Show Posts
|
Pages: [1] 2 »
|
İstanbul'da sıkışık trafikte çakarları yakıp emniyet şeridinden giden bir mercedes'i bir motorsikletli kurye videoya çekmiş ve çok mantıklı şekilde şunları sormuş: ( https://x.com/aykiricomtr/status/1917472651687166286) Vatandaş: Hanımefendi görevli misiniz, şu an görev emriniz var mı? Çakarlı araç sürücüsü: Tahsisli araç. Bu aracın daha önce menzil şeyhi tarafından kullanıldığı da anlaşılmış. Yani araç büyük ihtimal menzil tarikatının. https://x.com/aykiricomtr/status/1917476308562387032  Araç mercedes s450d. Fiyatı 15-20 milyon tl civarı gözüküyor(tabi vergisiz alınmadıysa). Sorulacak çok soru var. Bunlar kim ki bu paralara bu arabaları alabiliyorlar? Bu araç ve bu kişiler ne yapıyorlar ki çakar takabiliyorlar? Bu kadınlar kim akşamın bi saati çakar ile emniyet şeridinden gitme cürretini gösteriyorlar? Göz göre göre kul hakkı yemekten utanmadan pişkin pişkin nasıl böyle şeyler yapıyorlar? Bu durumdan açıkçası tiksiniyorum. Şunun hiçbir mantıklı açıklaması olamaz. Videoya çeken kurye arkadaşa da helal olsun. Tüm çakarlı araçların böyle videoya çekilmesi lazım. Umarım bu kuryeyi bulup intikam almazlar. Bir süre sonra bu kuryenin başına bir şey gelirse şaşırmam.
|
|
|
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'deki kripto varlık ekosistemine yönelik yeni düzenlemelerin son aşamaya geldiğini açıkladı. Bu düzenlemeler, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) tarafından yürütülen ikincil düzenlemelerle desteklenerek, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kuruluş ve faaliyetleri, çalışma usul ve esasları ile sermaye yeterliliğine ilişkin tebliğ taslakları hazırlandı. Bakan Şimşek, kripto varlıkların "değer veya hak ifade edebilen gayrimaddi varlıklar" olarak tanımlanacağını belirtti. Ayrıca, kripto varlık hizmet sağlayıcılarının kuruluş ve faaliyetleri, çalışma usul ve esasları ile sermaye yeterliliğine ilişkin tebliğ taslaklarının hazırlandığını ifade etti. Bu düzenlemeler, Türkiye'nin Mali Eylem Görev Gücü (FATF) standartlarına uyum çabalarını sürdürerek, uluslararası düzeydeki yükümlülüklerini yerine getirmesi açısından da önem taşıyor. Şimşek, Merkez Bankası ve MASAK'ın halihazırda bu konuda yaptığı düzenlemelere işaret ederek, bu alanda daha fazla adım atılması gerektiğini vurguladı. Sonuç olarak, Türkiye'de kripto varlık ekosistemine yönelik yasal düzenlemeler, uluslararası standartlarla uyumlu hale getirilerek, yatırımcıların korunması ve piyasanın şeffaflığının artırılması hedefleniyor. Kaynak: https://tr.investing.com/news/cryptocurrency-news/bakan-simsekten-kripto-sektorune-uyar-yeni-masak-duzenlemeleri-kapda-3334295https://www.haberdonusum.com/2024/ekonomiden/simsek-kripto-varliklar-icin-yasal-duzenleme-son-asamada-75962/https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/kripto-borsalar-icin-yol-haritasi-belli-oldu-bakan-simsekten-aciklama-7289563Haberin detaylarında örneğin Travel Rule kesinleşmiş gibi duruyor. Transfer işlemlerinde gönderici ve alıcı gibi detaylı bilgilere yer verilmesi zorunlu oluyor. Zaten uzun zamandır düzenlemeleri git gide sertleştireceklerini biliyorduk. Siz ne düşünüyorsunuz? Hepimiz için hayırlı olsun diyelim ne diyelim
