Kaydi paranın tarihine baktığınızda Orta Çağ'a kadar uzandığını görürsünüz.Orta Çağ döneminde kullanılmakta olan ve baz para diye nitelendirilen değerli maden altındır.Altının saklanması,taşınması vb. işlemlerin zor olmasından dolayı insanlar ellerinde bulundurdukları paraları yani altınlarını döneminin sarraflarına emanet etmeye başlamışlardı.Bu emanet edilen altınlar karşılığında ise sarraflar,altın sahiplerine,üzerinde değeri yazılı kağıt parçaları vermeye başladılar ve artık altın temelli sertifika sahipleri ihtiyaçlarını altın ile değil, ellerinde bulunan bu kağıt parçaları ile karşılamaya başladılar.Çünkü bu kağıt parçaları, altının taşıma ve saklama maliyetlerinden çok daha uygundu.
İlerleyen zamanlarda bu sarraflar (genellikle Yahudiler) bir durumu farkettiler.O da altın sahipleri sarrafların verdikleri sertifikalar ile istedikleri zaman emanette duran altınlarını değiştirebilecekleri halde bunu pek sıklıkla yapmıyorlardı ve sarrafların kasalarında bulunan altın miktarı her geçen gün artıyordu.Örneğin bu altın stokunun artması Haçlı Seferleri sırasında çokça görülmüştür.Çünkü bu seferler sonucunda altınını sarrafa bırakan bir şovalye veya bir landlord(derebey) bir daha geri dönemediği için haliyle sermaye birikimi el değiştirerek bu sarraflara geçmişti.İşte o dönemin sarrafları ise bu durumdan istifade ettiler ve ayrıca ellerinde bulunan altın miktarına karşılık gelecek sertifikalardan daha yüksek değerde sertifikaları piyasaya sürmeye başladılar.
Yine bu durumu günümüz ölçütleri ile değerlendirecek olursak; diyelim 1 kg altına karşılık üzerinde 10.000 TL itibari değerinde bir sertifikanın piyasada dolaşması gerekiyor iken sarraflar fark ettikleri bu tarihi fırsattan ötürü artık piyasada 1 kg altına karşılık 50.000 TL değerindeki kağıt parçalarını sisteme dahil ederek piyasayı kendi lehlerine şişirmeye başladılar.Bu da ekonomi açısından çok ciddi bir durumdur ki dönemin sarrafları günümüz Merkez Bankalarının görevini yani para basma işlevini üstlenmişlerdi.Altına dayalı sertifika sistemindeki altın karşılığı olmadan piyasada dolaşan ve para diye nitelendirilen bu kağıt parçaları aslında bir nevi
Kaydi Para sürecinin miladı/başlangıcı olmuştur.Kaldı ki o dönem itibariyle Hıristiyan birinin para alım-satım işlemi üzerinden faiz alarak tefecilik yapması Kilise için aforoz edilme sebebiydi.Fakat bu yasak Yahudiler için geçerli değildi ve onlar bunu çok iyi kullanarak dönemin krallıkları ve hatta kilisesi üzerinde nüfuz sahibi oldular.
Sonuçta Orta Çağ'dan günümüze dek bu sistem sadece belli aktörler,kurumlar ve isimler değişerek devam etmiştir.Başta mevduat bankaları bu kaydi para yaratma mekanizmasının aktif rol üstlenicileri olmuş, Merkez Bankaları'da oluşan bu sistemi sübvanse etmiştir.
Peki bu kaydi para bu gün nasıl yaratılıyor derseniz ona da bir göz atalım.
KAYDİ PARA YARATMA SÜRECİDiyelim Ahmet'in üzerinde belli sebeplerden ötürür taşımak istemediği ve dolayısıyla da herhangi bir bankanın mevduat hesabına yatırmak istediği 1000 tl'si olduğunu ve bu mevduat bankasının ise Merkez Bankasına yatırmakla yükümlü olduğu
zorunlu karşılık oranının ise %20 olduğunu kabul edelim.
