyor.
Demek ki hayatın içinde bunu sürekli yaşıyoruz ve malaesef doğamızın bir parçası olarak kabul etmek zorundayız.
![Smiley](https://bitcointalk.org/Smileys/default/smiley.gif)