6 ayda 12X yapmış yani, vay be! Böyle kaçan fırsatlar çok oluyor. İçlerinden sadece birkaçını takip ettiğimiz için almadığımıza üzülüyoruz belki ama diğer yandan da takibimizde hiç olmayıp da ruhumuz bile duymadan onlarca x yapan projeler var. Bu tarz projelerin çoğu öngörülemiyor; sürpriz bir anlaşma/ortaklık yapıyor ya da büyük borsalardan birine giriyor aniden! Zaten öngörülebilir olsa, oraya bir hücum yapılırdı. Bu bakımdan pump/dump coini bile olsa ya da tam tersi "ölmüş gibi bile görünse", günün birinde yeni bir gelişmeyle heyecan dalgası yaratıp patlama yapabiliyor.

Artık hiçbir proje için "bundan bir cacık olmaz" dememeyi öğrendim :) Sonra Yeşilçam filmlerindeki karakterler gibi bir gün kapıda belirip şöyle diyebiliyor:
İnsan dumur oluyor haliyle!

Altın ve gümüşle ilgilenenlere Şant Manukyan'ı takip etmelerini öneriyorum. Son birkaç aydır özellikle gümüşe odaklanmış durumda. Eskiden gümüşle ilgili fazla twitini görmezdim; günlük yolladığı videoların arasında geçerdi adı. Ama şimdi özallikle gümüşe ve popüleritasine ilişkin yazılar yazıyor.
Son twitlerinden biri:
Geçen aylarda yine gümüşle ilgili bir başlıkta; gümüş çeyreklik ve yarımlıkları görebileceğimizden bahsetmiştik forumda. Sanırım bu yolda bir gidişat görebiliriz. Ama yakın bir zamanda mı bilemem...

Uzaylıları, altın madenlerine bağlayan böyle bir yazıyı ilk kez okuyorum :) Gerçekten de hoşuma gitti. Komplo teorlerini seven biriyim. Sonuçta böyle şeylere ilgi duyanlar okurken "acaba mı" diye düşünüyor. Doğru olsun ya da olmasın, gerisi mühmi değil. Zaten biz bunu göremeyeceğiz! Ama şu da bir gerçek ki, efsanelerin (mitlerin) çıkış noktalarında az da olsa bir gerçeklik kırıntısı bulunuyor.
"Değerli madenleri başka gezegenlerdeki uygarlıklar için biriktirme" olayı oldukça enteresan geldi bana! Sonuça altın ölümsüz bir maden.

Başka bir şey geldi şimdi aklıma... Hz. İsa döneminde, kendisi ve havarileri; başlarında bir hare ile resmedilmiştir çoğu sanat eserinde. Bir komplo teorisi yazısında okumuştum, şöyle diyordu: Belki de o hare, farklı bir gezegenden gelen insanların kafalarına taktıkları bir aygıttı. Dünyadaki ilkel insanlar, bunu adlandıramadıkları için bir ışık halkası şeklinde betimlemiş olabilirler! Göğe yükseliş için de, uzay gemisine çekilme mevzusu anlatılmıştı yazıda. Bence çok fantastik! Tam filme çekilmelik konu var.

432 dolar da yüksek bir miktarmış. Bu miktarı gönderen kişi de yani biliyor olmalı gitmeyeceğini. Bu kadar düşük gas ücreti mi verilir ya! Pintilik değilse dolandırıcılık olur bu artık. Mantıklı/dürüst insan; gas ücretini 1-2 dolar seçip, göndereceği miktardan düşer! Az bir para göndermiyor ki sonuçta. Hadi 10 dolar olsa neyse; 432 dolar bu... Alışveriş yapılacağı zaman ilk onayı almadan mal (ya da alışveriş neyse artık) göndermemek lazım.

Çok geç kazanılmış bir haktı bu DGB için. Ortaya polemikler girince, işler de çıkmaza girmişti geçmişte. Kimler kimler girmedi ki Binance'a zaten! Geçmişteki listeleme ücreti muhabbeti baya ses getirmişti. Ama tam detayları bilemiyoruz; iki taraftan da farklı açıklamalar gelmişti.

