That's what we are doing. Thank you.

Papillon sent.

Konuya aktif olarak NXT Forum üzerinden devam ediyoruz. Link: https://nxtforum.org/nxt-projects/crypto-reserve

En kısa zamanda Türkçe anons da yapılacaktır.

İlginiz için teşekkürler.

Update: www.cryptoreserve.org

Güncelleme: www.cryptoreserve.org

Update: www.cryptoreserve.org

Şahsen ben de Java'yı sevmiyorum ama yapacak bir şey yok. NXT geliştiricileri şu an kripto-para ekosistemine teknik açıdan en büyük katkıyı sağlayan takım. Eğer kripto-ekonomi gelişecekse bunun bir sonraki durağının NXT olacağını düşünüyorum. Tabii büyük billboard'larda reklamını görmeyince çok inanası gelmiyor kimsenin(!)

Söylediğim üç sembol de alınmış durumda şu an. BTC, USD, ve EUR birimlerine toplam yapılan yatırım 3000 TL civarında. Ben bu değerin bir sene içerisinde 10 katına çıkacağını söylüyorum. Bakalım haklı çıkacak mıyım.

Suradan ayrıntıları öğrenebilirsiniz: https://wiki.nxtcrypto.org/wiki/Monetary_System

Yarın malesef internetin başında olamayacağım ve bu büyük fırsatı kaçıracağım ancak saat 2 sularında NXT'in uzun süredir beklenen, çok konuşulan, kripto-para ekonomisinde inanılmayacak yeni özelliklere gebe özelliği Monetary Sistem (MS) açılacak.

Ayrıntılara girmiyorum ancak MS ile oluşturulacak yeni coin'lerin özelliği isimlerinin tek olması. Yani USD ismi bu ismi ilk kapanda kalacak. USD, EUR, BTC isimlerinden her birini oluşturmak 25 bin NXT gerektiriyor, yani yaklaşık $500 civarı bir maliyet.

Kısa zamanda bu isimleri 10 katı fiyata satabileceğinizi düşünüyorum.

Dediğimi yapın, sonra teşekkür edersiniz.

Buradan önce Google'a sorsaydınız keşke: http://www.kibristais.web.tr/is_kurma.html

Yazık etmeyin sermayeye. Mining girilecek iş değil. $20K ile Bitfinex'e SWAP offer'ı koysanız hiçbir şeyle uğraşmadan pasif gelir elde edersiniz, mining'den hem daha kazançlı hem daha sorunsuz olur.

This offer is valid until 20th of January, 2015. You will get your Papillon soon.

Our anti-bloating application is a semi-centralized or, if you like, quasi-decentralized one. So, the platform will need a centralized server to prevent blockchain bloating, but this server will not be able to spam the system, or otherwise yield any inconvenience, even if it wants.

There is no incentive for forgers other than keeping the platform secure. Given that there will be organizations based on Crypto Reserve, it is natural to assume that those organizations will need no extra incentive. And with transparent forging, even a tiny portion of all users will be enough to keep the system secure enough.

Our website hasn't been launched yet. We are planning to launch on 20th of January, 2015.

Yes, users will be able to create and transfer their user-created crypto-assets without any need for holding Papillon. We believe that nodes will be run by those who are concerned themselves with the overall security of the platform. Just as it should be!

We are planning on such merged forging alternatives, for example, by using SuperNET.

Please check our FAQ for the blockchain bloating issue. We will have a semi-centralized or quasi-decentralized solution for that. There cannot be millions of free transactions from same IP in our platform.

You may send a PM or write here for any further detail.

Thank you

Sevgili Lboss,

Rica ederim. Şahsen avukat değilim fakat projemizin mesleği avukatlık olan destekçilerinden edindiğim bilgilere dayanarak konuşuyorum. Henüz projemiz resmi bir kimlik kazanmadığından dolayı bu destekçilerimize "şirketin avukatı" diyemiyorum tabii.

