Siyaset tartışmalarının geçmişteki haliyle şimdiki halini kıyasladığımızda arada o kadar büyük bir fark var ki. Eskiden tartışma programları kat kat daha seviyeli olurdu. Şu an yurtdışında görüp bahsettiğimiz görüntülerden çok farklı değildi yani. Ancak şimdi baktığınızda, sürekli bir kaos ortamı var. Karşılıklı bağırıp, çağırıp, hakaret etmeden geçen bir program pek görmüyorum. Seviye o kadar yerlere düşmüş ki.
Bence olay seviye değil. Seviye olması için öncelikle bilgi/görgü olması gerekir. Bu ikisi olmayınca zemin sağlam olmadığı için bir yerde patlıyor. Taraflı konuşmalar, gerçeklerin üzerini örtüyor. Burada bahsettiğim taraflılığı parti parti düşünmeyin. Ülkenin her yerinde, herkes taraflı! Ve bu nedenle de bir tane düzgün konuşan adam bulmak için bir çuval dolusu buğdayın içinde bir kırık bir bulgur tanesi aramak lazım. |
|
|
|
2010'lu yılların başından itibaren bu tarz programlarda büyük itibar kaybı oluştu. Belli başlı - çok az sayıda - yorumcuyu/gazeteciyi çıkarırsak ancak o zaman kaliteli bir yorum programı izlenebilir. Özellikle taraf olma konusunun bokunu çıkardıkları için vasıfsız soytarılar haber programlarında komedi oyunu gibi iş yapıyorlar. Ne konuştuklarını bilmiyorlar, sadece siyasi birilerine "yaranmak" adına şakşakçılık yapıyorlar özü bu. |
|
|
|
Aranızda hiç geçmişe ilgi duyan, geçmişte yaşadığı anıları özleyen var mı? Bende bir bağımlılık gibi bir şey bu. Bazen hayallere daldığımda 20li yaşlarımı özlüyorum. Bazen akraba bazen sevgili özlüyorum. Genel olarak şimdi yerine geçmişte yaşadığımı hissediyorum. Bu muhtemelen iyi bir şey değil ama kendimi alıkoyamıyorum.
Hayatınızı temelden etkilemediği sürece güzel bir şey bence. Ama bunu takıntı haline getirirseniz o kötü. Geçmişi hatırlamak, geleceği yakalamak... En iyisi bu. |
|
|
|
Heey, yine Bayern Münih'in ligi domine ettiği bir sezon izleyeceğiz, ne güzel!  Bundesliga'nın çekiciliği her sezon daha da azalıyor. Maçların hiçbirini oturup izlemiyorum, sadece özetlere bakıyorum. Başka takımlar da Bayern seviyesine gelirse o zaman ilgi çekici olur. Bayern Münih'in özellikle son on yılda her sezon şampiyon olması rekabeti öldürüyor gibi gözükse de aslında en kaliteli mücadeleler yine Bundesliga'da yapılıyor. İzlemeyerek çok şey kaçırdığınızı söyleyebilirim. Bundesliga 2 bile öyle bir duruma geldi ki bizim Süper Lig kalitesinin üstüne çıkmaya başladı. Bundesliga 2'de oynayan Hamburg, Hannover, Werder Bremen, Schalke 04 gibi takımlar ülkemizde olsalar ilk beşe oynardı. Alt ligleri bile o derece rekabetçi ve güçlü takımlardan oluşuyor. Bayern farkı çok açtığı için Bundesliga şampiyonluğu eskisi gibi heyecanlı geçmiyor ama ikinci sıra ve Avrupa kupalarına gitme mücadelesi hala üst düzeyde. Örneğin ilk hafta oynanacak maçlardan biri olan Mainz - Leipzig karşılaşmasına bir göz atın derim. Sonra ilgi çekici olup olmadığını yeniden konuşalım.  