1924 yılında yeni bir öğretmen 17 lira maaş almaktaydı. 1926 yılında ilkokul öğretmeninin maaşı 15, orta okul öğretmeninin maaşı 25 lira idi. 1930 yılında orta okul öğretmenlerinin maaşı 144 liraya artırılmıştı. 1931 yılında ise orta okul öğretmenlerinin maaşının 72-144 lira arasında olması kararlaştırılmıştı. Milletvekili maaşı ise 1923’te 208, 1924’te 308, 1926’da 308, 1930’da 510, 1931’de ise 360 liraydı.

24 Eylül 1928'de tasarruf kutuları İstanbul'a geldi. İki lira karşılığında bankadan alınan kutular, 10 liralık kuruşla doluyordu. Kumbarasını dolduran çocuk, bankaya götürdüğünde, içindeki tutar kadar sahibi adına hesap açılacak, iki lirası ise iade edilecekti. İş Bankası, bu hesaplara yüzde beş faiz vermeyi vaat ediyordu.

Kumbarasını ilk dolduran çocuk ise, Biga Mebusu Şükrü Bey'in oğlu Süha Efendi oldu. 11 Ekim 1928'de İş Bankası Ankara şubesine giden Bizim Mektep öğrencilerinden Süha Efendi, kumbarasını açtırıp, birikimini bankaya bıraktı.

iyilerin ilk önce öldüğü bir dönemdeyiz. Paranın yaşamın kalitesini etkilediği bir gerçektir. Bulunduğunuz bölgeye ne kadar çok insan gelirse o kadar geliriniz zamanla düşecektir sonuçta kaynak tükemi ve ihtiyaçlar buna sebep olur. 80 milyon kişiye yeteri kadar ev varken şuan 100 milyon kişiye ev yeteri kadar yok ve kaliteli evler aşırı fiyatlandı yani sen artık eskisi kadar rahat yaşamıyorsun.

sorun herkezin ölmesi değil sorun herkesin buradayken kaliteli yaşamak istemesi. Kaliteni bozan herşey seni rahatsız eder.

Bana göre buradaki sorun her eşitsizlik sonrası olayların çözümünü ölümden sonraya bırakılması.

Her insan kendi geleceği için yaşar devamlılığı için yani çocukları için benim geleceğim problem yaşayacaksa şimdiden gereken tedbirleri almalıyım hem geçmişlerimizin anısı ve saygısı için hem gelecek için.

Bana göre insanlık hayatı çok basite indirgedirgiyor. birkaç metre kare yeri alabilmek için kanlar akıtıldıysa o toprak için değil o insanlara saygı için korunmalı malesef bunu yapamıyoruz

Ölümün bir güzelliği yok ölüm size yaklaşana kadar asla ne kadar soğuk olduğunu anlayamazsınız.

Ahiret olayıda kişiden kişiye değişen birşey bizlere göre var başkasına göre yok

seni hele gel mandalorian'a alalım iki bölüm dayan sonra sabaha kadar devam edersin.

amerikan'ın kuruluş felsefesi zaten göçmenlik üzerine, bu yüzden yaptığın karşılaştırma mantıklı değil. ayrıca orada ırkçılık yok mu sanki babuş)

Birlikte yaşama kültürünün gelişebilmesi için, farklı kültürlerdeki insanların kendi kültürlerini diğerlerine dayatmaması lazım.
Aksi takdirde nüfus yoğunluğunu domine eden taraf diğerlerini ötekileştiriyor.
75 milyon bir ülkeye 3 milyon peşmerge yi yedirdik mesela, aramıza kaynadılar. Kimseye de rahatsızlık vermediler.
Son yıllarda gelen şey iste başka bir şey. Bunlar ülkenin yerleşik insanlarına entegre olmak yerine kendi kültürlerini dayattılar.

Amerikanya da durum farklı, hangi ülkeden kopup gelirse gelsin, hangi dinden olursa olsun hepsi "Hey dostum! Ben bir amerikan vatandaşıyım." kimliğinde yaşıyorlar.
Avrupa da ise durum daha farklı zenci Fransız var lan.

