Bitcoin Forum
May 24, 2024, 07:11:54 PM *
News: Latest Bitcoin Core release: 27.0 [Torrent]
 
  Home Help Search Login Register More  
  Show Posts
Pages: « 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 [15] 16 17 18 19 20 21 »
281  Local / Ekonomi / Re: Kimleri takip ediyorsunuz? on: June 14, 2018, 10:02:50 AM
Özgür Demirtaş,Ali Perşembe,Mahfi Eğilmez,Şant Manukyan.

Düzenli olarak takip edip makalelerini okumaya çalışıyorum.
282  Local / Konu Dışı / Re: Merit Bağış Alanı - Unofficial on: June 14, 2018, 08:31:37 AM

1.Bitcoinin düşüşüne sebep olan kadın adlı çalışmam maalesef hiç merit alamadı:
https://bitcointalk.org/index.php?topic=3182655.0
Bu çalışmanın topluluğa bir katkısı yok anca yüzleri güldürür. bunda merit verecek bir içerik yok.



Bunun da kripto para teknolojisi, trade, para piyasaları veya borsa ile  ile alakası yok. Smiley



3.Kpss A Gurubu sınavına hazırlanacak arkadaşlara rehber olması açısından bir yazı yazmıştım.Umuyorum faydası olur :

https://bitcointalk.org/index.php?topic=3062932.msg31551069#msg31551069

Bunun da kripto para teknolojisi, trade, para piyasaları veya borsa ile  ile alakası yok. Smiley


e şimdi nasıl merit vereyim?
bir incele istersen ben meriti nasıl postlara dağıtmışım : https://bitcointalk.org/index.php?action=merit;u=434984


Anlıyorum hocam.Sonuç olarak tabii beğenirsiniz beğenmezsiniz saygımız sonsuz.Keza merit verip vermemeniz de sizin elinizde.Fakat alakasız demenizi pek anlayamadım hocam.Zaten bahsini ettiğiniz konular "KONU DIŞI" başlığında açılmış.Yine de yorumunuz için teşekkür ederim.Bu arada bu vb. içeriklerde yazılarımın devamı gelecektir.Henüz bu platformda yeniyim fakat ilerleyen günlerde umuyorum size de hitap eden ve beğeninizi yakalayan içerikler oluşturabilirim.İyi çalışmalar diliyorum,kolay gelsin.


En son "EKONOMİ" başlığında yaptığım bir analiz:

1.Türkiye'nin Yüksek Büyüme Rakamlarına Dair Bir Analiz
https://bitcointalk.org/index.php?topic=4469284.msg40086685#msg40086685

2.Bu da insan haklarıyla ilgili -maalesef kripto para teknolojisi, trade, para piyasaları veya borsa ile  ile alakası yok ama- umuyorum ilginizi çeker:
https://bitcointalk.org/index.php?topic=4469057.msg40079991#msg40079991
283  Local / Ekonomi / ANALİZ : Ekonominin yüksek oranda büyümesi iyi midir? on: June 14, 2018, 08:20:51 AM

Yapısal ekonomik sorunların yanında özellikle son dönemlerde yaşadığımız döviz kuru artışlarına/baskılarına dair bir analiz paylaşmak istiyorum:

Yakın zamanda açıklanan büyüme rakamlarını sıkça duyuyor ve hatta açılan başlıklarda da sıkça görüyoruz.Türkiye ekonomisi yüksek bir oranda (%7.4) büyüdü.Evet görünüşte bu rakam bizleri cezbediyor.Fakat realitide Türkiye ekonomisi için yüksek büyüme oranları içinden geçtiğimiz konjonktürde iyi midir?

Öncelikle malumunuz Türkiye’nin şu anda en büyük sorunu döviz açığı sorunudur.Bu sorun da yeni değildir.Özellikle 1950 yılından sonra hemen hemen her on yılın sonunda Türkiye döviz sıkıntısı ile karşı karşıya kalmış ve çoğu zamanda rahmetli Demirel'in deyimiyle 70 cente muhtaç kalmıştır.Peki şimdi durum neyin göstergesidir?Neden 70 cente muhtaç kalıyor ve akabinde büyük,derin krizler yaşıyoruz.Durum özetle şudur: Yaklaşık 450 milyar ABD Dolar’ı dış borcumuz var.Bu bilinen bir gerçek. (Özel sektörün payı yaklaşık 350 milyardır diğeri kamu sektörünün borcu). Bu borcunda önümüzdeki yıl ödenmesi gereken tutarı (dış borç çevrim tutarı) yaklaşık 200 milyar dolara tekabül ediyor. Dolayısıyla gerek yurtiçi gerekse yurt dışı (bizi her zaman yıkmak isteyen iç ve dış güçler de dahil) kaynaklı faktörlerin tetiklediği bir bahane ile döviz kurları artma eğiliminde olması olağandır.Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının(TCMB) brüt döviz rezervi 110 milyar dolar civarında olmasına bu artma eğilimi devam ediyor,etmekte.

