Yabancı sitelerle uğraşmayın. binbirkey.com var 😀

Başlığı okuyup güldüm. Hıncal Uluç'a duayen gazeteci demek duayen gazetecilere hakarettir. Uluç kinini, öfkesini yazıya döken bir köşe yazarıydı sadece...

Türkiye dışında bir ülkede vergi mükellefi misin diye soruyor.

Bir başka ülkede kurulu şirketin, çalışma veya oturma iznin, vatandaşlığın varsa vergi mükellefiyetin de vardır.

Yoksa, yok diye beyan vermen gerekiyor (Örn. Cepteteb'den hesap açmak isterseniz, bu soruları hesap açılışında sorarlar)

Günlük çekme limitini aşmadığınız ve bakiyeniz olduğu sürece, tek seferde 10 milyon bile çekebilirsiniz. Bazı borsalarda limitler daha da yükseltildi.

Burada, çoğu kişinin kafası "borsa paramı gönderir mi?", "tek seferde 10 milyon TL çekersem ne olur?" gibi sorular. Ancak bu soruların muhatabı genelde borsa değil MASAK. 10 milyon TL bakiyeniz varsa, çekme talimatı verirsiniz. Şüpheli işlem birimi, hesap hareketlerinizde problem yoksa transfere onay verir. Havale/EFT gün içerisinde hesabınıza ulaşır.

Asıl sorun bundan yani para banka hesabınıza girdikten sonra başlıyor. Sizin mali durumunuz, tek seferde hesabınıza 10 milyon TL gelmesine elverişli değilse, banka geçici süre ile hesabınıza bloke koyabilir. MASAK sizi görüşmeye davet edebilir. Bu durum tamamen sizin mali geçmişinizle ilgili. Borsanın bir sorumluluğu bulunmuyor. O yüzden para çekerken, kendi mali geçmişinizi düşünün. Hesabınıza borsa harici yollardan en fazla ne kadar para girdi? Ne kadar aktif bir banka kullanıcısınız? Hesabınızdaki parayı nasıl kullanıyorsunuz? (kredi, kredi kartı, mortgage ödemesi, ev/araba/döviz alım satımı vs. vs... Hesabınız aktifse, mali geçmişiniz hesabınıza 10 milyon TL'nin gelmesine engel değilse, hayatınıza kesintisiz devam edebilirsiniz...

Dip not: 10 milyon TL'nin borsadan gelmesine gerek yok. Mesela, babanızın üzerine olan bir apartmanı bir tanıdığınıza sattınız ve para sizin hesabınıza geldi. O zaman da yukarıda bahsettiğim bloke & MASAK'a çağrılma senaryo işleyebilir. Elbette ki paranın kaynağı önemli ancak MASAK daha çok bu paranın neden sizin hesabınıza geldiğini sorgular. Gönderici değil, alıcı hesap verir.

Genç dediği sen değil, akgençlik 😀 Kaç sıradan genç, sıfır araba alabilecek durumda şu anda sence? Sadece akgençlik 😉 Gerisinin bırak sıfır araba almayı, 2. el motor almaya gücü kalmadı.

Bu indirim olayı da gündem değiştirme çabasından başka bişey değil. Benzer vaadi kılıştar vermişti. Alıp kullandılar belli ki...

Ben bu mesajı kaçırmışım.

Söz konusu adres, https://tronscan.org/#/address/TGucfPTopNVFG4CR4wWws9qRWD1RLayiKe adresini yetkili ve sahip olarak atamış.

Her iki adresi de kontrol ettim. Akıllı kontrat kurmamışlar. Bunu genelde çabuk yakalanmamak için yapıyorlar.

Büyük ihtimalle bir server'a watcher (izleyici) kurup, private key'i verilen adrese gelen her transferi, yakaladıkları anda yukarıdaki adrese iletmişlerdir. Giden transferleri kontrol ederseniz TRX'lerin hepsi yukarıdaki adreste birikmiş.

Herkes çakal olduğu için önce denemek için transfer ücretinden düşük küçük miktar gönderip sonra USDT'yi çekmek için işlem ücretinin kalanını göndermeyi denemiş ve avlanmış 😀

Private key'i dağıtan arkadaş, şu an 270$ değerinde TRX'i cukkalamış. Bunun için yaklaşık 850 USDT riske etmiş ama ben bu mesajı yazarken bile hala oltasına düşenler olduğunu gördükçe, uzun vadede riske ettiği parayı fazlasıyla çıkartacağından şüphem yok. Hayırlı avlar 😀

Regülasyon yapılmadan bu kartların Türkiye'de kullanılması şu an pek mümkün değil. Ayrıca, ben sizin yerinizde olsam Estonya'da kurulu şirketler tarafından yönetilen kartlara çok heveslenmezdim.