|
|
|
Son günlerde Abd'nin Avrupa Birliği'ni ve Nato'yu yalnız bırakmasıyla Avrupa'da Rusya karşısında panik başladı. Savunma projeleri açıklanıyor, savunma bütçeleri yükseltiliyor. Şu görsel ise Türkiye açısından oldukça ilginç: https://x.com/alemannoEU/status/1896171038503043233"Tüm renklerimiz göndere!" anlamında bir yazı var. Yani hepimiz aynı gemideyiz muhabbeti. Atılan tweet 15 milyon görüntülenme almış ve hem Türklerden hem Avrupalılardan çok yorum var. Daha geçen sene Türklere Schengen vizesi reddi konusunda rekorlar kırılmıştı. Yorumlardan biri 'Avrupa için savaşmaya gelirdik ama vizem çıkmadı gelemiyorum'. Erdoğan da uzun süre sonra Avrupa Birliği üyeliğinden bahsetti. ( https://x.com/bpthaber/status/1897955970292031656) AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen Türkiye'yi içeren tweetler atıyor, bizi savunma konusunda her şeye dahil ediyorlar. ( https://x.com/vonderleyen/status/1897979330505928857) Bu kadının geçmişte nasıl Türk karşıtı olduğunu çoğu kişi biliyordur. Şimdi başları sıkışınca biz değere binmiş olduk. ABD dışındaki NATO ordularının büyüklükleri ise şöyle:  Siz ne düşünüyorsunuz? Trump'ın tutumu bence oldukça ilginç. Askeri açıdan Avrupa'nın yanında yer almalı mıyız?
|
|
|
Güzel bir sezona daha başladık. Takımlar yaklaşık 10 maç oynadılar, bu seneki takımların durumu yavaş yavaş gözükmeye başladı. Ayrıca 1 maç da In-Season Tournament oynadılar. ( https://www.nba.com/in-season-tournament/2023/standings) Bu sezona çok büyük sürprizler olmadan başladık. Klasik James Harden dramasına tanıklık ettik. Uzun zamandır konuşulan Victor Wembanyama bu sene Spurs ile iyi bir çaylak sezonuna başladı, beni açıkçası heyacanlandırdı. Lebron'ın ise resmi olarak ilk maçının üzerinden 20 yıl geçti(29 Ekim 2003 ilk NBA maçı), hala çok iyi oynuyor. En büyük takas olarak sanırım Damian Lillard'ın Bucks'a geçmesini söyleyebiliriz. Türk oyunculara gelirsek Alperen'in koç değişikliği ve takıma gelen Fred VanVleet'in etkisiyle sezona çok iyi başladığını söyleyebiliriz. Şimdilik güzel galibiyetler alıyorlar. Devam ettirebilecekler mi merakla bekliyoruz. Spurs'e takas olan Cedi Osman'da da biraz kıpırdanma gözüküyor ancak devamlı olabilecek mi merak konusu. Furkan Korkmaz ve Ömer Yurtseven şu ana kadar çok süre alamadılar. İstek olursa anket ekleyebiliriz. Herkese keyifle izleyeceği bir sezon diliyorum.