Yalnızca temelde yatan konsept üzerine 6 aylık bir çalışmam mevcut. Dolayısıyla takım olarak işi birçok boyutta ele alıp araştırmalarımızı hem hukuki hem ekonomik hem de teknolojik olarak derinlemesine geliştirdik ve hala da geliştirmeye devam ediyoruz. Yavaş da olsa ayağımız yere basarak ilerlemeyi tercih ediyoruz. Zaten şahsen benim gözümde kripto-paralar hala bugünün değil yarınların teknolojisi. Bu bağlamda KriptoTR için şu an hala ön araştırma ve kullanıcıların isteklerini tayin etme aşamasındayız. Öncelikli odağımız Crypto Reserve platformunu hayata geçirmek.

Bahsi geçen lisans ABD'de "money transmitting license" diye geçiyor ve birçok ülkede finansal işlemler için benzer bir lisanslama sistemi bulunmakta. Burada benim anladığım kadarıyla bütün mesele şirket hesabına yatan parayı "kullanıcının parası" olarak göstermek, aksi takdirde bu paranın tamamı üzerinden vergi verilmesi gerekecek. Şirket hesabında duran ama şirketin parası olmayan para ise "borç" hükmündedir, ve esasen bu para kullanıcılar arasında aktarılmasa bile şirket bir borçlanma aracı ihrac etmiş sayılır. İş planına ve bulunulan ülkeye göre, hesapta duran bu paralar -bitcon'den değil, kullanıcıların hesaplarında gördükleri TL ya da diğer fiat para birimlerinden bahsediyorum- elektronik para, kaydi para, borçlanma aracı ya da menkul kıymet olarak tanımlanabilir. Söz gelimi Türkiye'deki bir banka için bankaya yatırdığınız para kaydi paradır. Öte yandan BTC Türk'te görülen TL bakiyeniz elektronik para sayılabilir (BTC Türk'ün kendi faaliyetini yasalar önünde nasıl tanımladığına göre bu son dediğimin aksine bir durum da söz konusu olabilir). Ancak üzerinde konuştuğumuz yasaya göre elektronik para kuruluşu olmak için şirketin anonim ortaklık şeklinde kurulması gerekir. Ne var ki BTC Türk borsasını işleten şirketin ortaklık yapısı anonim ortaklık değildir, ve dolayısıyla Türkiye'de kurulmuş olmasalar dahi Türkiye'de faaliyet gösterememeleri gerekir.

Ancak burada Türkiye'de bu yasaların uygulanmasındaki laçkalığın istismarı söz konusudur. Bu lisansları aldığında BTC Türk daha mı güvenilir olacak? Daha uç bir örneğe bakarsak, tamamen anonim olan BTC-e'de milyon dolarlar tutan insanlar neye güvenmekteler? Bu soruların cevabı bende yok. Kanımca kripto-ekonomi zaten deregüle bir sistemin mümkünatını fiili olarak kanıtlamaya çalışıyor ve bu şirketlerin regüle edilmemesinden yakınmak belki de kripto-paranın felsefesine ters. Dolayısıyla şahsen benim için BTC Türk'ün lisanslı olmaması bir sorun olmamanın ötesinde, ben bu lisans işine politik ve felsefi olarak topyekün karşıyım, ve devlet bazında birçok kalpazanlık, rüşvet vs.nin dönmesiyle ayakta duran bu itibar aristokrasisine kripto-para takipçilerinin hepsinin de karşı olması gerektiği düşüncesindeyim.

Fakat sorun bu değil. Sorun şu: Bir gün devlet BTC Türk'e yüklü bir ceza keser de BTC Türk'ün fon akışı ciddi anlamda zarar görürse, bu zarardan etkilenen BTC Türk değil, BTC Türk'ü kullananlar olacaktır. Dolayısıyla biz kullanıcı perspektifinden bakıp böyle bir ceza almayacağımız bir iş modeli oluşturduk.

