Glisemik İndeks

[W Jr.]

Arkadaşlar, son zamanlarda araştırdığım konulardan bana en çok faydası olan bir konudan bahsetmek istiyorum.Glisemik İndeks.

Bir spor koçuyla sohbet ettiğimde, verdiği beslenme tavsiyesinde fazla kilom olduğunu söyleyip, senin Glisemik Indeks’i düşük gıdalar tercih etmen gerekiyor demesinden ilk defa öğrendiğim, duyduğum bir kavram oldu.Daha önce duyduysam da bu kadar irdelememiş, araştırmamıştım.

Glisemik indeks, Besindeki karbonhidratın kanda bulunan glikoz miktarına yani kan şekeri miktarına etkisini ölçen bir değer.Bu değerin sağlıklı kilo vermek isteyenlerin düşük olanlar ile beslenmesi, sağlıklı kilo almak isteyenlerin yüksek glisemik indeksi taşıyan gıdalarla beslenmesini tavsiye ediyor.

Glisemik indeks yüksek bir besin ne etki gösterir derseniz, besin yendikten sonra kan şekerini aniden yükseltip, aniden düşüren etki yapar.Bunun sonucunda kişi kısa süre sonra tekrar acıkır.Glisemik indeks düşük bir gıdada da tam tersi etkiyle, kan şekerinin ani yükselmemesi sonucu açlık hissinin ötelenmesi sağlanır bu sayede açlık bastırılmış, daha az yemek yenmiş olur.

Elbette her işin başı spor, bunu da unutmamak lazım.Glisemik İndekse göre beslenmek önemli ancak daha önemlisi spor ile bunu desteklemek.

Şimdi gelelim Glisemik İndeks değerleri düşük - orta - yüksek gıdalara.

Glisemik İndeks değeri ;

55 ve daha düşük olan gıdalar Düşük,
56-69 orta,
70 ve üzeri yüksek değer sayılır.






Kaynak : https://www.memorial.com.tr/saglik-rehberi/glisemik-indeks-nedir-blog
https://mobil.diatek.com.tr/Makale-Yontem/Diger-Urunler/Glisemik-indeks-Nedir_3620.htm
https://www.berkayturkkan.com/glisemik-indeks-ve-glisemik-yuk-hakkinda-bilmeniz-gereken-her-sey

[totti67]

Öncelikle genel anlamda çok faydalı bilgiler içeren bu konu başlığı için teşekkürler hocam. 2017 yılında tiroidektomi ameliyatı olmuş biri olarak, maalesef kilo problemi ile uzun sürelerdir uğraşıyorum. Bu rahatsızlık sonrası ömür boyu kullanmam gereken bir ilacım var, çok abartılı beslenmesem de kilo verme konusunda ilerleme sağlayamıyorum, tabi bunda hastalık kadar iş hayatımın olabildiğince statik olmasının da etkisi var çünkü 2007 yılına kadar 80 li kilolardaydım, daha sonrasında bu üç haneli rakamları bile geçti zamanla. 2007 ye kadar olabildiğince hareketli bir iş hayatım varken, sonrasında daha masa başı bir işim olması nedeniyle kilo 120 lere kadar geldi. Beslenmeye bu konudaki ölçülerde dikkat edilirse bence faydalı olur.

[Phoenix Anka]

Hocam çok faydalı bir konu olmuş. Bir ara duymuştum ama zamanla unuttuğumuz şeylerden birisi haline geldi. Paketlerin arkasındaki kalori hesabı yapan sporcu arkadaşlarım vardı bir ara böyle bir şeyden bahsetmişlerdi ancak kendilerinin bu düzende olmadığını sorduğumda kendilerinin spor yaptığı için yaktığını, kalori fazlası çıkardıklarını söylemişlerdi. Yani evet kalori yakıp, az kalori alırsanız kilo verirsiniz ancak bunda dengeli oran çok önemli. Hatırladığım kadarıyla da bu dengeyi sağlayan şey bu gıdalar.

[verbakalim]

Glisemik indeksi düşük gıdalar ile beslenme konusunda yıllardan beri uğraş veriyorum. Eğer ipin ucu kaçar ise bazal metabolizmam yavaşlıyor kandaki insülin oranım yükseliyor sonuç olarak insülin direnci ortaya çıkıyor. Bunun önüne geçmek için matofen diye bir ilaç var onu kullanmaya başlıyorum. İnsülin oranım düşünce az da olsa kilo kaybı da yaşıyorum. Fakat pek çok gıdadaki katkı ve diğer sebeplerden dolayı bu glisemik indeki düşük gibi olan ama içeriği yüksek olan paketli gıdalardan uzak durun derim. Ekmek yada bugday bizde sorunlu ha şeker yemişsin ha ekmek aynı sonuca çıkıyor.