Ahmet bu noktada 1000 tl'sini mevduat hesabına yatırdığında banka da bu paranın 200tl sini zorunlu karşılık olarak Merkez Bankasına yatırmak zorundadır.Ahmet'in bankada bulunan parası 1000 TL iken bankada reel olarak bulunan miktar artık 800 tl'dir. Daha sonradan bir başka müşteri gelsin, adı da Mehmet olsun diyelim.Şimdi Mehmet kardeşimiz bu bankadan kredi çekmek istiyor ve istediği miktar 800 tl olsun.Şimdi 800 tl'lik krediye ihtiyacı olan Mehmet'e de bu kredi bu banka tarafından verilsin.Artık çekilen kredi tutarı Mehmet'in mevduat hesabına yatırılmıştır.Bu demektir ki Mehmet'in mevduat hesabında da 800 TL bulunuyor ve banka bu mevduat için de Merkez Bankasına %20 oranında bir zorunlu karşılık yatırmak zorundadır. Karşılık yatırıldıktan sonra bankanın elinde bulunan reel miktar (800x0,2=160),(800-160=) 640 tl olacaktır.İşte bu sarmal,ana paranın zorunlu karşılık oranı tarafından emilip sıfır olana kadar devam eder.
Dikkat edilmesi gereken konu şudur;bu işlemler sonucu Ahmet'in 1000 tl'si ve aynı zamanda Mehmet'in de 800 tl'si bulunmaktadır. Yani toplamdaki para miktarı 1800 TL olmaktadır. Bulunmasına bulunuyor fakat banka bu işlemleri gerçekleştirirken sadece Ahmet'in 1000 TL si ile gerçekleştiriyor. Elde 1000 TL varken kredi mekanizması aracılığı ile yaratılan ve ana paranın zorunlu karşılık oranı tarafından emilmesine kadar sürdürülebilecek bu süreç sonunda varmış gibi gözüken para aslında Kaydi Para'dan başka bir şey değildir.
Bu sürecin nereye kadar devam edeceğini bir formül yardımıyla anlatalım:
A: Anapara
R: Zorunlu Karşılık Oranı
Formül: [(1/R)xA] Formül bize mevduat hesabına yatırılan ana para miktarı ile maksimum ne kadar
Kaydi Para banka tarafından yaratılabilir sorusunun cevabını vermektedir.
Örneğimizde de görüldüğü üzere: A=1000 R=0,2 iken [(1/0,2)x1000]=5000 TL , yani Mehmet'in 1000 tl'si kredi mekanizması aracılığı ile ek olarak 4000tl+1000tl parayı piyasaya sürebiliyor.Arada oluşan 4000tl'lik fark ise
"Kaydi Para" olarak nitelendirilmektedir.Orta Çağ'da bizim sarrafların yapmış olduğu gibi..
Bununla birlikte Kaydi Paranın varlığını bankaların, kredi/mevduat oranının 1.00'ın üzerinde olmasıyla anlarız ki buna da
Kaydi Para Çarpanı denir.
ALL THE MONEY IN THE WORLDŞimdi dünyada oluşan toplam para dönüşümüne baktığımızda enteresan bir tabloyla karşı karşıya kalıyoruz.Bu arada yukarıdaki görselde paylaşılan rakamlar değişkenlik gösterebilir.O noktaya takılmayınız lütfen.Bilakis en solda oluşan
Global Debt Obligations, yani Küresel Borç Yüküne baktığımızda aslında
Kaydi Para Yaratma Sürecinin geldiği durum gözler önüne serilmektedir.Aslında ortada fiziksel herhangi bir para yoktur.Sadece alacak-borç ilişkisini düzenleyen kağıtlar ve muhasebeleştirilen mevduat hesapları vardır.Kaldı ki fiziksel olarak ortalama %2-3 arasında para elden ele dolaşmaktadır.Geri kalanı mevduat hesaplarında olduğu gibi alacak-borç ilişkisini düzenleyen bir kağıt parçası,kredi kartları vb. üzerinden muhasebeleştirilerek ilgili veriler kayıt altına alınmaktadır.
Sonuç itibariyle içinde bulunduğumuz bu sistem dünyadaki refah ve gelir dağılımındaki adaletsizliklere de bir referanstır.Şayet öyle olmasaydı içinde bulunduğumuz ekosistem insanları daha mutlu ve huzurlu kılabilirdi.
Peki çözüm nedir?
Çözüm: Kripto Paralar'dır. Kesinlikle içinden bulunduğumuz sistemden daha iyi ve daha adilane bir ekosistem sunacağı kanısındayım.
Görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Herkese iyi forumlar...