Bilakis 1994 krizi öncesi 1993 yılında, 2001 krizi öncesi 2000 yılında, dış ticaret ve cari açığımız rekor düzeylerde açık vermişti.Keza takip eden yıllarda finansal krizler yaşandı.Peki bu kriz yıllarında ne oldu?Örneğin, hem 1994 , hem de 2001 yılında dış ticaret açığımız ciddi oranda kapandı ve hatta cari işlemler dengemiz her iki yılda da fazla verdi.Fakat buna karşın, 1994 yılında ekonomimiz %6,3 , 2001 yılında ise %9,5 küçüldü.

Bu verilerden şu sonuca ulaşılır: Türkiye ekonomisi yüksek büyüdüğü dönemlerde ciddi dış ticaret ve cari açık sorunu ile karşı karşıya kalmıştır. Çünkü yüksek büyüme dönemlerinde ithalat(dış alım) patlamaktadır. Bunun nedeni de, ithalatın %75'inin hammadde, %15'inin yatırım/sermaye malı olmasıdır.Bir başka ifadeyle %90’lık kısmı yüksek büyüme için kullanılmaktadır. Kriz yıllarında ise, büyüme oranı düştüğü için ithalat kapasitesi ciddi azalmaktadır. Yakın tarihe göz atacak olursak:

Mesela Türkiye ekonomisi 2014, 2015, 2016 yıllarında ortalama %3-4 arasında büyümüştür. Dolayısıyla dış ticaret açığı daralmış ve cari açıkta sorun olmaktan çıkmıştır. Ancak 2017 yılında %7,4 büyümemiz ve her zamanki gibi ithalatı(dış alımı) arttırmış ve bu da cari açığı ciddi sayılabilecek ölçüde bozma eğilimine sokmuştur.Cari açık + dış borç + yurtiçi ve yurtdışı olumsuz faktörler beraberinde kur artışlarını getirmiştir.

Dolayısıyla, Türkiye ekonomisi, döviz açığı ve özellikle 2010’lı yıllarda özel sektörün dış borcudur.Yüksek büyüdüğümüz zaman, yapısal sorunlar çözülemediği için, dış ticaret açığı da, cari açıkta (ikisinin birlikte görünmesine ikiz açık denir ki buna kamu sektörünü de dahil ederseniz üçüz açık sarmalına doğru bir anafora/hortuma doğru yol almış olursunuz.) ve hatta kurlarda artma eğilimine girecektir. Bu kaçınılmaz bir gerçektir sayın arkadaşlar.Bu da finansal krizlere zemin keza bizde geçmişti ve hatta maalesef yakın gelecekte de görüleceği üzere krizlere zemin hazırlamaktadır.Özetle TÜRKİYE’NİN bu şartlarda, YÜKSEK BÜYÜMEYE DEĞİL, İSTİKRARLI BİR SEVİYEDE/ORANDA (örneğin her yıl yüzde 4,5 veya 5 gibi) BÜYÜMESİ DAHA UYGUN ve MANTIKLI OLACAKTIR.Bir başka ifadeyle dışa bağımlı/hormonlu büyüme yerine ihracata dayalı büyüme modelleri baz alınmalı.Vücut geliştirip 50cm kol yapacam diye gidip anabolik streoid alıp 1-2 ay söneceğine kendi köyünün tavuğunun etini,yumurtasını ye 35cm kol yap 2 günde de sönüp ele güne rezil olmama durumu aslında.

Evet,peki çözüm nedir,ne olmalıdır?Kısaca yüksek büyüme dönemlerinde döviz açığımızı artırmayacak yapısal bir ekonomi politikası uygulanmasıdır. Onun da olmazsa olması katma değeri yüksek,sermaye yoğun ürün üretip satmak yani ihracattır(dış satım). Hem döviz açığımız artmaz, hem de ihracat büyümeye ciddi katkı sağlar. (Güney Kore gibi)

Güney Kore demişken.Bilakis son günlerde seçim mitinglerin,televizyon reklamlarında Güney Kore örneği veriliyor.İşin evveliyatına baktığımızda Türkiye ekonomisi aynen Güney Kore gibi 1980 yılından sonra “ihracata dayalı büyüme modelini” benimsemişti.Fakat  Güney Kore bunu başardı.Örneğin Güney Kore ile Türkiye’nin kişi başına düşen geliri 1980 yılında hemen hemen aynı iken, şimdi bizim kişi başına düşen gelir 9000 $ , Güney Kore’nin ise 30.000 bin dolar civarındadır. Çünkü Güney Kore, ihracata dayalı büyümeyi becerip global düzeyde markalar yaratmıştır.Biz ise maalesef enerji bakımından dışa bağımlı ekonomimiz içerisindeki emek yoğun montaj/fason sanayimizle cebelleşip durmaktayız ve Güney Kore gibi küresel markalarımız henüz tam anlamıyla oluşmadı.Özellikle son zamanlarda siyasetçilerin Güney Kore örneğini göstermesi biraz bu realiteye abes-e iştigaldir.Önceki hükümetler de dahil bir vatandaş olarak şunu sorarım mesela ben: 1980'den sonra ne oldu da Güney Kore'deki vatandaş benden 3 kat daha zengin hale geldi ve ben niye gelemedim?