|
|
|
Kötü şöhretini bildiğimiz çin tuzu diye tabir edilen ve özellikle cipslerde, hazır noodle'larda aroma arttırıcı olarak bulunan MSG yani Monosodyum Glutamat gerçekten söylendiği kadar zararlı mı? Kısa cevap: Değil. - Nedir bu Glutamat?Glutamat kısaca 'umami' denen tadı veren bir molekül. Türkçe'de başka karşılığı olmayan bu tat tıpkı acı, tatlı, ekşi gibi kendine has bir tat olarak tanımlanıyor. Glutamat yiyeceklerde doğal olarak bulunuyor, örneğin domates, et, yoğurt ve peynirler yoğun olarak glutamat içeriyor. Anne sütünde bile glutamat bulunuyor. Monosodyum Glutamat ise glutamat molekülünün sodyum ile sentezlenerek tuz haline getirilmesi. Yani bildiğimiz sofra tuzu olan NaCl'de klorür yerine glutamat bağlanmış şekli. Tüketilen sodyum miktarı açısından bu önemli, örneğin kalp ve tansiyon hastaları için. - Peki MSG'nin kötü olduğu nereden çıkmış?MSG ile ilgili endişeler 1968 yılında, Çinli Amerikalı bir doktorun The New England Journal of Medicine'de yazdığı yazıda, Çin yemeği yedikten sonra genel olarak hasta hissettiğini ve bunun MSG'den kaynaklanabileceğini belirtmesiyle ortaya çıkmıştır. Diğer araştırmacılar da kısa sürede bu iddiayı doğrular nitelikte çalışmalar ortaya koydu ve MSG bir halk sağlığı suçlusu haline geldi. 70'lerde Chicago Tribune gazetesi "Çin Yemekleri Sizi Çıldırtıyor mu? MSG 1 Numaralı Şüpheli." Tarihçi Ian Mosby'nin 2009'da yazdığı gibi, tüm bu ilgi "Çin kültürüyle ilişkili garip bir şekilde 'egzotik', 'tuhaf' ve 'aşırı' uygulamalar hakkında uzun süredir devam eden bir dizi varsayım için tıbbi meşruiyeti yeniledi". Washington Üniversitesi'nde diyet beslenme uzmanı olan Amanda Li'ye göre, bu MSG ile ilişkili tüm semptomların saçmalık olduğu anlamına gelmiyor; insanlar her gıdaya olduğu gibi MSG'ye karşı da hassas olabilir ve yedikten sonra baş ağrısı gibi genel semptomlar yaşayabilir. Ancak "araştırmalar MSG tüketimini herhangi bir ciddi potansiyel advers reaksiyona bağlayan net bir kanıt göstermemiştir" dedi. Yani MSG sanıldığı ve yansıtıldığı kadar öcü bir gıda değil. Tuz gibi çok yenirse zararlı bir şey ancak uzmanlar her şey gibi kararında yenirse direkt kötü bir madde olmadığını söylüyor. Fast food, cips ya da hazır noodle'ların trans yağlar veya koruyucular gibi insan sağlığına zararlı çok daha fazla içeriği varken suçun MSG'yi atılması pek bilimsel değil. Bu bilgiyi öğrendikten sonra benim fark ettiğim bir şey oldu. Domateste glutamat çokmuş, domates salçasında bu daha da yoğunlaşmış oluyor. Bizde bu sebeple neredeyse tüm yemeklere salça koyma adeti doğal olarak ortaya çıkmış olabilir. Bu benim kişisel görüşüm. https://evrimagaci.org/monosodyum-glutamat-msg-veya-cin-tuzu-zehir-kadar-tehlikeli-mi-1055https://www.youtube.com/watch?v=HwqZoXWQHcchttps://www.youtube.com/watch?v=K5QUP0-k3UE
|
|
|
Twitter'da bir kullanıcı dışarıda yediği yemeklerde fişlerdeki KDV oranının yanlış gösterilerek vergi kaçırılmasıyla ilgili bir tweet atmış. ( https://twitter.com/gurbetogli/status/1685020434662604805?s=20) Kısaca dönerci tavuk dönere içecek olarak fiş kesmiş ve KDV'sini %1 göstermiş. Mehmet Şimşek de bu konuyla ilgili Hazine ve Maliye Bakanlığı bunları yakalasın gibi bir tweet atmış. ( https://twitter.com/memetsimsek/status/1685214782440218625?s=20)  Açıkçası bence güzel olmuş. Normal her insan maaş alırken vergisi tıkır tıkır kesiliyor, düzgün yerlerden alışveriş yaptığımızda vergisi tıkır tıkır kesiliyor. Böyle bazı çakal esnaflar ise vergi kaçırmanın derdinde. Zaten hemen hemen herkes alışverişlerde fiş kesilmediğine denk gelmiştir. Bu da alanen esnafın vergi kaçırması oluyor ama kimsenin umrunda değil. Ayrıca dönercinin ismi de hacı ama vergi kaçırmadan kaçınmamış.
