Nükleer bombadan "ya ölürsem" diye korkmaya gerek yok, herhangi bir tanesi atıldığı zaman ya bombadan öleceğiz, ya da gezegen yaşanılamaz hale geleceği için kısa süre sonra öleceğiz. Yani genel olarak yaşam sona ereceği için bireysel olarak korkmaya gerek yok.
Yapay zeka dünyanın yönetimini ele geçirdiğinde (10 yıl sonra değil elbette ama 100 yıl bile sürmeyecek) muhtemelen ilk yapacağı nükleer silahları devredışı bırakarak kendi varlığını güvence altına almak olacak.

Bazı siteler, özellikle sikindirik haber siteleri birbirinden kopyala yapıştır yalan yanlış bilgilerle insanları yanıltmış, arkadaşlar elbette araştırmanızı yapmışsınızdır ama ben yine de yazayım dedim.

Adına bakıp aldananlar, markaya güvenenler olmuş, bu firmanın bildiğimiz Koç Holding ile hiçbir alakası yok, tek sahibi olan Adil Koç'un da holding ya da Koç ailesiyle bir bağı yok, Vehbi Koç'un en küçük oğlu diye götlerinden element uydurmuşlar, tabii ki öyle değil, bilginize.

Koç şirketleri: https://www.koc.com.tr/faaliyet-alanlari/sirketler
Güncel olmasa da bize gerekli veriyi sunan Vehbi Koç aile bilgisi: https://tr.wikipedia.org/wiki/Vehbi_Ko%C3%A7

Yav ne yapıyorsunuz, kafayı mı yediniz, bir paylaşımda milletin içinden seri katil çıktı...
Cana kastedenler, şiddet uygulayanlar falan ayrı ama mal için böyle şeyler düşünülür mü ya, suçtur evet, yakalansın, cezasını çekmesini sağlarsın, bedelini ödetirsin, ötesi canavarlıktır.
Ne biliyorsun, belki hırsızlık yapanın evde aç bebeği var? Belki de suç makinesi bir orospu çocuğunun teki, ama bunu bilemezsin, hüküm de veremezsin. Hukuk bunun için var, hukuk sistemindeki yanlışlar, eksikler ve yozlukların çözümü bu değildir.

Bugün hırsız diye birine bunları yapan yarın tipini beğenmediği için de aynı şeyi yapmakta bir sakınca görmez.

Bir kız, bir erkek ikizin olursa kızn adını Asel, oğlanınkini de San koyarsın, teknolojik teknolojik gezerler.
Evet dalga geçiyorum çünkü çocuğunun ismi söz konusu iken bile bir iradesi olmayan, koyun gibi çoğunluğa, modaya uyan kitle için ciddi bir şeyler yazılamaz. Kuranda geçiyormuş falan hikaye, Kuranda geçen yüzlerce isim var, sırf herkes o ismi koyuyor diye yapıyorlar, moda olmasından bağımsız olarak gerçekten sevdiği için koyan yarısı bile değildir.

Ya buradan ağzımı açıp gözümü yumacağım ama bu yaşam formu için risk almaya değmez. Elbet bunları yapanların, halkın parasını çalanların alayının son kuruşuna kadar her şekilde hesap verecekleri günler gelecek. Görünen o ki çok fazla zaman kalmadı zaten, o zaman buradaki borazanları da göreceğiz.

Bu tablo bu kadar düz değil, mesela ekmek türlerinin kendi içlerinde ciddi glisemik endeks farklılıkları var, ekmek diye kestirip atınca olmaz.

Glisemik indeks sınıflamasına göre;
Fındıklı ekmek ve bazlama yüksek glisemik indeksli (>70),
Tıbbi ekmek, beyaz ekmek ve simit orta glisemik indeksli (55-70),
Ruşeymli ekmek, cabata ekmek, çavdarlı ekmek, kepekli ekmek, taş değirmeni ekmeği ve köy ekmeği ise düşük glisemik indeksli (<55) ekmeklerdir.

http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/55681.pdf

Nasıl ki tarihi dolmuş, üretim hatalı, özelliğini kaybetmiş hatta küflü peynirleri kimyasal işlemden geçirip tost peyniri adı altında gıda maddesine çeviriyorlar, aynı şey bunun için de yapılıyor. Kimya teknolojisi gıda konusunda o kadar gelişti ki, inan o pis acı tattan eser bile kalmaz.

