Konuyu birazcık incelediğimde aklıma takılan bir nokta oldu hocam cevaplarsanız sevinirim. Genellikle ülkemizde memur zihniyeti dediğimiz 9-5 çalış maaşın garanti olsun düşüncesi yaygın olduğundan girişimcilik çabalarında gelir modelleri üzerinde fazla bir gelişmişlik olmuyor gibime geliyor. Keza tarafınıza gönderilen birkaç projenin detaylarında bundan bahsetmişsiniz. Bu alanda çaba göstermenizden mütevellit gerek yerli gerekse yabancı girişimleri takip ettiğinizi varsayarak gelir modelleri üzerinde yabancı girişimcilerden ne noktalarda geride kalıyoruz?
Örneğin Google'un Internship filminin son sahnesinde (
https://www.youtube.com/watch?v=EayuSGUkFBk&ab_channel=JacksonChan) yer alan pizza firmasının sadece ufak bir şube oolmaktansa sınırsız gelişim kapasitesinde olabildiğini görebilen hacı abimiz gibi öngörülerde bulunamıyoruz gibime geliyor. Bir diğer deyişle birşey moda olduğunda onun 1 milyonuncusunu yapmak gibi girişimciliğimiz var. Ama yabancılarda gözlemlediğim kadarıyla önce ben buradan ekmek yerim denen şey üzerinden ortaya konmamış birşeyi koyma çabası oluyor. Ve nokta atışı bir gelir modeli ile milyonluk milyarlık bir girişim sahibi olabiliyorlar. Bizde ise bu durumda güzel bir girişim doğru kurgulanmamış gelir modelleriyle batmaya yüz tutuyor.
Gelir modelleri ve doğru girişim için hangi noktalarda yanlış düşünüyoruz ya da geri kalıyoruz acaba?
projeleri ben 2 ana başlık altında değerlendiriyorum.
1.Fikir : şu soruna şöyle bir çözümüm var.
2.Ölçeklenebilir mikro girişim : Minik sermaye ile yaşan bir model.
Buna şöyle bir girişim hikayesi ile örnek vereyim.
2010 da bir öğrencim bana niş e-ticaret fikri ile geldi.
O zamanlar e-ticaret bu kadar yaygın değildi.
Fikri Türkiye'de belirli üreticiler ile anlaşıp globale yönelik satış yapmak idi.
Lüle taşından tespih, el yapımı bakır tabaklar, el yapımı küçük halılar ve bunun gibi şeyler.
Türkiye den alıp internet de sergileyip yurt dışına satma şeklinde basit bir iş modeli.
O tarihte e-ticaret sitesi açmak çok masraflı ve işletmeside zor bir iş idi.
Kendisine önerim şu oldu: Önce satmayı başar, satılabildiğini ortaya koy. 10 ürün sat.
ve tüm işlemleri yaz.
Ürün bulma süreci maliyeti.
Ürünü stoğuna aldıktan sonra ne kadar sürede satabildin.
Ürünü yurt dışına gönderme süreci maliyeti.
vergiler, millet arası kargo vs vs..
Kendisine bu günün parası ile 5000 TL gibi bir sermaye verdim.
gidip 7 tane el yapımı lüle taşından tespih aldı. ebay da ilana koydu. 6 ay içinde ürünleri satmış.
Bana bir raporla döndü, tüm masrafını giderini gelirini tablo halinde sundu.
6 ay sonunda 5000 TL si tüm vergi ve giderler düştükten sonra 7200 TL olmuştu.
Raporda şu ilgimi çekti. Kendisinin 6 aylık emeğini ücretlendirmemiş.
Dedim sen 6 ay uğraştın, kendi emeğini ücretlendirmemişsin dedim. Aaa haklısınız hocam dedi.
Dedim 7 değilde 100 tespih olsaydı elinde hepsi satılır mıydı diye sordum.
Yok hocam 6 ayda ancak bu kadar satıldı. Büyük sermaye ile 100 tespih alsaydım 93 tane elimde kalırdı dedi.
Bu çalışmadan ne öğrendik? Sermayenin büyük olması işi büyütmez.
Bu işe bir startup yatırımcısı olarak para yatırmam çünkü ben ne kadar para koyarsam koyayım satılabilecek adet belli.
Sermaye olsa ürün çeşitliliği olsa farklı olurdu demeyin. Mesele modelin işlerliğini sorgulamaktır.
Bu süreçte tedarik yönetimi, uluslararası satış süreci, mevzuat, vergilendirme, milletler arası kargo konusunda deli tecrübe kazanmış oldu.
İş fikrinizi gerçekleyin. Modelin çalışırlığını test edin.
Sermaye konulduğunda büyüyebilecek bir modeliniz olup olmadığını anlarsınız.