Takas Coin'e gelirsek, borsanın işletmecisi olan şirket anonim ortaklık yapısına sahip olsa da finansal mutabakat sistemi işleticisi olarak onaylı mıdır bilmiyoruz. Yaptığımız bir anketten bahsetmiştim. Katılımcılardan biri Takas Coin'e lisanslı olup olmadıklarını sormuş ve bir cevap alamamış. Anketimizde bu nedenle kendilerine güvenmediğini ve yurt dışı borsalarından birini tercih ettiğini belirtmişti.

Son olarak, bu forumda aklı başında kullanıcıların sayısının azlığı göz önünde bulundurulduğunda sizin de onlardan biri olduğunuz açık olduğuna göre size projemizle ilgili pozitif bir tutum kazandırabildiysem ne mutlu bana! Sizin gibi kullanıcılardan gelecek eleştiriler -pozitif ya da negatif olsun- bizim için son derece önemli. Ne yazık ki Altın Kadir vakası gibi olaylar bu forumun başından eksik olmayınca doğal olarak herkeste bir tereddüt mekanizması gelişiyor. Bunu anlıyor ve aslına bakarsanız takdir ediyoruz. Bizim sistemimizin esaslı bir altyapısı ve gelecek vadeden bir vizyonu olduğuna dair genel algı ortaya somut bir şeyler koymaya başladığımızda kendiliğinden gelişecektir. Zaten kimseden para istemiyoruz ve bütün yatırımcı ilişkilerimizi yasalar çerçevesinde kontrat temelli olarak kurmayı prensip edinmiş durumdayız. İyi temennileriniz için tekrar teşekkür ederim.

Siteye reklam alın, reklam gelirlerini faucet ile dağıtın. NXT ya da benzeri bir platformda bir kripto-kıymet oluşturup bağış yapanlara dağıtın, faucet'ten arta kalan gelirleri dividend olarak dağıtın. Gerçekleşeceğini düşündüğüm bir plan değil ama hazır böyle bir siteniz varken deneysel şeyler uygulanabilir. Hayata geçirmek isterseniz yardım da ederim.

Bir yere bağış adresi koymayı düşünebilirsiniz. Bağış edilen coin'leri de faucet ile dağıtırsınız.

Amacımız hukuki danışmanlık taleplerine değil kullanıcıların isteklerine cevap vermekti ancak bu konunun Türkiye kripto-para camiasında açıklığa kavuşturulması gerektiğini düşündüğümden dolayı sorunuzu cevaplayayım. BTC Türk ve benzeri borsalar kullanıcıların paralarını kendi banka hesaplarında bulundururlar, ve bu paraların kullanıcıya aidiyetini göstermek üzere kullanıcıların internet sitesi üzerindeki hesaplarında bakiye bilgisi gösterirler. Sistem üzerinde bakiye bilgisi olarak görülen bu miktar mezkur yasanın 3. maddesinin e bendi gereği "fon" olarak adlandırılır. Gene aynı maddenin çç bendine göre ise "transfer emri" ilkin "belirli miktarda fonun sistem içerisinde katılımcılar arasında devrolunmasına ilişkin katılımcı talimatı" şeklinde tarif edilmiştir. Yani söz gelimi BTC Türk borsası üzerinden A kişisi B kişisinden belirli bir miktar bitcoin alıyorsa, bunun karşılığı olan fon A kişisinin hesabından B kişisinin hesabına BTC Türk borsası tarafından gerçekleştirilen "transfer emri" ile aktarılıyor. Burada söz konusu maddeye göre A kişisi "katılımcı" (g bendi) ve "gönderen" (h bendi), B kişisi "katılımcı" (g bendi) ve "alıcı" (a bendi), bu süreç "mutabakat" (l bendi), BTC Türk borsasını işleten kuruluş yani Bitcoin Trading Ltd. Şti. ise "sistem işleticisi" (aa bendi) olarak tanımlanır. Sözü edilen 6493 numaralı kanunun 5. maddesinde sistem işleticileri için gereken faaliyet izniyle ilgili açıklamalar ve 9. maddesinde ise 5. maddede öngörülen faaliyet izni alınmadan işletilen sistemlere ilişkin hükümler bulunmaktadır.

