Vekilin lüksünden tasarruf yok. Sarayın masraflarından tasarruf yok, Diyanet'in her yıl aşıma uğrayıp takviye alan bütçesinden tasarruf yok ama memurun lojmanından, işçinin servisinden tasarruf var.
Açıklanan tedbirlerin Türkçesi:
Biz kamuda böyle mükemmel böyle devasa böyle şukela tasarruflar(!) yapacağız, vatandaşımızdan da aynı fedakarlığı bekliyoruz. Hadi gelin şu vergiyi bir defaya mahsus(?) tekrar ödeyin, diğer vergiyi 3 senecik %25 daha yüksek ödeyiverin. Bir litre benzini ha 40 liraya almışsınız ha 60 liraya, ne farkeder canım vatandaşım? Maksat tasarruf...
Açık 2 trilyon TL'den fazla ama tasarruf paketi ile 100 milyar lira tasarruf hedefleniyor. Oldu canım, kibs, bye...
Hocam bu işin türkçesi, atın üzerinde yol gidenlere birşey yok, malum onlar dokunulmaz, makamları çok ali, eşeğin sırtındakiler de en nihayetinde ara sıra da olsa lazım oluyorlar, dokunacaksak da az birşey dokunalım, geriye ne kalıyor, katır. Katırın sırtındakiler zaten alışık ne lazımsa oraya ekleyelim gibi olmuş. Yani yine ne katıra acımışlar, ne de sırtındakine.
Evde en çok elektrik tüketen elektrikli ısıtıcıyı kapatmak yerine (ki bunu yaz kış hiç kapatmadan çalıştırıyorlar), gece lambasını kullanmayarak tasarruf yapmaya çalışmışlar daha net ifadeyle.