Diziyi izlemedim henüz ama çok mükemmel olmasını zaten beklemiyorum. Çünkü herkesin ilk 5'ine rahatlıkla girebilecek bir seriye bağlı bir dizi olduğu için beklentiler tavan yapmış durumda. Yine de görüntüdür, oyuncudur takılmayıp hikayenin sarmasını bekliyorum. Zamanımı seve seve verebileceğim bir dizi. İsmi yeter.
İlk yorumumda beklediğim şeyi izlediğimde hissettim. Hikayenin saracağına şimdi daha çok eminim. Çoğu kişi beğenmemiş hem burada hem de sosyal medyada yorumlara baktım tabi herkesin beğenisi farklı. İlk bölümü biraz önce izledim beğenmedim diyemem. Gayet de akıyor dizi. Zaten beklentiyi çok üstte tutmanın anlamı yok. Daha çok sezonu var dizinin. Bana orta dünyanın hikayelerinden bahsedip aynı Yüzüklerin Efendisi'nde olduğu gibi o ortamın içine almayı başarırsa ki ilk bölümde bunu başardı, o yüzden geçerli not veriyorum diziyi eleştiresim gelmedi.
|
|
|
Piyasada olmayacak bir şey yok ama asıl nokta eğer düştü diyelim orada ne kadar kalabilecek? @ZekiBeyy 'in dediği maddelerden güven ortamının sağlanması asıl zamanı alacak madde o. Dolar 9'a insin hayatında dolar alıp satmamış bir kişi arabasını satıp dolar almaya koşar yine sabit kalmaz. Asıl mesele doğru adımlar atmak ve piyasada kaybolan güveni tekrar sağlayabilmek. O da kısa vadede mümkün görünmüyor.
|
|
|
Son günlerde epey futbolcu gitti GS den. Beni en çok Fenerbahçe şaşırttı. Adam akıllı forvet yine almadılar. Olası puan kayıtlarında bu sorun gün yüzüne çıkacaktır. Bruma gibi düşüşte olan bir futbolcuyu hangi akla hizmet aldıklarını anlamış değilim. Adam yattığı yerden para kazanıyor. Bir de abi Türkiye de oynadı diye jeden hiden topçuları geri alıyorsunuz. Bruma son örneği
Brumayı aldık bir de brumayı kadro dışı bıraktık akıldan noksan hareketler yapıyoruz vallaha çözemedim ben bizimkileri 3 hafta sakatmış ama onun için 1 devre geride kalması saçma oldu madem öyle neden alıp para veriyorsunuz bu adama Bruma konusunda yönetimin 4 sene olmasına rağmen hala acemiliğini görüyoruz resmen. O değil de her şeyi geçiyorum ben Michy Batshuayi konusunda o kadar iyi hislerim var ki. Umarım yanılmam. İşyerinde Perşembe'den beri Mişiiiii diye geziyorum ![Cheesy](https://bitcointalk.org/Smileys/default/cheesy.gif) Şu vuruşa şu gole bi bakın ![Cheesy](https://bitcointalk.org/Smileys/default/cheesy.gif) ![](https://ip.bitcointalk.org/?u=https%3A%2F%2Fi.hizliresim.com%2Fgpz90ay.png&t=663&c=TTLjVLULey0jog)
|
|
|
Hakem hataları olmasa ilk yarı koparabileceği bir maçı Beşiktaş'ın elinden aldılar. Şuna da değinmek lazım. Stoper alıyorsun hala orada Necip oynuyor. Pas hatasından gol yiyorsun sonra toplaman zaten çok zor. Net penaltısı verilmedi Beşiktaş'ın, aynı zamanda Beşiktaş'lı Saiss hava topu sonrası direkt rakibin dizine ayağıyla iniyor. Bilerek veya bilmeyerek yapıyor ama kırmızı verse bir şey denmez. Kaleci konusuna gelirsem Ersin'in sözleşme yenilememe durumu yüzünden oynatılmıyormuş. Hazırlık kampında kötüydü ama şampiyonluk yaşamış bir kaleci bu maçı kurtarabilirdi. Diğer kaleciyi de kötülemiyorum ama yönetimin bu sorunları giderebilmesi lazım. Bir de Muleka'nın 57. dakikada çıkmasını anlayamadım sakatlandı mı orayı kaçırdım. Eğer sakatlık yoksa o adam oyundan alınmaz. Maçın her dakikasında gol potansiyeli en yüksek adam.