Hocam söylediklerinize kısmen katılıyorum kısmen de katılmıyorum.Katıldığım noktalardan başlayacak olursak Bundesliga bana kalırsa hala çok ilgi çekici bir lig ülkemizde maalesef futbol seyircisi kaliteden çok rekabet kaos arzuladıkları için Bundesliga onlara sönük geliyor olabilir.Bundesliga 2 konusunda örneğin geçen yıl Bundesliga'da yer alan Schalke04 bence bizim ligde ilk 5 e filan giremezdi.Bizim ligimiz ile Avrupa Ligleri arasındaki makasın açıldığını ben de kabul ediyorum ama hala o noktaya gelmedik ama lig ikincimiz Psv'den 5 yiyor diye bir argümanla gelecek olursanız bizim Türk takımlarının sezon başları hep sıkıntılı geçer eminim aynı Galatasaray birkaç ay sonra Psv ile oynasa sonuç çok daha farklı olurdu. Alman ligini bende bir kaç yıldır takip etmeyi bıraktım. İngiltere liginde de benzer şeyler var mesela. Münih, ligi domine edecek her imkanı kendilerine sağlayarak sonra başkasının kazanmasını beklemeyi imkansız kılıyor. Gereksiz. Benzer şekilde futbol ekolu temcilcisi ekipler sermaye karşısında boyun eğiyor gün geçtikçe. Parasal mevzular futbolun tadını kaçırmaya devam ediyor. |
|
|
|
memur sen böyle dediyse işin sonunda memurlar ceplerinden para verecek demektir. bir de şöyle bir durum var: memur-sen ne zaman böyle iyi bir fikir ortaya atsa önceden duyumunu aldığı olay olur. sonunda "hah biz dedik de oldu." hareketlerini severler. umarım en kötü böyle bir zam gelir. Aynen bu durumda var. ILO kararlarının uygulanması hakkında yasa çıkınca kazanımlarımız diye aylarca boy boy afişlerler duyurdular Kamu sendikalarında çalışma ahlakı ve yöntemi bozukluğu olduğundan ne yazık ki beklentiye bile giremiyor insan. 10 yıldır pasif durumdalar. Bir pazarlık değil, beyanat oluyor. memur sen böyle dediyse işin sonunda memurlar ceplerinden para verecek demektir. bir de şöyle bir durum var: memur-sen ne zaman böyle iyi bir fikir ortaya atsa önceden duyumunu aldığı olay olur. sonunda "hah biz dedik de oldu." hareketlerini severler. umarım en kötü böyle bir zam gelir. Bence bu sefer memur sen böyle uçuk önerileri getirmesindeki amaç, danışıklı dövüş hocam, geçen ki gibi yine kurula götürecekler ve üstteki arkadaşların dediği gibi kurulda verilecek zam oranı belli olacak, memur sen elimizden bir şey gelmedi diyip kendini kötü yapmayacak aklınca bence, Yıllardır buna bile tenezzül etmediler. Ne derlerse okey deyip kapattılar konuyu. %3 yeter laflarını bile etmekte sakınca görmediler. Nasılsa siyasi sebeplerle üyeleri istifa etmeyi düşünmüyor bile. Hiç bir yaptırımı olmayan vasıfsız sendikalar... |
|
|
|
Bence seyyanen zam istenmesi olumlu bir işaret. Kapıyı biraz yukarıdan açmışlar. 100-200 tl de olsa maaşlara bir iyileştirme yapılması gerekli. Ayrıca %20 zam da çok normal geriye dönük 2 yıldır zam aldığı yok memurların. Enflasyon üstünde alınmalı biraz.
2 yıl mı? 2019'a kadar ki 10 yıllık memur alım gücü tablosu açıklayıcı sanırım; Alım gücünün son 2 yılda çok fazla düştüğünü de unutmamak lazım. Temmuz zamlarıyla birlikte en düşük memur maaşı 4330TL oldu. Yani yaklaşık 510$ ve 5,28 çeyrek altın!!! |
|
|
|
Yıllardır aynı yöntemlerle kaşıyorlar o bölge insanlarını. Farkındaysanız bu olaylar sürekli Afrika-Arap yarımadası ülkelerinde oluyor. Asya-Arap yarımadası ülkeleri medeniyet beşiğiyken, bu noktalara nasıl geldik inanamıyorum resmen. Basit bir arama ile bulduğum 1900'lü yılların Tunus'u... https://www.slideshare.net/esgici/bir-zamanlar-tunus-1890-1900 |
|
|
|
Orta direk, asgari ucretle bulusana kadar ekonomi bozulmaya devam edecek; tabi liyakatsizler gitmedigi taktirde.
