Merit ve rütbe atlama konusunun başlangıcı buydu: https://bitcointalk.org/index.php?topic=2818350.msg28856522

Ama ben geçen gün son mesajı gördüm sonra rütbe atlamam için ne kadar merite ihtiyacım olduğuna bakma gereği hissettim 😀

Globaldeki konuyu görünce girip baktım, Hero Member olmama 31 merit kalmış 😀 Bu yıl biraz daha özen göstereyim foruma 😉

POS cihazlarında tüm işlemler komisyonlu olduğu için yasal yollarla kartla komisyonsuz kriptopara alabilmen mümkün değil.

"Sıfır komisyon" reklamı olan sitelerde de kripto fiyatı, piyasa fiyatından yüksek. Yani karta komisyon yok ama mal pahalı 😀

Kartla kripto satan siteleri kullanabilirsin. Ancak %4-5 komisyon ödeyeceğini hesaba kat.

likidite sağlayanlar (likidite havuzuna girenler) havuzdan ödül kazanma karşılığında havuza dahil olurlar. Örneğin CAKE/ETH havuzuna girdiğinizde CAKE ve ETH varlıklarınızı havuza emanet edersiniz. CAKE/ETH işlem çiftinde alım satım gerçekleştikçe havuza eklediğiniz varlık oranında havuzun gelirlerinden kazanç elde edersiniz. Ancak, burada risk aslında koinlerden sadece birinin değer kaybetmesi. Örneğin ETH hızla değer kazandı, sizin havuza eklediğiniz ETH miktarı azalacak, CAKE miktarı artacaktır çünkü CAKE/ETH işlem çiftinde işlem yapanlar değeri artan ETH'e geçmek için CAKE satacaktır. Bu durumda sizin havuza koyduğunuz ETH miktarı azalırken CAKE miktarınız artacaktır. Ancak bu hareketli havuzda daha fazla işlem gerçekleştiği için siz işlem komisyonlarından daha fazla pay alacaksınız.

Havuza likidite sağlamak, elinizde X ve Y coinden fazla miktarda varsa ve bunları uzun vadede saklamak istiyorsanız mantıklı. Çünkü havuz, sizin elinizdeki varlıkların (havuza eklediğiniz X ve Y coinler) dolar karşılığında değerini değil de adedini baz aldığı için havuza eklediğiniz tutar azalmazken, eklediğiniz koinler dolar bazında değer kaybedebilir.  Eğer siz bu koinleri uzun vadede saklamayı düşünüyor, havuzdan elde edeceğiniz geliri de HODL etmeyi düşünüyorsanız (yani tuzunuz kuruysa) likidite havuzları size iyi bir pasif gelir kaynağı olabilir.

Ancak kısa vadeciyseniz, havuzdan geleni bozdururum, masraflarımı karşılarım deyip bir de içerideki varlıklarımın değeri de azalmasın diye düşünürseniz, likidite havuzları size göre değil. Hiç bulaşmayın...

Merit sistemi geldiğinden ve rütbe yükseltmek neredeyse imkansızlaştığından beri foruma katılım her geçen gün azalıyor. Evet yine arada newbie hesapları görüyoruz. Bu hesaplar mesaj atmak girişiminde bulunuyor ama genelde forumdan bilgi almak isteyen, amacı soru sormak, derdine çare bulmak ya da bir şeyler öğrenmek olmayan newbie hesaplar kısa sürede hayalet hesaba dönüyor. Üstelik eskisi gibi bonkör imza kampanyaları da olmayınca, yan hesaplarla post kasmak, mesaj adedini artırmak için sağa sola sataşmak da bir anlam ifade etmiyor. Bu da doğal olarak forumdaki mesaj kalitesini olumlu etkiledi.

Mükemmel mi? Elbette değil ancak eskisi gibi günde 300-500 çöp paylaşım okumaktansa, forumdan gerçekten faydalanmak isteyen 20-30 kişiyle iletişim kurmak çok daha kabul edilebilir ve çok daha keyifli. En azından forumda zaman geçirmenizin bir anlamı oluyor.

Bildiğini paylaşmaktan çekinmeyen, Türkçe foruma katkı sağlayan herkese katkılarında dolayı teşekkür etmek istiyorum...

ilk sırada Simpsonları görünce yapıştırdım Merit'i 😀 CNBC-E bana ingilizce öğreten kanal. Çok severdim. Çoğu diziyi kaçırmadan izlerdim...

O zaman merkezi platformlarda işlem yaparken bunu dikkate almanız gerekiyor ne yazık ki. Gri alanda, kimse ne yapması gerektiğini bilmediği için şirketler kendilerini garantiye almak için şartları (kullanıcıları) zorluyorlar. Yoksa cezalar çok yüksek.