Oturulacak doğru düzgün evlerin kiraları 10bin liraları aştı. Boşta duran evlere her ay zam geliyor, öyle olunca da ev arayanlar başka çareleri olmadığı için çılgın kiralara razı gelmek zorunda kalıyorlar.

Depozito işinin de boku çıktı. Artık 2 kira bedeli depozito isteniyor...

Ben birini biliyorum ama isim verip de şeyapmayayım şimdi 😂

Bunun yanında, vatandaşlarımızın yetki verip etkiyi gördüğünü de bizzat deneyimledik. Cumhurbaşkanı, istediği kanunu değiştirebiliyor, isteğine göre kanun çıkartabiliyor. Mecliste kanuna itiraz için oy çokluğu lazım ancak meclisin de büyük bölümü de Cumhurbaşkanı'nın Genel Başkanı olduğu parti tarafından temsil ediliyor. Yani gerçekte itiraz edilme hakkı mevcut ola da kanunu koyan başta olduğu için itirazların bir hükmü yok.

O yüzden o isterse, vatandaşlıktan da çıkartır, 3 milyon Suriyeliyi vatandaşlığa da alır. Kimse karışamaz, itiraz edemez, engel olamaz.

Dava açarsanız, dava görülürken kanun bile değişebilir. Hukukun üstünlüğü, güçler ayrılığı gibi özgürlüklerin ve adaletin temel gereksinimleri olan bazı kavramlar, çoktan tarih oldu.

Belki siz, Almanya'dan, Hollanda'dan filan yazıyorsanız durumu tam kavrayamamış olabilirsiniz ancak biz son 10-15 yılı bu şekilde geçirdik.

Buluşma denince orta nokta bulmak zor oluyor o yüzden buluşamıyoruz 😀 Ama mesela, seyahate çıkma planı olan, bir kaç gün önceden gideceği yeri haber verirse, o şehirde olanlarla buluşma planlanabilir.

Vatandaşı sağlık sektörüne düşman edip, Türkiye'deki sağlık sisteminin anasını bellemek için çok güzel düşünülmüş bir hareket.

Şimdi, defolsunlar gitsinler dedikleri doktorları, 5 sene sonra diş çektirmek için 2-3bin dolar ödemek zorunda kaldıklarında mumla arayacaklar. Sağlık sistemi çökeli çok oldu. Gizleyebildikleri kadar gizlemeye çalışıyorlar ancak devlet hastanelerinden randevu almak mümkün değil. SGK ile tam anlaşmalı 3. sınıf özel hastaneler, 5 sene öncesinin devlet hastaneleri gibi tıklım tıklım ama hizmet veremiyor. SGK anlaşması olmayan ya da anlaşması bitmek üzere olan marka hastane zincirleri sağlık sektöründeki kısıtlamalar nedeniyle havlu attı atacak, az kaldı. Memorial, Acıbadem gibi büyük markalardan sağlık hizmeti almak içinse servet ödemeniz gerekiyor. En basit muayeneler bile 1000TL'yi geçiyor. (Not: SGK anlaşmalı hastanelerde, katılım payı 350-450TL civarında!)

Doktorları vatandaşlıktan çıkartırlarsa, sağlık hizmeti almak için yurt dışına gitmeye hazırlıklı olun. Sonumuz oraya doğru gidiyor...

Ben de "piyasayı nasıl düşürüyorlar anlamıyorum" sorusunu anlamıyorum. Hangi piyasa? 2. el araç piyasası diyeceksiniz belki ama sahibinden.com, arabam.com, ikinciel.com ya da dotumdenuydurmadomainlearabailanialiyorum.com gibi sitelerden araç alım satımını düzenleyen bir kanun, kural var mı? Geçtiğimiz günlerde galerilerin 2. el araç satışını zorlaştırmak için 6000km+ veya 6 ay şartı getirdiler. Ancak bu kural nasıl denetlenecek? Noter memuru ofisinden kalkıp aracın başına gidip kilometre sayacına mı bakacak? Hiç inandırıcı değil 😀

