Nur içinde yatsın. ışıklar içinde uyusun. bu gün 40 dk lık bir video seyrettim. Konuk kişi, anıtkabir komutanlığını yapmış, bir emekli albaydı. Biliyorsunuz anıtkabir için ayrı bir komutanlık var, koruması olsun, bakımı olsun, tören işleyişi olsun, yurt dışı işler olsun bir çok iş var. ve çok saygın bir görev. zaten atamızın kabri için görev yapan komutan da, çok şerefli bir görev olduğunu sık sık dile getiriyor.
çok güzel ayrıntılara değindi kendisi. çünkü bu tip konularda çok fazla deformasyon var. Atamızın vefatı, vefat sürecinde takip eden doktorlar ekibi, ki bu doktor ekibi 10 kişi kadar. Neden otopsi yapılmadığı örneğin,
çünkü 1 doktor karar vermiyor, kurul içinde bir çok branştan ve bir çok yerden gelme doktor var. bu doktorlar takip ediyorlar ve kesin vefat nedeni net şekilde ortaya konulduğu için ve, sürekli gözetim altında olduğu için bütün kurul otopsiye gerek duymuyor.
2. kısmı çok hoştur. atamız vefat ettiği gün, cenaze namazının kılınması için bir konuyla ilgili görevlendirilmiş ve orada duran bir profesöre danışılıyor, o da fikir beyan ediyor, cenaze namazını nerede kılalım diye. Bu yurdu kurtarmış kanını dökmüş kişinin namazı her yurdun her köşesinde kılına bilir diye fikir beyan ediyor. üstüne de diyor ki, isterseniz diyanet işleri başkanına bir danışalım, hemen danışıyorlar.
Diyanet işleri başkanı gelip de diyor ki, illa özel sembolik bir yerde olması gerekmiyor, yurdun her karış yerinde kılınabilir, fakat cenaze namazı fazla bekletilmeden her yerde kılınabilir. Bunun üzerine Dolmabahçe sarayında, oradaki insanlarla, oradaki mescidde birlikte namaza duruluyor ve cenaze namazı kılınıyor.
Ki zaten usul böyledir, şimdi moda oldu dev gibi camilerde, ünlülerin cenaze namazı, yok teşvikiye cami yok falanca yer, yok filanca yer. Bu dezenformasyonu da ortadan kaldırmış oluyor, anıtkabir komutanı emekli komutan.
üçüncü bir dezenformasyonda çok konuşulan, etnoğrafya daki naaşın dinlendirilmesi, ve Tahnitleme. Bunu da türlü şekilde dillendiriyorlar bilgisizce.
Bir çok osmanlı padişahına da bu işlem yapılmıştır, özellikle türbe yaparlarken, ya da naaş uzaktan getirilirken aradan seneler geçtiği için bu işlem geçici olarak yapılmıştır. Geçici olarak yapılan bu işlem, atamız yurdun bütün illerinden gelen toprağa verilmeden önce bozulmuş. Naaşa ilk ve son kez bakılmış ve atamıza tekrar abdest aldırılarak, son yolculuğuna uğurlanmış ve anıtkabirde toprağa verilmiştir. Şu an toprağa verilmiş her hangi bir naaş nasılsa muhtemelen o haldedir. Orada ve büyük Türk milletinin kalbinde huzur içindedir.
Güzel bir bilgi paylaşımı olmuş, en azından ortalıkta dolaşan bilgi kirliliğini gidermek açısından faydalı.
Halkımız maalesef çok fanatik, sürekli bir ötekileştirme çabası içinde olduğundan, Atatürk'ü de sürekli olarak bir zümrenin içine dahil ederek, sanki geçmişte de böyleymiş gibi yapıyorlar. Ancak anlamadıkları şu; din, dil, ırk fark etmeden Atatürk bu ülkeye en büyük faydayı sağlamış bir liderdir. O yüzden yok Atatürk müslüman mı? Yok Fenerbahçe'yi mi tutuyordu gibi sığ düşüncelerden kurtulmamız lazım. Bunlar sadece kişiyi ilgilendireceğinden, biz toplum olarak bize neler kattığı ile ilgilenmeliyiz.
Halk ile Atatürk arasına sürekli bu tarz garip fikirler sokularak arası açılıyor. Bugün sorsak, Atatürk'ün bu ülkeye kattıklarına dair birçok kişinin fikri yoktur. Sadece kulaktan duyulan, tekke ve zaviye kapatılması ve kıyafet devrimi belki bir kaç kişinin aklına gelir. Arkadaşlar Atatürk vizyonunda olan bir kişinin dini yasaklaması mümkün mü? Hayır değil ama bugün olduğu gibi dün de din kullanılarak, toplum yanlış yönlendiriyor. Maalesef iyi niyetli olmayan kişiler, dini lider olarak algılandığı zaman artık o kişinin verdiği karar doğru ya da yanlış dine uyuyormuş gibi algılanarak kabul görüyor.
Bana sorarsanız bugün din bağımsız olarak, Atatürk'ün bu ülkeye kattıklarına saygı anlamında; sela okunması, çan çalması vb. aksiyonlar alınabilirdi. Alınmaması çok önemli o da değil ama bu ülke ona çok şey borçlu olduğu için en azından biraz ödeşmiş olurduk.