Kurumlarda iş barışı diye bir şey kalmadı. Taşeron temizlik firması elemanları, güvenlik elemanları ile 20 yıllık memur arasında maaş farkı açılıyor. Taşeron lehine! Yanlış anlaşılmasın. Kesinlikle taşeron çalışanlar bu rakamlardan da fazla alması gerekiyor. Ama memur ve emekli maaşları da yıllardır baskı altında ve giderek alım gücünden kaybediyor. |
|
|
|
Arkadaşlar ben 7 ay önce kovid geçirdim. Koku tamamen gitti. Kolonya kokusu bile alamadım. Ancak 2 hafta sonra geri geldi ancak tamamen gelmedi. Örneğin nane, kahve gibi kokuları alıyorum ancak gaz kokusunu ve limon kokusunu hiç alamıyorum. Sigara, kolonya gibi bazı kokuları ise normalden farklı alıyorum. İnanın iğrenç bir durum. Çözüm önerilerinize açığım
Çok geçmiş olsun hocam. Umarım en kısa sürede geçer. Belki zamanla kendine gelecektir ya da bir tedavi için bekleyeceksiniz bir süre. Lanet hastalık her şeyiyle rahatsız ediyor. Öldürüyor, öldürmese öldürmekten beter ediyor. |
|
|
|
Yüzde 21 zam talebi yerinde bir talep, Türkiye şartlarında reel hayat enflasyonu en az yüzde 50, yine de böyle yüksek zam talepleri tabii ki karşılık bulmayacak, ekonomik olarak da bahsedilmese de bir krizin eşiğinde olan Türkiye, bu zam taleplerini tabii ki geri çevirecek hatta yüzde 1-2 önerecekler, yine 3 gelirse şaşırmam Ya tabi ki yerinde ve hatta az bir talep. Asgari ücret son 4-5 yıldır %20 üstünde zam alırken memur enflasyon farkları ile birlikte %10-12 bandını geçemedi. Ama kamu sendikacılığı bitik olduğu için... Bu talebin gerçek hayat enflasyonuna en yakın talep olduğunu ben de kabul ediyorum.Bundan sonrası için olacaklar önemli.Devletin bu talebi kabul etmesi bence de olanaksız.Bir görüşme daha yapacaklar ve yine orta yol bulunamayacak.
Orta yol diye bir şey yok. Memur sen yine havadan sallıyor. Hükümet ne derse okey diyecek. Ben %7-8 gibi "gelecek 2 yıl boyunca enflasyonun altında kalacak" rakam bekliyorum. |
|
|
|
Geçmişe kıyasla bugün ki sağlık sistemi Nur nimet bu konu hakkında kimseyle tartışmak fayda getirmez
Neyle neyi kıyasladığımıza bakar. İnşaat konusunda evet. İnanılmaz hastane binaları yaptık. Tıpkı yollar gibi. Hastane içi kalite konusunda da aynı şeyi söyleyebilecekmiyiz? Daha geçtiğimiz günlerde bir doktoru şikayet ettim. Adam saat 11'de geldi poliklinik'e! Şikayete gelen yanıt doktor vizitede. Peki dedim arayan SGK yetkilisine siz buna inanıyormusunuz? Adam hastanenin bana verdiği bilgiyi aktarıyorum dedi. Adama umarım hastanede bir yaşlı yakınınız varken, benzer bir doktor sorunu gelirse önünüze aynı samimiyetle cevaplarsınız dedim. Tabi bazen bizlerde sorun yaşayabiliyoruz dedi istemeden. 11'de gelen doktor kapının önündeki kuyruğa yaklaşık 30 dakika da baktı. Sonra da çekip gitti bu arada. 30-40 hastaya dakikada 1 hastadan daha hızlı tedavi sunan müthiş doktorlarımız var şükür! O nedenle binaya değil, hizmete bakmak lazım. |
|
|
|
Az önce haberlerde denk geldim. Buyrun memur-sen'in memurlar için bu yıl talep ettiği zamlar; Memur-Sen; Kamu görevlileri için 600 TL seyyanen zam, 2022 için yüzde 21, 2023 için ise yüzde 17 zam talep etti. İş kötü. Bunlar en son böyle dilli dilli iş yapmaya çalıştıklarından beri, memur ve emekliler "enflasyonun altında kalacağı ayan beyan" açıkken bile %3 aldık. Bu sefer %3'e tamah edebiliriz. |
|
|
|
|
Hastane var doktor yok.
