Merhabalar bunun çok çeşitli sebepleri var. Genellikle Avrupa’nın imkanlarının ve maaşının daha yüksek olması başlıca etkenlerden olarak geliyor. Daha sonra maalesef ister kabul edelim ister etmeyelim rahat bir çalışma ortamı yok ülkemizde . Geçmişe dönüp ararsanız çok çeşitli örnekleri ile karşılaşabilirsiniz . TÜBİTAK’a sunulan projelerden okunmuş su projesi daha cazip gelebiliyor mesela
diğer projelerde yurt dışında gerekli desteği görüyor. Daha sonra yurtdışından cazip teklifler geliyor ve biz bu insanlarımızı kaybediyoruz. Buna
beyin göçü deniyor .
Beyin göçü , komple dezavantaj demek. Ülkenin itibarını da sarsan bir durum. Bununla beraber Zeki insanlarımızın yurtdışında yaşayıp asimile olması da cabası. Eskiden durum tam tersiydi . Da vinciyi hepimiz biliriz peki da vincinin zamanında osmanlıya mektup yazıp onlar İçin köprü inşaa etmek istediğini ve Osmanlı’nın da yaptığı eserlerden yola çıkarak bize yeterli değilsin diye kibarca reddettiğini bilir miyiz ? Osmanlı arşivleri açıldığında görülür ki bir çok bilim insanı Osmanlı himayesinde araştırmalarını yapıyordu. Ancak geldiğimiz durum tam tersi ...
Basit bir örnekleme ile anlatayım . Malumunuz Nobel ödülü sahibi Mardin Savurlu Aziz Sancar . Kendisi bir kimyager. Ancak tıp ile ilgili bir araştırması nedeniyle Nobel ödülü aldı . DNA onarımı üzerine yaptığı bir çalışma ile . Sevgili Aziz Sancar Türkiye de devam etseydi araştırmalarına ne mi olurdu ? Sen bir kimyagersin kardeşim otur oturduğun yerde der , saf dışı bırakırlardı . Bunun yüzünden Nobel ödülü almak bi kenara standart bir üniversitenin akademisyeni olmaktan öteye bence gidemezdi ...
Cumhuriyetin ilk yıllarında özel burslar ile yurtdışına gönderilen öğrencilerimiz vardı . Atam bizzat görerek bu öğrencileri test edip , Zeki olanları devlet bursu ile gönderir , yurtiçinde onun hizmetlerinden faydalanırdı .
Yurtdışında yaşamayı hayal ettiren değil , yurtdışını bir araç olarak kullanıp yurtiçinde faydalı şeyler yaptırabilen bir devlet olmakta ...