|
|
|
İBB ve Kandilli Rasathanesi İstanbul'un her ilçesi için deprem riskleri çalışması yapmış ve bunu kitapçıklar halinde ilçe ilçe yayınlamış. İstanbul'da yaşayanlar ilçelerini inceleyerek bazı önemli bilgilere ulaşabilir. - Altyapı Hasarları Analizi (içme ve atık su boruları hasarları, doğalgaz boruları hasarları) - Gece Nüfus Yoğunluğu Dağılımı - Can Kaybı Ve Yaralı Sayısı Tahminleri - Yol Kapanma Analizleri - Geçici Barınma İhtiyaçları - Yapım Yılına Göre Bina Dağılımları ve daha birçok konuda çok önemli haritalar ve bilgiler mevcut. Ayrıca kitapçıkların sonuçlar kısmında da önemli çıkarımlar yapmışlar. Meraklısının incelemesini özellikle öneririm. Ben yaşadığım ilçe ve ayrıca Beyoğlu, Fatih, Kadıköy gibi ilçeler hakkında önemli ve ilginç bilgiler edindim. https://depremzemin.ibb.istanbul/guncelcalismalarimiz/#olasi-deprem-kayip-tahmnler-le-ktapiklariHepimizin bildiği gibi İstanbul'da da çok büyük bir deprem bekleniyor. Uzmanların Maraş bölgesindeki depremi öngördükleri gibi İstanbul'da da aynı şekilde öngörüleri mevcut. Ve maalesef kesin gözüyle bakıyorlar. Umuyoruz böyle bir felaket olana kadar gerekli bütün önlemler alınır.
|
|
|
Dün CHP, ekonomi danışmanlarından birinin daha önce Merkel'in de danışmanı olan Amerikalı Jeremy Rifkin olacağını açıklamış. Rifkin de çevre konusunu da içeren bir konuşma yapmış. Çevre bilinci tabi ki güzel bir şey ancak merak ettim, bizim ve diğer ülkelerin çevreye etkisi ne kadar? Tarih boyunca nasıl olmuş?  En son dataya göre yıllık olarak %1.2 ile 13. sıradayız.  Başka bir görselde tüm emisyonlar içindeki payımız daha iyi ifade edilmiş. 2017 yılında yani pandemi öncesi ve ekonomimiz şimdiki gibi yavaşlamadan, belki de en aktif dönemlerinden birindeyken. 448 milyon ton CO2 salınımı yapmışız. Asya'nın ve petrol çıkan başta orta doğu ülkeleri olmak üzere nasıl çılgınlar gibi CO2 yaydığı dikkatinizi çekebilir. Günümüzdeki durum aşağı yukarı böyle. Hadi diyelim bugün az salınım yapıyoruz, belki geçmişte daha çok olmuştur. Bakalım:  Üretim bazlı olarak 1750'den 2017'ye toplam karbon salınımına etkimiz 9.6 milyar ton ile sadece %0.6. 'Our World in Data' kaynağına göre Türkiye tarihsel salımlarda en fazla paya sahip ülkeler sıralamasında 26'ıncı sırada yer alıyor.Peki kişi başına düşen durum nasıl?  Dünya ortalamasının üzerinde, AB ortalamasına yakın ancak Amerika ve Çin'in çok çok altındayız. Hindistan'ın ise iki katından fazlayız. Dediğim gibi çevre çok önemli bir konu. Tüm dünya olarak acilen bir şeylerin yapılması gerektiği aşikar. Ancak ekonomimiz bu durumdayken, zaten çevreye kötü etkimiz bence azken fosil yakıtlardan çıkmayı konuşmak vs. ne kadar mantıklı? Biz de diğer ülkeler gibi insanların çöpten yiyecek toplamadığı, çocukların okula aç gittiğinin konuşulmadığı kadar gelişirsek ve çevreye etki edersek daha katı önlemler almayı düşünebiliriz. https://ourworldindata.org/co2-emissionshttps://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-60939869https://www.statista.com/statistics/271748/the-largest-emitters-of-co2-in-the-world/https://www.wri.org/insights/history-carbon-dioxide-emissions