Okul var öğretmen yok.
Cami var hoca/müezzin yok.
Kurumlar var memu/müdür yok...
Bu konularda konuş konuş bir yere varmıyor.
|
|
|
|
Çok mu tüketiyoruz? Bence evet. Aslında sadece bizim millete özgü de değil ama bizim millet gerçekten ihtiyaç fazlası ürün satın almayı çok seviyor. Mesela Avrupalılardan genel olarak gördüğüm şu şekilde ki, örneğin bir market alışverişi yapacaklarsa ihtiyaçları kadarını alıyorlar. Daha sonra ihtiyacım olursa yine gider alırım diye düşünüyorlar. Ama biz öyle yapmıyoruz. Bi gittik mi onu da alayım bunu da alayım derken bi bakıyoruz ihtiyaç fazlası çok şey almışız.
Stokçuluk her yerde... Un çuvallarını taşıyamayanları görüyoruz sıklıkla. Pandemi ilk çıkınca marketten 2 koli kolonya alanı gördüm ben mesela yıkanacaktı onunla herhalde. Ben hala o dönem aldığım 2 adet kolonyadan birini kullanıyorum mesela. |
|
|
|
Bu bir bakıma iyi de olabilir kötü de. Ücretsiz olacak artık oyun ve sadece güncelleme gelecek. Yani yeni oyun diye bir şey çıkmayacak. Unreal Engine 4 oyun motoru ile yapılacak. Eğer başarılı bir oyun ortaya koyulursa Fifa ile ciddi bir şekilde rekabet edebilir. Belki de günün birinde EA de oyunu ücretsiz yapar ya da çok cüzi bir miktara satmaya başlar.
Ücretsiz olayına çok aldanmayın derim. Fifa ultimate de ücretsiz ama olay orada tamamen uygulama içi satın alma kullandırmak. Yani özellikle online versiyon kullananlar bir adım ileri gitmek için para basmaya devam edecek. Hatta eskisinden daha karlı olacak. Çünkü hep satın alımlardan kazanacaklar hemde oyunun içine daha fazla reklam alacaklar. |
|
|
|
Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan, "8 milyar küsur dünya insanı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı alışkanlıklarıyla tüketim ve üretim yapsaydı, gezegenimizin kaynaklarını bir sene içinde tüketiyor olurdu" dedi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) İklim Araştırma Komisyonu'nda yer kürenin doğal kaynaklarının 'hoyratça' kullanıldığı tespiti yapıldı. Başlığın fikrini Kayseri Kadir Has Üniversitesi öğr. üyesi Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan'ın medyaya çıkan haberinden aldım. Türk toplumu olarak inanılmaz bir tüketim halindeyiz ve bunu gözle görebiliyoruz. Yoksulluk sınırının, askeri ücretin üzerinde olduğu bir ülkede lüks tüketim olarak adlandırabileceğimiz cep telefonu, ev ve araba kaynıyor ortalık. Hiç bir zaman yiyemeceğimiz kadar yiyecek, ihtiyacımızdan fazla giyecek alıyoruz. Nitelikli üretim yapmadığımız gibi, niteliksiz bir tüketim anlayışı güdüyoruz. Sonucunda da tükeniyoruz. Ülkemizin su kaynaklarında artık "gözle bile görülür" azalma varken, halen bu konuda ciddi önlemler almıyoruz mesela. İklim değişikliklerine sebep olan yollar, köprüler ve barajlar kuruyoruz mesela. Gümüşhane yakınına kurulan barajdan sonra bölgeye kar yağışının 1 aya yakın geciktiğini ama erime dönemininde 15-20 gün yakına geldiğini biliyormuydunuz mesela? Daha az tüketip, daha uzun yaşayabilecek bir doğa mı bıraksak sonraki nesillere? Haberin tamamı: https://t24.com.tr/haber/prof-dr-yeldan-8-milyar-insan-turkler-gibi-uretip-tuketseydi-gezegenimizin-kaynaklari-bir-sene-icinde-tukenirdi,967539 |
|
|
|
|
Bence olaya yaklaşım olabilecek en kötü noktada. Mesela burada bir çeşit pozitif ayrımcılık var gibi. Evlat, ana baba öldürmek kötüdür! Peki ya amca teyze yeğen? Ya da komşu, arkadaş, uzak akraba? Bunlarda kötü diyelim. Sıradan birisi, yoldan geçen herhangi birisi? Hepsini kenara bırakalım hayvanların öldürülmesi? Bunların tamamı bir kenara sebepsiz bitkilerin katli?