[ZekiBeyy]

Güzel içerik olmuş farkındalık adına ve tükettiğimiz bir çok gıdanın glisemik oranını görmüş olduk. Bence diyet yapılacaksa bir uzmandan yardım alınarak diyet yapılmalı belli bir yaştan sonra beslenmeyi tek düzene düşürmek beslenme alışkanlığını değiştirmek zararlı olabilir fayda göreceğiz derken olumsuzda etkilenebiliriz. Yani ekmek hamur işi kızartmayı şekeri kesmek gibi genel şeylerden bahsetmiyorum  Az beslenme uzun süre aç kalma gibi örnekler verebilirim.

[Hvdv]

Sanırım sporcuların elma yeme sebeplerinden birisi de hem tokluk hem de glisemik endeksi düşük olması sebebiyle olmalı. Baktığımda düşük glisemik endeks olarak görüyorum ama Çilek meyvesine şaşırdığımı söylemeliyim çünkü Çilek çok şekerli zannedilip tüketilmeyen daha doğrusu bizde böyle olan bir meyve. Artık gönül rahatlığıyla çilek yiyebilirim teşekkürler hocam. Faydalı bir konu olmuş.

[verbakalim]

Gün içinde hareketli bir yaşantıya sahipseniz yediğiniz içtiğiniz bu kapsamda pek kontrol edileceb bişey değil. Yaşınız genç ve hareket var ise rahat olun. Ama hareket az ve yaş ilerledikçe buna dikkat etmeniz gerekiyor. Glisemik indeki sizin çabuk yada geç acıkmanız yönünde etki yapacaktır. Kandaki şeker oranınız yüksek iken geç acıkırsınız şeker oranı azalmaya başlayınca sizde bişeyler atıştırma eylimi içine girersiniz. İşte o zaman bu yediklerimiz ve glisemik indeksler önem kazanıyor.

[W Jr.]

Sanırım sporcuların elma yeme sebeplerinden birisi de hem tokluk hem de glisemik endeksi düşük olması sebebiyle olmalı. Baktığımda düşük glisemik endeks olarak görüyorum ama Çilek meyvesine şaşırdığımı söylemeliyim çünkü Çilek çok şekerli zannedilip tüketilmeyen daha doğrusu bizde böyle olan bir meyve. Artık gönül rahatlığıyla çilek yiyebilirim teşekkürler hocam. Faydalı bir konu olmuş.

Çok doğru elma konusunda söyledikleriniz.Benim de diyet menümde elma önemli bir yer tutuyor.Elmanın tokluk hissi, düşük glisemik indeksi ile diyet yapanlar veya kilo verenler için birebir.Elma ve bazı diğer düşük glisemik indekse sahip yiyecekler uzun süre tokluk hissi veriyorlar bizlere.Bu da diyetin en önemli özelliğini bize kazandırıyor.Açlıkla mücadele…

[Mustang Shelby]

Bunların etkisi mutlaka vardır ama kilo vermek için ana sebebin ben az yemek yemek olduğuna inanıyorum. Ayrıca tuz, şeker, ekmek gibi ürünler ile paketli gıdalar ve fast foodlardan kaçınılırsa vücut kendi kendine bir dengeye girecektir. İnsan metabolizması oturmak üzerine kurulu değil. Spor da yapmak gerekiyor. Spor haftada bir halı saha bile olur. O yüzden bu değerler önemli olsa da asıl önemli olan yukarıdakiler bence. Sporcular her şeyi gömüyor ama spor yaptıkları için yakıyorlar mesela. Mesele aslında tam olarak bu. Yediğini yakmazsan kilo alırsın basit bir denklem.

[Silence Scream]

Bu tabloya göre yemek seçimi yapan arkadaşlar gelecekte daha zinde fit bir vücuda sahip olabilirler ama her şeyden önce spor yapmak şart. Sporsuz bir hayat sizi zinde tutmaz. İstediğiniz kadar Glisemik İndekse göre seçimler yapın.


Ben de böyle bir tablo buldum. Bilmem işinize yarar mı ama bitter çikolata 23 GI değerine sahip. Yani illa ki çikolata yiyeceğim derseniz Bitter yiyin.

[bobita]

Bu tablo bu kadar düz değil, mesela ekmek türlerinin kendi içlerinde ciddi glisemik endeks farklılıkları var, ekmek diye kestirip atınca olmaz.

Glisemik indeks sınıflamasına göre;
Fındıklı ekmek ve bazlama yüksek glisemik indeksli (>70),
Tıbbi ekmek, beyaz ekmek ve simit orta glisemik indeksli (55-70),
Ruşeymli ekmek, cabata ekmek, çavdarlı ekmek, kepekli ekmek, taş değirmeni ekmeği ve köy ekmeği ise düşük glisemik indeksli (<55) ekmeklerdir.

http://nek.istanbul.edu.tr:4444/ekos/TEZ/55681.pdf

[püsür]

Kilo vermeden bahsedilmiş. Glisemik endeksin direkt bir etkisi yok, sadece kalori açığı oluşturmada kolaylık sağlıyor. Kan şekeri hızlı yükselip hızlı düşünce çabuk acıkıyoruz ve çok yiyoruz, böylece de kalori açığını yapamıyoruz. Glisemik endeksi yüksek şeylerden kaçınmalıyız. Baklavayı kolayı vs bu açıdan düşününce insan daha iyi anlıyor.

