Zamanında
kısa bir dönem ipsala'da görev yaptım. Her gün 100 tane yakalardık hatta aç kaldıklarında ya ilçe merkezlerine gidip yada telefonla kendilerini ihbar ederlerdi. Yakalandıktan sonra hepsinde süreç aşağı yukarı aynıdır.
Tutanak tutulur.
Hiç birinde kimlik yoktur.
Nerelisin dediğinde cevap hep Myanmar çünkü bizde elçilikleri yok, geri gönderemezsin. (Afganı da, pakistanlısı da zencisi de myanmar der hep.)
Mecburen Edirne il merkezinde mülteciler için yapılmış yere götürür teslim edersin.
Onlar da ya yakın bir ile salar yada bir kaç gün sonra edirneye salarlar. Süreç başa döner.
Her gün onlar için ayrılmış belli bir tutar vardır o tutara göre yemeklerini v.b. ayarlarsın.
Edirneye teslim ettikten sonra geri döndüğümde benden önce dönüp tekrar yakalanmışını bile gördüm
E tabi bu bir sektör, meriçten geçmek için bot satın almak isteyenlere patlak bot satanlar.. Parasını alıp bulgaristan, yunanistan diye dolaştırıp yakın köylere salanlar (kemal sunal filmindeki olay gerçek yani). Ha neresinden bakarsan rezillik kokuları burnumun ucunda. Biraz temizliğe düşkün olanları küçücük tuvalette maşrapayla duş almaya çalışıyordu.
İnsani açıdan çok zor. Meriçe girip çıkamayan çok fazla.. Suda günlerce beklemiş çok ceset çıkardım. Ama bir adam vardı küçük çocuğunu kaybetmiş onun çırpınışları gözümün önünden gitmez. Bana kalsa hepsini salardım.