Gelişen kripto teknolojileri ile birlikte ağ tarayıcılar da yeni yeni kullanışlı özelliklere sahip olmaya başladılar, tabii ki başı 2015'de Ethereum blokzincirinde başlayıp veri sağlayan Etherscan çekiyor. Biraz eski kafalılık mı başladı bilmiyorum ama Erc her zaman ve her anlamda bana daha yakın ve kullanışlı gelmiştir, şu an üzerinde bulunan katmanlar da dahil.

Bunların hepsi ayrı sinir bozucu şeyler, zam yapmamak için enflasyonu düşük gösterirler, deprem olur, yeterince müdahale ettik diyebilmek için ölü sayısını düşük gösterirler, seçim olur deste deste oy çalarlar, ithalat/ihracat rakamlarını külliyen yalan verirler, dış borcu düşük (hatta yok) gösterirler, büyümeyi yüksek gösterirler.
Yeter ya, niye bunları görüp anlayacak kadar, yani 80-100 tane beyin hücresi bile olmayan şuursuzların verdikleri oyların sonuçlarına biz katlanıyoruz?

Yasal kullanımı ağırlıklı olarak sabun ve kozmetik, riviera yağ, hayvan yemi vb olayı da var tabii ama en çok sabun ve kozmetikte.
Tabii bu yazdığım işin yasal kısmıydı, biz Finlandiya'da yaşamadığımıza göre, diğer kısma geçelim:
Pazarlarda, sağda solda, alakasız dükkanlarda son derece yanlış bir uygulamayla pet şişe içinde gördüğünüz zeytinyağı(!) muhtemelen biraz zeytinyağı (miktar düdükleyicinin insafına kalmış), pirina yağı ve pamuk yağından oluşur, özetle sahte zeytinyağlarında pirina olması çok yüksek ihtimal, pamuk yağı Allahın emridir.
Bu arada, zararlı olduğunu gösteren kapsamlı bir araştırma yok ama zeytinyağı diye riviera alıp tüketmeyin, değil çünkü ama fiyatı diğer yağların (ayçiçek vb) hepsinden yüksek ve o parayı hak edecek bir içeriğe sahip değil.
İyi zeytinyağı ne sokak köşelerinden, ne de büyük marketlerden alınmaz (büyük marketlerde iyi yağlar vardır ama minicik şişelerde korkunç fiyatlara satılırlar), zeytinyağının alınacağı yer kontinü sistemle içerik kaybı olmadan ve hijyenik koşullarda üretim yapan orta ölçekli işletmelerdir, hemen hemen hepsi kendi sitelerinden de satış yaparlar, fiyatları ucuz değildir ama zeytinyağı da ona göredir.

Kim ne derse desin, her zamanki gibi felaket tellallığı yaparsa yapsın, parası olana halving sonrası bu düşüş alım fırsatıdır, ben öyle "halving zaten fiyatlandı" masallarına falan da inanmıyorum, dinlemekten sıkıldım. Bugünü çok uzun olmayan süre bir süre sonra çok anacağız ama dediğim gibi parası olana. Kendi yazdıklarımı okumama gerek yok yani... 

Kullanım şekli kağıt üzerinde gayet güzel duruyor, senin de belirttiğin gibi işletme sermayesi ve borç ödeme için sadece % 20, gerisi yatırım, pazarlama ve büyüme için. Sektör zaten güzel, üretim portföyleri iyi, muhtemelen rekor katılım gelecektir, bunu bilançodan da bağımsız söylüyorum, her şekilde çok talep görür bence.

Girmiştim ama sonradan iptal ettim, Koton ve halka arz niyetleri ile ilgili yorumları oldukça olumsuzdu, aynı kaynaklar Rönesans için de olumsuzdu ve hemen tavan bozmuştu, o nedenle Rönesansı risk almayıp kar denilemeyercek kabaca %5'lik bir artışta hemen sattım. İyi ki de öyle yapmışım, şu an yerlerde sürünüyor.
Koton belki o kadar olmaz, birkaç gün tavan yapar ama içime sinmedi.

Dediğim gibi daha hızlı biten internet servisi diye bir şey olmaz, gelen giden bellidir ama bu sayımı son kullanıcı olarak bizim yapmamız zor, telefonlardan da veri akışı öğrenilebiliyor ama her şeyi hesaba katmıyorlar sanırım. Dolayısıyla fazladan veri harcandığı bilgisi varsa olay garsonun adisyona fazladan bir şeyler itelemesidir.
Buna da dikkat edin ha, 3-4 kişiden fazla masalara her tür mekanda ama özellikle alkollü mekanlarda iteleyebilirler, tek tek kontrol edin.