|
|
|
 Grup aşaması biten Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın esaslı kısmı bugün Son 16 maçları ile başlıyor. Grupların puan durumu şu şekilde oluştu:     Son 16 ve sonrası için ise durum şu şekilde:  Turnuvada NBA yıldızları Giannis, Luka Doncic ve Nikola Jokic'in çok etkili oynadıklarını ve takımlarının en büyük favorilerden olduğunu söyleyebiliriz. Giannis'in 41 sayı, Doncic'in 47 sayı gibi fantastik performansları oldu. Bu takımlar dışında Almanya ev sahipliğinin de etkisiyle şaşırtıcı şekilde iyi başladı. Aynı grupta da Litvanya şaşırtıcı şekilde kötü başladı. Milli takımımız Gürcistan maçındaki saçma olaylar olmasa ve sonrasında İspanya maçında maçın sonunu iyi oynayabilse namağlup bitirebilirdi. Ancak çok iyi oynadığımızı söyleyemeyeceğim. Alperen Şengün istatistik olarak iyi gözükse de turnuvaya çok iyi başlamadı ve içeride savunmamız ve ribaundlarımızda çok açık verdik. Ayrıca Larkin'den büyük beklenti vardı ancak sakattı ve şimdi de ameliyat olacağı için takımdan ayrıldı. Kişisel görüşüm zaten Larkin'e çok da ihtiyaç olmadığı yönünde. Takımımız için garip bir durum NBA'de Miami Heat'te oynayan Ömer Faruk Yurtseven'de yaşandı. İlk kadrolarda vardı ve İstanbul'da antrenmanlara da katıldı ancak sonra kendi kararı ile bir anda Amerika'ya dönmüş ve teknik ekibin telefonlarına bile çıkmamış. O olsaydı boyalı alanda gücümüz oldukça değişebilirdi. Şimdi Alperen, Sertaç Şanlı ve Ercan Osmani ile oynuyoruz. Ercan Osmani ise aslında çok başarılı performans gösteriyor ancak bu pota altı ile turnuvada ilerlememiz bence biraz zor. Bugün saat 13:00'da Fransa ile Son 16 maçımıza çıkıyoruz. Milli takımımız dışında da bence güzel bir turnuva oluyor ve devamında da çok iyi bir turnuva bizi bekliyor.
|
|
|
Ülkemizin büyük çoğunluğu günlük olarak peynir tüketiyordur sanıyorum. Eminim forumda da peynir sevdalısı çokça kişi çıkacaktır. Son 1-2 senedir değişik peynirleri denemeye başladım ve şu anda buzdolabında 7 çeşit peynir var. Açıkçası hayatıma renk katan bir olay oldu benim için. Küçüklüğümde 2-3 çeşit hep aynı peynirleri yerdik ve değişik peynirleri pek bilmezdim.
Çoğu peynirin kilosu 100 lirayı çoktan geçti maalesef. Daha dün gibi 250 gramını 10-15 liraya aldığımı çok net hatırlıyorum.
Yakın zamandaki birkaç favorimi paylaşmak isterim:
- Bim'e ara ara gelen Aknaz marka Mihaliç ve Sepet peynirleri. Kilosu 100 lira civarı. 25 gr protein. Çok lezzetliler.
- Migros Dil peyniri. Kilosu 140 lira civarı. 25 gr protein. Bence en lezzetli peynir.
- Ara ara A101'e gelen Otlu Peynir. En son aldığımda kilosu 110 liraydı. Yeni keşfettiğim ama çok lezzetli bir peynir çeşidi oldu benim için.
- Fiyat performans kralı Migros Hellim Peyniri. 250 gramı hala 22 lira. 22 gram protein
Benim için önemli bir kriter de koruyucu kimyasal içermemesi. Zaten olgunlaşmış peynirlerde koruyucu gerekmemesi gerekiyor. Eğer koruyucu ekliyorlarsa üretimlerinde hijyende bir sıkıntı olabileceğini okumuştum.
Sizin favori peynirleriniz hangileri? Az bilinen ama önerebileceğiniz peynirler var mı?