Ben son zamanlarda bulgura taktım. Onun da glisemik endeksi düşük, şimdi googleladım 48 diyor. Proteinin yanına kaliteli karbonhidrat yemeliyiz. Bulgur da en iyi karbonhidratlardan biri. Glisemik endeksi en düşük bile olabilir.

[verbakalim]

Kilo vermeden bahsedilmiş. Glisemik endeksin direkt bir etkisi yok, sadece kalori açığı oluşturmada kolaylık sağlıyor. Kan şekeri hızlı yükselip hızlı düşünce çabuk acıkıyoruz ve çok yiyoruz, böylece de kalori açığını yapamıyoruz. Glisemik endeksi yüksek şeylerden kaçınmalıyız. Baklavayı kolayı vs bu açıdan düşününce insan daha iyi anlıyor.

Ben son zamanlarda bulgura taktım. Onun da glisemik endeksi düşük, şimdi googleladım 48 diyor. Proteinin yanına kaliteli karbonhidrat yemeliyiz. Bulgur da en iyi karbonhidratlardan biri. Glisemik endeksi en düşük bile olabilir.

Yıllar öncesinde ana besinimizi oluşturan kalemlarden birisi bulgurdu. Ama o bulgurlar şimdiki bulgurlardan değildi. Şimdiki bulgurların elde edildiği bugdayın genetiği nedir bilmiyoruz. 1970 li yılların ortalarına doğru tüm yurtta beyaz un yaygınlaşmaya başladı ondan önce her yerde esmer ekmek vardı. Şimdi o zamanki bugdayı bulsak ta o zamanki bulguru yesek. Kilo falan kalmaz. Sizin söylediğiniz tam olarak o zaman yerini bulur.

[bobita]

Gıda endüstrisinin tüm dünyaya attığı en büyük kazık, yaptığı en büyük kötülük insanları "zararlı" yaftasıyla yağdan uzaklaştırıp karbonhidrat bağımlısı yapmaları oldu. Bunu yaparken de en basit, en zararlı (ama en ucuz) olanları seçtiler tabii ki.
Halbuki kaçınmamız gereken basit karbonhidratlar ve öğünümüzden asla eksik etmememiz gereken ise Omega6 hariç yağlar. Aslında Omega6 da gerekli ama o bize dayatılan beslenme düzeninde fazlasıyla alıyor ve dengesizlikten zarar görüyoruz.

[verbakalim]

Yanlış gıda politikaları. Yanlış Tarım politikaları. Yanlış tohum dayatmaları sonucunda yurdun hertarafı ata tohumundan arındırılmış oldu. Bizim alıştığımız iklime uygun olan tohum olsa etrafımızda yaygın bir hale gelemeye başlayan çölyak hastalığındaki bu artış olmazdı. Çölyak hastaları özellikle bugday gillerde bulunan bir enzimden dolayı ölümcül şekilde rahatsızlıklar yaşıyorlar. Eski bugdaylarımızda bu enzim yoktu. Genetiği ile oynanmış olan buğday çeşitlerinde bundan bolca var. Pek çok kişi bundan etkileniyor belli bir gurup ise hastalaıyor. Bun enzimin adı gluten.
Hamuru kabartan poağaçaları güzel yapan pastaları gevrek yapan şey.
Aslında bu da tatlı ölüm.

[totti67]

Yanlış gıda politikaları. Yanlış Tarım politikaları. Yanlış tohum dayatmaları sonucunda yurdun hertarafı ata tohumundan arındırılmış oldu. Bizim alıştığımız iklime uygun olan tohum olsa etrafımızda yaygın bir hale gelemeye başlayan çölyak hastalığındaki bu artış olmazdı. Çölyak hastaları özellikle bugday gillerde bulunan bir enzimden dolayı ölümcül şekilde rahatsızlıklar yaşıyorlar. Eski bugdaylarımızda bu enzim yoktu. Genetiği ile oynanmış olan buğday çeşitlerinde bundan bolca var. Pek çok kişi bundan etkileniyor belli bir gurup ise hastalaıyor. Bun enzimin adı gluten.
Hamuru kabartan poağaçaları güzel yapan pastaları gevrek yapan şey.
Aslında bu da tatlı ölüm.

Hocam yakın dönemde yapılan kazılarda tarihi binlerce yıl eskiye dayanan buğday bulunmuştu. Sonrasında ise bu buğdaylardan üretim döngüsüne dahil edilenler olduğu, büyüme aşamasında mevcut buğdaylara göre farklılıkları ile ilgili de haberler görmüştüm. Tarım anlamında yapılması gereken büyük reformlar var, öncelikle ata tohumuna kesin dönüş, kimyevi gübre ve ilaçlamadan kurtulma başlangıç olarak yapılması gerekenler. Bu ülkenin toprakları gerçekten değeri bilinirse çok verimli, sıkı bir çalışma ile 5 senede eminim ki tarımda en azından eskisi gibi kendi kendimize yeter duruma gelebiliriz.