Bildiğim kadarıyla, doğrudan 2. el ticaret sitelerinin işleyişini düzenleyen bir kanun yok. E-ticareti düzenleyen kanunu da çorba ettiler. 1 ekimden itibaren, teslim aldığınız mal ayıplı mal değilse iade hakkımız olmayacak. Sahibinden.com veya diğer X siteye, ilan koşullarıyla ilgili dayatma getirebilirsin ama bu dayatmayı nasıl uygulayacağını, nasıl denetleyeceğini, ihlal edenleri nasıl cezalandıracağını göstermezsen, o dayatmaları aşmanın bir yolunu bulurlar. (Bkz. galerilerin korsan taksicilerle anlaşıp araçlara 6bin km yol yaptırması. Galerici mutlu, sıfır km araçla hizmet veren korsan taksici mutlu, sıfır km araçla seyahat eden yolcu mutlu. win-oğlu-win 😂 Saçma bir kural, yasadışı bir sektörü, daha da popüler hale getirdi. Sarı taksi teröründen illallah edenler devletimize müteşekkir 😂

Vergi cennetine aktarılan paraların vergilendirilmesi mi? 😀 Vergi cenneti ülkelere "ya benim canım sıkılıdı şurdan 300 doları maltaya göndereyim" diyerek para gönderemiyorsunuz ki. (Kaldı ki, Türk vatandaşının şu an herhangi bir ülkeye döviz göndermesi deveye hendek atlatmaktan zor)

Şirket kuracaksınız, fatura keseceksiniz, faturanın karşılığı ödeme yapacaksınız vs. vs. bir sürü prosedür var. Ayrıca, vergi cenneti olarak tanımlanan ülkelerin çoğunda vergi avantajından faydalanmanın temel kuralı parayı çekmemek. Yani sen buradan 100bin doları Malta'ya gönderince paranın tamamı senin cebine kar kalmıyor.

O parayı bankadan çekmeye kalktığında ortalama %20 oranında vergilendiriliyorsun. Burada TL olarak ödeyeceğin vergilerden kaçayım derken orada döviz olarak %20 vergi ödüyorsun.

Offshore ve vergi muafiyetli

Futures tarafında faiz yok. Teknik olarak, borcu işlem anında alıp, ücretini hem alırken hem de satarken emir gerçekleştiği anda ödüyoruz.

Margin tarafında ise, teminat gösterip borç alıyoruz. Dolayısıyla hem faiz hem komisyon ödüyoruz.


Spot işlem, margin ya da future işlem farketmeksizin, borsa hiç bir zaman zarar etmez. Zaten borcu cebinden vermiyor 😀  Aynı bankalardaki gibi, başka kullanıcılardan aldığı varlığı sana faiz karşılığı satıyor. Bankanın aksine, borç verirken teminat da aldığı için 2 kere kazanıyor. Unutmayın, kasa asla kaybetmez 😂


Tertemiz demek pek doğru değil. Kripto gibi volatil piyasada eğer tecrübeli değilseniz, elinizdeki varlığı kaybetmeniz bir kaç dakika sürebilir. Ancak işin profesyoneliyseniz, teknik verilerle aranız iyiyse, piyasa dinamiklerine hakimseniz 1000 USDT sermaye ile güne 8-10 işlem yaparak 200-300UST kazanmanız imkansız değil. Ancak yüksel kaldıraçla işlem yaparken 10 işlemde kazandığınız 200 USDT'yi ve hatta sermayeniz olan 1000USDT'yi tek işlemde 10 saniyede kaybedebilirsiniz. Riskin bu kadar büyük olduğu bir oyunda "temiz borç" sadece sizin kazandığınız durumlar için söz konusudur. (Ve tekrar hatırlatayım, kasa her zaman kazanır)


Futures işlemlerde stabil kripto paralar veya coin'in kendisi kullanılabilir. USD-M yani stabil coin ile işlem yaparken işleme konu olan varlık el değiştirmez. Siz 100 USDT ile 10 kaldıraç kullanıp 1000 USDT'lik Bitcoin'iniz varmış gibi işlem yaparsınız. İşleminiz başarılı olursa (örn. BTC %1 yükseldi siz %10 kar ettiniz. Kazancınız yine USDT olacaktır. Coin-M Futures olarak adlandırılan ve coin'in kendisini kaldıraçladığınız işlemlerde ise, kazancınız o coin olur. Yine de siz borsadan o coini çekmeden coin el değiştirmiş sayılmaz.