Orası da genelde hacimsiz, yeni çıkmış, şüpheli projeleri listelemiyor mu? Orada işlem yapanların amacı vurkaç yapmak 😀 Bunu borsa yapınca neden itiraz ediyorsunuz 😀 (Bu tamamen şaka!) Riskli platformlarda işlem yaparken, başınıza gelecekleri bile bile işlem yapıyorsunuzdur. Gözü kapalı güveniyorsanız zaten kaybetmeyi baştan göze almış olmuyor musunuz? Bunu doğrudan sizin için söylemiyorum tabi, genel davranış bu yönde. Herkes para kazanma peşinde para kaptırıyor...

@Pierre 2, ilk mesajı attığı gün Solana ($SOL) 110$, Ethereum ($ETH) ise 2791$ ile güne başlamış. Solana şu an 23.38$, Ethereum ise 1545$

Biri 4'te 1'e düşmüş, diğeri anca yarısında. Sadece fiyat olarak bakarsanız bile Solana'nın Ethereum'u geçme ihtimalinin olamayacağını görmüşüz.

Teknoloji açısından bakarsak, ayda bir duran Solana blokzinciri ile üzerinde 15 binden fazla dijital varlığı (token, NFT vs.) barındıran dev bir ekosistemi kıyaslamak çok mantıklı değil...

@mandown ben BtcTurk'ten ayrılalı 1 sene oldu ama sorunu yanıtlayayım.

Bu konu sadece BtcTurk, Paribu vs. Turk borsalarıyla ilgili değil Binance TR'de de aynı sorunu yaşayabilirdin (yaşayabilirsin)

Bunun nedeni platformun şüpheli işlem algoritması. Yani senin yatırma/çekme, alım/satım hareketlerin arka planda takip ediliyor. Alarma takılınca, hesabın otomatik olarak bloke ediliyor.

Türkiye'deki platformların bu konuda artısı "parana çökme" diye adlandırdığımız riskin olmaması. Çünkü kanun var. Ama tabi, senin de gelirinin kaynağını belgeleyebiliyor olman gerekiyor.

Yurtdışı platformların "dolandırıcılığı önleme" (fraud prevention) sistemleri ise daha acımasız. Direkt hesabı kapatıyorlar. Forumda Binance tarafından "sebepsiz" hesabı kapatılan kullanıcıların açtığı başlıkları görebilirsin.

Ben olsam, kanuni haklarımı arayabildiğim platformun aldığı önlemlerden korkmazdım. Ha ama diyeceksiniz ki "bu kriptonun doğasına aykırı" E o zaman merkezi borsada işlem yapmanız başlı başına kriptonun doğasına aykırı değil mi? Türk Lirası, Amerikan Doları vs. itibari parayı kullanmaya devam ettiğimiz ve merkezi sistemlere bağımlılığımızdan kurtulamadığımız sürece bu tarz şikayetleri "kriptonun doğası" ile ilişkilendirmenin bir anlamı yok arkadaşlar. İşin içine TL giriyorsa, TL'nin bağlı olduğu kanunlara uymak zorundasın. Başka bir seçenek yok.

Herkes Türkiye'deki borsaları gömmüş ancak hepiniz Türk kripto borsalarının neden globaller kadar gelişemediklerini atlamışsınız.

Birincisi Türkiye'de neidüğü belirsiz bir ortam var. Bugün tamam geç kardeşim, bakmıyorum diyen yönetim yarın "gel bakayım sen, ben bakmıyorken bi boklar yemişsin, hesabını" ver diyebilir. Bu belirsizlikte ve hatta korku ortamında hiçbir aklı selim yatırımcı yatırım yapmaz, ürün/hizmet geliştirmeye cesaret edemez.

Ha Türkiye bu anlamda sıfır mı? O da değil. BtcTurk, Paribu, Icrypex, Bitexen, Fexobit vs. ellerinden geleni yapıyorlar. Belirsizlikte ürün/hizmet sunmaya çalışmak, personel istihdam etmek ne kadar mümkünse o kadarını yapıyorlar. Kuşkunuz olmasın.

İkincisi, eğer globalde kaldıraçlı işlemler olmasaydı kaçınız o borsalara kripto paranızı emanet edip her gün o borsalarda al/sat yapardı? Bugün dünyanın en büyük borsası kabul edilen Binance'e bile tam anlamıyla güvenemiyorken, neden risk alıp, kanuni haklarınız olmadığını bile bile paranızı emanet ediyorsunuz? Daha fazla kazanç için değil mi?

