Bitcoin ve diğer kripto-paraların vergisel yönü, pek çok arkadaşımızın takıldığı konuların başında geliyor. Bazı akademik çalışmalarımız kapsamında edindiğimiz bilgileri soru-cevap şeklinde özetleyerek, konu hakkında bilgi edinmek isteyen arkadaşlarımıza bir nebze de olsa yardımcı olmayı amaçlıyorum. Yazının biraz uzun olduğunun farkındayım ama bütün meseleleri olabildiğince geniş ölçekte ele almaya çalıştım.
NOT 1: BU YAZI İLK OLARAK 2018 YILININ EYLÜL AYINDA TARAFIMCA YAYIMLANMIŞTIR. 2022 YILI EKİM AYI İTİBARİYLE KRİPTO-PARALARIN VERGİSEL KARŞILIĞI AÇISINDAN HERHANGİ BİR GELİŞME YAŞANMAMIŞTIR. FAKAT 2021 YILI NİSAN AYINDA TCMB TARAFINDAN YAYIMLANMIŞ OLAN BİR YÖNETMELİK, KRİPTO PARALARIN ÖDEME ARACI OLARAK KULLANIMINI VEYA BU HUSUSTA ÖDEME HİZMETİ SUNULMASINI YASAKLAMIŞTIR.NOT 2: BURADA YAZAN BİLGİLER, YAZARIN SUBJEKTİF DEĞERLENDİRMELERİNİ DE İÇERMEKTEDİR. HER KOŞULDA, KRİPTO-PARALARIN HUKUKİ VE VERGİSEL YÖNÜ İLE İLGİLİ OLARAK KENDİ ARAŞTIRMANIZI YAPINIZ.NOT 3: AŞAĞIDA YER ALAN MAKALE ANCAK PM İLE ULAŞILIP İZİN ALINMAK SURETİYLE; FARKLI PLATFORMLARDA YAYIMLANABİLİR.
SORULAR & CEVAPLAR
1. Kripto-para ticareti yaparak 100.000 TL kazanç elde ettim. Bu işlemden dolayı vergi ödemem gerekiyor mu? Gerçek veya tüzel kişilerin elde ettiği kazançlar, gelir vergisi ve kurumlar vergisi kanunlarının kapsamına girmektedir. Örneğin gelir vergisi kanununda, gelir olarak kabul edilen kazançlar aşağıdaki şekliyle tanımlanmıştır:
- Ticarî kazançlar,
- Ziraî kazançlar,
- Ücretler,
- Serbest meslek kazançları,
- Gayrimenkul sermaye iratları,
- Menkul sermaye iratları,
- Diğer kazanç ve iratlar
Bireysel yatırımcılar açısından kripto para yatırımı yaparak kazanç elde etmek, yukarıdaki gelir unsurları kapsamında değildir. Örneğin herhangi bir faaliyetin Geliri Vergisi Kanunu kapsamında ”ticari kazanç” olarak değerlendirilebilmesi için Kanunun 37. maddesinde yer alan unsurlardan birini taşıması ve faaliyetin Türk Ticaret Kanunu kapsamında tanımlanan “tacir” veya “esnaf” sıfatıyla yerine getirilmesi gerekmektedir. Kripto-para alım-satımı yapan kişinin yaptığı faaliyetin gerek vergi gerekse ticaret mevzuatında, ayrıca ticaret ve esnaf odalarında yer alan faaliyet alanlarında herhangi bir karşılığı yoktur. Bu yönde bir karşılığın olması için öncelikle kripto-paranın para, emtia (mal) ya da başka bir unsur olarak tanımlanması gerekmektedir. Bu nedenle kripto-para ticareti yapan bir kişinin, “tacir” ya da “esnaf” olduğuna hüküm vermek de mümkün değildir. Ancak bu kişinin ticari bir faaliyet altında, örneğin Türkiye’de kripto-para borsası açarak komisyon geliri elde etmesi durumunda farklı hükümler söz konusu olacaktır.