Bu arkadaşı Android 14 telefonda kurdum, denemek için bir şey tutmadığım bir borsayı da bağladım, sorun yok ama uygulamanın içinde kendi açılış güvenliği açısından menüde, ayarlarda bir şey bulamadım, ikona tıklayınca pat diye açılıyor. Hesap bağlamadan da denedim, bağlayarak da denedim farketmedi.
Kendi açılışı ile ilgili bir güvenlik seçeneği yok mu bunun ya?
İnternette uygulama kilidini aktifleştirin diye bir bilgi var ama bende öyle bir seçenek yok.

Bence açıklamasında yapacağını ve yapmayacağını söyledikleri kendisine öğretilmiş, hatta belki de dayatılmış şeyler. Biliyorsunuz ki Amerikan yargısında "anlaşma" kavramının çerçevesi epeyce geniş ve yeri geldiğinde oldukça dikkat çekici değişikliklere neden olabiliyor.
Bir de Çin en azından görünür şekilde CZ dayıya sahip çıkmadı, burada da sanki eti senin, kemiği benim gibi bir durum var. Aynı Çin Huawei konusunda ortalığı ayağa kaldırmış, tüm uluslararası mekanizmaları devreye sokmuştu.

Buyurun size örnek olarak Luftansa:

Deutsche Lufthansa's CEO is Carsten Spohr, appointed in Jan 2011, has a tenure of 13.25 years. total yearly compensation is €5.57M, comprised of 33.9% salary and 66.1% bonuses, including company stock and options. directly owns 0.027% of the company's shares, worth €2.16M.

(Lufthansa'nın CEO'su Carsten Spohr, Ocak 2011'de atandı ve 13,25 yıllık bir görev süresine sahip. Şirket hisseleri ve opsiyonları da dahil olmak üzere %33,9 maaş ve %66,1 ikramiyeden oluşan toplam yıllık ücret 5,57 milyon Avro. şirket hisselerinin %0,027'sine doğrudan sahip. ve bunlar da 2,16 milyon Avro değerinde)

Sırf maaş olan %33.9'luk kısım yıllık 1.888.230, aylık ise 157.352,5 Euro, dolar bazında alırsak da kabaca aylık 167K Usd ediyor ve bunun sadece %33.9'luk maaş kısmı, yani buzdağının görünen tarafı olduğunu hatırlatayım.
Bırakın da THY'yi yöneten 40K Usd alsın yani.

Benim açımdan kısmen haklısın, evet ondan çok daha fazlaları var ama son tahlilde hepsinin yaptığı şey vatan hainliği ve yapılması gereken tüm çaldıklarını misliyle geri aldıktan sonra gezegendeki kısıtlı oksijenin gereksiz kullanımını önlemek açısından aksiyon almak !!!.

Bunu sen söylüyorsan zaten şehir efsanesi değildir, yaşanmaktadır, öncelikle uyarın için teşekkürler RaltcoinsB.
Ve bu mesela lastiğe pet şişe sıkıştırmak gibi açığa çıkınca insanların daha az düşeceği bir tuzak değil, camında pat diye dağılan bir yumurtaya mevzuyu duysan bile sürüş güvenliği açısından gayriihtiyari sileceği çalıştırarak tepki verebilirsin.
Şerefsizler her zaman bir adım öndeler maalesef.

Yediğiniz her şey daha baştan müdahale edilmiş durumda, pestisite gelene kadar iş çoktan bitiyor. Bu ülkede sertifikasız tohum/fide ile ticari tarım yasak, cezası da çiftçinin altından kalkabileceği bir şey "tabii ki" değil.
Neden?
Çünkü genetiği değiştirilmiş, değiştirilmese bile kısır hale getirilmiş dünya devi şirketlerinin tohumlarına mecbur kal diye. O illüminati, üç aile masallarını falan boşverin, dünyayı gerçekten ağırlıklı olarak Abd, İsrail ve Hollanda menşeili dev tarım ve gıda şirketleri yönetiyor. Ve bu kontrolü sağlamak uğruna her şey mübah, hele de Zompotika Cumhuriyeti gibi başında hırsız firavunlar olan yerlerde cepler doldurulunca tüm kapılar açılıveriyor.
Yani mesela dolapta bilmem kaç haftadır bozulmuyor dediğin elma zaten elma değil.
Bir de pestisiti basınca sıçtığını sıvamak oluyor.