En nihayetinde hakemler maçın nereye gideceğini tayin ediyor. Sonrasında yaşananlar hikaye artık. Bugün Beşiktaş'a yarın Fener'e ya da başkasına yaparlar. Her maçı izlerim süper ligde ve hakemler o kadar çok belli ediyor ki maçı kime vermek istediklerini. Çok nadir istediklerini yapamıyorlar.
Keşke yabancı hakem sistemi gelse hocam. yemin ederim daha adil bir düzen olur buna eminim. Türkiyede öyle bir durum var ki yerli hakemler maçı bir takıma vermek istedikten sonra kimse onları engelleyemez. bariz hatalı pozisyonda bile var sistemine gitmeyi reddedenler çıkıyor mesela. bu şekilde hakemlikten kime ne fayda gelir acaba soruyorum size? Bir futbol zevkim var izlemekten vazgeçemiyorum ama şunları her hafta gördükçe çıldırıyorum. Geçen hafta VAR'a gitmeyen hakemler vardı. Pozisyonun tartışılır tarafı yoktu hem de. Asıl sorun bariz bir hatayı yapıyorlar sonra da yapay zeka hakemleri atıyormuş deyip onun arkasına sığınmaya başladılar. Neyi beklicez biz şimdi bu hakemlerin emekli olduktan sonra spor kanallarında yaptıklarını itiraf etmelerini mi anlamıyorum. İşin içinde büyük paralar olduğu için ve iddaa söz konusu olduğu için bu olayların bitme olasılığı yok. Maalesef ki bu şekilde de devam edecek. Zaten sonucunu Avrupa kupalarında görüyoruz. Geçen sene şampiyon olan takım maçın başında 10 kişi kalan takımı yenemeyip ülke puanı alamıyorsa bizim lig zaten yerlerde demektir. Geçen haftaki maç en yakın olduğu için o örneği verdim yanlış anlaşılmasın.
|
|
|
Şu giden isimleri görünce içim tekrardan bir rahatlamayla doldu. Ne kadar kötü bir kadroya sahipti Galatasaray Fatih Terim döneminde toplanan oyuncular iyi ki de kurtulmuşuz bunlarla olmazdı, en başında da olmuyordu da neyse. Güzel bir transfer dönemi geçirdi takımlar bu sezon, özellikle Galatasaray dediğin gibi Icardi ve Mertenzle transfer sezonuna damgasını vurdu. Biraz Sergio Oliveria'dan şüpheliyim, Kasımpaşa maçında ilk golü onun kaptırdığı toptan yedik ve önceki haftada oldu, paslaşmalarda çok ağır kalıyor, hata yapıyor.
Galatasaray gerçekten futbolcu yükü olarak aşırı hafiflemiş durumda en azından ben öyle görüyorum şu an Galatasarayı. Herkes Galatasaray çok para harcadı zannediyor da Ali Koç, Galatasaraydan daha fazla para harcadı şu transfer döneminde. Ayrıca giden oyuncuların maaş yüklerinden de kurtulduğu için bir nebze yeni transferlerin yüksek maaşlarını karşılaşabilirler. Artık takım taraftarları olarak gelenden çok, beleş maaş alan yatıp futbol oynadığını sanan bir çok isimden kurtulmanın sevincini yaşıyoruz. Gereksiz maaş yükleri futbolcu sınırlamalara falan derken öyle bir bağlıyor ki bazıları takımların ellerini ve sonunda da bedavadan parayı alıp gidiyorlar. Takımlar planlı programlı hareket etmeli. Her sene yaşıyorlar bunları ve akıllanmıyorlar. Umarım daha planlı transferler ve işler yaparlar.