Maalesef bizler hala Merkez Bankası faizleri ne kadar artırır ise, döviz kurları düşer zannediyoruz.Sanki TCBM ekonominin bütün yükünü çekmek durumundaymış gibi.(Bu arada Türkiye Cumhuriyeti değil TÜRKİYE CUMHURİYET MERKEZ BANKASI'dır.Genelde görsel ve yazılı basında "Cumhuriyeti" şeklinde yanlış yazılmaktadır.Neyse devam edelim kaldığımız yerden.)

Kur zaten artacağı kadar artmış.Bundan sonra düşse nereye kadar düşecek?Size basit bir soru: ekonomide yapısal değişiklikler olmadığı sürece 2019'un ilk çeyreğinde 1$=5tl mi olur yoksa 6-7tl mi olur?En başta bu yapısal (en önemlisi ihracat) sorunu çözmedikten sonra, Merkez Bankası’nın geç kalınmış faizleri artırma çabası hiç bir işe yaramayacaktır.Eviniz yanıyor siz de yangını bahçe hortumuyla sulayarak söndürmeye çalışıyorsunuz.Buna ek olarak ABD'den yeni bir faiz artışı daha geldi.Yatırımları dışlıyor diyerek faiz arttırmayalım mı diyecekseniz kendi merkez bankanıza?Yoksa yapısal çözümler getirerek bu döviz baskısını kontrol altına mı almaya çalışacaksınız?Elle tutulur bir politika üretmeniz,sunmanız lazım.

"Allah büyüktür,onların doları varsa bizim de Allah'ımız var, aynı Gemideyiz, bu günler de geçer!" vb. iç politika malzemesi yapılan söylemlerle meseleyi geçiştirip nabza göre şerbet vermek, uzun vadede kesinlikle bir çözüm getirmeyecektir.


Türk Lirasının diğer yabancı paralar karşısındaki değer kaybı,2012-2018

Son sözümü sayın Özgür Demirtaş hocamdan alıntı yaparak bitirmek istiyorum:

"Cebinde 100 lira paran var.
Üstüne 500 lira borç aldın.
Şov amaçlı,
Uzun vadede yüksek kar getirmeyecek yatırıma yatırdın.Mesela betona.
600 liralık adamım diye övünüyorsun.
Halbuki sen artık 100 liralıkta değilsin
Borç aldığın para senin değildi,
Borcun faizi de 99 lira olsun.
Sen artık 1 liralıksın"
284  Local / Konu Dışı / İnsan Haklarının Gelişim Sürecine Dair Bir Yazı (Kuşaklara Göre İnsan Hakları) on: June 14, 2018, 06:10:22 AM

Çek asıllı insan hakları uzmanı olan Karel Vasak ilk defa 1979 yılında kuşaklara göre insan hakları sınıflandırmasını/tasnifini yapmıştır. İnsan Hakları uzmanı Karel abimiz bu hakları üç kuşağa ayırmıştır:  

Birinci Kuşak Haklar  
Bu haklar tarihsel açıdan incelendiğinde ortaçağ Avrupa'sında burjuvazinin(kısaca geçimini zanaat veya ticaretten sağlayan kent soylusu) toplum içindeki siyasal zeminde mevcut siyasal iktidara/monarka ve bilakis kiliseye karşı elde ettiği, etmek istediği hakları kabul ettirmeye çalışması neticesinde ortaya çıkmıştır diyebiliriz. Keza 17. ve 18. yüzyıl aydınlanma döneminin fikir adamlarınca (John Locke, Jean Jacques Rousseau ve muadilleri tarafından) dile getirilmiş ve buna mukabil Amerikan ve akabinde Fransız devrimlerinin etkisiyle liberal düşünce akımı neticesinde birinci kuşak haklar klasik haklar olarak atfedilmişrir.  Bir başka ifadeyle bu haklar kişileri devlete karşı koruyan ve çoğu anayasada olmazsa olmaz olan (keza bizim anayasamızda kişinin hak ve hürriyetleri başlığında 17-40 md. mevcut olan) haklardır.      

