bobita (OP)
Legendary
Offline
Activity: 2646
Merit: 1333
|
Ortaokul zamanlarındaydık, eski dönem, çocukların mahallede, sokakta büyüdüğü yıllar... Her gün sokakta bir araya gelir, her çocuk gibi birlikte zaman geçirirdik. Bir de Tülin Ablamız vardı, çok emin değilim ama sanırım 18-19 yaşlarında, engelliydi, tekerlekli sandalyesi vardı, ellerini dahi biraz zorlukla kullanabiliyordu, ama kendisiyle ve hayatla barışık, zorlama gülücükler saçmadan pozitif, neşeli bir insandı, hem ablamız, hem de arkadaşımızdı. Yaz tatillerinde tüm vaktin sokakta geçtiği zamanlarda günlük rutinimiz sadece oyun oynamak, gevezelik etmek değildi, hep birlikte sokak sokak gezerdik ve en büyük rekabet konumuz Tülin Ablanın sandalyesini itme sırasını kapmaktı. Bir gün yine gezmeye çıktık, hatta o gün sandalyeyi ben itiyordum, hava da çok müsaitti, uzun süre gezdik Ankara Bahçelievler/Emek sokaklarında ve yorulunca bir evin bahçe duvarına oturup mola verdik, bir yandan da sohbete devam ediyorduk. O sırada gördüm adamı, farkettim ki aslında çoğumuz görmüştük ve görmezden geliyorduk, 20-25 metre ilerimizde bir arabanın yanında duruyor ve üzgün bir yüzle bize, daha doğrusu Tülin Ablaya bakıyordu, Tülin Ablanın biraz tersinde kaldığı için o farkında değildi ama biz çok sinirlenmiştik adama, Tülin Abla çaresiz, acınacak durumda değildi ki, ne hakla böyle bakabilirdi, üstelik görürse ablamızın da morali bozulacaktı. Sanırım bizim istemsizce ters ters bakmamızı gördü ve yanımıza geldi ve çok kibar bir şekilde "çocuklar, rica etsem benimle arabanın yanına kadar gelebilir misiniz, görmenizi istediğim bir şey var" dedi ve hep beraber gittik, arka kapıyı açtı ve gördük... Arka koltukta yatan 6-7 yaşlarında bir çocuk vardı, bedensel ve zihinsel olarak tamamen engelli, istemsiz hareketler, hırıltı benzeri sesler çıkartmak dışında hiçbir şey yapamayan, boş boş bakan bir çocuk... Adam gözleri dolu dolu dedi ki; " sizi, tekerlekli sandalyedeki arkadaşınızı, gülüp eğlendiğinizi, ne kadar güzel zaman geçirdiğinizi, onu ne kadar sevdiğinizi gördüm ve çok etkilendim. Benim oğlum da engelli ama bunları asla yaşayamayacak, hiçbir duyguyu bilemeyecek, ailesinden başka kimsesi olmayacak. Farkındayım sizi kızdırdım ama sizlere bakarken aklıma bunlar geldi ve kendime hakim olamadım, kusura bakmayın..."
Hepimizin gözyaşları sel oldu, kendi sokağımıza dönene kadar hiçbirimiz tek söz söyleyemedik, dönünce de ne oyun oynayabildik, ne de sohbet edebildik. Ve o adamın gözlerindeki çaresizliği ömrüm boyunca unutamadım.
|