Projenin içeriği iyiyse, popülaritesi de varsa, listelenmesi için ücret alınmasını yanlış buluyorum. Zaten o 400 BTC'lik -ya da her ne kadarsa- ücreti birkaç günde çıkartır borsa. Proje, topluluk tarafından da yoğun destekleniyorsa tabii! Ama işin içine böyle ücretler falan girdiğinde bir antipati oluşuyor. Hani vasıfsız birini torpille işe aldırmak gibi. Oysa belki de çok vasıflı biridir o kişi; ama torpil/ücret lafı geçince ortam soğuyor...

Bu sefer CZ, belki de DGB'nin geleceğini kendi eliyle şekillendirmek istemiştir. "Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez" misali. Elde edeceği işlem komisyonlarının yanında 400 BTC'nin de lafı olmaz.

Ben de ilk kez denedim hocam. Kıvamı elbette biraz yoğun oluyor; su ya da hazır meyve suyu gibi olmasını bekleyemeyiz. Ama içinde posa/tortu gibi şeyler kalmıyor ya da çok iyi parçaladığı için olabildiğince homojen bir hale geliyor. Sadece çilek ve muza süt karıştırıyorum ben. Elma, armut ve havuç için ekstra bir şey eklemiyorum; kendi suyu yetiyor ve katı olmuyor.


Muz ve çilek, yumuşak meyve grubunda oldukları için blender ile rahatça parçalanabiliyor. Ama elma, armut gibi meyveler için katı sıkacak kullanmak lazım. Yoksa blender sadece parçalar bunları, sıvı hale getiremez. Katı sıkacakların mekanizması ve bıçakları çok daha farklı. Sizin elmayı katı sıkacak mı sıkamadı yoksa blender mı onu anlayamadım? Eğer katı olan sıkamadıysa, makinede bir sorun olabilir. Çünkü asıl görevi elma gibi şeyleri sıkmak.


Bazı insanlar meyveyi katı halde yemeyi sevmeyebiliyor; kendimden biliyorum :) Hem üşengeçlikten hem de midem alışmamış sanırım, ısıra ısıra, zevk alarak yiyemiyorum. Hapı olsun, yutayım gitsin kafasındayım :) Seven için ayrı elbette, zevk alarak yiyen milyonlarca insan da var. Ama ben hiç zevkine meyve falan yiyemiyorum. O yüzden de bu meyve sıkacakları benim gibi "şahsına münhasır" insanlar için dev bir hizmet!

---

Makine alırken -uzun süre kullanabilmek için- dikkat edilecekleri şöyle sıralayabilirim...
1. Ses durumu! Benimkisi baya sesli çalışıyor. Eğer ses hassasiyetiniz varsa, en az ses çıkartanı seçin.
2. Parçalayıcı mekanizmanın ve bıçakların iyi durumda olması lazım. İyi sıkamazsa, meyve parçaları kalır ve içimi zor olur.
3. Atık haznesi! Bazı meyve sıkacakları, meyve kabuklarını/posasını atık haznesinin dışına (makinenin içine) da atabiliyor. Bu durumda ekstra uğraşmak gerekiyor onları çıkartabilmek için.
4. Temizlik! Kolay yıkanabilir tak/sök parçaları olması tercih edilmeli.

@RaltcoinsB hayırlı uğurlu olsun, bol bereket getirmesini diliyorum. Kullanmaya başladığında tecrübelerini de paylaşırsan forum adına da iyi olur aslında. Ben hiç kullanmadım mesela donanım cüzdanı. Ancak okuduklarımdan, gördüklerimden biliyorum teknik detaylarını. Kullanan birinden son deneyimleri öğrenmek güzel olur. Tekrardan hayırlı olsun.

Bilgi için teşekkürler hocam. Bunu merak etmiştim ben de; iyi oldu öğrendiğim... Şu delist dalgası endişelendiriyor beni ara sıra. O yüzden yatırım yaparken delist ihtimallerini de düşünüyorum artık. Fiyatı olumsuz etkiliyor sonuçta. Ayrıca da başka borsaya ya da cüzdana taşıma derdi çıkıyor. Tamamen moralleri bozan şeyler. Sıkı takipte olmak lazım bu yüzden.