Yukarıdaki listede "menkul sermaye iratları" ve "diğer kazanç ve iratlar" şeklinde tanımlanan gelir tanımları, anlam bakımından kripto alım-satımıyla elde edilen kazanca yakınlık gösterse de tam olarak
karşılamamaktadır. Gelir Vergisi Kanunu’nun 75. Maddesinde menkul sermaye iratları “Sahibinin ticari, zirai veya mesleki faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratlar menkul sermaye iratları” şeklide tanımlanmıştır. Bu durumda kripto-paralardan elde edilen kazancın menkul sermaye geliri olarak kabul edilebilmesi için bitcoin ve diğer kripto-paraların “sermaye piyasası aracı”, “hisse senedi” veya diğer bir menkul kıymet olarak kanunlarda tanımlanması gerekmektedir. 2018 yılı Eylül ayı itibariyle, böyle bir düzenleme söz konusu değildir.
Öte yandan G.V.K.’da tanımlanan “diğer kazanç ve iratlar”; iki başlık altında düzenlenmiştir. Bunlar "değer artış kazançları" ve "arızi kazançlardır". Değer artış kazancı; menkul kıymetlerin, gayrimenkullerin (ev, arsa vb.) ve diğer bazı unsurların elden çıkarılmasıyla meydana gelen kazancı tanımlamaktadır. Burada bazı şekil şartları da söz konusudur, örneğin gayrimenkuller alındıktan sonra 5 yıl içerisinde satılmışsa, değer artış kazancına konu olur. Ayrıca enflasyon ve kur farkı gibi değerlere göre ayarlama yapıldıktan sonra, bu kıymetler için katlanılan giderler de maliyete eklenir ve satış fiyatıyla toplam maliyet arasındaki fark; safi değer artışını oluşturur. Ancak bitcoin ve diğer kripto-paraları hukuki anlamda para, emtia (mal) ya da sermaye piyasası aracı olarak tanımlayan herhangi bir düzenleme söz konusu değildir. Bu nedenle bitcoin’in, örneğin alındıktan 2 yıl sonra %200 karla satılması, değer artış kazancının konusuna girmemektedir.
Benzer durum, arızi kazançlar için de geçerlidir. Arızi kazanç, G.V.K. kapsamında tanımlanan ve ara sıra yapılan bazı faaliyetler nedeniyle (örneğin ara sıra yapılan ticari işlemler, gayrimenkullerin tahliyesi veya kiracılık hakkının devri karşılığında alınan tazminat ve hava paraları vb.,) ortaya çıkan kazancı ifade etmektedir. Normalde vergi mevzuatında ticari faaliyetlerde “devamlılık” unsuru aranmaktadır. Vergi mevzuatı devamlı olarak yapılmayan yani arızi olarak (ara sıra) gerçekleştirilen ticari faaliyetleri “arızi kazanç” kapsamında değerlendirmektedir Örneğin esnaf ya da ticaret odalarına kaydı bulunmayan bir kişi, yıl içinde bir-iki kez 2.el oto alım-satımı yapabilir ve kazanç elde edebilir. Fakat ara sıra kripto-para alım-satımı yapan kişinin faaliyeti, yine kanun kapsamında tanımlanan gelir unsurları kapsamının dışındadır.
Bu nedenle devamlı, arızi ya da uzun vadeli alım-satım işlemleri olduğuna bakılmaksızın, kripto-paralardan elde edilen kişisel kazançların gelir vergisi kapsamı dışında olduğu açıktır. Vergilendirmenin "yasallığı" ilkesi uyarınca herhangi bir işlemden vergi alınabilmesi için öncellikle yasal mevuzat içerisinde bu işlemin tanımlanması ve verginin konusu olduğunun belirtilmesi gerekmektedir. Kripto para ticaretinin (bireysel yatırımların) vergiye tabi olduğuna ilişkin halihazırda herhangi bir düzenleme söz konusu değildir.
Sonuç olarak, kripto para alım-satımıyla kazanç elde etmenin veya kripto paraya yatırım yapmanın vergisel bir karşılığı yoktur. Ancak yine de bu işlemlerin binance, btcturk ve paribu gibi borsalar üzerinden yapılması vergisel yönden olası bir incelemeye karşı daha sağlıklı sonuçlar doğuracaktır. DEX borsalarındaki işlemlerin de icap ettiği takdirde vergi makamlarına sunulabilecek şekilde kayıt altına alındığından emin olmakta fayda vardır.
