Biraz evvel ''Nasıl bir Türkiye istiyoruz ?'' diye bir başlık gördüm aslında oraya yazacaktım fakat oldukça uzun olacağı için yeni bir başlık açma gereği duydum. Öncelikle belirteyim herhangi bir siyasi parti yandaşı değilim kendime has görüşlerim var maddi ve manevi imkanım olsa çoktan bir siyasi parti kurardım...
Konuya gelecek olursam;Hükümet kafasına göre kararlar alıyor ! Sormak istiyorum diğer hükümetler döneminde o kararların alındığı masaya sizde oturuyor muydunuz ? Gerçi bu düşünceye sahip insanlarda az çok haklı hemen hemen tek bir hükümeti tanıdılar, belli başlı siyasiler ile büyüdüler veya gençlikleri aynı politikacılarla geçti çoğu kişinin... Bu durumda sakıncalı bir durum, çeşitlilik her alanda iyidir farklı görüşler farklı ideolojiler farklı karakteristik yapılar vs.vs. çoğaltılabilir modelleri tanımak gerekir... Bu statüye girip de mevcut hükümetten dert yanan kişiler fikir edinebilmek adına internet veya üst jenerasyonlarından eski hükümetlerin yönetim biçimlerini ve ne kadar halka açık bir yönetim sergileyip sergilemediklerini kontrol edebilirler. Kontrol ettiğinizde karşınıza bu günden farklı olmayan bir senaryo çıkar. Kafasına göre karar alan siyasi partiler bakanlar yöneticiler başbakanlar vs. liste uzayıp gidebilir... Türkiye Cumhuriyeti tarihinde Gazi Paşa Mustafa Kemal Atatürk bile aldığı kararlarda halka danışmamıştır... Böyle bir beklenti içine girmeniz abes kaçan bir durum o yüzden fazla üzerine kafa yorup kendinizi de çevrenizi de yıpratmanıza gerek yok. Cumhuriyet sisteminin aslında monarşiden pek de bir farkı yoktur. Monarşi babadan oğula ilerleyen bir sistem iken Cumhuriyet parası olandan parası olana ilerleyen bir sistem haline gelmiştir. Çoğu kişi oy kullanarak seçme ve seçilme hakkının ''seçme'' kısmını kullandığını sanıyor hayır bu konuda yanılıyorsunuz sizin seçtiğiniz değil zengin nüfuslu insanların seçtiği kişiler başa geçiyor...
Düşünce ve davranış özgürlüğü istiyorum ! Özgürlük dediğimiz kavram şudur : Bir kişinin özgürlüğü başka bir kişinin özgürlüğünün önüne geçene kadar geçerlidir... Evet belki sen düşüncelerini saygı çerçevesinde dile getiriyor olabilirsin fakat bazı insanlar bunu suistimal ettiği için sen bu gün düşüncelerini rahatça dile getiremiyorsun. O kişi özgürlüğü yanlış kullandığından dolayı senin özgürlüğün kısıtlanıyor... IQ seviyeleri ve düşünce yapıları çok çeşitli olan bir ülkede yaşıyoruz eğer ki herkes düşünce özgürlüğünü kullanabiliyor olsaydı muhtemelen kan gövdeyi götürürdü... Örneğin bazı insanlar ABD başkanı Donut Trampeti uyguladığı politikalar ve icraatler sebebi ile normal eleştiri yağmuruna tutabilirken bazı kitleler temsili Trump modeli yapıp sokaklarda şenlik eşliğinde götünü tekmeleyebiliyor. Zaten bu normal eleştirileri yapabilecek potansiyelde olan muhalif kişilikler ABD de yaşanan bu düşünce özgürlüğü adı altında ki rahatlığı etik bulmayacak ve ne demek istediğimi anlayacaklardır. İşte bu gün ülkemizde de düşünce özgürlüğünün dip seviyelerde olmasının sebebi bu göt tekmeleyenlerdir ve ne kadar rahat bırakırsan aynı oranda saygısızlık seviyesi artacaktır...