Peki aramızda hiç peynir yemeyen var mı? Bu sanırım daha ilginç olacaktır.
|
|
|
ABD'nin eski Danimarka büyükelçisi, Biden'ı eleştirmek için bu paylaşımı yapmış. "Bunu daha önce görmüştüm. Danimarka'da orta sınıf insanların araba sürmeye gücü yetmez. Bisikletleri var ve uzun yolculuklar için trene biniyorlar. Elçilik şoförüm işe gitmek için karda bir saat bisiklet sürerdi. Biden'ın Amerikalılar için istediği gelecek bu. İstediğiniz bu mu?" https://twitter.com/CarlaHSands/status/1535091239246340104Ama ters tepti. Tweetin altındaki Danimarkalı ve Avrupalı tepkilerinde çok güzel ve sarkastik cevaplar var. Örneğin: "Ama Norveç'e gittin mi? Danimarkalılardan çok daha fakiriz. Veliaht Prens ve Prensesi bile bisiklet kullanmaya zorlanıyor." "Hollanda'da durum daha kötü. Kral ve kraliçenin bile araba almaya gücü yetmiyor."  Bizim durumumuza girmek bile istemiyorum. Araba almak hayal oldu, kim bilir düz bisiklet fiyatları bile nasıl uçmuştur...
|
|
|
Bu şaka değil arkadaşlar Alman Deutsche Welle'nin haberi: https://twitter.com/dw_turkce/status/15301992085816401931 milyon Suriyeli kendi ülkelerine dönerse Suriye'nin demografisi bozuluyor ama Türkiye'ye gelen ~10 milyon kimliksiz kaçak Türkiye'nin demografisini bozmuyor, hatta daha fazlası gelsin ve hepsi buraya hapsedilsin isteniyor. Dediklerine göre 1 milyon kişi ÜLKESİNE DÖNERSE bu o ülkeyi negatif etkileyecekken bizim açık kapı politikamızda ise sorun görmüyor bazıları. Akıl almaz zamanlardan geçiyoruz gerçekten...
|
|
|
Ekonomi ve siyaset dışında hafif bir konu açmak istedim, kafamız dağılsın. Hayatımız boyunca bazen bir fikir üzerinde mantıklı bir sebebi olmadan takılı kalabiliriz ve bir gün fikrimiz değişirse şaşırırız.
Benden birkaç örnek: - Taze nane, maydanoz, pırasa gibi bazı sebze ve otları küçükken hayatta yiyemezdim. Öğrenci evine çıkınca değerini ve lezzetini anladım. Şimdi hazırlayan olsa her gün bıkmadan yiyebilirim. Şu anda kahvaltıda bile maydanoz yiyorum.
- Çocukluğum ve lise hayatım boyunca metal müzikten nefret etmiştim. İnsanlar nasıl dinliyor aklım almazdı. Üniversitede bir yerde denk geldim ve biraz dinleyince çok sevdim, hala da sıkça dinliyorum.
- 2009 yılında şu anda Netflix'te de gösterilen Community dizisi başlamıştı. Sonraki yıllarda çevremden arkadaşlarımdan çok duydum. Herkesin torrentten ya da dizimag gibi sitelerden sürekli dizi takip ettiği yıllardı. Neden hiç hatırlamıyorum ama yıllarca bu diziden nefret ettim, izleyen kişiler hakkında kötü bile düşündüm. Niyeyse çok gıcık olmuştum. Pandemiden sonra Netflix'te görünce bir şans verdim ve inanılmaz sevdim ama öyle böyle değil. Yıllarca boşu boşuna nefret etmişim ve nedenini de cidden hatırlamıyorum.
Sizin de böyle ön yargılı olup fikir değiştirdiğiniz konular oldu mu?