İkinci Kuşak Haklar  
Evet birinci kuşak haklarla "no burjuvazi no democracy!" veya "laissez faire laissez passer" (bırakınız yapsınlar,bırakınız geçsinler) sloganıyla ortaya çıkan tüccar, esnaf ve zanaatkarlar, monarkı/kralı/aristokrasiyi/kiliseyi tam devirmese de belli hakları güvence altına aldırma mücadelesi içerisinde bulundu ve göreceli olarak başarılı oldu. Bununla beraber almanaklar 18. yüzyıl sonu 19. yüzyılın başlarını gösterirken sanayi devrimiyle zenginleşen burjuvazi ve onun altında/emrinde çalışan yeni bir sınıf, isçi sınıfı ortaya çıkmış, eşitsizlik, gelir dağılımındaki makas git gide açılmış idi.Şimdi bu pek hoş olmayan ve de adaletsiz olan duruma çözüm nedir dediğimizde 'çat' diye sosyal ve ekonomik hakların güvence altına alınmasıdır cevabını o günlerdeki kadar kolay olmasa da verebiliriz.İşte tam bu noktada 1848'te Fransızlar ikinci kuşak hakların pozitif hukuka geçmesi hususunda önemli bir adım atmışlardır.Akabinde Almanlar 1919'da "Weimar Anayasas" dedikleri anayasalarında sosyal ve ekonomik haklar/pozitif statü hakları/ isteme hakları yer almış ve bu duruma mukabil anayasacılık akımı dünya genelinde hızlanarak artmıştır.Haliyle biz de bu akımdan nasibimizi 1808 ile başlayıp "1876 Kanuni Esas" ve günümüze kadar devam eden süreçte almaktayız.Nedir bu haklar,ne işe yarıyor derseniz bizim Türkiye Cumhuriyeti 1982 Anayasası sosyal ve ekonomik hak ve ödevler başlığında mevcut olan 41-65 maddelerine göz atmanız icap etmektedir. Mesela;   md.51: sendika kurma hakkı ,  md.54:grev hakkı ve lokavt ,  md.55 ücrette adalet sağlanması,  md.60: sosyal güvenlik hakkı bu haklardandır.    

Üçüncü Kuşak Haklar  
Evet burjuvazi kralı devirdi,aristokrasiye son verdi akabinde sanayi devrimiyle aşırı zenginleşerek meşhur Como Golü`nde villası olan bir sanayici oldu ve işçiyi ezmeye devam etti.İşçi grev ve lokavtla burjuvaziyi geri püskürtmeye çalıştı.İşçi sınıfı, burjuvazinin birinci kuşak hakları elde etmek adına yaptığı gibi meşhur toplum sözleşmesi (social contract) mefkuresinden yola çıkarak devlete sosyal ve ekonomik/isteme haklarını güvence altına aldırma çabası ve daha nicelerine değinmiş olduk. Buraya kadar bu hakların insanlık tarihinde nasıl evrilerek geldiğine bir manada göz atmış bulunduk diyebiliriz .Bir başka özet geçişli ifadeyle burjuvazi ve aristokrasi(iktidarın imtiyazlı ve genellikle soya bağlı bir toplum sınıfı) arasında başlayan birinci kuşak haklar mücadelesi sanayi devriminden sonra işçi ve burjuvazi(iş veren sanayici) arasındaki mücadeleye evrilerek ikinci bir safhaya/kuşağa geçmiştir. Nihayet birinci ve ikinci evre sonrası her şey güllük gülistanlık(!) olduğuna göre sıra dünya barışı(!), çevrenin korunması, kutup ayılarının küresel ısınmadan mütevellit mağduriyetini gidermek adına üçüncü kuşak haklara geldi.Kısacası yüzde yüz uygulanması ütopik gelse de bu haklara şunları örnek verebiliriz: çevre hakkı, insanlığın ortak mirasına saygı hakkı, barış hakkı, gelişme hakkı,  insani yardım alma hakkı, yiyecek hakkı ve  
"self determination" (kendi kaderini tayin etme hakkıdır ki ulusların kendi geleceklerini kendilerinin belirlemesi gereğini savunan meşhur Wilson ilkelerinden biridir.İlk olarak 8 ocak 1918 'de Abd başkanı Woodrow Wilson tarafından o dönemin imparatorluklarını -başta Osmanlı İmparatorluğu- parçalamak amacıyla belli çıkarlar doğrultusunda kullanılmıştır ve bu ilkenin sancıları günümüzde de hala kendini hem bölgesel hem de küresel anlamda göstermektedir.)

Sonuç olarak günümüzde savaşarak,çarpışarak bir sınıf,örgüt veya yapı -yani adına ne derseniz deyin- oluşturup diğerini yok etme ve insanlığı kısa elden kıyamet senoryalarına (post apocalyptic era'ya) sokma mücadelesinden daha elzem olan haklar silsilesi ise üçüncüsüdür diyebiliriz .Bu da bize bir araya gelip adam akıllı doğaya/insana/hayvana karşı saygılı ve barışık bir şekilde yaşamaktan başka şansımız olmadığını açıkça ifade etmektedir.  