2. Yurtdışındaki Kripto-Para Borsalarında Yaptığım İşlemler Nedeniyle, Türkiye'deki Mevduat Hesabıma Yüklü Miktarda Dolar / Euro Çekiyorum. Adli veya Mali Yönden Sorun Teşkil Eder mi? Bu sorunun cevabı tek başına bir makale oluşturacak kadar geniş niteliktedir. Ancak kripto-para yatırımcılarını ilgilendiren haliyle; yurtdışına döviz göndermek ya da yurtdışından döviz almak açısından T.C. vatandaşlarını kısıtlayan herhangi bir düzenleme söz konusu değildir. Nitekim “Türk Parasını Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar” ve bu Karar’a yapılan 2015 tarihli değişiklik gereğince, yurtdışına döviz göndermek ve yurtdışından döviz almak serbesttir. 32 sayılı Kararın 4. Maddesi, en güncel haliyle aşağıdaki hükümleri içermektedir:
Madde 4- (Değişik: 91/1935 - 12.6.1991 / m.3)
a) Yurda döviz ithali ve yurttan döviz ihracı serbesttir. (Değişik: 2015/7603 - 14.4.2015 / m.2)
b) (Değişik: 2008/13186 – 08.02.2008 / m.1) Türkiye'de yerleşik kişilerin beraberlerinde döviz bulundurmaları, bankalar, yetkili müesseseler, PTT, kıymetli maden aracı kuruluşları ile yurt dışında döviz alım satımına yetkili kuruluşlardan döviz satın almaları ve bunlara döviz satmaları, dövizleri bankalarda açacakları döviz hesaplarında tutmaları, efektif olarak kullanmaları, bankalar vasıtasıyla yurt içinde ve yurt dışında tasarruf etmeleri serbesttir.
c) Türkiye'de yerleşik kişilerin, dışarıda yerleşik kişilerden, Türkiye'de yapacakları işlemler nedeniyle döviz kabul etmeleri serbesttir.
d) (Değişik: 2006/11472- 30.12.2006 / m.2) Dışarıda yerleşik kişiler; bankalar, yetkili müesseseler, PTT, kıymetli maden aracı kuruluşları ve aracı kurumlarla döviz alım ve satımı yapabilirler
e) (Değişik: 2008/13186 – 08.02.2008 / m.1) Türkiye'de yerleşik kişiler ile dışarıda yerleşik kişilerin, bankalar vasıtasıyla yurtdışına döviz transfer ettirmeleri serbesttir. Bakanlık yurtdışına döviz transferi yapılabilecek diğer kuruluşları belirlemeye yetkilidir.
Bankalar, ithalat, ihracat ve görünmeyen işlemler dışındaki yurtdışına yapılan 50.000 ABD Doları ve eşiti dövizi aşan transferlere (Döviz tevdiat hesaplarından yapılan transferler dahil) ilişkin bilgileri, transfer tarihinden itibaren 30 gün içinde Bakanlıkça belirlenecek mercilere bildirirler.
f) 10.000 Avro veya eşitini aşan efektifin yurt dışına çıkarılması Bakanlıkça belirlenecek esaslar dahilinde yapılır. (Değişik: 2015/7603 - 14.4.2015 / m Yukarıdaki bentlerde görüldüğü üzere, belirli tutarı aşan (50.000 $) yurtdışı gönderimlerinde bankaların yetkili mercilere bildirim zorunluluğu bulunmaktadır. Bu merci, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’dır. Sonuç olarak 50.000 doları aşan her türlü gönderim, Merkez Bankasının bilgisi dahlinde gerçekleşmektedir. Ayrıca hem transferi gerçekleştiren bankaların hem de Merkez Bankasının şüpheli gördüğü transferler için Mali Suçları Araştırma Kurulu’na (MASAK) başvuruda bulunmaları söz konusudur. MASAK, Hazine ve Maliye Bakanlığına bağlı bir kurumdur. 19 Kasım 1996 tarihinde yürürlüğe giren 4208 sayılı “Karaparanın Aklanmasının önlenmesine Dair Kanun” ile kurulmuş ve 17 şubat 1997 tarihinde faaliyetine başlamıştır. MASAK’ın görev ve yetkileri için kurulun web sayfasını inceleyebilirsiniz ->
https://masak.hmb.gov.tr/gorev-ve-yetkiler Burada kripto para alım-satım işlemleri için yurtdışına döviz gönderen ya da yurtdışından döviz alan arkadaşlarımızın dikkat etmesi gereken nokta, özellikle belirli tutarı aşan işlemleri için MASAK tarafından inceleme yapılması ihtimalidir.