Ethereum'dan bile eskiymiş bu proje! Uzun zamandır ATH'sinden uzakta kalmış, haklısınız dediklerinizde. Böyle zaman aralıklarında fiyatı artmayan projelere karşı olumsuz algılar var. Ama eğer bir umut görülürse, ufak miktarlarda yatırım yapmaktan yanayım.

Bir süredir takip ediyorum CMC'deki bu listeyi. Kafama takılan bir şey var: CMC'nin ana listesindeki coin/tokenlerden sadece 51 tanesi DeFi listesine alınmış. Gerçekten de sadece bu kadar mı DeFi var, yoksa daha fazla var da buraya alırken bir süzgeçten mi geçiriyorlar? Eğer öyleyse neye bakıyorlar? Şu anda hatırlamıyorum ama geçen hafta baktığımda birkaç DeFi pojesini buradaki listede görememiştim; hangileri olduğunu hatırlarsam editlerim.

Binance'da ne zaman listendiğini hatırlayan var mı? Eskiden mi girmişti yoksa yakın zamanlarda mı emin olamadım...

Bu konuya 7-8 haziran'da yazmışım; yukarıda gördüm az önce. O zaman 2400 sat civarındaymış. Bir kaç gün sonra da 2700 sata kadar çıkmış! ATH seviyesinin 2018 ortasında 26000 sat olduğunu da unutmamak lazım!
Geçen haftaya baktığımda ise 2000 sat altına düşerek çok güzel bir alım fırsatı vermiş. Bugün ise %10'luk artışla toparlandığı görülüyor.

Sadece 75 milyon adedi dolaşımda ve toplamı da 100 milyon. Bu bakımdan fiyat üzerinde yüksek hareketlilik şansı bulunuyor. Severim böyle düşük sirkülasyonlu coinleri.
Önümüzün alt boğası olduğu konuşulduğu şu günlerde; eğer ki projeyi boşlamaz ve kendilerini iyi anlatırlarsa, boğadan nasiplerini alabilirler. Elbette YTD!

Not: Umarım Binance'ın delist dalgasına falan takılmaz! Projeyi takip edenler bilgilerini paylaşırlarsa güzel olur.

Birkaç milyon kişilik bir sosyal medya sitesinin yönetimi ve geliştirilmesi için -zorunlu olarak- yüzlerce kişi gerekirken, nasıl merkeziyetsiz olacağını bilemiyorum! Kendi kendilerini idare edip yönetebilen otonom sistemler yok ki bu alanda... Ayrıca sunucuların maliyeti + barındırma/elektrik/internet maliyetleri + güvenlik/yedekleme gibi bir sürü maliyet kalemleri var. Bunların kim ya da kimler tarafından karşılanacağı soru işareti.

Merkezsiz sosyal medya ilk anda güzel geliyor kulağa. Fakat bu teknik detayların maddi olarak nasıl karşılanacağı noktasında ortaya getirilecek çözümler lazım.

Covid döneminde oldukça sağlıksız beslendiğimi fark ettim. Cipsler, çikolatalar, tatlılar, vs... Et ağırlıklı beslenen, sebze ve meyveyi de çok az tüketen biriyim. Spora da zorunlu ara vermiştim. Geçen hafta yaptırdığım kan tahlilinde, şok edici sonuçlar çıktı. Kolesterol ve trigliserid almış başını gitmiş. Karaciğeri ilgilendiren ALT-AST değerleri de rekora koşmuşlar!

Ben de haliyle sağlıklı beslenmeye karar verdim. Yıllar öncesinden kalma meyve sıkacağını gün ışığına çıkartma vakti gelmişti. Halen ilk günkü gibi çalıştığını görünce de mutlu oldum. 40 yıllık makineymiş; benimle yaşıt valla! Ama alındığı zaman 3-4 sene kadar kullanılmış. Yine de bu kadar sene durmasına rağmen bozulmamış.

İçine elma, havuç, armut ve şeftali dörtlüsünü atarak güzel bir karışım yaptım. Öncesinde güzelce bir yıkamak lazım elbette! Büyükçe bir su bardağına doldurup içiyorum 5 gündür. Çok nadir meyve yiyen biri olduğumdan, şu anda vücudumun bayram ettiğini düşünüyorum. Hatta ilk anda vücut yabancılık bile çekmiş olabilir; alışık değil sonuçta meyveye :)

Katı meyve sevmeyen, yemeye üşenen ya da yeterli ölçüde beslenemeyenler için çok faydalı aletler bunlar. Bendeki, Moulinex markasının 40 sene önceki bir modeli. Elma gibi büyük meyveleri birkaç parçaya bölüp (soymadan) atıyorum içine. Kendisi soyma işini de hallediyor zaten. Semsert elmanın suyunu çıkartması sadece birkaç saniye sürdü!