|
|
|
Hakem hataları olmasa ilk yarı koparabileceği bir maçı Beşiktaş'ın elinden aldılar. Şuna da değinmek lazım. Stoper alıyorsun hala orada Necip oynuyor. Pas hatasından gol yiyorsun sonra toplaman zaten çok zor. Net penaltısı verilmedi Beşiktaş'ın, aynı zamanda Beşiktaş'lı Saiss hava topu sonrası direkt rakibin dizine ayağıyla iniyor. Bilerek veya bilmeyerek yapıyor ama kırmızı verse bir şey denmez. Kaleci konusuna gelirsem Ersin'in sözleşme yenilememe durumu yüzünden oynatılmıyormuş. Hazırlık kampında kötüydü ama şampiyonluk yaşamış bir kaleci bu maçı kurtarabilirdi. Diğer kaleciyi de kötülemiyorum ama yönetimin bu sorunları giderebilmesi lazım. Bir de Muleka'nın 57. dakikada çıkmasını anlayamadım sakatlandı mı orayı kaçırdım. Eğer sakatlık yoksa o adam oyundan alınmaz. Maçın her dakikasında gol potansiyeli en yüksek adam.
En nihayetinde hakemler maçın nereye gideceğini tayin ediyor. Sonrasında yaşananlar hikaye artık. Bugün Beşiktaş'a yarın Fener'e ya da başkasına yaparlar. Her maçı izlerim süper ligde ve hakemler o kadar çok belli ediyor ki maçı kime vermek istediklerini. Çok nadir istediklerini yapamıyorlar.
|
|
|
Verilerle oynandığını düşünmeden değerlere bakabilmek bile güzel olmalı. Hatta değerde ufak bir oynamayla bir çok yardım paketleri kira, eşya, çocuk yardımı gibi durumların gerçekleşmesi muazzam bir şey gibi görünüyor. Çok ilerideler bizden maalesef. Belki onlar için çok basit bir şey ama bize çok lüks görünüyor. Birçok konu açabilirim ilgilendiğim konular açısından ama elimde resmi olarak koyabileceğim TÜİK verileri var ve güvenilirliği yönünden birçok kişi burada hemfikir. O yüzden bir istatistik konu olduğunda duruma farklı bakıyorum ve elle tutulur kaynaklar bulmaya çalışıyorum. Konuyu çok dağıttım ama verilerde oynama olduğunda o konuda çalışan insanların hevesleri öyle bir kırılıyor ki yapılan çalışmanın değeri değersize yakın oluyor.
Özet geçersem Avrupa'da işsizlik oranın değişmesi için oluşan bir ortam yok en azından bizdeki gibi plansız işlemiyor olay.
|
|
|
Sayı arttıkça kalite düşer her şeyde olduğu gibi. Nüfusun plansız olarak artması sonucu ortaya çıkması kaçınılmaz istatistik. Şartlar bakımından az biraz iq'sü yüksek kişiler dünyaya getirecekleri çocuğun binbir türlü aşamasını düşünüp zar zor karar verirken diğer tarafta üremeyi hedef edinmiş bir insan toplulukları varken çok da şey yapmamak lazım. Düşer de düşer.
|
|
|
Yeni salça fiyatlarını gördünüz mü ?
