Olayın özeti şu;
***Desteksiz gelen büyüme, sonunda daha büyük oranda küçülmeyi gerektirir.***
Yani bir plan yapmadan, sadece büyümek için bir şey yaparsanız böyle patlarsınız. İhtiyaca göre okul değil, kafaya göre okul açmanın anlamı yokmuş demek ki! Herkesin memur olmaya çalıştığı bir dönemdeyiz.
Olayı şöyle özetliyim. Geçtiğimiz günlerde zorla bir kamu kurumunda memur olabilmiş eski bir abimle konuşuyorduk. Kendisi çok çekmiş özel sektörden. Haliyle devletin çatısı altına girmek, düzenli gelir elde etmeyi daha sağlıklı görüyor. Benim gibi özel kurumda çalışmayı yük olarak, risk olarak görüyor. Bana ilk cümlesi neden memur olmadın be oldu. Bende kendimce sebeplerini daha iyi para kazandığımı açıkladım. Koşullarımın da iyi olduğunu falan anlattım. Ama hayır memurken alacağım x maaşın 2-3 katını kazanıyor olmam önemli değildi onun için.
İşte memleketçe bu durumdayız. Herkesin kafada aynı söz: "Azıcık aşım ağrısız başım". Ama bu şekilde zaten küçülüyoruz ya.
Bazen eleştirsem de Abbas Güçlü'nün bir fikri var her yerde dile getiriyor. Türkiye'deki iş tanımı sayısı ile Avrupa ülkelerini kıyasladığında Türkiye'de mevcut iş tanımının 10-20 katı iş tanımı olan ülkelerden bahsediyor. Şimdi burada meslek sayın desem, herkesin aklına polis, asker, memur, öğretmen, bankacı vs gelir. Çünkü üniversitede aldığımız eğitimlerin alanı kısıtlıdır. Bakın ülkemizde eğitimini aldığı işi yapan kaç kişi vardır? Çünkü üniversite bizde sadece bir kağıt parçası olan "diploma"yı ifade eder. Yeterlilik, yetenek önemli değil! Diploman varsa sen öğretmen olursun. Yani düşünsenize 17-18 yaşınızda üniversite kazandınız ve bölümünüz herhangi bir öğretmenlik. Ve sizi bu bölüme atayan sınavın sizin "öğretmenlik becerinizi" ölçme gibi bir amacı bile yok. Eğer Üniversite sınavı ve KPSS'den yüksek puan alabiliyorsanız artık siz öğretmensiniz. Anlatamıyor, öğretemiyor olmanızın önemi yok. KPSS'den puan almışsın ya! Gelecek nesilleri sen eğitebilirsin! Hatta daha ileri giderim. 25 yaşında öğretmen oldun. Artık emeklilik yaşı 62/65 55 yaşına kadar öğretmen olacaksın ve halen bilgi aktaracaksın. Sizce 35 sene önce eğitim almış birisi olarak siz yeterlimisiniz? Ben 45-50 yaş arası öğretmenleri ciddi bir sınava soksalar ve "samimi" bir değerlendirme yapsalar en az %70-80'inin öğretmenlik yapamayacağını söylerler. Çünkü kendini geliştirme diye bir şey yok.
Bizde ki en büyük sorunlardan birisi bu. Siyaset yasaya, ekonomiye ve hatta eğitime çok müdahil oluyor. Ülkenin gerçek anlamda bir eğitim haritası, planı yok. Okul yap, öğretmen al çocukları oyala... Arada işte basit konuşmayı yazmayı öğret geç...
Yazık oluyor... Adını bile telaffuz edemediğimiz çıkınca Türkiye'de çalışamayacak bölümler var bizde. Zihniyetin değişmesi lazım, yoksa işimiz zor...
|