Ayrıca buna ek olarak bir de Arzum markasının blenderını buldum. Onun içine de yumuşak meyveleri atıyorum. 6 çilek + 1 muz + azıcık nutella + bir bardak süt. Bunu da karıştırıp içtim, tadı harikaydı! Kivi bulursam onu da ekleyeceğim bu karışma.

Şimdi alışkanlık edinmeye çalışıyorum; bir gün katı meyve, bir gün de yumuşak meyve kokteyli hazırlayıp içeceğim.

Tavsiyeleri ya da tecrübeleri olanlar varsa burada paylaşsınlar. Başka hangi meyve ve sebzeleri bu makinelerde kullanabiliriz? Hangi markaların ürünleri iyidir/kötüdür, vs... Yeni tatlar keşfederek değişik kokteyller hazırlayalım.

Soru belki de hırsızlık takibi için değil de genel bir bilgi olarak sorulmuş olabilir. Borsaya ait bir cüzdan değilse, kime ait olduğu bulunamaz! Borsaya aitse de sadece kanıtlı dolandırıcılık vakaları için işlem yapılır. KYC yapılmamışsa zaten yine bilinemez kime ait olduğu. Eğer böyle bir hırsızlık/dolandırıcılık durumu varsa; yapılan işlemin ne kadar giriftli olup olmadığına göre değişir borsanın tavrı da. Kim olduğu bilinmese de -hırsızlık kanıtı varsa- en azından hesabı dondurur borsa.
Bir de şu var ki; Yerel borsalarda derdimiz daha kolay anlatılırken, yabancılarda zorluk yaşanabiliyor. Yasal prosedürün farklılığı da var sonuçta.

Bu engel sanki geçen senenin sonlarında kalkmıştı. Öyle bir başlık hatırlıyorum. Belki de yanılıyorumdur...
Ben hep Google dns ya da Open dns kullandığımdan uzun zamandır takılmıyorum yasaklara. Forum için de aslında BTK'da sorgulama yaptığımızda bir yasak kararı görünmüyordu ama yasaklıydı bir sebepten! Hatta ekran görütüsünü koyan arkadaşlar olmuştu; bakın karar yok diye.

Eskiden Twitter için ZenMate vpn kullanırdım; o da şimdi çok kısıtlanmış, paralı versiyona yönlendiriyorlar. Yeni bir eklenti falan kuracağım zaman 10 kere düşünür oldum artık. Neyse şimdilik giremediğim bir yer yok!

Aynen katılıyorum @gospodin'e. Geçen sene Stake imzasında böyle bir şey vardı. Yazılı bir kural değil bu aslında ama yöneticiler dikkat ediyorlar sanırım. Aynı hafta içerisinde aynı konuya 2'den fazla mesaj yazmıyorum ben mesela. Hele gün içerisinde aynı konuya çok çok nadir yazarım 2 mesajı! Şu bilinen ama yazılı olmayan kuralları bir yerde toplamak lazım maddeler halinde. Ben geçmiş sayfalarda birkaç madde yazmıştım; sorun yaşayan arkadaşlar için örnek olsun diye. Birilerinin şikayet ettiğini sanmıyorum @mandown'ı. Yöneticinin gözü alışmış, yüzlerce mesaj içinden (farklı dilde bile olsa) çıkartıp buluyor istemediği mesajları. Sohbetvari bir mesajlaşma istemiyor muhtemelen. Belki önemli bilgiler vermiş oluyoruz ama İngilizce yazmadığımızdan dışardan farklı görünüyor demek ki! 3-5 dakika arayla atılan mesajlar da hoş karşılanmıyor.

Özetle; En az 10 dakika arayla, farklı farklı konulara yazılacak olan minimum 1 tam satırlık mesajlar gerekiyor. İdeali ikidir ama arada 5 satırlık olur, 1 satırlık olur, ortalamaya vurduğumuzda 2 olması uygundur.