Arkadaşlar öldürme eylemi en ufak canlıdan, en büyüğüne, dişisinden erkeğine, bitkisinden insanına tamamen yanlış. Besin öğesi olarak kullanılan bitki ve hayvanların "nazik" şekilde kesilmesinden veya hasatından bahsetmiyorum elbette. Ama öldürme eylemi tamamiyle kötü ve itibarsız bir şey. Tabi ki hiç kimse anne babasını veya çocuğunu öldürmemeli. Ama aynı zamanda hiç bir kimseyi veya şeyi öldürmemeli. Öldürme eylemi başlı başına kabul edilmemesi gereken bir durum. Burada bazı arkadaşların değindiği gibi psikolojik etmenler ortaya çıkıyor. Bir insan ancak sağlıklı düşünmediği durumlarda birini öldürmeyi düşünebilir veya bu yönde düşünmeden hareket edebilir. İşte bu durumu en aza indirmek için bireysel ve toplumsal hareket etmek gerekir.
|
|
|
|
|
Üniversite yıllarımın oyunu. Arkadaşlarla toplanır oynardık sabahlara kadar winning eleven serisinin rebranding ile PES'e döndüğü yıllardı o zamanlar. PES7 benim zirve yaptığım dönem olmuştu. Oradan sonra tabi oyun çağ atladı ama o yıllarda bize verdiği zevki sonrasında pek vermedi.
Tabi bu tarz oyunlar o zamanlar online değil, arkadaşlarla oynanırdı. Play station kafeler, internet kafelerde zamanında çok oynadık. PC için kaç tane joystick satın aldığımı hatırlamıyorum bile. Logitech kollar epey iyiydi PC için o zamanlar. Çok para harcadık. O zaman o paralarla BTC satın alsaydım şimdi fena yerlerde olabilirdim ama nereden bileceksin işte.
|
|
|
|
|
Bu haberi dün okudum bende ama sizler kadar şaşkınlıkla karşılamadım. Medyanın herkesten bağış veya reklam ücreti alabileceğini biliyorum ancak zaten halleri ortada. Habercilik, medya yönetimi falan diye bir şey yok. Türkçe düzgün değil... Saçma sapan haberler... Medya kuruluşlarını %97-98'inin ne memlekete ne bireylere faydası var.
|
|
|
|
|
Yeni değil bildiğim kadarıyla epey zaman oldu bu uygulamaya geçileli. ABD yapılanmasında 911 tarzı bir şey.
Bence de mantıklı tek tek numara ezberlemek yerine tek numara ve doğru yönlendirme ile her şey çok kolay bir şekilde çözülebilir.
Tek sıkıntı o görüşmeyi yapanlar. Hem arayan hem santral yetkilisi anlayışlı olmazsa bazen işler karışabiliyor. Bazen yoldan geçerken şahit olduğunuz bir durum için arıyorsunuz olduk olmadık onlarca soru ile bunaltıyorlar.
|
|
|
|
|
Show Posts