Bugün 20:00'de Apple "Gelecek Zaman'' ismini verdiği etkinliğinde iPhone 14'ü tanıttı.

desek daha doğru olur 😂 Apple, açıkça gelecek zamları haber vermiş 😂

Margin ve Futures birbirine benzese de birbirinden temelde borç alma / borç ödeme sistemi nedeniyle ayrılıyor.

Marginde, colleteral (teminat) gösterip borç alıyor, bu parayla alım satım yapıp, borca karşılık faiz ödüyorsunuz.

Futures'da ise teminat göstermeden kaldıraç oranında borç alıp alım satım yapıyorsunuz. Borsa belirli aralıklarla kullanıcılardan funding fee yani işlem ücreti kesiyor. (bunu birazdan detaylandıracağım)

Futures ve margin işlemlerde gerçekleştirdiğiniz işlemler (kontrat alım ve satım) için borsaya komisyon ödüyorsunuz.

Örnekten önce long ve short'u da kısaca özetleyeyim. Long => fiyat artacak; short => fiyat düşecek (iddia'daki 1-2 (ev sahibi veya rakip kazanır) gibi düşünün 😂)

Diyelim ki 1BTC=20000USDT ve siz 10 kaldıraçla 1 Bitcoin büyüklüğünde long (yukarı yönlü) işlem açmak istediniz.

20.000/10 = 2000USDT pozisyon büyüklüğü (pozisyonun maliyeti)

Bitcoin'in fiyatı %1 arttı ve 20.200 USDT oldu ve pozisyonu kapattınız. Siz 10 kaldıraçla işlem açtığınız için %1 artış ile %10 kazandınız. 2000USDT'niz 2200USDT oldu. Borsa bu işlem için sizden 2 kere komisyon kesti (Long kontratı alırken yani long emriniz gerçekleşince ve kontratı kapatırken yani pozisyonu kapattığınızda) (Kontrat dediğim de aslında olmayan parayla borç almanız için düzenlenmiş muadil hisse gibi düşünün. 2000 USDT ile 20.000USDT değerinde mal aldınız, borsa bunun için size bir senet imzalattı. 2-3 sene öncesine kadar en büyük kaldıraçlı platformu olan Bitmex buna kontrat diyordu)

Tersini düşünelim. Bitcoin fiyatı %1 düştü ve 19.800 USDT oldu ve pozisyonu zararla kapattınız. Siz 10 kaldıraçla işlem açtığınız için %1 düşüş ile %10 kaybettiniz. 2000USDT'niz 1800USDT oldu. Yine alım ve satım işlemi için 2 kere komisyon ödediniz.

Gelelim funding fee'ye. Long/short işlemlerin ağırlığına göre funding fee'yi ödeyen taraf değişiyor. Funding fee'yi piyasa koşullarına göre belirlenen funding rate'e göre öder veya ödemezsiniz. Eğer long işlemleri ağırlıktaysa ve siz long pozisyondaysanız, siz ödersiniz. Yok eğer short işlemleri ağırlıktaysa ve piyasa düşüyorsa, short işlem açanlar long işlem açanlara funding fee öder.

Asıl kafa karıştıran konu: Likide olmak (liquidation)

Yine örnekten devam edelim.

1BTC=20000USDT
Siz 2000UST ile 10 kaldıraçlı 1BTC'lik long pozisyon açtınız.
Bitcoin fiyatı %10 düştü ve 18000USDT'ye geldi.

Siz 10 kaldıraç x %10 = %100 zarar edeceğiniz için 2000USDT'nin tamamını (ve ayrıca funding fee ve borsa komisyonlarını) kaybeder ve likide olursunuz.

Genelde içerideki toplam bakiyenin %80 veya %85'i kadar eksiye düştüğünüzde borsadan Margin Call (bakiye eklemezsen likide olma riskin var) maili alırsınız. Piyasanın hızlı hareket ettiği durumlarda Margin Call genelde sizin cenaze marşınızdır 😂 Futures veya Margin hesabınızdaki bakiyenin tamamına (eğer izole işlem açmışsanı izole ettiğiniz miktara) veda etmeniz için vaktiniz az demektir 😉

Futures hesabınızdaki bakiyeni ne kadar azıyla işlem yaparsanız likidasyon riskiniz o kadar azalır. Yani ne kadar çok borç alırsanız, likide olma riskiniz de o kadar artacaktır. Az borç, az risk aynı zamanda da daha az kazanç demek. Kaldıracı arttırıp kazancı artırdığınızı düşünebilirsiniz ancak kaldıraç arttıkça hem ödediğiniz komisyonlar hem de likide olma riskiniz artar.