Ekonomisi güçlü bir ülke istiyorum ! Güçlü ekonomi politik kararlar haricinde yerel üretimle doğru orantılı olarak artar. Öncelikle politik olarak baktığımızda güçlü bir ekonomi istiyorsan ekonomini kimin yönettiğini iyi tanıyacaksın filanca kişinin güvendiği isim demeyeceksin tecrübeye bakacaksın. Ama anasının karnında öğrenemez ya acemiliğine gelmiştir toparlar yakında mı diyorsun ? Arkadaşım iş yerine en düşük kademe personel bile alırken deneyim istiyorsun sonra koskoca ülkenin ekonomisini acemi birisine mi emanet ediyorsun ? Bu nasıl bir tezattır... Üretim açısından baktığımızda ihracat yok şöyle üretimimiz yok böyle ticaretimiz yok diye herkes ağlanır durur. Hükümet üretimi yapacak kişiye destek vermiyorsa, bu gün verip yarın 2x/3x/10x vergi bindiriyorsa ve sende bunu görmezden geliyorsan kusura bakma ama ağlanmayacaksın... Hadi desteği verdi diyelim bu seferde insanların piskolojik durumları baş gösteriyor ; Şehirden kopamama, tarım veya hayvancılık faaliyetleri ile uğraşmayı gözünde büyütme, nasılsa yapan vardır veya olacaktır bana mı kaldı düşünceleri, ben beceremem cesaretsizlikleri vs.vs. saymakla bu belirtileri bitiremeyiz. Teknolojik üretimlere gelirsek öncelikle teşvikler ve yatırımlar ile beyin göçünün engellenmesi lazım ki daha sonra bu üretimleri ele alıp enine boyuna tartışabilelim. Devleti yöneten kişilerin papağan gibi aynı şeyleri tekrarlayıp durmasını engellemek, alım gücünü yükseltmek ve gerçekten icraat görmek istiyorsanız bu kısır döngüye giren cümleleri şak şaklamayı kesmeniz gerekiyor...
Modern veya dindar bir Türkiye istiyorum ! Kime göre modern neye göre modern, dindarlıktan kasıt nedir ? Talep edilen nedir ? Kişiden kişiye değişen göreceli kavramlar devletlere entegre edilebilir ama toplumlara entegre edilemez. Bakın dikkat ettiyseniz toplumlara dedim çünkü çoğu ülkede belirli bir etnik grup yaşarken ülkemiz Birleşmiş milletler ile yarışır durumda. Bu durum bir önceki devletimiz olan Osmanlı İmparatorluğundan kalma bir özellik ve isteseniz de istemeseniz de Türkiye Cumhuriyeti belirli bir kalıba sokulamaz. Türkiye Cumhuriyeti ne doğudur ne batı, ne güneydir ne kuzey. Türkiyeyi ABD yapamayacağın gibi Suudi Arabistan da yapamazsın ülkenin çatısı altında yaşayan toplumlara aykırı bir durum...
Dünyada saygı gören bir Türkiye olmasını istiyorum ! Avrupa birliği genelinde Türk sözü geçtiğinde insanların kafasında kalıplaşmış bir yargı vardır ve muhtemelen sen bu yargının kırılmasını istiyorsun. Fakat unuttuğun şöyle bir durum var ; Ataların hatta atalarımız asırlarca adamların bildiğin içinden geçmiş sen şuan dünyanın en iyi insanı da olsan o toplumlar için hala daha düşman potansiyeli olan bir barbar olarak kalacaksın... İstisnalar olabilir...
Güçlü Türkiye istiyorum ! Ülkelerin her geçen gün globalleştiği dünyada güçlülük kavramı atar giderle ispatlanacak bir durum değildir. Güçlü bir ordu, refah düzeyi üst bir ekonomi, yüksek teknoloji ve sağlam siyasi iradeler ile ispatlanabilir. Güçlü bir ordumuz var evelallah fakat ne ekonomimizin refah seviyesi normal nede sağlam siyasi iradelere sahip politikacılarımız var. Ekonomini güçlendirmediğin, teknolojini geliştirmediğin ve sözlerinin arkasında sonuna kadar duran yöneticiler olmadığı sürece ''Güçlü Türkiye'' sadece hayalden ibaret kalacaktır... Sağlam siyasi iradelere örnek olarak son yüzyıldan 2. Abdülhamit Han, Gazi Paşa Mustafa Kemal Atatürk ve Bülent Ecevit'i örnek olarak gösterebilirim. Yani Süleyman Demirel gibi ''Dün dündür bu gün bu gündür'' diyen adamlarla bu iş olmaz...
Valla daha yazardım da çooook uzayıp gidecek mevzular anlata anlata bitiremezsin insanların talep ettiği ülke modellerini hemde yoruldum... Yunan lokal forumunda profil resmimde ki Türk ordusunun apoleti ile yunan forumuna konu açmama yorum yapmama laf eden elemana dediğim gibi ; Hayat dediğimiz şurada 60-70 bilemedin 80-90 yıl... Yakaladığınız her fırsatta denize girin güneşlenin, gölgede oturun serinleyin, yiyin için, ihtiyacı olana yedirin içirin, dinlenin, ibadet edin, kafayı bulun alemlere akın, laboratuvara girin uranyumu parçalayın vb. ne istiyorsanız yapın ama hayatın tadını çıkartın...
Kendi düşüncemi de söylemeden geçmeyeyim : Politik görüşlerin aramıza girmediği bir Türkiye istiyorum ! Not : Üşenmeyip okuyan herkese helal olsun sağlam iraden ve sabrın varmış dostum