Zincir marketlerdeki 650 gram biber salçası Ocak Şubat aylarında 8,90 liradan satılıyordu 10 gün öncesine kadar 17,90 liradan aldığım salçanın bir kaç gün önce yaklaşık 30 liraya çıktığını gördüm. Temel gıda maddesi 3 katını geçmiş durumda sorsanız enflasyon %80 derler hiç yüzleride kızarmadan bir yalanı ne kadar rahat herkese söyleyebiliyorlar. Sanırım kendi söyledikleri yalana bir süre sonra kendileri inanmaya başlıyor. Kısaca son bir yılda hemen her şeyin fiyatı 2-4 kat arttı sadece poşet dışında o hâlâ 25 kuruş ve KDV'si 18.
Gördüm, artık marka seçmeyi bırakalı zaten çok oldu da iyice ne olduğu belirsiz şeyler almaya başladım ya salçadır sanki nolcak diyorum ama öyle değil işte. Maaşa gelen zamma bakıyorum diğer ürünlere gelenlere bakıyorum kiralara bakıyorum bunların kendi yalan söylemlerine kendilerinin inandığına ikna oluyorum. Poşet mevzusunu dillendirmeyin hocam aman diyim.
|
|
|
Olmaz dediğimiz şey oldu. Beklenmedik yerde turnuvaya veda ettik. Son toplarda heyecan mı desem şansızlık mı desem söylenecek bir çok şey olabilir ama bazen ne kadar istersek isteyelim olmuyor.
|
|
|
Fenerbahce started their Europa League groups with 3 points. Kyiv, who took the field with an understanding far from playing football, did not deserve 3 points. The team, which constantly plays with their time-wastering behavior and constant fouls, does not deserve to play in any cup. All Lucescu says to his team is to foul hard and pass the time. But the team of Jorge, who wanted to play good football, gave the necessary answer. I would like to thank Fenerbahçe for reminding us that football is a beautiful game.
|
|
|
Konser esnasında bu olay yaşansa sonuçlarını düşünmek bile korkunç. Ucuz atlatılmış ve kimsenin de canına bir şey gelmemiş. Yaralanan kişi de umarım en kısa zamanda iyileşir. Bu tip etkinliklerde yapılan her çalışmada güvenliğin en üst seviyede tutulması gerekir. Geçmiş olsun.
|
|
|
Bugün 20:00'de Apple "Gelecek Zaman'' ismini verdiği etkinliğinde iPhone 14'ü tanıttı. Tabi ki merak ettiğimiz şeylerin başında fiyatı geliyor. Çıkış fiyatları aşağıdaki şekilde. iPhone 14: 30.999 TL iPhone 14 Plus: 34.999 TL iPhone 14 Pro: 39.999 TL iPhone 14 Pro Max: 43.999 TL ![](https://ip.bitcointalk.org/?u=https%3A%2F%2Fi.hizliresim.com%2Ffasjoh7.png&t=663&c=Jx1u-Co4uTmqCA) ![](https://ip.bitcointalk.org/?u=https%3A%2F%2Fi.hizliresim.com%2Fhska0l2.png&t=663&c=3DPiVYHgcTFAoA)
|
|
|
Benim annem babam ( annem oradan emekli babam Türkiye şimdi döndüler ama) yaklaşık 20 yıl kaldılar ama bana gitmek nasip olmadı. Hep onları Antalya dış hatlardan aldım dış hatlara bıraktım. Dayım ve 2 teyzem var ve benim içimden hâlâ gitmek gelmiyor. Yazdıklarım başlıkla alakalı değil ama benim aklıma bunlar geldi. Durumu bilen bir çok kişi sen neden gitmedin dedi ama benim oraya gidip yerleşip yapacağım bir iş yok. Gezmeye gitmekte hiç içimden gelmedi.
