Prof. Dr. Necmettin Erbakan başlattığı ağır sanayi hamlesiyle Mustafa Kemal Atatürk ile aynı yolu izlemiş bir siyasetçidir fakat kendisinin ideolojisi tam olarak ırki ve kültürel değerlere değil, bir kısım dini değerlere göre şekillendirilmiştir. Necmettin Erbakan, Avrupa'da İslam ideolojinin yayılmasını bir fetih olarak görecek kadar hastalıklı bir düşünceye sahiptir. Bu nedenle, milli görüşünü beğensem de dini ideolojisini tam olarak desteklemiyorum. Ayrıca, Necmettin Erbakan gibi fikirlerini beğenip tam olarak destekleyemediğim bir başka kişi ise Dr. Rıza Nur'dur. Bu kişi ile benim ideolojim neredeyse birebir uyuşmaktadır fakat aşırı derecede milliyetçi biri olduğu için vatan düşmanları tarafından iftiraya uğramıştır. Ayrıca, Rıza Nur'un yazdığı kitap 1967 senesinde bir başkası tarafından tercüme edilip yayınlanmıştır. Dolayısıyla, kitabın içeriği tam olarak Rıza Nur'un geçmişiyle uyuşmamakta ve sahte tarihçi Kadir Mısıroğlu tarafından çarpıtılmıştır. Kitabının aslı British Museum'da saklıdır ve yazıları karşılaştıran olmamıştır. Kısacası, yazılar artık gerçekliğini yitirmiştir ve Kadir Mısıroğlu bu çarpıtma kitap üzerinden Atatürk düşmanlığı yaparak yarım milyon liradan fazla para kazanmış ve ünlenmiştir.
Doktorun, Rıza Nur'da belirlediği hastalık adları da şöyle
(Kim bu Dr. Hasan Behçet Tokol? Ve Dr. Rıza Nur'a ne hakla tanı koyabildi? Rıza Nur onun bir hastası değildi.): Dr. Rıza Nur hakkında atılan iftiralara bir bakın.
İzolasyon (kendini çevreden soyutlama), depresyon (ruhsal yavaşlama, içe kapanma, çöküntü), homoseksüel eğilimli, Obsesif- kompülsiv sendrom (toz, mikrop korkusu), depersonelizasyon (aşağılık duygusu), agresif ve hostil (saldırgan ve kızgın), psikopat (kişilik bozukluğu), mitomani (yalan söyleme), fabulasyon (masal uydurma, hayali hikayeci), fanteziler (hayal ettiği olayları gerçek sanma), megalomani (büyüklük fikirleri), narsisizm (kendine hayran olma), paranoid reaksiyon (takip edildiğini sanma duygusu, öldürülme korkusu), egosantirizm (kıskançlık, herkesi karalama, güvensizlik, devamlı övünme, sahte gurur).
Türkiye Cumhuriyeti'nin ilanından beri bizim tarihimiz farklı etnik kökene ve rakidal islamcı düşüncelere sahip insanlar tarafından çarpıtılmaktadır. Mustafa Kemal Atatürk başka olmak üzere Dr. Rıza Nur, Hüseyin Nihal Atsız gibi isimler gerçek Türk tarihini yansıtmaktadır. Konuyu tekrar Necmettin Erbakan'a getirecek olursam. Refah Partisi, Amerikan destekli 12 Eylül Darbesi'nden sonra kurulan bir siyasi partidir. Bu nedenle, milli görüş düşüncesini tam olarak benimsediklerini düşünüyorum çünkü Refah Partisi, "Lâik Cumhuriyet ilkesine aykırı eylemlerine karşı" olduğu gerekçesiyle 1998 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılmıştır. Refah Partisi'nin bir başka kapatılma gerekçesi olarak da "Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesinin faydasız olduğu" düşüncesi iddia edilmiştir ki bu iddia doğru değildir. Prof. Dr Necmettin Erbakan Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne girmesini ve ülkemizdeki insan hakları seviyesinin Avrupa ülkelerinden bile üstte olmasını amaçlamaktaydı fakat aynı Mustafa Kemal Atatürk gibi kendi kültürümüzü kaybetmemizi istemedi. Avrupa Birliği'ne girmemizi amaçlıyordu. Ayrıca, milli ve medeni, ulusal çıkarlarını koruyan bir devlet anlayışına sahipti.