Not:
Copy paste değil, alınteridir.Zamanında bir devlet üniversitesinin ADK(Atatürk Düşünce Derneği) Topluluğunun aylık dergisinde tarafımca yazılmış bir yazıdır.Talep edenlere kaynak/referans gösterebilirim.Keyifle ve sıkılmadan okumanız dileğiyle.İyi forumlar.
285  Local / Konu Dışı / Re: OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK (Detaylı bir yazı) on: June 14, 2018, 05:31:25 AM
Detaylı ve bilgilendirici yazınız için teşekkür ederim. Bu hastalıktan müzdarip olan bir insan tanımıştım zamanında . Onunla vakit geçirmek tam bir kabustu. Ne rahat oturabilirdiniz evinde , ne huzuru bulabilirdiniz yanında. Çok yorucu bir hastalık. Allah şifa versin.

Ben teşekkür ederim okuyup yorum yaptığınız için.Gerçekten de bu hastalığa yakalanan insanların -ki bir yakınımda bu hastalıktan müzdarip idi- maalesef hem kendi hem de yakınlarının hayatı kabusa dönüyor.Allah bu hastalığa yakalanan herkese tez zamanda şifasını versin.
286  Other / Off-topic / Re: What do you think about my last btc analysis? on: June 13, 2018, 03:40:14 PM
There is always hope buddy  Grin

When we get in bullish season then I ll draw new woman who suits a bikini during drinking her martini on the sunbed  Grin
287  Local / Konu Dışı / Merit kazanabilmek için Japon forumuna mı geçsem? on: June 13, 2018, 03:26:34 PM
Evet arkadaşlar malumunuz merit sistemi geldi mertlik bozuldu. 1 merit = 40tl gibi başlıklar açılmaya başlandı bile. Angry

Velhasıl  Japon (日本語) forumuna gidip orada mı takılsam acaba bir müddet.Malum adamlar bizden zengin.Büyük ihtimalle meritleri parayla da satmıyorlardır.Buradan umudumuz her geçen gün azalıyor çünkü.İnceden Japon animelerden bir kulak dolgunluğu da var. Google translete ile bir müddet idare edip 5-6 aya yeni bir dil bile öğrenebilirim belki heh ne dersiniz? Fikirlere açığım.Tavsiyelerinzi bekliyorum.Herkese şimdiden iyi forumlar. Grin
288  Local / Alternatif Kripto-Paralar / Litecoin Fiyatı 2018’in En Düşük Seviyesini Gördü on: June 13, 2018, 03:14:50 PM
Bitfinex üzerindeki verilere göre LTC fiyatı bugün 97 $  düzeyine kadar geriledi. Ltc‘nin 8 Aralık 2017’den bu yana gördüğü en düşük düzey bu.

Bununla birlikte 19 Aralık’ta 379 doları görerek kendi rekorunu kırmış Litecoin şu anda o rekor seviyeye kıyasla neredeyse yüzde 74’lük bir düşüş yaşamış durumda. Ayrıca LTC fiyatında bu yılın başına kıyasla yüzde 60 civarında bir düşüş var.


Kaynak: https://koinbulteni.com/
289  Local / Konu Dışı / Re: Paranoya on: June 13, 2018, 11:02:40 AM
Paranoya nasıl atlatılır. Bende ciddi paranoya olduğunu düşünüyorum
Belirtiler:
- Herkesden hastalık bulaşcak gibi geliyor
- Çoğu kişi benim kötülüğümü düşünüyor. Bana hastalık bulaştırmaya çalışıyor gibi.
- Ölümcül hastalığın pençesindeyim
- Ya herşeyi elime yüzüme bulaştırırsam herşey kusursuz olmalı
- Ya bana bir şey olursa
- Ya sevdiklerime bir şey olursa

Her gün diken üzerindeyim. Yardım.

Acilen bir uzmanla görüşünüz.Burada yazışarak üstesinden gelinecek bir durum değil sizinkisi.
290  Local / Konu Dışı / Re: Merit Bağış Alanı - Unofficial on: June 13, 2018, 10:45:50 AM
Like for like hesabi. Merit verene merit verilir  Grin
Siftah: https://bitcointalk.org/index.php?action=merit;msg=28513278
Benden sadece kaliteli postlara merit çıkar, mezarcı forumlardan gelmiş hesap kasan ergenler rüyasında görür Smiley

@alpsea mesajları şöyle ekleyelim, mesala linkini verdiğin yorumun şurada : https://bitcointalk.org/index.php?topic=2786391.msg28514063#msg28514063
Bunu doğrudan alıntı yapıp şu şekilde ekliyoruz;

Dikkat edilmesi gereken konu pump döneminde kesinlikte tepki vermemesidir ETC'nin. Dump döneminde normal olarak düşer, ölü taklidi yaptığı doğrudur anlamsız ve ansızın bir anda yükselebilir sürpriz olmaz benim için. Yinede elimde çok fazla tutmama taraftarıyım şuan için fiyatı yüksek seyrediyor..





Bilgilendirici öğretici yazıların bu alana yapıştırılması dileğim. Örneğin mantıklı ico tavsiyeleri verilebilir. yada çok önemli gelişmeler paylaşılabilir.