Bu ihtimalin, gerçekten yüksek miktarlarda ve sıklıkla döviz transfer edecek kişiler için geçerli olacağını düşünüyorum. Böyle bir durumda ilgili arkadaşlarımız, yurtdışına gönderdikleri dövizlerle kripto para alıp-sattıklarını ve bu işlemlerden elde ettikleri dövizleri yurtiçi hesaplarına çektiklerini ifade etmelidirler. İncelemeyi yapan yetkililer, bu işlemleri ispat etmelerini isteyecektir. Yurtdışı döviz transferleri zaten bankalar nezdinde kayıt altındadır, fakat gönderilen dövizlerle yabancı borsada bitcoin / altcoin alınıp satıldığının ispat edilebilmesi için yabancı kripto-para borsalarındaki işlem geçmişi kayıtlarına ihtiyaç duyulabilir. Gizlilik odaklı olanlar dışındaki (monero vb.) kripto-paraların tümünde, geçmişten bugüne kadar yapılan tüm kripto-para transferleri kayıt altına alınmaktadır. Kullanıcılar da bu kayıtları profil sayfalarında görebilmektedir. Özellikle büyük miktarlarla yabancı borsalarda alım-satım yapan ve elde ettikleri dövizleri yurtiçindeki döviz hesaplarına çeken arkadaşlarımızın, borsalardaki işlem geçmişlerinin kayıt altında tutulduğunu ve bu kayıtların silinmeden saklandığını teyit etmelerinde yarar vardır. Yine küresel düzeyde faaliyet gösteren kripto-para borsaları, özellikle belirli tutarı aşan günlük işlemlerde kimlik bilgilerinizin onayını istemektedir. Kimlik bilgileri ile onay alınmış bir yabancı borsada kripto-para alıp satmak, olası bir incelemede size daha güvenli ve sağlam bir ispat kaynağı oluşturacaktır.
Örneğin 100.000$’ı tutarındaki döviz tutarını, Almanya’da faaliyet gösteren bir borsaya gönderdiğimizi varsayalım. Burada bu döviz ile 50.000 $’lık BTC ve 50.000 $’lık LTC aldığımızı ve iki ay sonra bu coinleri toplamda 110.000$’a sattığımızı düşünelim. Daha sonra da 110.000$’lık tutarı Türkiye’deki döviz hesabımıza çekmiş olalım. Masak ya da herhangi bir yetkili makamdan inceleme talebi geldiği takdirde; 100.000$’ı Almanya’daki kripto-para borsasının döviz hesabına gönderdiğimizin zaten alıcı hesap bilgilerinden belli olması gerekir. Ayrıca borsada yer alan profil sayfamızdan işlem geçmişimizi görüntüleyerek (ya da incelemeyi yapanlara bizzat bu işlem geçmişini göstererek) bu tutar ile BTC ve LTC aldığımızı gösterebiliriz. Borsadaki hesap gerçek ismimize kayıtlı ve kimlik onaylı bir hesap olursa daha açıklayıcı olacaktır. BTC ve LTC satışıyla 110.000$’lık tutarı elde ettiğimiz ve Türkiye’deki döviz hesabına talep ettiğimiz de borsa kayıtlarında mevcut olacaktır. Bu koşullar altında yapmış olduğumuz faaliyetlerde, gerek kambiyo mevzuatına gerekse ticaret ve vergi kanunlarına aykırı bir durumu söz konusu değildir.
Yani yaptığımız işlem suç unsuru taşımadığı gibi Türkiye’deki vergi mevzuatı kapsamında verginin konusuna giren bir olay da değildir. ÖNEMLİ NOT 1: MASAK KURUMUNUN ÖNEMLİ GÖREVLERİ ARASINDA, KARA PARA AKLAMA VE TERÖR FİNANSMANI FAALİYETLERİNİN ENGELLENMESİ VARDIR. BU NEDENLE YAPTIĞIMIZ TRANSFER İŞLEMLERİNİ ÇEŞİTLİ ARGÜMANLARLA İSPAT EDEBİLMEMİZ, SON DERECE ÖNEMLİDİR.