Benim de yazdığım başlıkla alakalı olmasın, yazınızı okuduktan sonra aklıma gelen bildiğim birkaç cümle paylaşayım. İnsanın içi fısıldarmış kendisine. Kimi ister, kimi istemez ama onu belirten içiymiş insanın. O yüzden içinden ne geldiyse en doğrusu oymuş. Kimin ne dediği önemli değil.
|
|
|
Normalde Cuma mesai çıkışı tam hafta sonu moduna girmişken paylaşmayı düşünüyordum ama bekleyemedim. Diyelim ki bu hafta sonu Avusturya'ya gittiniz ve linklerini paylaşacağım sitelerden alışveriş yapacaksınız. Kısa bir süre de olsa oradaymışız ve bu ürünlere bu fiyatlarla ulaşma şansımız varmış gibi düşünmenizi istiyorum. Neleri alırdınız gibisinden bir şey sormuyorum sadece girip kafa dağıtmak için farklı yollardan biri. Ben ara ara liste yapıyorum, bizim bulamayacağımız ürünleri görüp inceliyorum. Farklı bir his. Belki seven olur vakit geçirmek isteyen olur diye paylaşıyorum. https://geizhals.at/https://www.idealo.at/
|
|
|
Öncelikle @Gencecikmen bu güzel tecrübelerinizi paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Gerçekten unutulması imkansız anılar biriktirmissiniz ve kendinizi ciddi anlamda gelistirmissiniz.
30 yasin üstündeyim diye karalar baglamamak lazim. Bu tarz projelerin katılımcısı olmak yerine koordinatörlüğünü gerçekleştirerek katılım saglanilabilir. Örnek veriyorum Türkiye'de doğu bölgesinde yer alan sevgi evlerinde kalan miniklerimize yönelik teknolojik okur yazarlık ve programcilik üzerine bir proje yazıp bunu ifa edebiliriz buradan bir ekip oluşturup ve ab ülkelerinden ve Turkiyeden katılımcıları dahil ederek hem ülkemizin gençlerinin geleceğine yön verebilir hemde böyle bir etkinlikte rol almış olabiliriz. Keza KA Training programlarında paydaş ülkelere giderek yine koordinatör sıfatıyla etkileşimde bulunulabilir.
@meser hocam haklı bir noktaya değinmişsiniz. AB, 30 yaş ve üstü kişilerden artık projelerin katılımcısı değil tecrübesi ile organizatörü olmasını bekliyor. Organizasyonu yürüten kişilerde 3-5 günlüğüne gidebiliyor. Gençlik projelerinde de 30 yaş ve üstünü proje lideri olarak görevlendiriyorlar. Aslında 30 yaş ve üstünü yok saymıyorlar, yeni fırsatlar açıyorlar. Ülkemizdeki gençlerin yurtdışına gitmek için ne kadar çabaladığını düşünürsek bu paylaştığınız bilgiler altın değerinde bundan dolayı size teşekkür ediyorum.Meser hocam esc projesi için sizden 18-30 yaş arasında olmanız dışında bir şart aramıyorlar ancak bu projeler için bildiğim kadarıyla 7 kişilik kontenjan açılsa bile 500-600 kişilik bir başvuru oluyor bundan dolayı başvuranların çok önemli bir bölümü maalesef hayalkırıklığına uğruyor.Açıkcası bu projelerde kendinize katabileceğiniz en önemli şeyin kültür+yabancı dil olduğunu düşünüyorum şansınız ne kadar düşük gözükse de mutlaka denemelisiniz.