Umarım açıklayıcı olabilmişimdir 😉

Ennowallet'ta Ether transferlerini Waves'in işlettiği Ethereum geçidi üstleniyor. Dolayısıyla ETH'ler Waves ekibinin inisiyatifinde. Waves ekibi hangi forku destekleyeceğine ya da desteklemeyeceğine karar verme hakkına sahip.

Ha sen diyorsan ki yeni versiyonda artık ETH cüzdanı da destekliyor, o durumda da mevzu senin dediğin Enno değil private key 😀 ETH'ler Ethereum blokzinciri üzerinde olduğu sürece, private key'i istediğin cüzdan ile kullanabildiğin için, cüzdan isminin pek bir önemi yok.

ANCAAAAK aç parantez: Ledger, Metamask vesair tüm 3. parti cüzdanlar API bağlantısı ile Ethereum blokzincirine bağlandığı için, bu uygulamalar forkları desteklemediği sürece (yani cüzdan uygulamasına, fork zincirini eklemedikleri sürece) bu cüzdanları kullanarak forklara ulaşamayacaksınız. Private key'i forklanan zinciri bağlanabilen X cüzdana aktarıp forklanmış ETH'lere erişebilirsiniz.

O yüzden, cüzdan adına takılmayın. Private key sizde mi değil mi ona bakın.

Her açılan başlığa mesaj atmadığım için aktif olmadığımı düşünebilirsiniz ancak Türkçe forumda cevap verebileceğim hemen her başlığa cevap veriyorum.

Rütbeler bir dönem önemliydi çünkü imza kampanyalarında önemli avantaj sağlıyordu. Ancak artık hem imza kampanyalarına katılmıyorum hem de kaliteli imza kampanyası kalmadı. Ayrıca, ben hesabı adım ve soyadımla açtığım için başkaları gibi mesaj kasıp rütbe yükseltmemi gerektirecek bir durumum yok. Yani şu anki rütbemin yükselmesinin bana bir avantajı yok. Tabi link ve görsel paylaşamadığı ve doğru düzgün bir imza ekleyemediği için kimse newbie olmayı istemeyecektir. Ama rütbenin pek bir önemi kalmadı. İyi içerik üretecek olan, Jr. rütbe ile de aynı mesajı yazabilir. Önemli olan foruma ne kadar katkı sağladığın, ne kadar merit aldığın ya da rütben değil. Rütbe yükseltmek için merit almaya çabalarsan üreteceğin içeriklerin kalitesi düşecektir. Kaliteli içerik üretmek herkesin yapabileceği bir iş değil. O yüzden çok da şeyapmayın arkadaşlar 😉

Yasaklar delinmek içindir 😀 İlan vermek isteyen, sıfır aracın kilometresini 1 yazıp yine ilan verir. 6 ay geçmedi mi? Sorun değil. İlanı verir, altına dip not olarak noter satışı 17 şubat 2023'te verilecektir yazar olur biter.

Çıkan yasaların veya konan yasakların sorunları ortadan kaldırmak için uygulamaya konduğunu düşünmüyorsunuz değil mi? Her kanun, her yasak, birilerine başka kapılar açıyor.

Merit verilen başlıkları okudunuz mu? Bu başlıklar eski, yazarları ünlü 😀 Dolayısıyla, bu içeriklerin ekran görüntüleri belli zamanlarda sosyal medyada, haber sitelerinde kullanılıyor. EFS'nin adının orada en önde görünmesinin bir sakıncası var mı? Bence yok. Bir de EFS forumun eski üyelerinden. Merit sistemi açıldığında hesabında ne kadar merit olduğunu bilmiyoruz. Merit bu, istediği gibi dağıtır. Zaten merit sistemi geldikten sonra rütbe atlama olayı neredeyse bitti. Ben 4 senedir aynı rütbedeyim mesela 😀 O yüzden çok takılmayın.

Tek derdiniz, EFS'nin Gavin Anderson ve Laszlo Hanyecz'e bol keseden dağıttığı Merit'ler olsun...