Prof. Dr. Necmettin Erbakan sadece Avrupa Birliği'ne girmek için değil, D-8'in kurulması için de çalışmalar yapmıştır.
Bangladeş : Kırsal kalkınma
Endonezya : Yoksullukla mücadele ve insan kaynakları
İran : Bilim ve teknoloji
Malezya : Finans, bankacılık ve özelleştirme
Mısır : Ticaret
Nijerya : Enerji
Pakistan : Tarım ve balıkçılık
Türkiye : Sanayi, sağlık ve çevre
D-8'in bayrağındaki altı yıldızın anlamı:
Savaş değil, barış,
Çatışma değil, diyalog,
Çifte standart değil, adalet,
Üstünlük değil, eşitlik
Sömürü değil, âdil düzen,
Baskı ve tahakküm değil, insan hakları, hürriyet ve demokrasi.
Prof. Dr Necmettin Erbakan'ın en büyük özelliği komşu ülkeler ile aramızı iyi tutması ve Amerika'nın yaptırımlarına boyun eğmeyerek İran ile ticareti birlik kurmasıydı. Bu nedenle, Refah Partisi'nin önü kesilerek onlara alternatif bir görüş olarak başka bir muhafazakar parti olan Ak Parti'nin önü açılmıştır. Bugün ise ülkemizin geldiği durum ortadadır. Sıfır milli görüşe sahip, muhafazakar bir çöplük yaratıldı. Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın da dediği gibi ağır sanayi hamlesi çok önemliydi. Türkiye'de 200'ü aşkın fabrika kurulması hedefleniyordu. 18 çimento fabrikası, 16 gübre fabrikası, 14 şeker fabrikası, 23 sümerbank fabrikası, 6 seka fabrikası, 77 büyük sanayi tesisi, 63 organize sanayi bölgesi, 253 küçük sanayi bölgesi, 32 ağır makina fabrikası, 4 taka tezgahı fabrikası, 10 motor sanayi tesisi, 11 elektromekanik sanayi tesisi, 3 araştırma merkezi, 4 elektronik sanayi tesisi kurulacaktı fakat buna engel oldular ve onların yerine şu anki hükümet yönetime getirilerek ağır sanayi hamlesinin önüne engel konuldu. Mustafa Kemal Atatürk 1938 yılında öldükten sonra ülke yönetimindeki boşluktan faydalanan emperyalistler, 1947 yılından itibaren Marshall Planı'ndan itibaren başlayarak Türkiye Cumhuriyeti'nin üretim yapmasının önüne engel koymuştur.[2]
[1]
Prof. Dr. Necmettin Erbakan ve Ağır Sanayi[2]
Marshall PlanıKadir Mısıroğlu: Bakırköy Akıl ve Ruh hastanesi ve Cerrahpaşa Psikiyatri kliniğinde yatan ve akli dengesi yerinde olmayan ve aynı zamanda Dr. Rıza Nur'a iftira atmış sahte tarihçidir. Bu nedenle Rıza Nur'un British Museum'da saklandığı iddia edilen ve Kadir Mısıroğlu tarafından tercüme edildiği iddia edilen, aslı belli olmayan 4 ciltlik kitap Hayat ve Hatıratım isimli kitap günümüzde geçersizdir. Ayrıca, bu kitap Dr. Rıza Nur'un ölümünden 7 sene sonra teslim edilmiştir ve teslim eden kişi belli değildir. Dolayısıyla, hem kitap hem de kitabın içeriğinde bulunan Mustafa Kemal Atatürk'e atılan iftiralar tamamen uydurmadır.