@judas hocam haklı bir isyanda bulunmuşsunuz. Size kendi tecrübemden yola çıkarak o problemi nasıl aştığımı anlatayım. 1000'den fazla kez ESC ve Avrupa Gençlik Projelerine başvuru yapıp red aldıktan sonra yerel de yapılan gönüllülük projelerine başvurdum. Elazığ, Ankara, İzmir, İstanbul, Adana gibi ülkenin çeşitli yerlerinde gönüllü çalışmalarda bulundum. Bu çalışmalar sırasında bu gönüllülük organizasyonunu yapan kişiler ile haşır neşir oldum. Dernekler buradan sizi yurt dışına yollarken akıllarında en büyük soru bu kişi orada bizi rezil eder mi oluyor. Bu yereldeki gönüllülük projeleri kapsamında güvenlerini kazanınca, evde otururken yerel de projesine katıldığım bir kişi arayıp bizim arkadaşların İspanya'da 10 günlük Gençlik Projesi varmış senin adını vereyim mi uygunsan teklifi almaya başladım. Sonra onun arkadaşı başka bir proje için başka arkadaşına adımı önerdi. Bu ağ böylece genişledi. O yüzden başvurup red alan arkadaşlar üzülmesinler, sistemlerini değiştirsinler. Eğer organizatörlerin güvenini kazanırsan her daim proje size gelir. Dün ESC ile ilgili tecrübelerimi yazarken şimdi bir noktayı atladığımı fark ettim. Örnek veriyorum İspanya'da projedesiniz. Bir ay sonunda organizatörünüz ile aranız iyi. Haftalık 20 saatlik gönüllülüğünüzü pazartesi ve salı günü 8 saat çarşamba da 4 saat çalışarak tamamlayıp. Haftanın geri kalan dört buçuk gününde Avrupa'yı gezebilirsiniz, özellikle Ryanair, İnterrail ve couchsurfing gruplarını takip ederek. ESC ile gittiniz, diliniz gelişti, Avrupa'yı da dolaşıyorsunuz ama nasıl orada kalıcı olacaksınız? - Avrupa'yı dolaşırken her dolaştığınız şehirdeki üniversite ile görüşme yapmalısınız yüksek lisans veya doktora için. Mail veya online yollar yerine yüz yüze görüşme size daha fazla burs imkanı sağlıyor. - Malta, Yunanistan ve Romanya genellikle bir çok şirketin müşteri hizmetleri operasyonlarını yaptıkları yer. Yani bir çok markanın çağrı merkezi orada. Her daim bu şirketler Türkçe ve İngilizce bilen eleman arıyorlar. Mail veya kariyer siteleri yerine doğrudan gidip görüşmek çok avantaj sağlıyor. Şirketler Türkiye'den sizi getirmek yerine hali hazırda orada olan birini tercih ediyorlar. - ESC dönemi boyunca dolaştığınız her ülke her şehirdeki iş fırsatlarına hem kariyer sitelerinden başvurun hem de üstüne gidip yüz yüze başvurunuz. Fransızcası çok iyi olan bir arkadaşım, Ankara'dan birçok Fransız kariyer sitesinden iş başvurusuna başvurdu. Büyük ihtimalle binlerce başvuru yaptı, umdu kırıldı. Fransa'ya gittikten sonra iş yerleri ile tek tek görüşme yaptıktan sonra bu sefer kendisi işleri seçmeye başladı. Çünkü Ankara'dan başvurup ret yediği işlerin bu sefer hepsinden kabul aldı. - ESC döneminiz boyunca orada bulunan organizasyon ve çevresinin güvenini kazanırsanız, oradaki organizasyon yapan bir çok insanda Türkiye'de gençlerin yaşadığı zorlukları biliyor. O kişiler de sizlere elinden geleni yapıyor. @meser hocam yeniden teşekkür ederim. Benim de böyle bir konu hakkında epey konuşasım varmış. Umarım faydalı olur ve bir çok arkadaşımız bu tarz fırsatlardan faydalanır. @meser'in yazısı ne kadar özenilmiş bilgi vermek için yazılmış bir yazıysa, sizin yazınız da biz 30 yaş üstü için faydalı bir yazı olmuş. Klavyenize sağlık. Deneyimlerinizi takipteyim aynı zamanda @meser'in de hedeflerine ulaşacağını ve ulaştıktan sonraki paylaşımlarını bu forumda göreceğime eminim. Yurt dışı olur yurt içi olur kendini geliştirmek için hedefine fokuslanan herkese kolaylıklar dilerim.
|
|
|
Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
Mustafa Kemal Atatürk
|
|
|
|