|
|
|
"ABD'de bir üniversitede öğretim üyesiyken dedesinin vefatı üzerine memleketi Burdur'a gelen 37 yaşındaki Aynur Onur, "miras kalan araziler boş kalmasın" düşüncesiyle uzun süre kafa yorduğu susuz tarım projesini hayata geçirerek örnek bir başarı hikayesi yazdı. Aynur Ece Onur, 2006 yılında ODTÜ Uluslararası İlişkiler'den mezun olduktan sonra Amerikan Dışişleri Bakanlığı'nın verdiği bursa başvurmuş ve 2008 yılında hak kazanarak Antropoloji Yüksek Lisansı için Amerika'ya gitmiş. Indiana Üniversitesinde öğretim üyeliği yaparken Burdur'un Karamanlı ilçesindeki köyüne dönen akademisyen kadın, dedesinden miras tarlalarında hayata geçirdiği susuz tarım projesiyle girişimci oldu. Makine mühendisi olan kardeşiyle birlikte dedelerinden kalma 135 dönüm arazide susuz tarım yapmaya karar veren Dr. Onur, hedefine ulaşmak için çalışmaya başladı. Arazilerine lavanta ve ölmez çiçek diken Dr. Onur, kardeşiyle birlikte lavanta, ada çayı, kekik, biberiye, ölmez çiçek ve medikal papatya gibi susuz yetişebilen bitkiler üretip, bunlardan çeşitli yağlar, kozmetik malzemeler ve kişisel kullanım ürünleri geliştirmek amacıyla bir de tesis kurmak için düğmeye bastı. Aynur Ece'nin susuz tarım dediği ve kuru tarım olarak bilinen uygulama ne? Yalnızca dikim esnasında can suyu vererek, yağmur suyu ve topraktaki neme dayalı yapılan üretim diyebiliriz kısaca."  Bence çok çok önemli bir girişimcilik örneği yapmış bu hanımefendi. Birçok açıdan ülkemizin çok ihtiyacı olan bir durum. İklim değişikliği sonucu kuraklığa rağmen tarım yapılabilmesi, insanların büyük şehirlerden köylerine geri dönebilme imkanı, katma değeri yüksek tarım ürünleri üretilerek bölgeye de ülkeye de fayda, istihdam gibi. Bu yöntemin tüm ülkeye yaygınlaşması İstanbul trafiğinden tutun dövize bağımlılığımıza kadar çoğu sorunumuza iyi gelebilir. Ayrıca nohut üretimine de başlayacağını belirtmiş, sadece tıbbi ve kozmetik bitkiler değil herkesin tükettiği yiyeceklerin de böyle üretilebilmesi süper olur gerçekten. İlk videoyu izlemenizi özellikle öneririm https://youtu.be/vqnnhPuWaAchttps://www.ntv.com.tr/turkiye/abdde-akademisyenligi-birakip-memleketi-burdurda-traktor-direksiyonuna-gecti,qQS_9LHtV0GHc74KIqWVfQhttps://www.youtube.com/watch?v=lHVqUTODNOAhttps://onedio.com/haber/delilik-mi-dahilik-mi-amerika-dan-burdur-a-goc-eden-aynur-ece-onur-un-herkesi-gururlandiracak-hikayesi-968778https://www.aa.com.tr/tr/yasam/abdden-turkiyeye-bir-girisimci-kadin-hikayesi/2057657https://karamanlihaber.com/2020/11/30/abdden-turkiyeye-bir-girisimci-hikayesi/
|
|
|
Elektrikli arabalar şu anda ülkemizde yaygın değil ve olması zor gibi gözükse de bangır bangır geliyorlar. En son teknolojik gelişmelere göre en uzun menzilli 20 otomobil şöyle: 1- AION LX Plus 1008 km 2- Lucid Air Dream Edition R 837 km 3- Mercedes EQS 450+ 780 km 4- Mercedes EQE 660 km 5- Tesla Model S Long Range 652 km 6- BMW iX xDrive 50 630 km 7- Ford Mustang Mach-E RWD Extended Range 610 km 8- Tesla Model 3 Long Range AWD 602 km 9- BMW i4 eDrive 40 590 km 10- Tesla Model X Long Range 560 km 11- GMC Hummer EV Edition 1 560 km 12- Rimac Nevera 550 km 13- CUPRA Born 77 548 km 14- Volkswagen ID.3 Pro S 541 km 15- Polestar 2 Long Range Single Motor 540 km 16- Skoda Enyaq iV 80 537 km 17- Audi Q4 Sportback 40 e-tron 534 km 18- Tesla Model Y Long Range AWD 533 km 19- Volkswagen ID.4 Pro Performance 522 km 20- Skywell ET5 520 km Kaynak: https://www.dolubatarya.com/haber/en-uzun-menzile-sahip-elektrikli-otomobiller-2022/Listeye baktığımızda ilginç detaylar görebiliyoruz. 7 direkt ve 2 marka sahipliği bağlantısıyla (Skoda ve Cupra VW grup arabaları) 9 araba ile Almanların iddialı olduğu görülüyor. Tesla'nın başarısı sayesinde 7 Amerikalı araba oluyor. 3 Çinli ve 1 Hırvat araba da görüyoruz. Tabi ki elektrikli otomobiller konusunda menzil tek faktör değil. Ancak önemli bir gövde gösterisi markalar ve ülkeler için. Siz ne düşünüyorsunuz? Forumda elektrikli araba sahibi olan var mı? Yakın ya da orta gelecekte almayı düşünür müsünüz?