ÖNEMLİ NOT 2: YETKİLİ MAKAMLAR TARAFINDAN YAPILACAK OLASI BİR İNCELEMEDE, BURADA AÇIKLAMADIĞIMIZ FARKLI OLAYLAR YA DA TALEPLER DE GERÇEKLEŞEBİLİR. OLASI BİR İNCELEME SÜRECİNDE NELER OLACAĞINI ÖNCEDEN KESTİREBİLMEK GÜÇTÜR. BU NEDENLE HER KOŞULDA, YAPTIĞIMIZ HER İŞLEMİ İSPAT EDEBİLECEĞİMİZDEN EMİN OLMAMIZ GEREKLİDİR.
3. Kripto-paralarla ilgili Ulusal Mevzuatta Herhangi Bir Düzenleme Mevcut mudur? Türk Hukuku'nda kripto paraları konu edinen ilk yasal düzenleme, TCMB tarafından 2021 yılı Nisan ayında yayımlanan "ÖDEMELERDE KRİPTO VARLIKLARIN
KULLANILMAMASINA DAİR YÖNETMELİK" olmuştur. Bu yönetmelikle birlikte kripto paraların ödeme aracı olarak kullanımları ve bu hususta kişi ve kuruluşlar tarafından ödeme hizmeti sunulması yasaklanmıştır. Yönetmeliğin 3. ve 4. maddelerinde şu hükümler yer almaktadır:
- Kripto varlıklar, ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılamaz.
- Kripto varlıkların ödemelerde doğrudan veya dolaylı şekilde kullanılmasına yönelik hizmet sunulamaz.
- Ödeme hizmeti sağlayıcıları, ödeme hizmetlerinin sunulmasında ve elektronik para ihracında kripto varlıkların doğrudan veya dolaylı olarak kullanılacağı bir şekilde iş modelleri geliştiremez, bu tür iş modellerine ilişkin herhangi bir hizmet sunamaz.
- Ödeme ve elektronik para kuruluşları, kripto varlıklara ilişkin alım satım, saklama, transfer veya ihraç hizmeti sunan platformlara veya bu platformlardan yapılacak fon aktarımlarına aracılık edemez.
Yönetmelik açısından önemli bir husus, bitcoin ve diğer birimlerin "kripto varlık" olarak tanımlanmış olmasıdır. Böylece Türkiye açısından ilk defa kripto-paralar yasal yönden tanımlanmıştır. Yönetmeliğe göre kripto varlık,
"dağıtık defter teknolojisi veya benzer bir teknoloji kullanılarak sanal olarak oluşturulup dijital ağlar üzerinden dağıtımı yapılan, ancak itibari para, kaydi para, elektronik para, ödeme aracı, menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı olarak nitelendirilmeyen gayri maddi varlıkları" ifade etmektedir.
TCMB tarafından yayımlanan yönetmelik kripto paraların ödemelerde kullanımını konu edinmektedir ve vergisel açıdan herhangi bir hüküm
içermemektedir. Bu yönüyle yönetmeliğin bizler açısından en önemli sonucu, gerek ticari gerekse bireysel işlemler açısından kripto varlıkların ödemelerde kullanımını engellemiş olmasıdır.
4. Türkiye'de bir işletmenin kripto para ile ödeme kabul etmesi mümkün müdür ? TCMB tarafından yayımlanan yönetmelik uyarınca, bireylerin veya ticari işletmelerin kripto paraları ödeme işlemlerine konu etmeleri yasaklanmıştır.
5. Bitcoin / Altcoin Madenciliği Yapıyorum. Ticaret ve Vergi Kanunları Kapsamında Yükümlülüklerim Var mıdır? Kripto-para madenciliği, yapısı itibariyle kripto-para alım satımı yaparak gelir elde etmekten farklı bir özellik göstermektedir. Bu nedenle bireysel olarak madencilik yapan kişilerin ticari kazanç elde ettikleri ve G.V.K. kapsamında vergiye tabi bir faaliyette bulundukları yönünde görüşler mevcuttur. Ancak ulusal mevzuatta kripto-para madenciliği faaliyeti tanımlanmadığı için bu yöndeki kazançların vergisel açıdan karşılıkları bulunmamaktadır. Yine de yüksek miktarlarda yatırımlarla, büyük ölçekli madencilik faaliyetinde bulunmak isteyen kişi ya da kuruluşların, bağlı oldukları vergi dairelerinden ya da il gelir idarelerinden bilgi almalarında ve onların bilgisi dahilinde madencilik işlemlerine başlamalarında yarar vardır.