Hukuki danışmanlık hizmeti vermediğimiz gibi vermeyi de düşünmüyoruz. Türkiye'de finansal hizmet veren kuruluşlarla ilgili başka hukuki sorularınız varsa avukatlara ya da hukuki danışmanlık şirketlerine başvurmanızı öneririz.

Zaten söz konusu borsalar (ör. BTC Türk) bitcoin alıp satmıyorlar, kullanıcıların birbirinden bitcoin alıp satmasını sağlıyorlar. Dolayısıyla bitcoin alıp satmanın lisans gerektirmemesi BTC Türk açısından bir şey ifade etmiyor. Yukarıda bahsettiğim kanuna aşağıdaki adresten ulaşıp tekrar okumanızı öneririm.

http://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2013/06/20130627-14.htm

Hassaslığınız için teşekkür ederim. Son zamanlarda farklı hizmetlerle ilgili çeşitli lisanslama işleriyle çok vakit harcadığımdan olacak, BDDK ile SPK'yı karıştırmışım. OP'da SPK yazan yerleri BDDK ile değiştirdim. Konuyla ilgili 6493 sayılı Ödeme ve Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun'a bakabilirsiniz.

Türkiye'de ve/veya Kıbrıs'ta bir limited şirket olarak kurulacağımızdan, kullanıcı sözleşmesi gereği kullanıcılara karşı yükümlülüklerimiz açık ve bağlı bulunduğumuz yasalarca korunmuş olacak. Dolayısıyla TC yasalarına güvenen herkesin hizmetimize de güvenmesini bekliyoruz. Fon akışıyla ilgili şu an yalnızca özel yatırımcılardan destek alıyoruz. Bünyemizde yer almak isteyen tüm destekçilere/ortaklara da halen açığız. Şu an için herhangi bir kitle fonlama seçeneğine ihtiyacımız olacağını düşünmüyoruz, ancak çekirdek fonlama sürecinin beklentilerimizi karşılamaması durumunda öncelikle bazı ağlar ile melek yatırımcılara, sonrasında ise dediğiniz gibi Kickstarter türünden fonlama seçeneklerine başvurabiliriz.

Öncelikle ilginiz ve yapıcı sorularınız için teşekkürler. Bu sorular olmaksızın kendimizi tanıtmak ve sunacağımız yenilikleri tarif etmek imkansız olacaktı.

Evet, söylediğim sorunlar yalnızca Türk borsalarının değil, bütün bitcoin borsalarının sorunları. Biz de yalnızca Türkiye'ye değil dünyaya yeni bir soluk getirmek üzere yola çıkıyoruz. Ancak öncelikle Türkiye'de faaliyet göstereceğimiz için bizim için Türk kullanıcıların sorunları ve istekleri ön planda.

Türk borsalarını SPK BDDK onaylı olmamakla eleştirmiyorum. Yaptıkları faaliyet SPK BDDK onayını gerektiriyor, ama onların SPK BDDK lisansları yok. Bu durumun kullanıcılar arasındaki güvensizliğin nedeni olabileceğini söyledim. Bizim Türk borsalarına güvenmemiz ya da güvenmememiz gibi bir durum söz konusu değil. SPK BDDK lisansının olmaması bizim gözümüzde bir işletmeyi güvenilmez kılmaz. Fakat kullanıcılar açısından durumun böyle olmayabileceğini, kullanıcıların -özellikle yüksek hacimli işlem yapacak olanların- borsalarda SPK BDDK lisansı arayabileceklerini düşünüyoruz.