|
|
|
"Türkiye'nin nüfusu geçen yıl 2020'ye göre 1 milyon 65 bin 911 kişi artarak 84 milyon 680 bin 273 kişiye ulaştı. Türkiye'de ikamet eden yabancı nüfus bir önceki yıla göre 458 bin 626 kişi artarak 1 milyon 792 bin 36 kişi oldu. Bu nüfusun yüzde 49,7'sini erkekler, yüzde 50,3'ünü kadınlar oluşturdu." Ayrıca "Ülkesine geri dönen Suriyeli sayısı: 484 bin 400, bugün itibariyle ülkemizde kayıt altına alınan Suriyeli sayısı: 3 milyon 739 bin 859 kişidir." Kaynak: https://www.ntv.com.tr/turkiye/turkiyenin-nufusu-aciklandi,Hy1xiJLBckm1nfuwN9GBrwBu genel bilgilerin yanında şöyle bir durum var: " Nüfus artış sayıları:2018: 1 milyon 193 bin 357 2019: 1 milyon 151 bin 115 2020: 459 bin 365 2021: 1 milyon 65 bin 911 Covid-19'un vurduğu 2020'de yaklaşık 650 bin kişi neden eksildi? TÜİK, 2020 ölüm ve göç verilerini aylar geçmesine rağmen açıklamadığı için bilinmiyor. 2021 nüfusu açıklandı ama hâlâ 2020 göç istatistikleri ve 2020 ölüm istatistikleri açıklanmadı." Benim yorumum: Habere ve Tüik verilerine bakarsanız doğuda inanılmaz şekilde fazla çocuk yapıldığı istatistiklerde de net şekilde görülüyor. Bu şartlarda nasıl hala bu kadar çocuk yapabiliyorlar aklım almıyor. Ayrıca bu kadar yabancının ve Suriyelinin olduğu yerde kiraların astronomik olması kaçınılmaz, 250 bin dolara vatandaşlık vs kesinlikle kaldırılmalı ve yabancıların ülkeye gelmelerine daha katı kurallar konulmalı.
|
|
|
Dünyanın şekli küre gibi ya da tam olarak doğru söylemek gerekirse elipsoid olduğu için haritalara yani iki boyuta doğru olarak yansıtmak çok zor oluyor. Hatta iki boyuta basıldığında ülkelerin kapladığı alanı doğru yansıtmak imkansız oluyor. Bunun için çokça harita çeşidi bulunuyor ancak hiçbiri %100 doğru değil. Hepimizin okuldan aşina olduğu haritalarda genellikle ekvatora yakın yerler küçük, Rusya ve Kanada gibi kuzeydeki yerler olduğundan çok büyük gözüküyor. (Konuyla ilgili Türkçe altyazısı da bulunun şu videoyu öneririm https://www.youtube.com/watch?v=kIID5FDi2JQ) thetruesize.com sitesinde ülkeleri seçerek alanlarını tüm dünyada istediğimiz yere koyabiliyoruz. Benim çok ilgimi çeken ve eğlendiğim bir site oldu. Türkiye'yi her yere taşıdım. Avrupa'ya koyduğumuzda Hamburg'dan Sofya'ya ya da Paris'ten Varşova'ya kadar alanları kapladığını görüyoruz. Amerika, Çin, Rusya gibi büyük gözüken ülkeleri de Avrupa'ya ya da Afrika'ya koyunca gene çok ilginç görüntüler oluşuyor.  Sitede arama bölümüne ülke ismini ingilizce yazdığınızda ülkeyi seçebiliyorsunuz ve istediğiniz yere taşıyabiliyorsunuz. Sol aşağıdaki pusuladan da ülkeyi döndürebiliyorsunuz. Eğlenebileceğinizi düşündüğüm için paylaşmak istedim.
|
|
|
|