@cavsav sağolun hocam desteğiniz için kesinlikle kaliteli postları bekliyoruz.


1.Bitcoinin düşüşüne sebep olan kadın adlı çalışmam maalesef hiç merit alamadı:
https://bitcointalk.org/index.php?topic=3182655.0

2.Obsesif Kompülsif Bozuklu ile ilgili yazım:
https://bitcointalk.org/index.php?topic=4461869.msg39983209#msg39983209


3.Kpss A Gurubu sınavına hazırlanacak arkadaşlara rehber olması açısından bir yazı yazmıştım.Umuyorum faydası olur :

https://bitcointalk.org/index.php?topic=3062932.msg31551069#msg31551069
291  Other / Off-topic / Re: Why bitcoin is not still rising?I found the answer!!! on: June 13, 2018, 10:44:49 AM
What the actual fucking fuck

this s fakking art bro not too much  Grin
292  Other / Off-topic / Re: Why bitcoin is not still rising?I found the answer!!! on: June 13, 2018, 10:43:35 AM
Good info bro. I learned a Lot.  Embarrassed

U re quite wellcome buddy  Grin
293  Local / Konu Dışı / Re: Bitcoin'in düşüşüne sebep olan kadın! on: June 13, 2018, 10:36:41 AM
Elinize sağlık çok güzel bir karakalem olmuş . Yükselişe sebep olacak kadınıda sabırsızlıkla bekliyoruz Cheesy

Teşekkürler hocam.Vallahi ben de sabırsızlıkla bekliyorum o yükselişi.Böyle bikinili elinde margaritalı bir hatun çizicem yaza uygun.Ah bir an önce yükselse keşke  Grin
294  Local / Konu Dışı / OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK (Detaylı bir yazı) on: June 12, 2018, 08:00:43 PM
OBSESİF KOMPÜLSİF BOZUKLUK  


Kısaca okb anksiyete bozuklukları içinde gruplanır.Günlük hayatta batıl inancı olan, en ufak şeylerden  kaygı duyan veya şüphelenen insanlar çoktur.Bu gibi belirtileri gösteren herkes hasta olarak kabul edilemez, ancak bu düşünce ve davranışlar aşırıya kaçtığında obsesif kompulsif bozukluktan söz edilebilir. bazı kişiler aklına kötü bir şey geldiğinde bir tahtaya vurarak “Allah korusun!” der veya evden çıkarken dış kapının kilitli olup olmadığını bir kaç defa kontrol eden sıktır, bu tür davranışları obsesif kompulsif bozukluk olarak değerlendirmek yanlış olur. Bu hastalığın en önemli özelliği kişilerin takıntılı düşüncelerinin ve davranışlarının farkında olmasıdır. Bu kişilerde akla takılan düşünceler istemli olarak uzaklaştırılamaz veya saçma olduğunu bile bile aynı davranış çok defa tekrar edilir(uzun süre el yıkamak veya kapının kilitli olduğunu bilerek defalarca tekrar tekrar kontrol etmek gibi).

Bu hastalığa yakalanmış kişilerin günlük işlevlerini yerine getirmesi güçleşir, iş hayatı ve sosyal ilişkileri genelde bozulur.  Okb bir hastalık olarak tek başına görülebileceği gibi bir belirti olarak başka psikiyatrik hastalıklara da eşlik edebilir. Okb sıklıkla depresyonla bir arada görülür. Hastanın değerlendirmesinde buna dikkat etmek gerekir. Yapılan araştırmalarda bu hastalığın toplumda %2-3 oranında görüldüğü tespit edilmiştir. Ancak tahmin edilen değerler bunun çok üstündedir.Bu hastalık herhangi bir yaşta başlayabilir. okul öncesi çocukluk döneminde veya yaşlılıkta ortaya çıkabilir, ortalama çıkış yaşı 40’dır.  Çeşitli nedenlerle hastaların okb tanısı alması gecikebilir. Bunun değişik nedenleri olabilir; hastaların yaşadıklarının hastalık olduğunun farkında olmaması veya hekimler ayırt edici tanıda bu hastalığı düşünmemeleri bu nedenlerden bazılarıdır. Bazen depresyon, iş ve aile sorunları gibi başka tanıların da bu hastalıkla bir arada bulunması okb tanısını güçleştirebilmektedir. Tedavide gecikmenin en büyük sakıncası depresyonun veya iş ve aile sorunlarının ortaya çıkma riskinin artmasıdır.  


OKB Belirtileri

Genelde obsesyon ve kompulsiyonlarla karakterizedir, ancak sadece obsesyon(saplantı,takıntı) veya kompulsiyon(zorundalık hissi) yakınmaları olan hastalar da olabilir. Obsesyonlarda kompulsiyonlarda düşünce şeklinde olabilir. Ancak genelde obsesyonlar düşünce kompulsiyonlarda ise davranış şeklindedir.  