Bizim iş planımız ise SPK BDDK lisansı gerektirmeyecek. Bu yüzden SPK BDDK lisanslı olmamamızin bizim için bir sorun teşkil edeceğini düşünmüyoruz. Bunu nasıl başaracağız? Kullanıcılar birbirlerinden bitcoin alıp satmak yerine bizim merkezi sistemimizden bitcoin alım-satımı gerçekleştirecekler. Dolayısıyla biz bir aracı kurum olmayacağız, öyle olsaydık SPK BDDK lisansı gerekecekti. Fakat biz dijital bir ürün satıyor olacağız. Herhangi bir ürün satmak için ise SPK BDDK lisansı gerekmiyor.

Evet, şeffaflığı sağlayacak yeni bir teknik geliştirdik. Daha doğrusu, halen geliştirmekteyiz. Bir örnek üzerinden açıklayayım. BTC Türk'te bitcoin aldığınız zaman bitcoin'iniz BTC Türk'teki hesabınızda durur, bitcoin çekme işlemi yapana kadar da orada kalır. O bitcoin'ler gerçekten BTC Türk'ün kasasında mı, yoksa nerede, bunu bilmenin şeffaf bir yöntemi yok. Bu konuda emin olabilmek içın, linkini verdiğiniz gibi, BTC Trader gibi bazı üçüncü partilere güvenmemiz beklenmektedir. Ancak bizim borsamız Crypto Reserve platformu üzerinde kurulu olacak. Bu da şu demek: Borsadan satın aldığınız bitcoin'ler bit internet sitesinde değil, aynı bitcoin gibi desantralize ve şeffaf bir sistem üzerinde olacak. Yani bir kullanıcı bitcoin satın aldığında bitcoin'lerini KriptoTR'nin internet sitesinde değil, kendi Crypto Reserve cüzdanlarında görecekler. Bunu NXT'in multigatewayBTC'sine benzetebiliriz.

Bu durumda KriptoTR hack'lenir ya da başına başka herhangi bir şey gelirse bile bitcoin'leriniz hala Crypto Reserve cüzdanınızda tutulacak. Yani KriptoTR'nin güvenliği kriptografik olarak, block chain teknolojisinin ta kendisiyle korunuyor olacak. Bu da hem şeffaflık hem de güvenlik alanında daha önce gerçekleştirilmemiş bir yenilik.

Yatırımcılarla yalnızca tek bir anket gerçekleştirme imkanımız oldu. Bu ankette ise bitcoin ile nasıl tanıştıklarını, ilk alım-satım deneyimlerini nerede yaptıklarını ve şu anki alım-satım tercihlerini sorduk. Dolayısıyla tek bir anketle yönelimlerini tesbit edebildik.

Borsamızda işlem hacmi sorununu tamamen ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz. Yani günlük olarak verilen alım-satım fiyatları ile istediğiniz kadar bitcoin alım ya da satımı gerçekleştirebileceksiniz. 100 bitcoin satıyorsanız örneğin, 100'ünü de aynı fiyattan satacaksınız, sizin satışınız anlık fiyatı etkilemeyecek. Tabii satış gerçekleştikten hemen sonra bir sonraki satıcı sizinle aynı fiyattan satamayabilir. Ama biz gün içerisinde fiyatı sabit tutmak için elimizden geleni yapacağız.

Bunu nasıl başaracağız? Türkiye'nin toplam günlük bitcoin hacmi zaten bellidir, bu bir anda artamaz. O sayıda bitcoin'i elimizde bulundurup uygun bir fiyatlandırma modeli ile (Black-Scholes modeli üzerinde birtakım değişiklikler uygulayarak bitcoin gibi "high volatile" bir markete uyumlu bir model elde ettik) bunu başarmayı düşünüyoruz. Tekrar edeyim, alış-satışlar kullanıcılar arasında değil, kullanıcılarla bankamız arasında yapılacağından, bankamızda yeteri kadar rezerv bulunduğu sürece hacim problemi yaşanmayacaktır.