mars grubu biliyorum kendileriyle çalıştım da biz çalıştığımızda %38 hisse sahibiydi henüz Muzaffer Yıldırım.
yani mesele aslında yıkmak değil dağıtım önemli tabi ki ( dağıtımcı kazığı yediğimiz için bunu altını çizerek söylüyorum benim öngörüm merak ettiğim aslında fonlarla oluşturulan bir proje için gerekli yapım bütçesi çıkar mı? çıktığını varsayıyorum gişe gelirleri nasıl katılımcılara pay sahiplerine en temiz ve uygun şekilde pay edilir nasıl bir resmiyeti olur o konularda tıkanıyorum.

yani tekne yürür mü? onu kestiremiyorum. çünkü işleyişi biliyorum kaça maal olucağını aşamalarını vs. ama bu farklı bir fon farklı bir döngü kestiremiyorum o yüzden..

amacım insanlar yan, bu işe gönül verenler yetenekli insanlar yapımcılara bel bağlamasın kültür bakanlığına bel bağlamasın.

ilk filmlerini çeksinler 2. filmleri için piyasada kendilerini göstersinler...


konu ya da tür hiç düşünmedim bu arada. sadece işleyiş nasıl olur diye fikir öneri almak istedim

 

başlığı yeni gördüm alanım olduğu için bir kaç birşey söylemek istedim. fotoğraf çekmek sanattır ama ortaya çıkan fotoğrafın taşıdığı estetik kaygılar ve farkı onu sıradan şipşak fotoğraflardan sıyırır. konu kompozisyon renk denk altın oranlar ve makina ile yakalan görüntünün hem gerçek bir görüntüye ait olması hem de onun görünenden farklı bir ambiyans ile aktarılması temel etkenler arasında. tabi ki bir takım kurallar da mevcut misal 500kuralı pozlama lens odak mesafesi gibi dengeler...
ve çekilen fotoğrafın masa başında hangi işlemlerden geçtiği de önemli. bunlarla ilgili bir takım ülkemizde çalışmalar yapılıyor. bazı abes gibi gelse de bakış açısı insana farklı gelebiliyor.

ülkemizde sinema sektörü hakkında hepimizin aşina olduğu sorunlar var. bunlardan bir kaçı ilk akla gelenler; iyi senaryosu olan ekibi de olan kişilerin gerekli maddi kaynağı sağlayamadığı için filmlerini çekemiyor olmaları. diğer akla gelen konu ise dağıtımcı firma unsuru. filmi, çekiyorsun ama iş çekmekle bitmiyor dağıtamazsan filmin batıyor.
bu sinema adı altında topladığım başlık aslında tüm hikaye anlatan film türleri için geçerli. belgesel; kısa film gibi.
aynı sorunu 15 dakikalık belgesel çekmek isteyen biri de yaşıyor.

parayı elinde tutan birkaç büyük yapımcı var onlarda istediği gibi at koşturuyor. yazanlarda çizenlerde hatta yönetmenler de elleri mahkum projelerine para bulamadığı için onların eline bakıyor.

sizce fonlarla sinema sektöründe etkin olmak nasıl olur? ses getirir mi? etkiler mi? piyasayı elinde tutanların elinden alıp başka insanlara da şans verme yolunu açar mı?

görüşleriniz önemli...

benimkiler klasik ve ucuz.
ızgara tavuk kanat mangalda ve mangalda pişerken önden yuvarlanan 2 bira.

tabi sakatat kulvarı da ayrı bir tutku.. şiş ciğer; kokoreç, ızgarada böbrek..
aman yarabbi töbeler olsun

eğer gerçekten temiz ve sorunsuz bir kasaya motora sahipse 2. elini bulacağın bmw elbette bmw derim çünkü motor çalışma sistemi çok farklı ve özel. bunu eski model bmw lerde  de test etme imkanım olmuştu. ona dayanarak söylüyorum. geçmişten gelen sürdürebildikleri bir motor sistemleri var. ve vw zaten segment olarak bmw nin altında. bu bir gerçek. bizim ülkemizde vergilerle yükselen bir araç. golf alınmaz mı ? alınır elbet yormayan oturaklı rahat bir araba ama karşılaştırıldığı araç bmw ise hiç şüphesiz BMW ! tek handikap fiyatı ne olursa olsun 2. elde temizi bulmak. diğer araçları bilmem önden alınan darbelerde şanzıman kutusunun  diğer araçlara göre daha hassas olduğunu duymuştum.