Edit: Önceki yazdığımı buldum: https://bitcointalk.org/index.php?topic=2542231.msg54702833#msg54702833

CZ'nin yazısını beğendim. Linki trendcoin paylaşmış yukarıda... Piyasaanın son 3-4 yılına güzel bir bakış olmuş. Sadece Binance özelinde değil, genel bir yazı olarak da bakılabilir. Az da olsa özeleştiri de içeriyor. Hepsini google ile çevirip okuyabilirsiniz. Binance'nin büyük saldırı yaşadığı zamana da değinmiş mesela şurada:


Bu olay dönüm noktalarından biriydi. Biraz daha ufak ölçeklisi 2018 yılında da yaşanmıştı diye hatırlıyorum. Her ikisinde de kriz fırsata çevirildi ve yola devam edildi. Bu işler için kullanılacak fondan da bahsedilmiş. İletişim doğru kurmak ve müşterilere "paran güvende" demek her şeyi değiştiriyor. "Saldırı olsa da paracıklarıma bir şey olmayacak" hissi yatırımcılar için hayati önemde!

Not: Yukarıda "BNB daha ne kadar yakılacak" diye sormuştu @jopen. Whitepaper'dan ve duyurulardan hatırladığım kadarıyla 100 milyon olana kadar yakılacak.

Bir proje, ufak ufak yükseldiği zaman göze çok çarpmıyor. Listelerin başında %100-%200 artışlar görmüyor çünkü çoğu kişi. Ancak takip edenler bir şeylerin yolunda gittiğinin farkında sadece.
Hal böyle olunca da çaktırmadan tırmanışa devam ediyor. CMC grafiğinde son 1 ay boyunca birkaç defa piramit çizmiş. 350-550 sat arasında dolanırken, doğru yerlerden alıp-satanlara güzel kazandırdı. Bu da risk işte; büyük miktarlarla oynanırsa, birkaç defa kazandırır ama sonra terste de bırakabilir. Kalbi sağlam olmayanlar, sadece alış yapıp bekleyebilirler. Bir de bakmışız ki 1 doları görmüş ;) Yine de elbette YTD!

Birkaç aydır alsam mı diye elim gidip geliyordu. Hep de böyle olur :) Geçen hafta 350 satoshiymiş, şimdi 1874 satoshi görmüş Binance'de!
Şu sitede bir bir açıklama paylaşılmış: https://coindar.org/en/event/syscoin-sys-big-news-30179
Ayın 23'ünde büyük haber geliyor şeklinde bir şey. Açıklama denmez de işte büyük bir şey varmış yakında... Atların geneline baktığımızda yoğun yeşillik göze çarpıyor bugün. Ama yine de temkinli yaklaşıyorum; alt boğası geldi diyemem henüz.

Not: @chemist35'in aşağıdaki sorusunun cevabı Verge (XVG).

Netflix, Türkiye'deki dizi çekimlerini durdurma kararı almış. Az önce birkaç haber sitesinde gördüm. Eşcinsellik içereren yapımlardan dolayı bir süredir baskı vardı üzerinde... Sanırım platform devam edecek ve bir kesintiye uğramayacak. Sadece yeni çevrilecek olan yerli yapımlar yayınlanmayacak. Resmi hesaptan bir duyuru paylaşılmamış şimdilik. Umarım tamamen ülkede yasaklanmasıyla son bulmaz bu gidişat.

25 bin liraya "çalışır durumda olan" ikinci el araç da kalmadı ki valla! Palio'lar bu fiyatta başlıyor mesela şu anda. Üretimleri 2002 yılında durduğundan, en günceli 2002 model diyebiliriz :)
Land Rover aslında çok iyi araba. Birkaç sene önce ikinci elini (tahminen 2005 modeller) 60-70 bine bulmak mümkündü. Şimdi ise 150 binden başlıyor 2005 modelleri.
Not: 100 bine kadar aradığını yukarıdaki yorumda sonradan gördüm. Ford Focus ya da Fiesta modellerine bakmanı tavsiye ederim hocam. Fiesta'nın 5 sene önceki modelleri ortalama 80-100 bin arasında.