Peki aynısı Türkiye'de olsaydı ne yapardınız? Muhtemelen tercihiniz Türk platformlar olurdu ve o platformların hacimleri şu ankinin 10-15 katı olurdu. İnsanlar yurtdışı platformları daha fazla para kazanmak için tercih ediyor. Türk platformlar ile global platformlar arasında ürün bazında ciddi anlamda fark var. Türkiye'de kaldıraç, staking, landing vs. olsa yurtdışına gidenlerin sayısı ciddi anlamda düşerdi emin olun.

Türkiye'deki platformlarda hacim yok, o yüzden spottan alım satım için globallere gidiyoruz diyen varsa önce bi dursun düşünsün. Sen almazsan, ben almazsam Türkiye'de hacim nasıl olacak? 😉

Bilmem farkında mısınız ama son 6 aydır insanlar deli gibi para harcıyor. Harcayacak parası olmayan kredi kartına abanıyor. Kredi kartı olmayan kredi çekiyor. Çünkü bankalar (sanki talimat almış gibi) tahsilatını yapmayacakmışçasına kredi veriyor, kredi kartı limiti artırıyor. Şu an marketin önünden geçmeye kalksanız 250TL çıkıyor cebinizden. Alışveriş yapayım, evin eksiğini alayım deseniz 1000TL. O yüzden herkes her bulduğu ucuz ürünü vakit kaybetmeden satın alıyor. Bugün alamadığınız şey yarın %50 daha pahalı. Herkes stokçu oldu ya da olacak; olmak zorunda...

Hayat pahalı değil, biz fakiriz demek isterdim ama artık bu önerme de geçersiz. Hayat, gerçekten pahalı. Resmi enflasyon %85, gerçek enflasyon %175. Bugün 1 liraya aldığın şey yarın 1,5 lira oluyor. Almak için aklından geçirdiğin bir şeyi bugün almazsan yarın en az %50 daha pahalı almak zorunda kalıyorsun.

Sadece yeme içme, giyinme pahalı olsa yine iyi. Artık barınma da ciddi bir problem haline geldi. İstanbul'da "insan gibi yaşayabileceğin" 2+1 evin kirası 15.000TL Şaka değil. 10.000 liraya 1+1 ev bulamıyorsun ya da Esenyurt, Sultangazi gibi iş yerine 2 saat uzakta, akşam eve dönerken sürekli arkanı kollayarak yürümen ve eve girince kapıya 2-3 kilit birden takman gereken semtlere gitmen lazım.

Ne bok yiyeceğimize dair en ufak bir fikrim yok açıkçası. Çaresi olan, çıkışı bulan varsa aydınlatsın..

Mobil cüzdanlar 3. parti servislere bağlı çalışır. Çevrimdışı olarak cüzdan oluşturamayabilirsiniz. Kaldı ki, uygulamayı kurarken zaten internete bağlanacağınız için zaten cihazı dış dünyaya açmış oluyorsunuz. Bu şekilde güvenlik risk oluşturma olasılılığı düşük tabi ki ama hiç yok değil.

Çevrimdışı olarak cüzdan oluşturmanıza izin veren mobil cüzdan bulursanız (ben denemedim) adresleri aldıktan sonra o adrese istediğiniz kadar BTC gönderebilirsiniz.

Unutmayın! Bitcoin cüzdanda değil blokzincirinde saklanır. Yani siz isteseniz de cüzdana gelmez! Cüzdanda sadece o varlığın sahipliğini ispatlayan özel anahtarı (private key) saklanır. Cüzdandaki bakiyeyi görmek için adresi gezgine (blokchain.com, blockchair.com vs.) yazmanız yeterli. Cihazı internete bağlamanıza ve 3. parti servisi kullanmanıza gerek bile yok.

Güzel fikirmiş 😉 Eline sağlık

Fiziksel mağazanın işletme gideri ile çevrimiçi mağazanın işletme gideri aynı olmadığı için, mağazada ürünlerin daha pahalı olması gayet normal.

Zaten pandemi dönemiyle birlikte çoğu "akıllı marka" tüketicinin ürünü mağazada deneyip, internetten sipariş verdiğini çözdü. Bu nedenle internet mağazalarında daha uygun fiyatlar, daha fazla kampanya var.

Mağazada deneyin, internetten sipariş verin 😀

Ama yine de "ben alacağım ürüne dokunmak, görmek, hemen satın almak isterim" diyenler olacaktır. Böyle takıntılarınız varsa, daha fazla ödemeyi de göze almanız gerekiyor. Neden mi? Asgari ücret %55 artırıldı. Özel sektörün işçi maliyeti %70 arttı. Bunun altından ya daha mağaza, daha az işçi ile ya da tüketiciye yansıtarak kalkabilirler.