Obsesyon (takıntı) kişinin kontrolü dışında tekrarlayan düşünce ve uyaranlardır. Hastalar bunun çok anlamsız olduğunu, kendilerini çok rahatsız ettiğini ancak bu düşüncelerden kurtulamadıklarını belirtirler. bu takıntılar hastada iğrenme, korkma, şüphelenme veya anksiyete(kaygı) gibi duyguları da beraberinde getirir. Hastalar bu düşüncelerin kendi beyinlerinin ürünü olduğunun farkındadır. Sık görülen obsesyonlar şunlardır:  

Kirlilik : çevreden kan, tükrük, mikrop veya semen gibi kir bulaşması veya kişinin çevreye kir bulaştırması  kendi başına veya yakınlarının başına bir kötülük geleceği düşüncesi  kontrolünü kaybetme ve saldırgan davranışta bulunma korkusu  tekrarlayan ve kontrol edilemeyen cinsel düşünceler  dinle ve ahlaki değerlerla aşırı uğraşma v.b.    

Kompulsiyon (tekrarlayan davranışlar): hastalar takıntılı düşüncelerden kurtulmak için akıllarına başka düşünceleri getirirler veya bazı davranışlarda bulunurlar bu tür düşünce ve davranışlara kompulsiyon denir. takıntılı düşünceler anksiyete artışına neden olurken kompulsiyonlar anksiyeteyi azaltır. ağır okb hastalarında bazen bu kompulsiyonlar tüm günü alabilir. sık görülen kompulsiyonlar şunlardır:  

Temizlik: saatlerce el yıkama, banyo yapma veya tekrar tekrar ev temizleme gibi. bu şekilde el yıkayarak günde bir kalıp sabun bitiren veya çamaşır suyu ile elini yıkayan hastalar sıktır.  

Tekrarlama: takıntılı düşünce ile oluşan sıkıntıyı gidermek için tekrarlayan davranışta bulunma veya akıldan başka düşünceleri geçirme gibi. yakınlarının başına kotü bir şey geleceğini düşünen bir hasta bunun olmaması için halen yapmakta olduğu davranışı ikinci kez yaparak bu düşünceden kurtulabilir (yolda yürürken aynı yolu geri dönüp tekrar yürümek gibi)  

Kontrol etme: evine bir şey olacak veya yangın çıkacak korkusu ile tekrar tekrar kapıyı veya tüpün kapalı olup olmadığını kontrol etmek gibi.  biriktirme: işe yaramayan bir çok eşyayı biriktirmek gibi. örneğin bazı kişilerde yeterli yerleri olmadığı halde gazeteler, boş kavanozlar veya konserve kutuları gibi işe yaramayan şeyleri atamama davranışı görülebilir. son birkaç yıldır yurdumuzda gazetelere yansıyan çöplük evler buna en güzel örnektir.  

Sayma: yolda yürürken kaldırım taşlarını sayma veya araba plakalarını okuma, günlük işleri yaparken belli sayılarda tekrar etme v.b.(örneğin kazağını beş kere giyip çıkarma veya aynı yere üç kere gitmeme gibi)  

Tamamlama: bu kompulsiyonu olan hastalar bir dizi davranışı mükemmel olana kadar tekrar tekrar yaparlar. örneğin kirlilik takıntısı olan bazı hastalar el yıkamadan önce lavaboyu, musluğu ve sabunu yıkar (genelde belli sayıda) daha sonra belli sayıda elini yıkar ve elini yıkadıktan sonra tekrar aynı işlemi tekrarlar.  aşırı tertipli ve düzenli olma: örneğin çalışma odasında herşeyin simetrik durması veya masanın üstündeki herşeyin belirli bir sıra ile dizilmesi gibi.  yukarıda sayılanlar dışında sayı sayma, aşırı liste yapma veya aşırı dua etme gibi başka kompulsiyonlarda olabilir.  

OKB'NİN NEDENLERİ  
Okb’nin bilinen tek nedeni yoktur. Çeşitli etkenlerin bir araya gelmesi ile bu hastalığın ortaya çıktığı belirtilmektedir.   genetik bir yatkınlıktan söz edilmektedir. okb’ye neden olan bir gen bulunamamıştır, ancak okb hastalarının yakınlarında bu hastalığın görülme olasılığı artmaktadır. aynı ailede görülen okb semptomlarının aynı olması gerekmez. örneğin annede kontrol etme kompulsiyonları görülürken kızında sık el yıkama olabilir.   beyinde kimyasal haberci görevi üstlenen serotonin seviyesinde düşmenin bu hastalığa neden olduğu söylenmektedir. serotonin seviyesini artıran ilaçlar bu nedenle tedavide kullanılmakta ve tedavi edici etkisi görülmektedir. Bazı araştırmacılar bu hastalarda beynin ön kısmı olan frontal kortex ile iç yapılardan bazal ganglionlar arasında iletişim kopukluğu olduğunu ileri sürmektedir.   aile içi sorunlar veya stres yaratan durumlar bu hastalığa yol açmaz ancak var olan hastalığın alevlenmesine yol açabilir.   obsesif kişilikteki kişilerle okb’yi ayırmak gerekir. okb hastalarının hastalık öncesi dönemlerinde genelde kompulsif davranışlara rastlanmaz.Okb hastalarının %15-35’inde hastalık öncesi dönemde obsesif uğraşlara rastlanır.  

