Bende de bunların 50 cm uzunluğunda olanlarından var 10 adet. 20 TL' den gablay12 nin escrowluğuyla satabilirim.

İroni ancak her ironide olduğu kadar gerçeklik payıda var. Kitap satışı, eğitim seviyesi ve hatta kişibaşı GSMH oranlarının harita üzerinde işaretlenmiş görsellerini gördüm.Sonuç bana bir şeyleri anımsattı.Cahillik kötü.

Bizim zamanımızda ÖSS zeka, ÖYS bilgi temelli idi.IQ seviyesi normal olan bir öğrenci ÖSSyi geçerdi.IQ seviyesi standardın altında olanların muhakkeme yetenekleri bence yetersiz olduğundan oy verip diğer insanların geleceklerini de etkilemesinler.

Ağacın dalları arasında ormanı kaybetmiş şekilde yıllarca yaşadıktan sonra uzaktan baktığımda ülkemin bir parodi yaşadığını düşünüyorum.

Öğrenci olarak gidersen kalabilirsin Kanada'da.Ben 6 ay yaşadım, beni pek sarmamıştı.

Karadağ'da, deniz kıyısında , çok odalı ve bahçeli müstakil ev, eşyalı olarak aldım.

Avrupa'da olacağım.Varsa bir ihtiyaç buradan adınıza kargolayabilirim.Esasında tanıdıklarıma telefon açsaydım iş yaptığım bir çok kişiyi atlaya bilirdim.

Internet olacak elbet ama uluslararası para ve mal transferi zor.İşler zor olmadan hata varsa halledelim diye açtım başlığı.Belli bir süre belki nete de girmeyiz.Bilemiyorum.

Bence siz Afganistan ve İran devrimi öncesi ve sonrası zamanı okuyun.

Arkadaşlar, MIT'nin şu meşhır kurbağa deneyini biliyor musunuz?

Sevgili kurbişler bizim ülke çok değişti.Biz dünya standardını yakalamaya çalışan bir eğitim aldık..ok ilerlemeler kaydettik.Şimdi dev ilahiyat fakülteleri kuruluyor, düz liseler imam hatip oluyor.Türkiyeyi imamlar mı muasır medeniyetler seviyesine getirecek?

Sahte diplomalı öğretmenler, siyasiler ve hatta bilim adamları var...

Sözde müslümanlar da var...Mesela Konya'da cuma namazına koşan zengin sanayicileri akşam pavyonda görebilir, süper lüks otelde üniversiteli ihtiyaçlı kızlara özel odalarında burs verirlerken....

Mahalle baskısı yok? Kadın tayt giydi, şort giydi diye metrobüste taciz ve hatta şiddet meşru görülmedi mi?

Başakşehirde eli silahlı Suriyeliler? Köprüde başı kesilen asker yoktu onlar teröristti?

Özgür basın ,özgür tv, özgür medya yok! Dahasını da söylerim de susmak daha doğru...

Ben ve eşim yüksek lisans sahibi insanlarız.İyi eğitim aldık, iyi birer kariyerimiz, alın teriyle kuruş kuruş kazanılan bir birikimimiz var.Sanmayın gittiğimiz yerde bizi davul zurnayla karşılayacaklar!Zor olacak.Ama en azından adil bir hukuk sistemi olacak, edindiğimiz mülkiyeti bir günde kimse hacılayamayacak.

Kurbişler biz gidiyoruz. George Orwel'ı tanıdığımız için (eski arkadaşız), Alvin Toffler'la üniversite yıllarında kafelerde takıldığımız için şanslı olduğumuzu bilerek gidiyoruz.

Vatan severliğe gelince vatanımı çok seviyorum.Dünyanın heryerini gezdim vatanımdan daha güzelini görmedim.

Bir ara valtim olursa kültür, cultiver, vs konularında düşüncelerimi yazayım.Sonuç biz gidiyoruz.Hayatımız zor ama güvenli olacak.İşimiz hazır.Evimiz hazır.Ana dilini şimdilik bir ülkede oturma ve çalışma hakkımız var.

Gidemeyenler, sizin için üzgünüm.Toplumun diğer bireylerini değiştirmek zor.Takım tutar gibi siyasi görüşlerini destekleyen kurbişler haşlanana kadar  bu devam eder.Bakarsınız tam avrupalı olur, kurbağa çorbası içmeye anavatanımıza geliriz.

”Japonya’da 4. yüzyılın sonlarına doğru tahta oturan İmparator Nintoku, yüksek bir kuleye çıkar ve ülkesine bakar. Gökyüzüne doğru yükselen tek duman dahi göremeyince, halkının yoksul düştüğüne ve bu yüzden hiç kimsenin evinde pirinç dahi pişiremediğini anlar.