Yurtdışından iphone 14 ve 14 plus almak istiyorsanız herhangi bir Apple mağazasından (stoktan) teslim alabiliyorsunuz.

Cihazı, kendiniz de alabilirsiniz, bir tanıdığınız da getirebilir. Ancak, cihazı getirecek kişinin son 3 takvim yılı içerisinde (2020-2021-2022) üzerine kayıtlı telefon olmaması gerekiyor. Artık her bavul havaalanı çıkışında XRAY'den geçiriliyor ve akıllı telefon olup olmadığı kontrol ediliyor.

Eğer pasaportunuza kayıtlı telefon varsa (yani IMEI kayıt hakkınızı kullanmışsanız) telefona 3 yıllığına el konuluyor.. El konulan telefon için size belge veriliyor, yurt dışına çıkacağınız zaman veya 3 takvim yılının sonunda (IMEI kayıt hakkı kazandıktan sonra) gümrükten teslim alabiliyorsunuz.

1 Ocaktan itibaren IMEI kayıt ücreti 6000TL, yurtdışı çıkış harcı da 300TL olacak. O yüzden daha ucuza akıllı telefon almak için son 5 gün.

Bu arada, Gürcistan'dan alınan telefonların tamir görmüş, 2. el telefonlar olduğu ortaya çıkıyor. Apple (ya da hangi cihazı alacaksanız, yetkili) mağazası haricinde telefon almayın!

Ayrıca, iPhone 14 Pro ve Pro Max, hiç bir Apple mağazasında yok! Ben İtalya'da 4 şehir 5 mağaza, Almanya'da 2 mağaza, Avusturya'da 1 mağaza ve Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Hırvatistan'da teknoloji mağazalarını dolaştım ama bulamadım. Apple'ın internet sitesinden Avrupa'da ikamet eden arkadaşın adresine sipariş verdim. 3 haftada teslim edildi. Hem fiziksel hem de eSIM için imei kaydını yaptım. (1 kayıt ücreti ödedim)

aynı anda 3 imei kaydı yapabiliyorsunuz. Çinli cihazlarda 3 imei'li olanlar var. iPhone'larda 2 imei var (Avrupa ve uzak doğu cihazlarda fiziksel + eSim veya ABD cihazlarda 2 eSIM) ikisini de tek ödeme ile kaydedebiiyorsunuz.

Enflasyonun %85'ten %60'a düşmesi matematiksel olarak düşüş kabul edilebilir ancak tüm dünyada enflasyon ortalaması %10-11 seviyelerindeyken bizdeki enflasyonu başarı olarak göstermek daha büyük bir başarıdır bence...

Nano X, piyasada kriptopara sahiplerinin %95'inin ihtiyacını karşılayabiliyorken böyle bir ürün piyasa sürmek bence Applevari bir pazarlama stratejisinden öteye geçmemiş.

eInk büyük ekran çok şık görünüyor. Ama ekranı korumak işinizi zorlaştıracak. Ayrıca, eInk ekrana dokununca iz kalır. Parola girdiğinizde %100 güvenliği sağlayabilmeniz için tamamen izole ortamda olmanız, cihazın uzun süre kimsenin eline geçmeyeceğinden %100 emin olmanız gerekiyor. ( Nano X veya Nano S modellerinde böyle bir sorun yoktu )

Bazı arkadaşların da değindiği gibi Safepal S1 modelinde olan kameranın Ledger'da olmaması, cihazın %100 çevrimdışı olmasının önüne geçiyor. Safepal'i internete bağlı bir cihaza bağlama riski olmadan işlem imzalayabiliyorsunuz. Üstelik Safepal çıkalı kaç yıl olmuş. Blockstream'in donanım cüzdanında da kamera var. Ledger bu konuda geride kaldı.

Ayrıca, herkesin gözardı ettiği, atladığı bir konu var: Güvenli olan donanım cüzdanının kendisi. Donanım cüzdanına aracılık eden Ledger'ın servislerinin %100 güvenli olduğunu düşünen varsa yanılıyor. Sonuçta, Ledger'ı veya diğer bir donanım cüzdanını güvenli tutacak olan kullanıcının kendisi. O yüzden ABC marka ile XYZ marka arasında çok büyük bir fark yok. (Ancak, birden fazla anahtar kelime yediği sunan Shamir yedekleme yöntemini destekleyen Trezor'da güvenliğin biraz daha üst düzeyde olduğunu söylemekte fayda var.)