OKB TEDAVİSİ  
Tedavide amaç öncelikle var olan hastalığı tedavi etmek sonra da hastalığın tekrarlamasını önlemektir. bu amaçla iki tedavi yöntemi kullanılmaktadır:   seçici serotonin geri alım inhibitörleri kullanmak  bilişsel davranışçı tedavi uygulamak  hastaların hastalıkları konusunda kendilerini eğitmeleri çok önemlidir.   tedavinin başlarında bilişsel ve davranışçı tedaviyi oturtmak ve tedavi dozunu ayarlamak amacı ile haftada en az bir kez doktor kontrolüne gitmek gerekir. hastalık yatıştıkça kontroller seyrekleşir, tamamen düzeldikten sonra da yılda bir kez bile olsa kontrole gitmekte fayda vardır.   iyileştikten sonra belirtiler tekrar başlar ve kognitif davranışçı tekniklerle kontrol edilemez ise, beklenmeyen ilaç yan etkileri görülürse, depresyon, anksiyete bozukluğu gibi başka ruhsal hastalık belirtileri görülürse veya bir yakınını kaybetmek gibi hastalığı kötü etkileyebilecek önemli bir yaşam olayı ile karşılaşılırsa vakit kaybetmeden psikiyatriste başvurmak gerekir. Hastalığın tedavisi uzun süreli ve hastayı çok zorlayıcıdır. tedavi süresince hastanın kendi kaygısını kontrol etmesi gerekir ki bu bazen imkansız hale gelebilir. böyle yorucu bir tedaviyi geçtikten sonra aniden tedaviyi kesmek kesinlikle önerilmez. t-Tedavinin seyri sırasında tedavi ile ilgili sorunlar ortaya çıktığında bunun doktor ile paylaşılmasında fayda vardır.

P.s. copy paste değil, alınteridir.Üniversitede yazdığım bir makaledir.Merak edenlere özelden referans gönderebilirim.Şimdiden iyi forumlar.
295  Local / Konu Dışı / Re: Bitcoin'in düşüşüne sebep olan kadın! on: June 12, 2018, 07:38:00 PM
çok güzel olmuş emeğinize sağlık merit yok ama  Sad

canınız sağ olsun.olunca verirsiniz  Grin
296  Local / Bitcoin Haberleri / Re: Bitcoin 2018’de Ne Olur? on: June 12, 2018, 01:18:44 PM
Son 4 yılın verilerine baktığımız  (bilakis 2014-2018 verileri) son çeyrekte (Q4) artış gözükmekte.Umuyorum bu sene sonunda da böyle olacaktır.

Kaynak:https://kriptokoin.in/2014ten-bugune-aylik-bitcoin-fiyat-degisimi/
297  Local / Türkçe (Turkish) / Re: Merit Sistemi on: June 12, 2018, 11:57:39 AM
1 Merit = 40tl ye satıyorlardı geçen başlık açmışlardı.İş o noktaya vardır artık maalesef.
298  Bitcoin / Project Development / Re: How to make your project successful? on: June 12, 2018, 11:43:21 AM
Actually the success of a project depends on many conditions such as; team skill ,developers,advisors,investors,presented real products to the public,marketing skills in addition vision and mission will be able to determine this project will be successful or not.As u see there are many determiners.
 
Considering crypto market's project, many icos -as u know- don't ensure those conditions very well.
299  Alternate cryptocurrencies / Bounties (Altcoins) / Re: 🔥🔥[BOUNTY]🔥🔥 ASURA COIN 🔥 $500K REWARDS ✅ NEO ICO ✅ 10 WEEK CAMPAIGN on: June 12, 2018, 11:00:53 AM
If there is a Turkish - English or Eng-Tur translation neccesity then contact with me.The force be with you fellas.  Cool

Best regards
300  Alternate cryptocurrencies / Tokens (Altcoins) / Re: [ANN] 🔥 ASURACOIN.IO 🌟 Self Sustainable eSport Platform 🌟 Powered by NEO on: June 12, 2018, 10:59:12 AM
I barely trust & like project.Asura is one of them. Actually, Neo based tokens is getting better erc20 ones day by day.
Pages: « 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 [15] 16 17 18 19 20 21 »
Powered by MySQL Powered by PHP Powered by SMF 1.1.19 | SMF © 2006-2009, Simple Machines Valid XHTML 1.0! Valid CSS!