Hemen bir ferman çıkaran Nintoku, halkının üç yıl boyunca sadece kendileri için çalışmasını emreder. Sarayda çalışanları bile evlerine gönderir…
Sadece kendileri için çalışan halk, üç yılın sonunda bolluğa kavuşur…

Nintoku kuleye çıkar, ülkenin her yerinde ocakların tütmekte olduğunu yükselen dumanlardan anlar. Yanındaki eşine sevinç içinde “artık zenginiz” der…
İmparatoriçe ise üç yıl boyunca bakımsızlıktan dolayı her yeri eskiyen, çatısı akan, çiçekleri solmuş sarayı göstererek “sen bu halimize zenginlik mi diyorsun” der…
Nintoku’nun yanıtı, yüzyıllardır Japonlar’ın aklından çıkmaz; “Halkın fakirliği, bizim fakirliğimizdir, zenginliği de bizim zenginliğimizdir.

Böyle bir yönetici lazım bize .

Alman Kralı II. Frederick 1750 yılında Potsdam’dan geçiyor. Orayı çok beğeniyor ve “Bana şuraya bir saray yapın” diyor. Ertesi gün adamları gidip bakıyorlar, Kral’ın beğendiği yerde bir değirmen.

​Adamlar kapıyı çalıyor, yaşlı değirmenci açıyor.

– Buyrun?
– Bizi Kral gönderdi. Burayı görüp çok beğendi, satın alacak. Kaç para?
– Satmıyorum ki ne parası?
– Saçmalama Kral istedi.
– Bana ne! Ben satmadıktan sonra kimse alamaz ki!

​Adamları gelip Kral’a diyorlar ki;

– Efendim beğendiğiniz yerdeki değirmenci deli. “Satmıyorum” dedi.
– Çağırın bakalım bana şu adamı.

​Değirmenci gelip, Kral’ın karşısında duruyor. II. Frederick:

– Yanlış anladınız herhalde beyefendi, ben satın almak istiyorum orayı. Kaç para?
– Yoo yanlış anlamadım, adamların da dün bunu söyledi. Satmıyorum!
– Beyefendi inat etmeyin, paranızı fazlasıyla vereceğim.
– Sen koskoca Kralsın, paran çok. Git Almanya’nın her yerine saray yap. Burayı benden önce babam işletiyordu. Ona da babasından kalmış, ben de çocuğuma bırakacağım. Satmıyorum!

​II. Frederick ayağa kalkıyor;

– Unutma ki ben Kralım!

​Değirmenci bakıyor ve diyor ki;

– Asıl sen unutma ki Berlin’de hakimler var! Hiçbir güç, hiçbir siyaset, hiçbir iktidar kral bile olsa adaletten üstün değildir. Hiç kimse adaletin üstüne çıkamaz. Orada oturamaz.

Potsdam’da Sansosi Sarayı. Saray ve değirmen yan yana. Kral ve değirmenci adaletle komşu oluyor.

​Sabahları II. Frederick arka bahçeye çıktığında değirmenci sesleniyor;
– Hey Frederick, ekmek yaptım göndereyim mi?

​II. Frederick diyor ki;
-“ADALET HER SABAH bana, SICAK BİR EKMEK kokusuyla gelirdi.”

Kısaca güzel günler er veya geç gelecek! Ama biz görürmüyüz bilmem

Forumda hali hazırda escrowluk yapan en az 6 üye var.Mustafa Bey tek ve kabul edilmiş escrow değil, çalışılabilir escrow adaylarından biri.

Dünyanın en güzel futbolcusu olarak tanınan Hope'un cıbıl resimlerine rastladım geçenlerde.Konu ile alakalı olabiilir

Pek öyle değil aslında.Uzak doğu ve hatta kuzey kore en çok dijital paralara ilgi duyan ülkeler.

Arkadaşlar 17 Nisan'dan itibaren Türkiye hudutları dışında olacağım.Benimle ticarettir, hizmettir vs. bir şekilde çalışmış olup, alacak-verecek ilişkisinin olduğunu düşünen varsa pm atsın lütfen.Cumartesi gününden sonra yapılabilecek çok fazla bir şey kalmıyor.

