Ekonomi bilimi ilk gününden bugüne kadar yüzlerce veri, etken, işlem ve faktörler üzerinden teoriler üretmiş Ancak tek sorun her zaman insan davranışlarının belirsizliği olmuştur. Her koşulun, faktörün ekonomik dengeler üzerine ne gibi etkiler doğuracağı hep çözülemez denklem olmuştur. Aslında neo klasik akımla birlikte bazı ekonomistler bu konuya da eğilmeye çalışsa da insan davranışları çözümü çok kolay konu olmadığından, pek ilerleme kaydedildi diyemeyiz.
İşte bu bilginin ışığında bir takım çıkarımlarım var. Bugün geleceğe yönelik bunları sizinle paylaşmak istiyorum ancak değerlendirmeyi kısa vadeli yapmamanızı ve uzun soluklu düşünmenizi rica ediyorum.
Öncelikle dün Trump'ın ABD'de ve bizim sağlık bakanın Türkiye'de yaptığı, geçtiğimiz hafta da İtalya'da alınan kararlar aslında bana gelecek için bir ışık yaktı. Ülkeler Corona'nın etkilerini minimuma indirmeye çalışırken, bunu yapmak için "ticaret" konusunda devrimsel kararlar alıyorlar. Bildiğimiz üzere İtalya tüm ticari faaliyetleri kısıtlamaya giderken, denetim şartı getirildi. Bununla yetinmeyip bugün Eczane, market gibi zaruri ihtiyaçları sağlayan işletmelerin dışındaki tüm işletmeleri kapattıracağını duyurdu. ABD, Asya uçuşlarından sonra İngiltere hariç Avrupa ülkeleriyle ticaret ve seyahati sınırlandırma kararı aldı. Türkiye'de de sağlık bakanının yaptığı açıklamayla ihracat denetime tabi tutuldu.
Bunlar gösteriyor ki, ülkeler kendi iç çıkarları için alışılageldik bir takım uygulamaları ve para kazanma dürtüsünü bir kenara bırakacak. İşte benim geleceğe yönelik düşüncelerimin temeli burada başlıyor. Dünya üzerinde bariz bir şekilde ithalat-ihracat dengeleri bozulacak ve değişmeye başlayacak. Şu anda zaruri ihtiyaç olarak ortaya çıkan en önemli faktör kesinlikle gıda. Ve ikincil aşamada temizlik ürünleri. Wuhan'da beklenilmedik karantina kararıyla ortaya çıkan sonuç aslında iyi oldu. Belki de biraz insanların bilinçli olması yağmayı önledi. Bugün bile gelen görüntülerde insanların marketlerde alışveriş yapabildiklerini ve pek fazla ürün sıkıntısı olmadığını gösteriyor. Bozulan ithalat ihracat dengesi bizlere farklı bir kapı açabilir. Sağlık bakanımız 2 ay içinde hastalığın gerilemesini beklediğini söyledi. Umalım öyle olsun. Bu tüm dünyanın ortak isteği sanırım şu anda. Ancak kesinlikle şansa bırakmamamız gereken önemli bir durum var: GIDA! Arkadaşlar Wuhan'da karantina 2 aydır sürüyor ve Çin'de hastalığın ilerleme hızı yavaşlamış görünüyor. Ancak bu karantinaların etkisi olabilir. Eğer hastalık bu hızla dünyaya yayılmaya devam ederse, karantinaların kapsamı genişleyeceği için üretimin daralması söz konusu olabilir. Hastalığın da yaz aylarında duraksaması bizlere nefes aldırır. Ama ardından gelecek kış insanoğlunu çok yorabilir. Bu nedenle devlet üretim teşviği anlamında çok büyük önlemler almalıdır. Bu yıl temel gıda malzemelerinin devlet tarafından satın alınıp, doğru yollarla stoklanması ve olası bir hastalık durumunda planlı olarak piyasaya sürülmesi sağlanmalıdır.
Bu tüm dünyanın en önemli önceliği olmalı aslında. Üretim, özellikle de gıda üretimi kesinlikle bu yıl maksimum düzeye çıkarılmaya çalışılmalı. Tabi ki doğal koşulların burada önemi çok büyük.
Neyse konu çok dağıldı.
Şahsen bu denge kaybının Türkiye gibi ülkelere yarayabileceğini düşünüyorum. Tam bu yazıyı yazmaya başlarken bir bildirim geldi ve FED'in bu yıl içerisinde ekonomik tabloların sağlığı için 500 milyar USD'yi piyasaya sürmesini planladıklarını açıkladılar. Bu çok önemli. Refah artışı sağlamak adına para arzı artabilir. Bu da haliyle bir üretime, yaratılan bir değere dayanmazsa hem yüksek enflasyon hem de tasarrufların artışını sağlar. Enflasyon bela olsa da kriz olmadan ekonomik tıkanıklığı açmanın yoludur aslında. Sağlıklı enflasyonu doğru buluyorum şahsen şu ortamda. Yaşanacak para enjeksiyonu, USD'nin değerini gevşetir mi bunu göreceğiz. Burada FED'in uygulayacağı politika belirleyeci olacak. Ancak bu genişlemeye doğru tepki verirsek USD karşısında TL biraz toparlanabilir. Bu da piyasalar da olumlu hava estirir. Ama bu döngü de çok tehlikelidir. Piyasaya giren USD'nin doğru kullanımı, yatırıma dönüşümü ve ülke içinde kalır hale getirmenin yolları aranmalı.
Bugünden itibaren faiz politikasının doğru ayarlanması ise hayati öneme sahip. Yukarıda değindiğim gibi bu ticaret kısılması sürecinde Türkiye gibi gelişmekte olan ve sıkıntı yaşayan ülkeler için fırsat olabilir. Ama akılcı hareket etmek çok önemli işte bu noktada.
Bence altın, piyasalar ve Bitcoin'de bugün yaşanan geri çekilmede de bir mesaj vardı. Kriz anları halen en güvenilir para USD! Ve halen kripto devriminden uzağız. Çünkü insanlar WHO (Dünya Sağlık Örgütü)'nün salgından, pandemi'ye geçiş açıklamasının yarattığı korku FIAT parayı bir adım öne çıkardı. Bugün ence herkes USD ve dolayısıyla kripto parada Tether'a geçmeyi seçti. Çünkü bu seçim insanların kriptosunu USD'de sabitleme isteğiydi. Olası bir kriz anında USD tercih edileceği sinyaliydi. O kadar ki Tether bir ara 1.1'in üzerinde değere ulaştı. Salınım %10'dan yukarı çıktı. Resmen stable coin'ler bugün yetmedi. Sanırım Tether'da bu konuda bir beklenti içindeydi ki daha bir kaç gün önce ciddi oranda Tether basılıp, piyasaya sürüldü. Bir ihtimal arkası gelecek gibi. Normalde fiyatı yükselten bu USDT basılması olayı bugün ters çalıştı. Yani genel geçer kuram olmadığını kanıtladı.
Şahsen geleceğin çok ilginç olacağını tahmin ediyorum. Tüm beklentiler, tahminler, çizimler, mumlar şu anda anlamını yitiriyor olabilir. Corona'yı ve dünya ekonomisine etkilerini birlikte göreceğiz elbette. Ama sanırım en özleyeceğimiz konu kendi kendine yeten ülke özelliğimiz olacak. Bunu sağlamak zor olmaz umarım.
|