Karl Werner Heisenberg (5 Aralık 1901, Würzburg - 1 Şubat 1976, Münih), Alman fizikçi. Kendi ismiyle anılan Belirsizlik İlkesi'ni buldu. atom yapısı bilgisine katkılarından dolayı 1932 yılında Nobel Fizik Ödülü'ne layık görüldü.
Münih Üniversitesi'nde Arnold Sommerfeld ile beraber araştırmalar yaptı. Daha sonra Max Born, David Hilbert ve Niels Bohr gibi meşhur fizikçilerle çalıştı. 1941 yılında atom bombası yapımında Almanya'ya destek olması için Bohr'u ikna etmeye çalıştı, ancak ahlaki nedenler yüzünden Bohr teklifi reddetti.
Heisenberg (1925'te) ve Erwin Schrödinger (1926'da) çok yakın zamanlarda birbirlerinden bağımsız olarak atomun kuantum (dalga) mekaniğini farklı olarak, fakat matematik yönünden eşit şekilde formüllendirdiler. Bu teoriler 1928 senesinde İngiliz teori fizikçisi Paul Dirac tarafından genişletilip geliştirildi. 1927'de Leipzig Üniversitesi fizik profesörlüğüne tayin edildi. Aynı yıl meşhur belirsizlik prensibini ortaya koydu.
1941 senesinde şimdiki Max Planck Enstitüsü'nün müdürü olan Heisenberg, 1952 senesinde Alman hükümeti adına CERN'ün kuruluş sözleşmesini imzaladı. 1961'e kadar Bilimsel Politika Komitesi üyesi ve 1963'e kadar konsey üyesi olarak CERN'e katkı vermeye devam etti.[1] 1958'de, atomun içindeki temel parçacıkların yapısını izah eden, birleşik alan teorisinin formülünü ortaya koydu.
Popüler Kültürde Heisenberg
Heisenberg'in hocası Bohr ile II. Dünya Savaşı sırasında ideolojik fikir ayrılığına düşmesi ve Heisenberg'in Bohr'u 1941 yılında Kopenhag'da ziyaretinde aralarında geçen konuşma birçok spekülasyona neden olmuş ve herhangi bir resmi kaydı olmadığı için aydınlatılamamıştır. İngiliz yazar Michael Frayn'ın 1998 sahnelenen Kopenhag adlı oyunu bu görüşmeyi anlatmaktadır.
Amerika'da AMC tarafından yayınlanan Breaking Bad dizisinin başrol karakteri Walter White, illegal uyuşturucu ticareti yaparken Heisenberg takma adını kullanmaya başlar. Daha sonraları bu isimle yerel uyuşturucu ticaretinde en nüfuzlu kişi olarak tanınmaya başlar.
https://www.wikizeroo.org/index.php?q=aHR0cHM6Ly90ci53aWtpcGVkaWEub3JnL3dpa2kvV2VybmVyX0hlaXNlbmJlcmc------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
İlk postta dikkatimi çeken cümleler:
"
I- Kuantum fiziğinde Heisenberg'in belirsizlik ilkesine göre, bir parçacığın momentumu ve konumu aynı anda tam doğrulukla ölçülemez (momentum değişimi = kütle değişimi x hız değişimi).
II- Belirsizlik ilkesi determinizmin "her şeyi kesin olarak belirleyebilme" önermesini tamamıyla yıkmıştır, ancak determinizmin temel aldığı nedensellik ilkesinin geri kalanı ayakta kalabilmiştir.
III- Kuantum fiziğinin ortaya çıkmasından 100 yıl önce Pierre-Siom Laplace bugün “Laplace’ın Şeytanı” olarak bilinen bir fikir ortaya atmıştır. Evren deterministik ise ve eğer birisi (şeytan) evrendeki her türlü cismin o anki konumunu, momentumunu ve üzerindeki kuvvetleri bilirse evrenin geçmişini ve geleceğini hesaplayabileceğini söyler. Ancak kuantum fiziği ile gelen belirsizlik ilkesi bize evrendeki her türlü cismin özelliğini hesaplayabilecek bir bilgisayarımız olsa bile bu özelliklerin asla tam bir kesinlik ile bilinemeyeceğini söyler.