Sevgili forum müdavimleri batan geminin malları bunlar.Bu son 6 GPU nun fanı kırık.Fanlar çalışıyor ama palası kırılmış birinin.Ben bunları satıyorum.Siz gözünüzden kaçıp 'aaaa bunun da fanın bir parçası krıkmış' derseniz size ancak vah vah diyebilirm.Fanı kırık olduğu için bu fiyat.Dün bir arkadaş 6sını da alıp son olarakda sapasağlam di mi, sorunsuz çalışıyor di mi diye mesaj atınca parasını geri yolladım.Fanlar dönüyor, ısınma sorunu yok ama fanın bir parçası kopuk.Ben yurt dışına çıkıyorum.Sattığım malları geri alamam, almam da.Kırık fan garanti kapsamı dışında ayrıca.Vatanın garantisi filan hak getire bu konuda.O yüzden fiyatta indirim yaptım.İşine gelmeyen almasın.

GPU için konuştuğum arkadaşlar, anakart var mı diyorlar.Yok arkadaş, anakart yok.
Güç kablosu,ethernet kablosu soranlara da cevabım varda kargosu üründen fazla para tutuyor.Buradaki gamer gençlere kıyak geçtik biz onları.

Sonuç olarak kırık fanlık 6 adet MSI 390 satılık fiyat 700 TL.Fanı kapsamayan 1 yıllık Vatan tatatan garantisi var.

Eskiden burs verirdik eşimle ihtiyaçlı öğrencilere, şehit çocuklarını okutmak ve hatta onlara başlarını sokacak bir yer edindirmek için entel dantel arkadaşlarımla toplanır, bira ve metrelik sosis yerken derin derin tartışır.Her buluşmada bir iki öğrenciye burs verirdik.Burs verdiğimiz öğrencilerden birini ağzında salyalarla gezi parkındaki öğrencilere odun sallarken gördüğümde, alın terimizle kazandığımız paracıkları kendimizin de afiyetle yiyebileceği konusunda anlık bir aydınlanma yaşadım.

Çobanla oyumun bir olması konusu da beni ayrıca düşündürdü.Yahu hiç okumuşla okumamış bir olurmu?Lise mezunu olup, össyi veya muadili bir sınavı geçemeyenler oy vermesinler.Yok, biz kendimizi kurtardık, sizin için söylüyorum.

Ben Türküm.Hem de açık beyazından.Öğrenci olduğum sıralarda Aziz Nesin’in yaklaşık 20 yıldır tartışılan tespiti beni çok üzmüş ve kızdırmıştı. “Türklerin yüzde 60’ı aptaldır” çıkışı da 1982 Anayasa referandumuna dayanıyordu.

Halkın belki %80 i aptal ve bu yüzde %80 nin neredeyse tamamı kendini o azınlık %20 içinde görüyor.Lise ve üniversite diplomasına sahip olmayı entellektüel olmak için bir kriter görüyor.

Bir de ben kendimi çok geliştirdim, hayat okulunda okudumcular var.

Emir kipinde konuşan, siktiri yediğinde boş gözlerle bakıp, sonra eve gittiğinde celallenip, geri gelip dayak yiyenler var.Eli klavye tutan ekranın arkasından herkese gider yapan her daim ergenler var.

Neyse, kuyruğa girmeyi bilmeyen, her türlü dolandırıcılık ve üçkağıtta önde olan milletim, beni Avrupa birliği vatandaşı yaptılar.Öyle eş durumundan filan değil ha, bastım parayı aldım 350 K lık emlağı.Ben sektirip gidiyorum.

Eşime özleyecek misin buraları diye sorduğumda bana 'benim adım Tomas bana komaz' diye özlü bir cevap vererek, insanları değil ama memleketi özleriz dedi.

Biz gidiyoruz, pılımızı pırtımızı topladık.Elimizdekileri sattık.Ahanda valizler hazır.Sektiriyoruz.Son 3 gün.VPN siz istediğimiz yerden internete girip istediğimiz siteye gireceğiz.Paylaşım yaparken akşam polis gelir mi diye düşünmeyeceğiz.İşlerimiz hazır.Evde var. Burada sattığımız 4 yaşındaki arabanın neredeyse sıfırını alığ yarı depo parasına arabayı fulledik 10 gün önce .Vay anam vay...İstediğin saatte bira alıp içebiliyorsun.Evet,evet biracıyız.Yaş aldık artık ama bira önemli.Yahu enteresandır, meyve sebze bile daha güzel.Meyve sebzede Türkiyeden geliyor.Biz yıllarca çürük çarık yemişiz Türkiyede.

6 adet kaldı.Kalanların bir fanlarının bir palası (kırık).Diğerlerini satın alan arkadaş bunları almadı. Fiyat 700 TL.

Tüm riserlar satılmıştır.Gün içerisinde, alıcılı olarak kargolanacaktır.

Kapıda ödemeyi hangi kargolar yapıyor?Komisyonlar ne kadar ve kim karşılayacak?