çok çalışmanın işe yaramadığı bir taktik olduğu kesin. birileri desteklemeli önünü açmalı sana bağlantı kurmalı. yoksa tek başına ürettiğin taktiklerde hep birşeyler ağır ilerleyecektir. denedim küçük çaplı ordan biliyorum.
bir filmde dediği gibi futbol fena halde hayata benzer istediğin kadar yetenekli ol iyi bir takımın yoksa yenilirsin..

e sigara için tavsiyem kullanmamak olur. şu an herkes sigaradan daha az zararlı diyor ama aksini düşünenlerde var. özelliklede çin malı merdiven altı olanlar hiç güven vemiyor.

bitcoin kendini kanıtladı ama durumdan rahatsız olanlar müdahaleler olacak ve gidişatı engellenicek diye düşüyorum. gerekçe olarak da güvenlik gibi unsurları  kullanarak bunu yapacaklar. bu da btc alıgısını değiştiricek ve kendini kanıtlamasını etkiliycek.

başarılı güzel bir çalışma olmuş fakat gereğinden fazla kullanılması birilerinin marş üzerinden kendi kimliğini fikrini öne çıkartmaya çalışması bana çok gereksiz geliyor. birşeyleri sömürmek ondan beslenmek bana itici geliyor.

her koşulda başımızı ağrıtacak bir durum. o coğrafyayla ilgili geçmişten gelen anlaşmalar izlenen politikalar var. her devlet kendi çıkarını düşünüyor haklı olarak ve alışılagelen  politikaların değişmesi de bizim pek işimize gelmeyecek gibi duruyor zaten bunun yanında güvenlik içinde endişe arttırıcı.
şu bir gerçek ki ne olursa olsun her türlü başımız ağrıyacak...

başımıza kötü bişey gelirse btclerin başıanda kötü birşeyler gelmiş demektir öldükten sonra bir önemi kalmıycak zaten hatta bırakın ölmeyi hastalığa tutulunca bile insanın gözü görmez bence hiç birşey ama yakınlarımıza yararı olması istiyorsak  kara düzen kayıtlar notlar her türlü iş görür. 

democracy ... because democracy is humanist..

People always lie because it does not give real joy.
the most powerless lie. their needs weaken them.

bence gayet güzel bir gelişme. zaten artık post cihazları üretilmeye de başlandı. (pundi)  gün geçtikçe sosyal hayatın içinde varlığını göstericek. ama kısa vaadede talep görüceğini pek sanmıyorum. yani ülkemizde btc ile ev ya da benzeri bişey alma uzun vadede olucağını düşünüyorum.

ilgilerini çekiyor insanların. garip geliyor iyi bir yatırım gibi gelip merak ediyorlar sonra da işin içinden çıkamayıp geçip gidiyorlar. antalyadaki bitcoin cinayeti de işin başka boyutu.

devlet desteği olmadığı sürece mevcut işsizliği fırsat bilen patronlar hep az paraya fazla fazla çalıştırıcaktır. hele biz setlerde 16saati bulan çalışma koşullarında bırakın az çalışmayı paramızı dahi düzenli alamıyoruz. sendika desen fıs.. garip bi sistem birileri çok kolay çıkıyor bazıları da battıkça batıyor.

baba vanganın kehanetleri bana çok komplo teori vari geliyor. bir çoğunun tuttuğu var sayılırsa oldukça ilginç

https://www.youtube.com/watch?v=cAoUq4HVPzI

müdahale etmek için gayet meşru bir gerekçe. öngörüsü yüksek japonyanın bu konuda da. ve ilerleyen zamanlarda da kozlarından biri bu olucak.

parayı yasallaştırmanın çok fazla yolu var. zaten bahsedilen mebla tüketilmesi oldukça zor bir mebla. mesela para yurtdışından ülkeye girişi sağlandığında yasallaşması takibi kolay olucaktır. avantaşın şupara türkiyede değil. şu an falanca ülkeye gittiğinde o parayı orda da çekebilirsin.o yüzden yurt dışına çıkartman çok da zor değil orda fason bi şirket kuruyosun şirket sahibi de sen oluyosun bir tük vatandaşı olarak sonra o kurduğun fason şirketten hizmet alıyosun ve kendi paranı dolaylı yoldan kendine aktarıyorsun .. zaten zaten takibe giren meblalar bellidir. atıyıorum ben gidip 100 200bine araba alsam kimse sallamaz yani.. biraz zaman alır ama en temizi. bu yurtiçinde de geçerli.
ve tabiki vakıflar.. bugünler için var:)

bireysel olarak yapılıcak şeyler bittiyse olabilir bence. bazen insan istikrarlı giden birşeylere alışmak istiyor çünkü.