IV- Bir parçacığın konumu ne kadar az belirsiz ise momentumu o kadar fazla belirsiz olacaktır, aynı şekilde momentumu ne kadar az belirsiz ise konumu o kadar belirsiz olacaktır. Eğer momentum – konum belirsizliği olmasaydı atomlar ve dolayısıyla çevremizde gördüğümüz makroskobik dünya asla var olamazdı. Çünkü negatif yüklü elektronların pozitif yüklü çekirdeğe düşmemelerini belirsizlik ilkesi sağlar. Elektron çekirdeğe yaklaştıkça konumdaki belirsizlik azalır ve dolayısıyla momentumdaki belirsizlik artar. Momentumdaki belirsizliğin artması elektronun çekirdek etrafındaki dönme hızını etkilediği için elektron, çekirdeğe düşmeyecek şekilde hareketine devam edebilir.
V- Enerji – zaman belirsizliğinin muazzam sonuçları vardır. Boş uzayın bize aslında boş olmadığını gösterir. Uzayda “yoktan” parçacıklar meydana gelebilir ancak kısa bir süre sonra yok olmak şartıyla. Bunun yanı sıra parçacıkların, kısa süreliğine büyük enerji kazanmalarına sebep olabilir ve buna Kuantum Tünelleme denir. Örneğin yıldızların enerji üretip ışık yayması için çekirdekteki moleküllerin enerji potansiyelini aşıp füzyon tepkimeyle birleşmeleri gerekir. Tuhaf olan ise, araştırmaların da gösterdiği gibi, yıldızların çekirdeğindeki sıcaklık, moleküllerin enerji bariyerini aşması gerekenden biraz daha düşüktür. Yıldızlar, enerjileri yetmediği halde füzyon tepkime gerçekleştirebilmelerini enerji – zaman belirsizliğine borçlulardır.
VI- Belirsizlik İlkesi hakkında bilinen en büyük yanlış anlamalardan biri belirsizliğin ölçümden kaynaklanmasıdır. Ölçümden dolayı bir belirsizlik oluşur fakat bunun Kuantum Fiziği’ndeki Belirsizlik İlkesi ile hiçbir alakası yoktur. Heisenberg bu örneği Belirsizlik İlkesi’nin daha iyi anlaşılması için vermiştir.
Ölçümden dolayı kaynaklanan belirsizliği anlamak için bir parçacığı hayal edin. Diyelim ki siz bu parçacığın konumunu bir detektörle ölçmek istiyorsunuz. Bunu yapmanız için parçacığı foton yağmuruna tutmanız gerekir, parçacığa çarpan fotonlar detektöre gelecek ve bu şekilde parçacığın nerede olduğunu hesaplayabileceksiniz. Ancak gönderdiğiniz fotonlar, parçacığın momentumunu değiştirdiği için momentumu hakkında kesin bir şey söyleyemezsiniz."
Bunların kripto para ekosistemiyle korelasyonuna dair anımsattıkları:
I -Ekosistemdeki her bir parçacık (token-coin-asset vs) tam olarak ölçülemiyor. hız-kütle ve yön tam olarak belirlenemdeiği için kripto paralar içerisinde de tam bir konumlandırma sağlanamıyor.
II- Piyasadaki hemen her şeye bir "neden=kulp" bulabiliyoruz ama aslında hiçbirşeyi de açıklayamıyoruz.
III- Buradan da sürekli konuştuğumuz piyasanın "üst aklı" pozisyonundaki balinaların da aslında bir hiç olduğu sonucu çıkartılabilir.
IV- Piyasadaki anlamsız hareketlerin bir açıklaması gibi...En göz önündeki ve bilinen coin BTC, bir anda momentum kazanıp 20k'ya da çıkabiliyor, 3k'ya inip oradan 14k'ya yolculuk da yapabiliyor.
V- "uzayın bize aslında boş olmadığını göstermesi, kısa bir süre sonra yok olmak şartıyla Uzayda “yoktan” parçacıklar meydana gelebileceği, parçacıkların kısa süreliğine büyük enerji kazanmaları, Yıldızlar, enerjileri yetmediği halde füzyon tepkime gerçekleştirebilmelerini enerji – zaman belirsizliğine borçlular" gibi tanımlamalar
altcoinleri fizik açısından tanımlayan cümleler gibi değil mi?
VI- Buna ilk postta değinmiştim, ölçüm yapmaya çalışırken aslında doğrudan ya da dolaylı olarak az ve ya çok projeye etki ediyoruz. söylediğimiz her söz, yazdığımız her kelime, like-beğenme-retweet, teknik-temel analiz, grafik-yorum... bunların hepsi sisteme ve işleyişe müdahaledir.
Umarım kafamdakileri açıklayabilmişimdir. teşekkürler.........