Bir sokak röportajında genç bir kardeşimizin yorumu aklıma geldi senin bu satırlarını okuduğumda abi. Kardeşimiz diyor ki; ekonomi düzelse ne olacak ki abi? Herşey güllük gülistanlık mı olacak? Hayır insanların umutları, sinirleri, iyilikleri öldükten sonra ekonomi çok iyi olsun neye yarar? Porsche binmişim kırmızı ışıkta durdum diye arkadan korna yapıp kavgaya tutuşan insan olduktan sonra neye yarar o porsche a binmek. Bir kızla tanışmak için merhaba desem çekinir istemez abi o da haklı bende haklıyım insanların geldiği nokta belli abi. İnsanlarımız artık tahammülsüz bir hale geldi bu noktada ekonomi çok iyi olsa neye yarar abi.

Gerçektende ekonomi öyle ya da böyle toplanır diyelim ama kaybedilen olgularımız insanlığımız işte onun telafisi çok ama çok zor.

Nüfus artış hızı binde 12,7 oldu
 
Yıllık nüfus artış hızı 2020 yılında binde 5,5 iken, 2021 yılında binde 12,7 oldu.

Kapitalizmin zirvesine yakın olduğumuz için doğruyu söyleyen doğruyu konuşan çok az insan var birçok insanın kulaktan dolma bilgilerle doğruyu bulamayıp hem yaptığı yatırımlardan hem düşüncelerinde yanılması normal.

Herkes kendine göre çıkarına göre bilgileri yontarsa ortada doğru kalmaz. Herkes işine geldiği gibi konuşuyor.

Bakın ben daha öncede yazdım istediğiniz ülkeye yere gidin ama yüzde 97 gittiğine bin pişman olacak. Kalan 3 kişi iyi kötü tutunacak 30-40 sene tüm gençliğini verdikten sonra emeklilikte gecinememeye başlayıp yine Türkiye'ye geri dönecek. Bugün Almanya'da Amerika da doğmuş olan oranın vatandaşı Türkler bile emeklilikte oralarda tutunamayip ülkemize dönüyor bırakın buradan gidenleri söylemiyorum adam orada doğmuş orada büyümüş orada çalışmış ve zorluklardan dolayı dönüyor.

Çok izah edilecek çok yanlış bilinen şeyler var diyorum ya doğru bilgiye ulaşmak artık büyük mesele. Bir takım insanları dinleyerek oraya gidenler 2000 dolar kira verip merkeze 100 km uzaklıkta at bağlasan durmayacak yerde kalarak veya merkezde bir evde 20 kişinin yaşadığı tek odaya 1000 dolar vererek bir yaşasınlar bakalım. Görmeden olmuyor anlaşılan.

Çok zeki değilseniz inanılmaz ötesi bir girişimci ruhunuz yoksa sermayeniz yoksa 4-5 tane dil bilmiyorsanız, yurtdışında ooo paşam hoşgeldin al sana ev al sana araba falan verecekler diyen tipolojileri dinliyorsunuz o harcadığınız zama ve paraya yazık olur.

Ki zaten 4-5 dil bilen girişimci zeki bir bu ülkede 50-100k maaşı rahat alır dışarda macera aramaz.

mehmet ali çelebi 6+2'li masaya sosyal medya üzerinden birtakım sorular sordu ve bu soruların cevabını birkaç aydan uzun bir süre samimi olarak bekledi. chdp sempatizanları o dönemde bu adamı muhatap almak ve sorularına cevap vermek yerine "hdp'ye nasıl ve kaç adet bakanlık verebiliriz" gibi konuları konuşuyordu.

pembe halisünatif dünyalarında "chp'nin a haber'i olan sözcü manşeti paylaştığı için birbirini meritleyen arkadaşlar" gerçekleri görmek istemese de mehmet ali çelebi gibi samimi vatanseverler hanya'yı ve konya'yı ayırt edebiliyor.