Bu konuda "kaynağı güvenilir bilgilerim olmamakla birlikte" sadece bana anlatılanlar üzerinden yorum yapabilirim.
Ama şimdi bir aramayla bulduğum Norveç somonunun olayını biraz alıntılayayım;
1- Norveç somonu, Kuzey Avrupa’da yer alan Norveç’in buz gibi soğuk sularında yetiştiğinden dolayı daha yavaş büyüyor. Okyanus sularının ideal koşulları balığın gelişimi ve lezzeti için ideal koşullar oluşturuyor.
2- Norveç’in denizcilik mirası bin yıl öncesine dayanıyor. Yılların deniz mahsulü bilgisini beraberinde taşıyan nesillerin deneyimiyle bu kaynakların nasıl yönetileceğine ve olası en yüksek kalitede balığın nasıl alınacağına dair benzersiz bir bilgiye sahip Norveç, modern somon yetiştiriciliğinde dünyanın öncüleri arasında yer alıyor.
3- Norveç'te somon balığının sağlıklı büyümesini destekleyen bir beslenme programı uygulanarak her seferinde en iyi kalitede balığın tüketilmesi sağlanıyor. Somonlar tatlı sulardan Norveç denizindeki fiyortların tuzlu sularına göç edebilecekleri güce bir yaşına geldiklerinde ulaşıyor. Tüketim için en uygun ağırlık olan 3 ila 6 kilogram ağırlığa erişmeleri ise 12 ila 18 ay sürüyor.
4- Her gün dünya genelinde 14 milyon öğünde Norveç somonu tüketiliyor. Norveç’in soğuk, berrak sularından yetiştirilen somonlar, sadece birkaç saat sonra 100’den fazla ülkeye ihraç edilmeye hazır hale geliyor.
5- Norveç somonları veteriner gözetiminde büyürken yetiştirildikleri çiftlikler de sıkı düzenleme ve denetimlere tabi tutuluyor. Her yıl, ihraç edilmeye hazır yaklaşık 14 bin Norveç somonu bağımsız Ulusal Beslenme ve Deniz Ürünleri Enstitüsü (NIFES) tarafından denetleniyor. Şu ana kadar bu denetimlerin hiçbirinde, yasaklanmış ilaç veya yasa dışı yabancı madde kalıntısına rastlanmadı.
6- Norveç somonunda antibiyotik yoktur. Norveç somon yetiştiriciliğinde antibiyotik kullanımı 1990'lı yıllardan bu yana yüzde 99 oranında azalırken aynı dönemde somon üretimi 50 bin tondan 1 milyon tonun üzerine çıktı. 2017'de, Norveç somonunun yüzde 1'inden daha azı antibiyotiklerle veteriner tedavisi altına alındı. Bu balıklar da, tüm ilaç kalıntılarından arındırılıncaya kadar kesilip satılmadı. Norveç denetim organları, Norveç somonunda son 10 yılda hiçbir antibiyotiğe rastlamadı.
7- Somon çiftlikleri, dünyanın en karbon dostu hayvan çiftlikleridir. 1 kilogram Norveç somonu yetiştirmek için 1,2 kilogram yem gerekirken aynı ağırlıkta dana eti için 8 kilogram yem kullanılıyor. Bir somonun ömrü boyunca tükettiği yem miktarı da, diğer hayvanların tükettikleriyle kıyaslanamayacak kadar az bir miktar olan 6-7 kilogram!
8- Çiftlik somonu yemi, deniz ham maddesi ve bitkisel ham maddelerden oluşuyor. Yemin yüzde 30’luk kısmını, insan tüketimi için uygun olmayan, izlenebilirliği ve sürdürülebilirliği sağlanan balık unu ve balık yağından yapılan deniz ham maddesi kapsıyor. Geri kalan kısım ise soya, ayçiçeği, kolza tohumu, bakla, mısır ve buğday gibi sürdürülebilir kaynaklı bitkisel ham maddeler içeriyor.
9- Türk tüketicilerin Norveç somonuna olan ilgisi her geçen gün artıyor. Norveç Deniz Ürünleri Konseyi’nin araştırmasına göre somon; levrek ve çipuradan önce gelerek restoranlarda en çok tercih edilen balık oldu. Türk tüketicilerin yüzde 70’i somon tercihlerini Norveç somonundan yana kullanırken bu seçimlerini etkileyen kriterler sağlık, lezzet, gıda güvenliği ve sürdürülebilirlik olarak sıralanıyor.
10- Parlak derileri ve gümüş renkleriyle somon ve alabalık, zaman zaman tüketiciler tarafından karıştırılabiliyor. Ancak dikkatli bakıldığında somonun sırtında gümüş, alabalığın ise yeşilimsi tonlar olduğu görülebilir. Bunun yanı sıra somonun baş kısmı daha büyük ve sivri, kuyruk çatalı ise daha belirgin, dar ve diktir. Alabalık genel olarak somondan daha küçüktür ve lif yapısından dolayı eti daha serttir.
Norveç somon'unu önemli kılan her şeyden önce bir marka halini almış olması. Adamlar yukarıda yazılanlarda okuduğunuz üzere balık yetiştirmiyor bir sanat icra ediyorlar. (Hepsi böyleyse...)
Somon balığının benim bildiğim kadarıyla en önemli olayı yağı. Biliyorsunuz derisinin altında bir yağ tabakası olur ve genelde çocuklar falan ıyhhh diyerek onu yemeyi reddederler. Ama balığın soğuk suda yaşamaya çalışırken vücudu tarafından üretilen o yağ çok değerlidir. Buz tutma derecesindeki suyu ve suyun tatlıya yakın olması somon'a lezzetini verir. (ki normalde tatlı su balıkları lezzetli olmaz bence.)
Karadeniz somonu diye satılan balık bir çeşit alabalık türü aslında. Somon balığına benzese de hem birebir balığın kendisi değildir hem de farklı koşullarda yetişmesi işi bozar. Karadenizin suyu da soğuktur ama Norveç'le kıyaslamak mümkün değil.
Kaynaksız bir not daha: Kulaktan duyma bilgilerle edindiğim başka bir bilgi. Norveç'ten ülkemize ithal edilen somonların tamamının içi temizlenmiş olarak geliyormuş. Bunun nedeni de balığın içindeki yumurtaların ithal edilmemesi ve üretimi için başka ülkelere getirilmemesiymiş. Yani adamlar balık yetiştirirken bile marka imajı korur gibi davranıyorlar.
Bana kalırsa biz de illaki somon yetiştirmeye çalışmamalıyız. Bunun yerine Karadeniz hamsi için rebranding yapmalıyız mesela. Hamsi daha iyi ayağına...